You are on page 1of 257

Sosyolojik sorunlara felsefi derinlikten bakan ve dnce gelenekleriyle hesaplaan bir dzeyden konuan Elias bu kitabnda zaman sorunu

ze rine gidiyor. Varln alabildiine somut bir ey gibi dndmz, srekli akan ve akarken bizi de kendi tnelinden geiren zaman gerekten yle somut bir ey mi? Elias zamann var olan bir ey olmadn, onun bizim toplum sal, tarihsel bir eserimiz olduunu sylyor. Peki zaman bizim zihnimizin bir imgesi ise, gerekteki olaylarla, deiimlerle balants nedir? Nasl oluyor da byle var olmayan bir ey algmzda doallk, somutluk kazan yor. Bizi metafiziin girdaplarna gtrecek gibi grnen bu sorular, Eliasn elinde tmyle maddi aklamalar buluyor. Zamann izini toplum sal ilikilerde ve tarihsel geliim iinde sren Elias, basit gibi grnen aklamalara uzanyor; basit, ama gnmz toplumunun insanlarnn kavramakta zorland sorunlara. Zaman incelemesi, ayn anda bir uygarlama incelemesi. Uygarlama srelerinin yaps zerinde duran ve her uygarlama admnn tarihsel bir srecin kanlmaz kstlanmalarn da ierdiini vurgulayan Elias, baka almalarnda genelde uygarlama hakknda sylediklerini, bu a lmasnda zaman olgusu zerinden somutlatryor. Bu tr bir incele meyle modern toplum olmann anlam, toplumsal gelime srelerinin ka rakteri, birey-toplum ilikilerinin i ielii belirginleiyor... Elias gnmz de tarih incelemelerinin, sosyolojinin ve genel olarak bilimsel disiplinler arasndaki yaltlmln btnsel bak nasl kstladn ve naifliimizi niin almas ok zor bir duruma dntrdn zaman sorunu zerin den sergiliyor. Kitapta zamann bugnn toplumu asndan yapsal zel liklerini ve gemi toplum formasyonlarnn zamansz yaamalarnn ne demek olduunu grmekle kalmyoruz; zaman zerine dnmek, kendi alglarmz zerine dnmek, uygarlama meselesine greceli bakmak ve bireysel zgrln toplumsal belirlenmilikten bam sz dnlemeyeceini grmek anlamna da geliyor. Batllama abas iinde olan toplumumuzun iinin niin zor olduunu bu kitapta yapld biimiyle zaman incele mesi zerinde dnerek biraz daha iyi anlayabiliriz. Zaman kavramnn toplumun ileyiiyle ve bireylerin top lumsal rolyle ilikisi ortaya ktka, Batnn zamanla kurduu ilikilerin, bizim gibi yar feodal kltrel yapsndan kurtulamam bir topluma niin bire bir aktarlamayaca da daha iyi anlalyor. Bu sorun, Eliasn metninde zel bir vurgu tamasa da bu yndeki okumalara ve dncelere fazlasyla olanak tanyor.

NORBERT ELIAS 19. yzyln sonunda, 1897 ylnda Breslauda doan Norbert Elias, 1990 ylnda Amsterdamda ld. Yaamnn yaklak otuz yln zor koullar altnda ngilterede srgnde geirdi. Almanyaya 1965 ylnda geri dnd. nce Mnster, sonra Konstanz ve Aachen niversitelerinde konuk profesr olarak grev yapt. 1978 ylndan 1984 ylna dek Bielefeldteki Disiplinleraras Aratrmalar Merkezini ynetti, son ra Amsterdama yerleti. Yahudi bir ailenin tek ocuuydu. Liseyi bitirdii yl Birinci Dnya Sava ba lamt. Snf arkadalaryla birlikte gnll olarak savaa katld. Babasnn istei zerine 1917 ylnda tp renimine balad, ama daha sonra felsefeye yneldi. Kari Jaspersin, Edmund Husserlin rencisi oldu. 1922 ylnda Yeni Rantlardan Riclard Hnigsvvaldm yannda doktorasn tamamlad. 1924 ylnda Heidelberg ni versitesinde greve balad ve bundan sonra tamamen sosyolojiyle ilgilendi. Alfred Weber ve Kari Mannheimle birlikte alt. K. Mannheimin Frankfurt niversitesi Sosyoloji Blmnn bana getirilmesin den, sonra Frankfurta yerleen Elias, 1932 ylnda doentlik tezini tamamlad. 1933 ylnda Naziler iktidara gelince Fransaya snd ve 1935 yl gz aylarnda n giltereye yerleti. British Museumun K. Marxn Das Kapitali yazd tarihi sa lonunda almaya balad, ve ber den Prozess de Zivilisation (Uygarlk Sreci) adl iki ciltlik en nemli yaptn hazrlad. Kitap, 1939 ylnda svirede yaym land. ngilteredeki almalarn burslar ve yardmlarla srdren Elias, 1954 ylnda Leicester niversitesinin yeni kurulan sosyoloji blmnde greve balad. Uygarlk Sreci uzunca bir sre tannmayan bir yapt olarak kald. 1969 basks da bilim ev relerinin pek dikkatim ekmedi. Ama 1976 ylnda yaplan ikinci bask olaanst ilgi grd. Elias artk yalnzca belirli aratrmaclarn tand bir sosyolog olmaktan km, sosyolojinin en nemli temsilcileri arasna katlmt. 1977 ylnda Adorno dln ald. Bu baar seksen yandaki Elias iin byk bir g kayna oldu ve ard ardna yaptlar vermeye balad. Eliasn ilgilendii konular geni bir yelpazeye dalmtr. Bilgi sosyolojisinden Nazi felaketine, XIV. Louis sarayndaki yaantdan, kentsel yaam aratrmalarna dek uzanr. Ama btn bu yaptlarnda yer alan temel grlerinin nveleri Uygarlk Sreci nde mevcuttur. Elias tarafndan dsal zorunluluklarn isel zorunluluklara uzun sreli dnm eklinde tanmlanan uygarln en nemli zelliklerinden birisi de insann davran, duyu ve duygularnda meydana gelen deiimlerdir. Uzun sreli bir sre zellii gsteren bu deiimler, aklc bir plana uygun olarak gerekleemez. Eliasn ba yapt, uygarlk, tamamlanmam bir sretir szyle balar ve Bireylerin ve toplumlarn oluturduu gelecek belirsizdir. Nihai ve kesin olan hibir ey yoktur sz leriyle son bulur. Bu adan Elias ncllerinden ve adalarndan farkldr. Bu farkllyla da insanlara, tarihsel gelimeye mdahil olma umudunu sunar. Eliasn sosyoloji yntemine gre, o an iinde bulunulan yapnn ortaya kmasna yol aan gelimeler incelenebilir ve elde edilen veriler ileriki toplum biimlerinin ngr snde kullanlabilir. zellikle Adorno dlnden sonraki yaptlarnda, sre kuramn gelitirmeye a lr. Bunlar arasnda, 1977 ylnda yaymlanan Zur Grundlegung einer Theorie sozialer Pozesse (Bir Toplumsal Sre Kuramnn Temelleri zerine) ve 1983 ylnda yaymlanan ber den Rckzug von Soziologen auf die Gegenwart (Sosyologlarn Gnmze Geri ekilileri zerine) adl makaleleri nemlidir. Ama bilgi sos yolojisiyle ilgili Engagemenl und Distanzierung (Angajman ve Mesafe) ve ber die Zeil (Zaman zerine) gibi yaptlar da genlik yllarnda ortaya att sorulara birer yant araylardr. lmnden hemen nceki yllarda Etablierte und Aussenseiter (Sistemin Yerleikleri ve Dlanmlar), Studien ber die Deutschen (Almanlar zerine ncelemeler) adl nemli yapdan yaymlanr. lmnden sonra 1991 ylnda ngilterede The Symbol Theory (mge Kuram), Almanyada Mozart. Zur Soziologie eines Genies (Mozart. Bir Dehann Sosyolojisi zerine) adl yapdan yaymlanr.

Ayrnt: 275 nceleme dizisi: 151


Zaman zerine

Norbert Elias Almancadan eviren Veysel Ataman Yayma hazrlayan Turgay Kurultay eviride kullanlan metinler Uber die Zeit Suhrkamp-1988 Time: An Essay Basil BlacMl-1992 ev.: EdnumdJephcott

Norbert Elias & Liepman Kapak illstrasyonu Sevin Aitan Kapak dzeni Artan Kahraman Dzelti Sait Kzlrmak Bask ve cilt Mart Matbaaclk Sanatlar Ltd. ti. Tel: (0 212) 212 03 39-40 Birinci basm 2000

AYRINTI YAYINLARI Dizdariye emesi Sk. 23/134400 emberlita-stanbul Tel.: (0 212) 518 7619 Faks: (0 212) 516 45 77

Norbert Elias

Zaman zerine

Dostlarm Johan ve Maria Goudsblom' a

indekiler

eviriye dair.............................................................................. 9 NSZ.................................................................................... 12 ZAMAN ZERNE................................................................57 Dizin................................................................................... ...251

eviriye dair

Eliasn bu metninin oluum sreci son derece karktr. Metin ks men ngilizce, ksmen Almanca yazlm, ksmen de ngilizce ya zlan blmn Almancaya evirisinin Elias tarafndan gzden ge irilmi halidir. almann ilk blmleri (1-27 aras) 1974te yaymlanm, Almancaya ilk eviri srasnda 28 ve 29. blmler yazar tarafndan eklenmi ve 1984'teki yeni Almanca eviride 3046 aras blmlerin yan sra uzun nsz yazlmtr. Bizim Trke eviriye temel aldmz 1988 Suhrkampf Almanca bask, metnin son eklidir. Trkeye eviriye balamadan nce ngilizce metinle Almanca metni genel olarak karlatrdk, ancak herhangi bir sorun yaamadmz iin evirimizi Almanca metni izleyerek yap tk, sadece belli noktalarda ngilizce metinden kontrol ettik.
9

Metnin bu kark oluum sreci, farkl dnemlerde Eliasn farkl yaklamlar iinde olduu anlamna gelmiyor. Okurun bu ko nuda kendi yorumunun nn kesmek istemeyiz, ancak eviri a lmasnda bu sorun zerine dndmz iin, Trkiyeli okura bu aklamay yapmakta da yarar gryoruz. zellikle nsz en son yazld iin, Eliasn arada deien dnce ve bilgileri veya almasna gelen tepkilere verecei cevaplar yanstaca akla gelebilir. Ancak bizim grdmz kadaryla nszn byle bir zel lii yok. Tersine nsz ana metinde para para sylenen (aforizma tarznda blmlenmi) dncelerin daha btnlemi ve to parlanm hali. Bu nedenle genel fikir edinmek isteyen okura nce nsz okumasn nerebiliriz. nk nsz yazarn btn tez lerini iermenin yannda, konunun eitli ynlerine de yer ver mektedir. Burada metnin bir dier zelliine de dikkat ekmek istiyoruz. Eliasn metni hem ierikte hem anlatmda fazlasyla tekrarlar ie riyor. Bu tekrarlarn birou eviride bulunmasayd metin bir ey yitirmezdi. Ancak tekrar niteliindeki birok paragraf ve cmlede zaman zaman ok nemli ayrntlar yer almaktadr ve bu ayrntlar genel fikir edinmenin tesine gemek isteyen okurun ilgisini e kecektir. zellikle de bu alma zaman sorunuyla snrl olmayp uygarlama srecinin karakterini yanstt, dil olgusunun nemi ve ilevi zerinde durduu, dahas bilimsellii, sosyolojinin ve tarih biliminin yntemini sorunsallatrd iin farkl okumalara zemin salamaktadr. Bu nedenle bizim evirimizde tm tekrarlar yerinde duruyor. Eliasn ilk evirisi olan bu kitabn dil ve anlatm tarz asndan da bir Eliasa giri olmasn istedik. Eliasn dilini ve anlatm pers pektifini ok nemsedik, ancak terim dzeyinde kapal bir dil kul lanmak da istemedik. Bu kararmzn Eliasa da ok uyduunu d nyoruz. Dili kullanmnda ve dnsel perspektifinde son derece hassas ve tutarl olan Elias, terimlerle konumaktan byk lde uzak duran ve terimletirdii anlamlar farkl anlatmlarla tekrar tekrar dile getiren bir dnr. Eliasn Trkiyedeki top lumsal srelere bakta nemli perspektifler sunacan ve bu e
10

virinin ardndan gelecek evirilerle Eliasn Trkiyede bilinir hale geleceini dnyoruz. Biz de batan snrlar izilmi bir Elias dili ve terminolojisi oluturmak yerine bu gelimeyi, anlama ve tar tma srecine brakmay yeliyoruz; kukusuz belli noktalarda vurgular yaparak ve iaretler derek. yi okumalar dileiyle. Turgay Kurultay-Veysel Atayman

nsz

Bana zamann ne olduu sorulmad srece zamann ne olduunu biliyorum; ama sorulduunda bilmiyorum, demi yal bir bilge. Peki ben niin burada bu soruyu soruyorum? Zamanla ilgili sorunlar aratrmaya ve incelemeye kalkt mzda, gerek genelde insan hakknda gerekse de kendimiz hak knda, daha nce gremediimiz birok olgu ve sorunla karlap bunlar anlama ve kavrama ansmz doar. zellikle de teorilerin gnmzdeki yetersizlii yznden el atamadmz sosyoloji so runlar ya da genel olarak insan bilimleri alanndaki baz sorunlara da zaman incelemeleri zerinden uzanabiliriz. Fizikiler, zaman ltklerini sylerler sk sk. Bunu yaparken matematik formllerine bavururlar; ve bu formllerde zamann l
12

s, fizie zg, ad konmu bir birim olarak kullanlr. Gel geldim, zaman dediimiz ey aslnda ne gzle grlebilir ne de elle tutulabilir. Duyularmzla alglanamaz bir eydir zaman. Bu durumda, zaman bir nesne gibi lebildiimizi ileri srmek ne an lama gelebilir? Bir saatlik bir sre, somut, gzle grlebilir bir ey deildir. Cevab verilmemi sorulardan biri, zamann nasl olup da bir doa nesnesi gibi muamele grd sorusudur. Zaman llmez diyoruz, peki ama rnein saat dediimiz mekanizmalar zaman lmezler mi? Kukusuz saatleri bir ey l mek iin kullanrz. Ne var ki bu ltmz ey, o grnmeyen zaman deil de alabildiine somut, elle tutulabilir bir eydir. r nein bir alma gnnn uzunluu, Ay tutulmasnn sresi ya da bir koucunun 100 metre yarndaki hz gibi. Saat dediimiz aygtlarn gsterdii sre dilimleri, eit aralkl tekrarlarla karmza kp dururlar; saatler, insanlarn normlatrd, bu anlamda sosyal dzlemde belirlenmi sre dilimlerini temsil ederler; ayn ey dakikalar, saniyeler iin de geerlidir. Top lumsal gelimilik dzeyinin elverdii lde, bu sre kalplar btn bir lke genelinde, hatta birden fazla lkede ortak l bi rimi olarak kabul edilip kullanlabilirler. Bylelikle, saatlerin yar dmyla, dnyann farkl yerlerinde eit mesafeyi uan iki ayr ua n hzlarn karlatrabiliriz. Saatleri kullanarak, szgelimi birbiri ardna sz alan iki tartmacnn konumalarn eit sreyle snrlayabilir, birka ay, hafta ya da gn nceki sreleri, senkronize sreler gibi karlatrabiliriz. Doal karakterleri gerei birbirleriyle karlatramayacamz farkl dzlemlerdeki ya da art arda sreleri karlatrabilir klyoruz. nsanlar byle bir kar latrma yapmay gerekli grdklerinde, yan yana getirilip do rudan karlatrlamayacak olaylar dolayl yoldan, standartlam birimler kullanarak karlatrabilmek iin, toplumsal uzlamla standartlatrlm herhangi bir olay sresini kullanmlardr. n sanlarn bunu ne amalarla yaptklar ve sosyal gelimenin hangi basamanda, belli bir standart birimi kullanarak eitli olaylarn srelerinin ortak yanlarn, yani eit uzunluklarn tespit etmeye, dolaysyla da zaman kavramnn gerektirdii yksek dzeyde
13

bir sentezi gelitirmeye altklar, aratrlmas gereken sorulardr. Ama bundan da az zerinde durulmu bir sorun, insanlarn nispeten daha alt sentez dzeylerinin kavramsal sembollerinden (baka bir deyile, sosyal faaliyetlerini srdrmek iin bavurduklar daha alt dzeylerdeki sentezlerden) grece yksek dzeyli sentezlerin ara larna nasl ulatklar sorusudur. Aadaki incelemeler bu sentez sorununa da hi deilse girmemizi salayacaktr. Emin olabileceimiz bir ey varsa, o da saatlerin, bir zamanlar benzer sosyal ilevleri yerine getirmi olan doa olaylar gibi kul lanlarak, insanlarn, kendilerini iinde bulduklar sosyal, biyolojik ve fiziksel srelerin silsilesi iinde sosyal ilikilerini ve fa aliyetlerini dzenlemelerine yardmc olduudur. Ama saatler, in sanlarn davranlarn birbirlerininkine gre ayarlayp uyumlamalarna olduu kadar, insann dndaki doal fiziksel olaylara da uyum salamasna imkn verirler. Gelimenin daha nceki basamaklarndaki insanlar, belli bir olayn ya da olaylarn, btn bir deiimler silsilesinin oluturduu sreklilik iindeki pozisyonunu ya da kapsadklar sre dilimini bulma zorunluluu dayattnda, doal olaylarn ak iinden se tikleri -szgelimi birbirini izleyen mevsimler ve kularn g gibi- belli birka sabit sre dilimini bir olay akp birimi olarak kul lanmlardr. Dier deyile, aslnda birbiri ardndan gerekleen her ey gibi, bir kezlik, geri gelmez ve tekrarlanamaz olduu halde, her ortaya k bir ncekine benzeyen ya da ayn sre kalbn temsil eden doal srelere bavurmulardr. Szgelimi med-cezir olay, insanlarn kendi nabzlarnn at, ya da Ayn ve Gnein dou ve batlar, ardl kalplar (bir olay ak kalb, sekans-.n.) olu turduklarndan, bunlar gerek kendi faaliyetlerini birbirlerine gre ayarlayp uyumlama, gerekse de kendi dlarndaki doal, fiziksel sreler ile sosyal faaliyetlerini bir uyum iine sokma amacyla kullanmlar; daha sonraki gelimilik dzlemlerinde ise, insan bu luu olan saatlerin kadranlarndaki rakamlarn oluturduklar sem bolleri ardl birimler olarak ayn yolda deerlendirmilerdir. Bu gne kadar ortaya koyduu grnmyle, bilim sosyolojisi kap samnda bilginin, insanlarn sosyal faaliyet ve ilikilerini dzenle
14

melerine yardmc olan bu aracn geliimi zerinde yeterince du rulduu sylenemez. nsanlarn iinde yaadklar dnyada faaliyet ve ilikilerini nasl dzenledikleri ve yzyllar iinde bunu gittike nasl daha iyi baardklar sorusuna verilecek cevap, insanlarn daha iyi anlalmasna da yardmc olacak nemli bir sorudur. Olaylarn srekli ak iinde, neyi ne zaman, nasl yapmas ge rektiine karar verebilmek iin zaman belirleme abas ve bu ko nuda kaydedilen gelimeler insan anlamaya da yardmc olacak ipular verebilir. Gnmzde fizik bilimlerinin oynad nemli rol yznden, zaman, insann dndaki doal, fiziksel alann iinde kalan, dolaysyla da zaten bu alanca incelenmesi gereken bir olgu gibi alglanmtr. 'Zaman belirleme konusundaki gelimelere ve bu belirlemenin aralarna yle bir gz attmzda, fizikilerin ve natralist an layn zaman sorunu zerindeki hegemonyalarnn olduka ksa bir gemii olduunu grrz. Aslnda Galileo dnemine kadar zaman, hatta doa dediimiz ey, merkezinde insann, insan topluluklarnn bulunduu birer olguydular. Zaman, her eyden nce sosyal dnyada neyin ne zaman yaplacan tayin etmenin, insanlarn birlikte yaamalarn dzenlemelerinin bir aracyd. n sanlarn mdahaleleriyle standartlatrlan doal sreler, olaylarn ak iinde, sosyal faaliyetlerin zamansal konumlarn ya da bir olay aknn sresini belirlemek amacyla kullanlmaktaydlar. Ancak ok sonralar, yeni ada, kullanlmaya balanan saatler, sosyal faaliyetlerin yan sra, insan mdahalesine maruz kalmam katksz doal olaylarn srelerini belirlemede kullanlan ens trmanlar olarak da yepyeni bir zellik kazandlar. Bu gelimenin paralelinde, insanlarn teden beri sezinledikleri bir muammann, yani zamann esrarengizliinin perdesi de daha kalnlat. yle ayakst deinmek istersek, burada karmza sosyolojinin temel sorunlarndan birinin ktn syleyebiliriz: nsanlarn bir arada yaamalar sonucunda ortaya, onlarn anlayamadklar, kendilerine esrarengiz, bilinmez, sr dolu grnen bir durum kmt. Birer alet olarak saatlerin, insanlarn bir arada yaamalarndan treyen ihtiya ve gerekliliklere cevap verdiklerini, dolaysyla da ok belli
15

amalar iin imal edilip kullanldklarn anlamann hi de zor ol mad ortada. Gelgelelim, zamann da bir enstrman nitelii ta yabilecei dncesi, belli ki, kavranmas zor bir dncedir. Ni tekim zamann dur durak demeden, zerimizden nasl akp getiini hissetmiyor muyuz? Zamann bir enstrman karakterine sahip olabilecei anlayn kavramamz, dilin baz kullanm larndan dolay da zorlayor. Dil kullanm zamann insanlarn rettikleri saat denen teknik enstrmanlarla llen esrarengiz bir ey gibi grnmesine yol ayor. Zamann, sosyal dzlemde faaliyet ve ilikilerimizi tayin etme ve dzenleme arac olma ilevini inceleyip kavrama konusundaki yetersizliin ve beceriksizliin, insanlarn zerinde uzlaabilecek leri bir zaman teorisi gelitirme abalarna ne ok engel ve glk kardn, geleneksel felsefenin zaman sorununa ynelik zm abalarnda da grmek mmkndr. Zamann karakterinin ne ol duunu kavramaya ynelik felsefi tartmalarn odanda, oldum olas birbirine zt iki gr var olagelmiti ve bunlar belki hl var lklarn srdrmekteler. Bu felsefi tartmalarda karmza kan birinci anlay zamann doal fiziksel dnyann nesnel bir esi olduudur. Bu gr savunanlara bakacak olursak, zaman, var lk tarz bakmndan, yani ontolojik bakmdan, doann teki nes nelerinden farkl deildir; dierleriyle karlatrldnda, algla namaz olma zelliiyle onlardan ayrlr sadece o kadar. Newton, son zamanlarda gzden den bu nesnelci anlayn belki de en nl simasyd. Kar kamptaki egemen anlaya gre ise, zaman, olaylar birlikte grme biimiydi, bir beraber grme tarzyd; zaman, insan bilincinin (ya da artk baka bir felsefi akmn ter cihinde insan tininin, ya da insan aklnn) kendine zglnde te mellenen, dolaysyla da her trl deneyimin nkoulu olarak de neyimlerden nce gelen bir eydi. 17. yzylda Descartes bu anlaya rabet etmiti. Ama felsefe tartmalarnda zaman kav ram, bu anlamyla tam ifadesini Kant felsefesinde bulacakt; Kanta gre zaman ve mekn, a priori, yani her trl deney ncesi bir sentezin temsilcileriydiler. Pek de sistematik hale gelmeyen bu grn, teki kamptaki gr iyice bastrd anlalyor. Sade
16

bir dille sylemek istersek, Kant gelenein zaman, bir tr do utan gelen deneyimden baka bir ey deildir; yani insan do asnn mutlak, deimez bir esi, bir parasdr. Grdmz gibi, bu birbirine zt kutuplardaki zaman te orilerinin kimi temel varsaymlar gene de ortaktr. Her iki gr iin de zaman bir doa verisini temsil ediyor; fark ise urada: Bi rinde zaman, nesnel, insan bilincinden tamamen bamsz var olan bir doal veriyken kincisinde sbjektif bir karakter tayor; yani insann doasnda doutan yerlemi, znel bir tasarm ola rak anlalyor. te, zamann znelci ve nesnelci anlaylara bal teorilerinin bu kar karya geli halleri, felsefenin ge leneksel bilgi teorisinin temel bir yan; her iki durumda da ev rensel, kendini durmadan tekrarlayan bir balang noktasnn var olduunu kabul etmemiz isteniyor; yani bilmenin bir balang noktasnn bulunduu savn tartmasz, olaan bir kabul olarak nmze koyuyor bu anlaylar. Bu anlaylara bakacak olursak, gerein bilgisine uzanan insan, sosyal bir gelenein devam ola rak deil de tek bir insan, bir zne olarak nesnelerin karsna di kiliyor; yani bir bana, yapayalnz dnyann karsna kyor ve balyor deneyim toplamaya. Byle olunca da dnceler olu urken, rnein insan olup bitenleri, olaylar zaman ak iinde ta sarlarken, sorunu, znenin doasna m, yoksa nesnelerin doasna m ncelik tanmak gerektii biiminde koyuyor. Eski bilgi teorilerinin paradigmatik temel kabullerinden ke sinlikle uzak durup (sadece zaman ile ilintili temel kabullerden deil), bu teorilerin ve savlarn karsna, insan bilgisini farkl e kilde aklayan bir teori koyduumuzda, bu birbirine zt geleneksel bilgi teorisi anlaylarnn ortak kabullerinin zamann doasna aykr, yani yapay olduklarn ve bu anlaylar savunanlarn sonu gelmez tartmalarnn her trl hayatiyetten yoksun, steril tar tmalar temsil ettiklerini kavrarz. nsan bilgisinin gzlemlene bilir gelimesine yakn duracak bir teoriye gereksinimimiz var; bu tr bir teori kendi paradigmatik varsaymlarn snayp do rulayabilir ya da geri evirebilir. Elinizdeki metin byle bir abaya da katkda bulunma amac tamaktadr. Kanmzca, insann bilgisi,
17

teke deil de, btn insanla ait ve belli, saptanabilir bir ba lang noktasna geri gtrlemeyen uzun bir renme srecinin sonucudur. Her bir insann bilgiye katks ne olursa olsun ve ne kadar yenilik getirirse getirsin, herkes istisnasz, daha nce mevcut bilgi birikiminden hareket ederek onu oaltr. Zamana ilikin bil gilerimiz iin de ayn saptama geerlidir. rnein gelimi toplumlarda, bir insann ka yanda olduunu bilmesi kadar olaan bir ey yoktur. Bu trden ileri toplumlarn yeleri, kendilerininkine gre daha az karmak, basit toplumlarda, Yan ka sorusuna kesin bir cevap veremeyecek kimselerin ya am olduuna aabilirler. Ama ite, bir insan topluluunun mev cut bilgi olanaklar ve haznesi iinde bir takvim bulunmuyorsa, o topluluktaki kiilerin, geen yllarn saysn belirleyebilmeleri ok gtr. Bir mrn belli bir kesitinin uzunluunu bir baka kesitin uzunluuyla dorudan karlatrp buradan yamz bakmndan bir sonu kartamayz. Byle bir karlatrma yapabilmek iin, olay dilimlerini periyodik olarak tekrarlanan ve uzunluklar sosyal dzlemde standartlam baka olaylara ve bunlardan karlm, edinilmi birimlere, ksacas, takvim dediimiz eye ihtiya vardr. Bu takvimde, yllarn bir daha geri gelmemek zere birbirini iz leyileri sembolik olarak, gerek sosyal dnyann gerekse doa olaylarnn akn temsil eder. Bu ynyle de takvim, bir ara ola rak, hem doal hem de sosyal nitelikli dnyamzn o byk d nmlerinin sreklilii iinde, zamansal konumumuzu tayin et memize yardmc olur. Ama te yandan, bir takvimin aylarn ve gnlerini gsteren saylar, aslnda tekrarlanamaz olan sosyal ya da doal olaylar srasnn tekrarlanabilirlik arz eden bir modelini tem sil ederler. Gelimi, karmaklk dzeyi yksek toplumlarda, bu takvim sembollerinin hepsi birlikte alndnda, insanlar aras ili kilerin dzenlenmesi, rnein tatil gnlerinin, szleme srelerinin vb. belirlenmesi bakmndan vazgeilmez birer aratrlar. Bylelikle, bu tr toplumlarda gerek takvimin gerekse de sa atlerin gsterdii zaman, hem insanlar aras ilikileri dzenleme nin hem de her bir kiinin kendi durumunu ve ilikilerini tayin et mesinin, rnein yan belirlemesinin aracdr ve onlar kullanan
18

kiiler iin bu durum, zerinde dnmeyi gerektirmeyecek kadar olaandr. Artk kimse, -daha sonraki gelimilik aamalarnda byle takvimsiz, saatsiz bir sosyal hayat bu kadar imknszkeneski, gelimilik dzeyleri bizimkilere gre daha aada kalan toplumlarda, insanlarn takvimsiz ve saatsiz bir arada yaamalarnn nasl mmkn olmu olduunu kendisine sormaya kalkmaz. Gn leri, saatleri, hatta saniyeleri kl krk yararak standartlatrm bu aygtlarn bulunup yetkinletirilmelerine kadar uzanagelen ge limenin zerinde dnme ihtiyac hissetmedikleri gibi, ayn ge limenin, bireyin kendi kendini kstlamasna, bir basncn altna giriine, yani saatin ka olduunu bilme zorunluluu hissetmesine nasl yol at konusunda da bir fikirleri yoktur. Zaman be lirlemesine dayal vazgeilmez ve istense de kanlamayan ili kiler a sunan bir toplumsal yap ile bu yapnn iinde yer alan ve ok st dzeyde bir zaman disiplinine uymu, zaman duyarll gelimi bir bireyin kiilik yaps arasndaki bantlar anlama, bu bantlar zerine dnme gereksinimi, byle gelimi bir top lumda yaayan insanlar iin, henz kendini dayatan bir sorun du rumunda deildir. Bu insanlar, yalandka, yllarn, gnlerin ve saatlerin basksn daha ok hissetmektedirler. Ve btn bu his setmeler, onda ikinci bir tabiat olutururlar. Zaman, itirazsz boyun eilen bir kader gibi grnr herkese. Ve herkesi yllarn ve zamann basnc altna alan bu krleme sre uzayp gider. Hele yksek dzeydeki sosyal koordinasyon durumlarnda ve baka birok durumda insanlar birbirine ba layan zincirlerin halka says arttka artar; zincirler uzadka uzar; insanlar bu zincirlerin kesime noktalardr ve bu durumlarn iin de yer alan insanlarn zerindeki, mesleki faaliyetlerini zamana gre kesinkes ayarlama basnc da younlar. Yksek dzeyde karmaklap sosyal faaliyet bakmndan ok ynl ilevler kazanm bu toplumlarn yapsn gz nnde tu tarak, baklarmz bir kez daha eskinin basit toplumlarna e virecek olursak, oralarda da, insan topluluunun oluturduu makrokozmos ile tekin oluturduu mikrokozmosun yaplarnn bir birine baml ve belli lde birbirlerine uyumlanm olduklarn
19

grerek bu ilikiyi belki daha iyi kavrarz. Nispeten kendi iine ka pal, ada grnm veren ve belki de zaman zaman birbirleriyle sa vaan kk ky devletlerinde (ileride metinde de rnekleri ve rilecei gibi) bireyler aras ilikiler zinciri nispeten ksa, bu zincirin halkalar sayca azdr ve ok az ayrmlamlardr. Tekrarlanan doa olaylarnn, rnein mevsimlerin bu insanlarn karsna pe riyodik olarak kmas, hibir zaman tekrarlanmayan ve getikten sonra bir daha karlamadklar yllara kyasla, bu insanlarn dnyasnda ve bilgi daarcnda nemli bir yer tutmu olmaldr. Ayrca bu eski gelimilik basamaklarnda, tek insan, mevcut ku an iinde kendi bilincini tekilerden kaba hatlaryla bile ayrm deildi. Tek tek kiiler, bir kezlik, kendine zg, apayr bir insan olarak ortaya kp topluluun btnnden kopamyordu; yksek dzeyde ayrmlam, gelimi gnmz toplumlarnda olduu gibi bu anlamda bir birey olamyordu. Ben bu evi yaparken... diye konuan bir erkein, gemii kastederek bykbabasndan sz edi yor olmas olaand. Dolaysyla, takvimden bihaber, birbiri ardn dan gelen tekrarlanmaz yllarn srasn gsteren kusursuz bir sem boller katalogundan yoksun toplumlardaki insanlarn yalarn niin bugnk insanlar gibi kesin olarak bilmeyecekleri de anlal yor bylelikle. Bu insanlar, Ben doduumda o byk deprem ol mutu diyerek yalarn tayin etmeye alm olmalydlar. Ne zaman sorusuna yant vermek zere burada bir ilinti noktas olarak seilen deprem, periyodik, kesintisiz bir sre olma zellii ta maz. Uraksal, belli bir zaman noktasnda olup biten bir olaydr. Tarihi belirlenmek istenen olay ile (ya durumu ile) tarihi belirle meye yarayacak ilinti erevesi (deprem), alt dzeydeki bir sentez rnei sunar. Zaman kavramnn gerektirdii sentez dzeyinin yk seklii, bu aamada, mevcut bilgi ve yaant ufkunun ok te sindedir. Btn bu sylediklerimizden zaman kavram bakmndan kan sonulara yle bir gz atacak olursak unu syleyebiliriz: Zaman, nesnel olarak (bilinten bamsz) var olan bir akn kavramsal yansmas olmad gibi, btn insanlara zg, her trl somut de neyimden nce gelen bir yaant biimi de deildir. Zaman hak20

knda dnrken karlatmz bir glk de, snflandrma arac olarak sorgulamadan kullanp durduumuz dnsel ekmeceler den herhangi birine zamann yle kolay kolay uymamasdr. Zaman sorunu, ounlukla fizikilerin ya da metafizikilerin bir sorunu gibi grnr. Bu yzden de zaman zerinde kafa yorar ken ayamzn altndaki zemini kaybederiz. Ama salam bir ze mine basabilmek iin zaman sosyolojinin konusu olarak tanmla yp bunun karsna fiziin konusu olan zaman karmak da (yani sosyal zaman fiziksel zamann karsna karmak da) yetmez. Tarih koyma, zaman belirleme abalar, sosyal ve doal/ fiziksel olarak blnm bir dnya kavrayndan veya zne ve nesneye ayrlm bir dnya kavrayndan hareketle anlalamaz. Tarihlendirme ya da zaman belirleme giriimleri, bir taraftan hem insanlarn elinin demedii (doal trden) hem de insan m dahalesiyle yapay trden fiziksel glerin, dier taraftan dnce yoluyla sentez yapma yetenei tayan insanlarn, ardl olaylara e zamanlym gibi bir btn olarak bakabilmelerini gerektirir. Za man anlayabilmek iin, doa ve insan gibi iki ayr yerden de-il de, doann iindeki insan noktasndan, daha dorusu byle bir insan anlayndan hareket etmemiz arttr. Bylelikle zama-mn ne olduunu anlama abas kolaylamakla kalmaz, bunun ya-n sra doabilimlerin aratrma alan olan doa ile sos yal bilim-lerin ya da insan bilimlerinin aratrma alan olan insan toplum-lar biiminde dnyay ikiye ayran yanltc yaklam da (bilim alanndaki hatal bir gelimenin rn bir ayrm) ortadan kalkabilir. Bugn doa kavram, doabilimlerin toplum iindeki yksek statleriyle belirlenmektedir. Ama itibarlar ne olursa olsun, doabilimleri gene de dnyann snrl bir alanyla uramaktadr. Doal evrenin belli bir trdeki ilikilerini odak alan bu bilimler, insan ilikilerinin temsil ettii st dzeydeki bantlar, doaya ait olmayan dzlemlerin ilikileri sayp ilgi alanlarnn dnda b rakmaktadrlar. Gelgelelim, doa kavramnn ne anlama gel diini kavrayabilmek iin, sosyal ilevlerin olduka st bir dz lemde incelip ayrmlat, insanlarn hedef ve amalarnn birbi
21

rine entegre edildii bu yksek gelimilik basaman temsil eden, gnmz insannn, o doal evrenden kageldiini unutmamak ge rekir. Doann yn nceden belirlenmemi, krlemesine hareketi iinden sadece helyum ekirdeklerinin ya da Ay llerinin deil, sonu olarak biz insanlarn da ortaya kabildii gereinden ka amayacamz gibi bu bilgiyi doa kavrammzn iine yer letirmemiz de arttr. nsanlarn bu gerei bilmekle, gerek bir birlerine gerekse de szcn dar anlamnda doaya kar tutum ve davranlarnda omuzlarna hangi sorumluluklarn yklendiini burada tartacak deiliz. Akademik dallarn bavurduu ge leneksel snflandrmalar, doa ve toplum diye ya da bazen, doa ve kltr diye ikiye blnm bir dnya tasarmn k rkleyip durmaktadr. Ama buna karlk, evreci hareketlerin bn yesinde, insanlarn, yaltlm ekilde kendi balarna deil de, doa denen olayn iinde yaadklar ve kendi insan doalarnn zgl yapsndan g alarak ya da hatta kendi hayat kayglarndan yola karak bu ilikiye mdahale etmeleri gerektiini vurgulayan yeni bir anlay kendini hissettirmektedir. nsanlarn, bir eyin zamann belirleyerek zmeye al tklar sorunlar, hep temel bir konuma, yani geni lekli bir dn yada, yani doal evrende yer alan insan topluluklarna iaret et mektedir: Zamana bavurulan her yerde ve her durumda, ger ekten de, insanlar yaadklar evreler iindeki, yani hem sosyal hem de fiziksel olaylarn ak iindeki faaliyet ve ilemlerin ak trleri olarak ortaya karlar. Elinizdeki bu metinde, insanlarn zaman belirlemenin verilerine niin ve hangi amalarla ihtiya duyduklar sorusu en genel biimiyle sorulacaktr. Bu soruya cevap vermek kolay deildir. Konu alabildiine genitir. Ama bir ba lang yapmak gerekirse, olaylarn srekli aknn oluturduu sil sile iinde birbirinin ardndan gelen durumlarn ve srelerin, ayn andaym gibi yan yana konmalarnn ve birbirleriyle dorudan karlatrlmalarnn mmkn olmay nedeniyle, zaman be lirleniminin verilerine muhtacz. Demek ki, herhangi bir toplumda, herhangi bir nedenle, belli bir dzlemin olaylarnn genel ak iin deki belirli olaylarn srelerini, bunlarn zaman dilimi olarak uzun
22

luklarn ve konumlarn tespit etmek bir ihtiya haline gelmise, bu durumda, baka bir dzlemin olaylar silsilesinin iinden se ilecek belli bir sre dilimini, rnein Gnein sonsuz hareketi iinde, bizim dnyamza gre douu ve bat arasndaki zaman uzunluunu, birim olarak kullanmak durumundayz. Geri bu ikin ci dzlemdeki btn deiimler de, rnein Gnein douu ve bat, aslnda bir kerelik, bir daha tekrarlanamayacak, tersinmez bir ak dorultusunda gerekleen srelerdir; ama ite bu hareket btn iindeki tek tek deiimler, dou-bat rneinde olduu gibi, bize az ok kurall ve birim olarak kullanlabilecek bir de iim kalb sunar. Gnein gzle grdmz hareketi, ufuktaki belli bir noktadan doup baka belli bir noktaya ulaana kadar geen sre ya da saat gibi insan eseri olan teknik bir enstrmann sresel dilimler gstericisi olarak akrep ve yelkovann iki ya da daha fazla pozisyon arasndaki hareketleri, tekrarlanabilen sre ka lplarna birer rnektirler. Bu birim kalplar, art arda gelen ve bu yzden birbirleriyle karlatrlmalar mmkn olmayan po zisyonlarn ya da pozisyonlar arasndaki zamansal uzunluklarn, karlatrma yoluyla belirlenmesini salar. llen olaylarn d ndaki bir dzlemden alnm bu birimler, dzenleyici ve zihinsel semboller olarak zaman birimi anlamna brnr. Demek ki zaman ifadesi, iki ya da daha fazla, srekli hareket halindeki olaylar iindeki dilimlerin balang ve biti pozisyonlarn ya da bu pozisyonlar arasndaki sreleri birbirleriyle ilikilendirme an lamna gelir. Bu iliki, iletiimsel zellik tayan sosyal bir sembol olan zaman kavramnda ifadesini bulur. Bu kavram belli bir top lumun erevesi iinde yaanabilen, yaantmzda yer alan, ama duyularla alglanamayan bir imgeyi, yani insanlarn belleinde yer alan bir imgeyi, ses dediimiz alglanabilir bir kalp halinde, [z/a/ m/a/n], insandan insana tayabilir. Eski bilgi teorisinin alkanlklar dorultusunda burada yle bir dnce ortaya kabilir: Demek ki/ zaman, tek insann kur duu bir ilikidir ve tek tek insanlarn dnda olgusall yoktur, var olamaz. Bu eksik karsamann nedenlerinden, daha dorusu zaaf kaynaklarndan biri, bu dncede, bilginin znesi olarak bir
23

toplumun deil de bir insann anlalmasdr. Bu bir zaaftr, zira tek kii, zaman kavramn kendi yetenek ve gcyle kefetmi deil dir. nsan zaman, gerek bir kavram olarak gerekse de bu kavramla kopmaz bir birlik oluturan bir sosyal kurum olarak ocukluundan balayarak renir. Zamann kavram ve kurum olarak var olduu bir toplumda, zaman kavram, felsefecilerin zihninde olumu ve karmza felsefe kitaplarnda kan bir dnme enstrman de ildir. Byle toplumlarda yetien herkes, zaman olduka erken yalarda, sosyal bir kurum olarak tanr ve renir. ok gemeden de onu bir d zorlama, insann dndan dayatan ikinci bir doa olarak hissetmeye balar. Kii, ilk on ylda zaman kurumlamasna uygun ekilde kendini disiplin altna almay ve kstlamay renemezse, yani yetimekte olan bir insan byle bir toplumda, ola bildiince erken bir dnemde, gerek davranlarn gerekse duy gularn zamann sosyal kurumlamasna uygun bir ekilde ayar layp dzenlemeyi renemezse, bu toplumda yetikin bir insan ko numunu temsil etmesi g, hatta olanaksz olabilecektir. Zamann sosyal dzlemde kurumlamasndan treyen kendini kstlama ve zamana gre ayarlama basncnn kiinin btn bir ya amna yayldn biliyoruz. Bu iliki bize, uygarlama srele rinin, bireyin kiilik yapsnn ayrlmaz yanlarndan biri olan sosyal davran alkanlna damgasn nasl bastn gsteren belirgin bir rnektir. Sosyal dzlemdeki bu bask, giderek bir i bask ku rumlamasna, bir tr zaman vicdannn olumasna dnmtr ve bunu unutmamamz nemlidir. (Bu zaman vicdan her kiide ayn tepkileri ortaya koymaz ve przsz ileyen bir kstlama me kanizmas oluturamaz. Kiinin zaman basncna uymamas, da kiklie aldr etmemesi, faaliyetlerini gerektii gibi zaman d zenlemelerine gre ayarlamamas sz konusu olabilmektedir.) Sosyal zaman kurumlamasnn kiiye bir d zorlama olarak yap t basncn rn olan zaman vicdan, tek tek insanlarn, olup biten her eyi zamann ak iinde gerekleiyormu gibi ya amasna neden olan eyin, insan olaylar byle alglamaya zor layan doutan getirdikleri bilincin bir zellii olduu yolundaki yanl anlayn kaynan anlamamza da katkda bulunur. Sosyal
24

davran alkanlklarmz, insan doasnn kendine zg, renilmi olmayan bir zellii olarak dnlmektedir. nsann kendi zaman yaantsn, kanlmaz ve zorunlu bir ey olarak his setmesini yanl bir yorumla kavrayan felsefi sbjektivizm, inan drcln byk lde bu duygumuza borludur. Bu izi srecek olursak, geleneksel bilgi teorisinin tuzaklarndan kurtulmamz salayacak admlar da atmamz kolaylaacaktr. Bu rada bir karlatrma ya da benzetme yapabiliriz. Elbette her ben zetme gibi, bu da biraz topallayacaktr. Zaman belirlemenin, in sanlar iin ne gibi ilevler tad sylenebilir. Toplumsal gelimenin seyri iinde bu ilevlerin hangi bakmlardan deiime uradklar da ortaya konabilir. Bu deiimler, dnerek zaman be lirlemenin biimine ve yollarna etkir; ayn zamanda bu amaca hiz met eden ara ve enstrmanlar da deiir. Oysa zamann ontolojik stats, varlklar arasndaki yeri, bugn hl aklanabilmi de ildir. Zaman zerinde kafa yorarz; ama karmzda ne trden bir eyin bulunduunu doru drst bilmeyiz. Zaman, bir doa nes nesi midir? Doa olaylarnn bir paras mdr? Yoksa bir kltr nesnesi midir? Yoksa, zaman szcnn dilbilgisel tanmda bir isim olmas, onun bir nesne olduu yanlsamasn m yaratmak tadr? Saatlerin zaman gsterdiklerini sylediimizde, aslnda onlar neyi gstermektedir? Belki zaman, insanlarn tarihsel sre iinde yarattklar ve kendileri iin ok belli bal ilevleri yerine getiren baz aralarla karlatrmak bizi birka adm teye gtrebilir. Mesela bir tek neyi ele alalm. Birileri kalkp da, teknenin denizle ya da akarsuyla ayn ontolojik staty paylatn, bunlar gibi bir varlk ya da doa nesnesi olduunu ileri srecek olsa, olduka tuhafmza gi decektir bu. Gene biri kalkp, tekneyi ina eden kiinin bu alma srasnda, transandantal (akn) bir tekne tasarmna gre hareket ettiini, bu akn tasarmn doutan, deneyle renilmemi olan doal bir beceri olarak onun iinde mevcut olduunu, bir tama arac olan teknenin ait olduu dnyann ne akarsuyuyla, ne de niziyle ilgili herhangi bir deneyimin burada bir rol oynamadn sylese, ayn yadrgamay yaayabiliriz. Sz konusu tekneyse,
25

bunun insanlarca belli amalar iin ina edilmi olduu aikrdr. nsanlarn ya da onlara denk varlklarn bulunmad bir dnyada zaman da olmazd. Ayrca ne saat bulabilirdik byle bir dnyada ne de takvim. Gelgelelim bunu syler sylemez, ounlukla hi farknda olmadan, zamann bir dnce ya da ide olarak anlald ve temel sorunun, bu idenin gerekliin aslna uygun bir yan smas olup olmad biiminde sorulduu geleneksel bir dnce (felsefe) dnyasnda buluruz kendimizi. yi ama, zaman akl y rtmenin konusu olarak alndnda, insann tasarmndan baka bir ey deildir mi diyeceiz? Aada, bu soruya iyi kt bir cevap vermeye alacaz. Ama dncelerin dur durak dinleyecek hal leri yok. Bunlarn tesine geen birka baka dncenin de yarar olacaktr belki. Tpk tekneler ve saatler gibi zaman da, insanlar arasnda bir takm belli grevlerin karlanabilmesi ve insana zg hedeflere ulalabilmesini salamaktadr. Olaylarn ak iinde, daha nce de belirttiimiz gibi kendi bana belirsiz kalacak durumlar, uraklar ve sresel paralar zaman yardmyla belirlenir. Gnmzde za man, ok eitli ve deiik grevlerin yerine getirilmesi, sosyal iliki ve faaliyetlerin dzenlenip birbirleriyle koordine edilmeleri amacyla kullanrz. Ne var ki, zamann insan eseri bir ara ol duunu ileri srmemiz, zaman ile insan arasndaki bu ilikinin al tn fazlaca izer ve zamann sadece ve sadece insan tarafndan belli ihtiyalar karlamak iin icat edip gelitirilen bir ey olduu izlenimini yaratr. Aslnda bu sadece vurgusunun arkasnda bir hayal krkl yatmaktadr. Bilgi teorisinde yanstma ilkesine yas lanan gr bir ideden, gerekte var olann yanstlmasn bekler. Oysa burada, zamann insana ait bir icat olduunun sylenmesi, yine yanstma mantnn bir sonucu olarak, zaman kavramnn in sanlarn kafasnda durup dururken ortaya km bir ide olduunu dile getirmektedir. Oysa zaman yle insanlarn kafasnda bir denbire domu bir ide, bir fikir deildir. Bir ide olduu kadar, sos yal gelimiliin durduu yere gre farkllk gsteren bir ku rumdur. Tek tek kiiler byrlerken, kendi toplumlarnn kullan dklar zaman iaretlerini anlamay ve eylem ve faaliyetlerinde
26

bunlara gre hareket etmeyi renirler. Zamann belleimizdeki imgesi, yani her bir insann sahip olduu zaman tasarm, bir yan dan zaman temsil eden ve iletiimde zaman kullanan sosyal ku rumlamalarn gelimilik dzeyine bamllk gsterirken bir yan dan da tek tek kiilerin ocukluklarndan itibaren zaman ile kurduklar bireysel ilikilerce belirlenir. Gelimi toplumlarda saatler, nde gelen zaman temsil me kanizmalardr. Ama ite, saat denen mekanizma, zamann kendisi deildir. Geri zaman da enstrmantal karakter tar, ama onun bu karakteri, kendine zg, bambaka bir tarzda tezahr eder. Saat denen mekanizmalar ile zamann ilikisini irdelemeye kalkt mzda, karmza ilgin bir soru kmaktadr: Bir zaman be lirleyicisinin, rnein bir saat mekanizmasnn oluturduu fiziksel olay ak ile, ayn aygtn, zaman bildiricisi olarak gerekletirdii sosyal ilev arasnda ne trden bir iliki bulunmaktadr? Aygt, bir zaman belirleyicisi olarak, tpk gazete kdnn ve zerindeki ba sl yazlarn, haberleri ve bilgileri okura tayan fiziksel aralar temsil etmeleri gibi, zaman bilmek isteyen kiiye bir bildirimi ta yan aratr. ster saat olsun bu ara isterse de Dnyann ev resinde dolat Gne, zaman belirleme ilemleri, her zaman du yularmzla alglanabilir olaylarn ak (akrep-yelkovann hareketi, Gnein douu-bat) zerinden gerekletirilir. Sz konusu ya zl ya da basl takvim olduunda da deimez bu ilke. Takvim bizde zaman ak izlenimi yaratarak ayn ilevi yerine getirir. Ama ister saatin hareketli gstergeleri olsun, ister ufukta hareket eden Gne, isterse de takvimin birbiri ardndan gelen yapraklar; bu fi ziksel aklarn zaman belirlemeye yaramalar iin, bunlarn ha reketli birer sosyal sembol karakteri de tamalar ve gerek en formasyon iletici gerekse de dzenleyici birer sembol olarak, insan toplumunun iletiim dngs iine, yani sosyal dzleme yerlemi olmalar arttr. Kaynaklar ve zellikleri ne olursa olsun, zaman belirlemeye hizmet eden aralar, istisnasz her zaman sadece in sanlara hitap eden mesaj kaynaklardr. Saat denen mekanizmalar insanlarca dzenlenmi olsalar bile bir ynyle hareketli olaylar, yani bir fiziksel ilikiyi temsil ederler. Ama bunlar belli bir yoldan,
27

rnein akrep ve yelkovann deien konumlarna gre insanlarn semboller dnyasnn, sosyal dnyann iine yerletirilmi fiziksel kkenli enstrmanlardr.) Bir saatin kadran zerindeki akrep ve yelkovann ya da ra kamlarn deien konumlar insanlara, gerek kendilerinin gerekse de bakalarnn, olaylarn o byk ak iinde belli bir anda hangi pozisyonda olduklarn ya da belli bir andan bir sonrakine, bir po zisyondan bir dierine ulamak iin ne kadar srenin getiini gs terirler. Saatlerin kadranlar zerindeki rakamlar, insanlarn buluu olan sembollerdir; takvimin deien tarihleri de yle. Zaman budur. Daha dorusu, bunlar zamandr. u anda saat 13:10. te bu, 13:10 zamandr. Elbette dili bu balamda kullanrken biraz dikkatli olmak gerekiyor. Saatin zaman bildirdiini sylemek elbette mmkndr. Saatler bunu, durmadan semboller reterek be bo yutlu bir dnyada gerekletirirler; meknn boyutuna eklenen zaman boyutunun yan sra iinde bu sembolleri anlamlandran in sanlarn bulunduu dnyadr bu. Bu insanlar algladklar bir bi imi, kendilerine zg tasarmlarla, belli anlamlarla ilikilendirebilmektedirler. te zamann baka hibir ilikide rastlanmayacak kendine zg yan, bu balamdaki sembollerin (gnmz teknik koullarnda bunlar genellikle rakam sembolleridirler) gerek fi ziksel, gerek biyolojik, gerekse de sosyal ve bireysel dzlemlerdeki olay aklarna uygulanarak btn bu dzlemlere ait ama ve fa aliyetleri btnletirmesidir. Bu ilikiler iinde, bir zaman aygtnn, rnein saatin sembol yann fiziksel yanlarndan herhangi bir ekilde ve anlamda ko parmak ya da ayr ele almak mmkn deildir. Tpk dilde olduu gibi, nasl ki zihnimizdeki tasarm, fiziksel nitelikteki seslerle ya da ses birimlerinin kalplaryla kaynap tek bir sembol olutur mularsa, boyutlu mekn ile zaman bir araya getirerek drt bo yutlu bir hareketi tek bir olay olarak sunan saatler, insanlarn birbirleriyle kurduklar iletiimi de karakteristik bir zellik olarak iin iine katarak be boyutlu bir model oluturur. Bu be boyut, aynen dilsel sembolde olduu gibi, ayrlmaz bir btn oluturur. Saat denen mekanizmann temsil ettii biim araclyla, bir insan top
28

luluu, tek tek yelerinin her birine belli bir anlamda mesajlar yol lar. Saat denen fiziksel aygt, mesajlarn yollaycs, dolaysyla da belli bir sosyal bek iindeki davranlarn dzenleyici arac olarak ilev grecek ekilde kotarlmtr. Saatin kadranndaki rakamlarn, sembol olarak ilettikleri ey, bizim zaman dediimiz eydir. Saate bakarz ve saatin ka olduunu grrz, syleriz. Sadece benim iin deil, iinde yer aldm sosyal topluluun btn iin geerlidir bu zaman tespiti. Saatin kadran zerindeki rakam sem bolleri, ayrca doa olaylarnn akyla ilintili enformasyonlar da iletirler bize. rnein, hareketlerinin bitimsiz ak iinde Gnele Dnyann belli bir andaki konumunu, o anda akam m yoksa sabah m, gece mi gndz m olduunu bildirirler. Demek ki u andaki sosyal gelimilik basamandan grdmz gibi, zaman, hem bireysel, hem sosyal hem de insan dndaki doal dz lemlerin birbirleriyle kurduklar geni ilikiler rgsn yanstan bir sembol olup kmtr. Btn bunlar gz nnde tutulduunda, ortaya eitli sonular kyor ve bunlardan biri de, birey, toplum ve doa ilikisinin n ceki dnemlere gre artk farkl bir tablo sunuyor olmas. Gn mzde hl, fiziksel, sosyal ve bireysel dzlemler arasna kaln iz giler ekerek her birini btnn dnda tutan bir kavramlar ay gtyla ilem yapp duruyoruz. zellikle de tek insann dnyadaki yeri ve konumu byle bir tecrit modeli iinde alndnda, bu h kim tablo, biraz arpk durmaya balyor. Tek kii, sanki dnyaya kar bir bana orada duruyormu ve yaltlm bir varlk olarak davranyormu izlenimi ediniyoruz bu tablodan. Toplum ile doa da ayn yaltmlardan tr ounlukla kopuk, ayr dnyalar olarak kyorlar karmza. te belki zaman konusundaki akl yrtme lerimiz ve uralarmz, dnyay yaltlm blmelere ayran bu tabloyu dzeltmeye de katkda bulunabilir. Doann, toplumun ve bireyin i ie geerek bir btn oluturduu ve karlkl bamllk halini temsil ettikleri gereine gzmz yumarsak zaman ile olan bu uramzda da ilerleme kaydedemeyiz. Saate ya da takvime yle bir baktmzda arpc bir ekilde grrz bu balan. 1212 ylnn 12. aynn, 12. gn saat 12 ise,
29

demek ki, hem bireysel bir hayatn hem de doann hareketi ve ak iindeki belli bir an belirlenebilir. Gnmzdeki gelimilik aamasnda, zaman, grdmz gibi, ok yksek dzlemdeki bir sembol sentezidir; gerek toplumsal, gerek bireysel gerekse de doal hayatn ak iindeki pe pee olaylarn zamansal ko numlarn birbirleriyle ilintilemeye yarayan bir sentez. Takvimin sembolletirdii zaman buna gzel bir rnektir. As lnda bir daha geri gelmeyecek yllarn o sembol dzlemindeki ak iinde sembol birimleri olarak yerletirilmi aylar, haftalar ve gnler belli aralklarla tekrarlanrlar, yani geri gelip dururlar. Tak vimin zaman sembolleri ile (Sal, ubat, Temmuzun 3. haftas-.n.) bu sembollere bir zamanlar modellik etmi doal olaylarn sem bolleri (rnein aslnda gene tekrarlanmayan, bir kezlik olan, ama periyodik bir hareket olarak sembolletirilebilen Ayn, Gnein, yldzlarn hareketleri-.n.) gemite birbirleriyle balantl al glanyordu. Bu iliki bugn tamamen unutulmu deildir; ancak gemiin basamaklarnda olduu kadar sk bir iliki saylmaz artk. nsanlar, Gne ile Ayn grnrde tekrarlanan hareketleri arasndaki ilikide grlen uyumsuzluklar bir lde azaltmay ba ard. Azaltmak zorundaydlar. nk olabildiince dzenli bir zaman akna duyulan artan ldeki sosyal ihtiyac kar layamayacak kadar bykt bu uyumsuzluklar. Ama hi de kolay olmad Gnein, Ayn hareketlerini model olarak kullanp bu doal olaylarn dilimleri ile sosyal hayatn kesitlerini bir takvim za man biiminde birbirine uyumlama ii. nsanlarn takvim yapmay renmeleri birka bin yllarn ald. O noktaya gelene kadar za man, tekrarlanan, periyodik biimde geri gelen zaman birimlerinin sembolleriyle temsil ve ifade edip bu birimleri sosyal olaylarn ak n ayarlayan aralar olarak kullanma abasnda, bu sembollerin oluturulmasnda model ilevi gren Ay ve Gne gibi gk ci simlerinin hareketlerinin uyumsuzluklarndan doan aksaklklar yznden srekli sorunlarla karlalm, sembolik zaman bi rimleri ile doal hareket dzlemi bir trl rtmemilerdir. Ge limi toplumlarda zamann bu kadar olaan karlanmasnda ve bir zamanlarn glklerinin unutulmasnda takvim gibi zaman be
30

lirleyicilerin, bugn sorunsuz ve przsz kullanlabilmelerinin pay olsa gerek. Genellikle, tek insann, iinde yaad toplumun yelerince oluturulmu ilikiler rgs iinde belli lde nispi bir zerklii, serbest hareket edebilecei bir alan bulunmaktadr. nsanlk da kendi yasalarna gre hareket eden bana buyruk doal dnya iinde gene nispi bir zerklik alanna sahiptir. Ama ite, gerek tek tek insanlarn gerekse doa karsnda btn bir insanln bu ser bestlik alanlarnn snrlar oynaktr; alanlar genileyebilir veya da ralabilir. Ama son sz hep doanndr. Gene de bu hkim doann iinden, bugn bilip tandmz en yksek sosyal gelimilik dz lemini temsil eden dzen basama kmtr; teki birok yetenek ve becerilerinin yan sra semboller kullanarak -genlerde de polanm olmayan, kaltmsal olmayan, sosyallemeye zg, renilmi, dolaysyla insanlarca kotarlm bu sembollerle- birbirleriyle iletiim dediimiz ei rnei bulunmaz ilikiyi kurmu ve gene semboller yardmyla dnyadaki iliki ve faaliyetlerini d zenlemeyi rejnmi insanlarn dzenidir bu. Burada zamann sembol olma zelliinden sz ettiimiz iin iletiim sorunu asndan bir noktaya ksaca da olsa deinmemiz gerekiyor. Anlattmz iletiim tarz, sosyal sembollerle ger ekletirilen bir iletiimdir. Bir insan topluluunun dili, o topluluk iinde byyen tek tek insanlarn iletiim aracna, bir birey olarak kiinin ayrlmaz parasna dnr. okluu, yani ok sayda in sann bir aradaln temsil eden insan toplumunun karakteristik zelliklerinden biridir bu. Baka bir deyile, insan varlnn te zahrleri, yani somut biimleri, sadece tek tek insanlarn dnda bir olgu, yani sadece bir d dnya olgusu olmayp, ayn za manda tekin kiilik yapsnn bir parasdr. Sosyal dilin, dur madan bireysel dile dntrlmesi, sosyal verilerin ve olgularn srekli olarak bireyselletirilmesine verilebilecek rneklerden sa dece birisidir. Bu trden dnmler, ounlukla gzden karlr ya da ayn srecin dier parasn oluturan bireyin sosyallemesi sreci yznden rtlp grnmezleir. Konuya bu gzle bakarsak, teki merkeze yerletiren ve
31

oku sonradan ortaya km gibi gsteren tablo kendini ele verir. Bakalaryla birlikte yaamay ve bu birlikte yaamann ge reklerini ifade etmek iin kullanlan sosyalizasyon kavram, top lumsal zelliklerin bireye sonradan eklenen bir ey olduu d ncesini getirmektedir. Balangcn bireyden, bireyin durduu yerden yaplmas, buradaki haliyle gene de nispeten lml, ksmen savunulabilir bir anlay saylabilir. Ama tekle ilgili grler ara snda hibir ynden benimseyemeyeceimiz grler de vardr. Max Webere balanabilecek eylem teorileri bu kincilere rnektir. Gezegenimizi evrenin merkezine koyan geosentrik teorilerde ol duu gibi, bu eylem teorileri de, kii kendini tek olarak nasl ya yor ve alglyorsa o haliyle, o engin dnya hakkndaki dnce lerin k noktasna koyar; teki zihin szgecinden geirmeden kendi bana ele alnca bu sonu doaldr. nsanlarn toplumda nasl bir arada yaadklarn anlamak iin, bu tek insan d ncelerin k noktasn oluturur. Bu trden bir sosyolojik teori yntemi tek kiiyi, dncede, kendi yaltlm eylemlerine in dirgeyecek kadar ileri gidebilmektedir. Bu durumda artk toplum, tek tek insanlarn yaltlm eylemlerinin oluturduu bir mozaik gibi grnecektir. nsann aklna Alman airi Morgensternin di zeleri geliyor: Bir diz tek bana dnyay dolayor. Sadece bir diz, o kadar! Bu anlaya bal kaldmzda, eylem ve davranlar da grnrde bir balarna dnyay dolap durmaktadrlar. Ya da ayn mantn uzants olarak eylem ve davranlar, birbirleriyle birleerek y nlar ve bylelikle de toplumlar oluturmaktadr. nsann sadece dizini deil, btn bir insan bile alsak, onun nce bir bana dnyada dolanp durduunu ve sonradan ve ta mamen rastlant sonucunda davran ve eylemlerini, teki insanlara bakarak onlara gre ayarladn dndmz srece bu abamz insan anlamamza yetmeyecektir. Her insan, var olmak iin, ken dinden nce gelmi ve gemi teki insanlarn varln gereksinir.
32

Bir ocuk, ancak mevcut bir insan topluluu ya da bei iinde, ona ayak uydurarak byrse geliebilir, insan olabilir; dolaysyla da kendisinden nce o sosyal bekte mevcut olan dili renerek ya da drtleri, gdleri, duygu ve heyecanlar denetleyip onlara hkim olmay, onlar kstlamay reten bir uygarlk kurallar katalounu tanyp benimseyerek. Bunlar sadece teki insanlarla bir arada ve birlikte yaayabilmek iin vazgeilmez admlar olmakla kalmazlar, ayn zamanda insann kendisiyle yaayabilmesi, bir insan bireyi olacak ekilde byyp geliebilmesi ve de hayatta, ayakta kalabilmesi iin gereklidirler. nsan zelliklerinin okluu ve eitlilii kendine zg bir d zende yanssn bulur. nsanlarn bir arada yaamalarnn o zgn, biricik olma zellii, gene ei bulunmaz, spesifik sosyal olgular da beraberinde getirir. te bunlar tekten hareketle ne anlayabilir ne de aklayabiliriz. Dil buna gzel bir rnektir. Bir sabah uyan sak ve btn insanlarn hi anlamadmz bir dili konutuklarn grsek halimiz nice olurdu? Belli bir sosyal olguya paradigmatik bir rnektir dil. Bir insanlar okluunun, bir toplumun gereksin dii, ama ayn zamanda toplum bireylerinin srekli olarak bireyselletirdikleri sosyal olgulardan sadece biridir. Sosyal olgular ve dil, bir sosyal toplulua dahil olan her yeni yeye bir lde yansr, onun kiisel davran ve duygu matrisini oluturur, sosyal alkanlna dnr, ama ayn zamanda bu alkanln iinden, sosyal bein o tek yesini tekilerden ayrt eden bireysel zellik ler de geliir. Bu ortak sosyal olgular, bir sosyal bein her yeni yesine kadar yaylp sirayet eder; onun kiisel davranlarn, duy gularn yanstan bir modele dnr; onun sosyal alkanl, tavr al biimi olup kar. Bu sosyal oluumun iinden, teki sosyal topluluun teki yelerinden ayran yanlar da treyip geliir. Top luluun ortak dili de belli bir yere kadar bireysel etkilerle dn mlere urayabilir. Ama dilin bireyselletirilmesi ipin ucunu ka rnca, dil de artk o sosyal bein btn yelerinin anlayabilecei bir iletiim arac olmaktan kaca iin, iletiimsel ilevini kay beder. Gerek vicdann oluup gelimesi gerekse drtleri ve duygusal
33

tepkileri kstlamann, bunlara hkim olmann, uygarlk iindeki bi imleri de ayn trden baka rneklerdir. rnek olarak paray ve zaman ele alabiliriz. Gerek parann gerekse zamann kullanl ve deerlendirilii, belli bal kiisel davran ve duygulanm ka lplarn, daha dorusu sosyal alkanlk modelini de temel yn leriyle yanstrlar. Topluluk yesi olarak tek kii, paray ve zaman deerlendirme, kullanma biimi asndan topluluun teki ye leriyle ortak bir tavr paylar ve bu iliki, onun bireysel kiilik ya psnn oluup gelimesinde atlanmaz bir ilev tar. rnein para ilikilerinin, en ince ayrntsna kadar sosyal olarak dzenlenmi ol duu ve bu balamda bireyler zerinde youn bir basknn bu lunduu toplumlarda, para karsndaki bireysel tutumlarn fark llklar geni bir eitlilik yelpazesi oluturur. Bu gibi rnekler, bir genel sosyal alkanlk modelinin her bir tek (kii) tarafndan aynen uygulanmasnn pek sz konusu olamayacan gsterir. Ellerine geen en kk frsatta, sadan soldan, ok kk miktarlarda da olsa, dn para alp bunu geri vermeme gibi ilerindeki bir zor lamaya uyan insanlara rastlamak mmkndr; ya da mecburmu gibi, ayan yorganna gre uzatmamakta srar eden kimselere her zaman rastlarz. Benzer bir durum da, zaman bakmndan bi reylerin kendilerini denetleme becerilerinin yksek bir standarda ulam olduu toplumlarda, dakik olmama konusunda adeta di renen insanlarla karlatmzda sz konusudur. Belki de iinde bulunduumuz aamada, para ve zaman gibi konularda bir topluma egemen davran klielerinin, teki deyile sosyal alkanln iin den, o bireysel davranlarn, yani alkanlklarn nasl olup da t rediklerini enikonu inceleyip kavramaktan henz uzaz. nsan toplumlar baka hibir organizasyonunkine benzemeyen tipik ilikiler sunarlar. Bunlardan biri, tek insann, nce toplumun teki ye lerinden renme, onlarn (bilgilerini) alkanlklarn zmseme ve kendine mal etme sreleri zerinden mevcut sosyal al kanlklarn klielerini edinip buna gre kendini denetlemeye ve k stlamaya ynelmesi, ama bu sosyal boyuta ramen nispeten zerk, davranlar bireysel tipiklikler gsteren, yani belli bir anlamda u veya bu lde kendine zg, biricik bir kiilik yaps gelitiren
34

biri olabilmesidir. Bu olgular, kavramlarmzn mevcut gelimilik dzleminde henz kolay kolay ifade edilebilecek gibi deildir. Dil sosyalizasyonun bir aracdr dendi mi, bu ifadeyi anlamak herhalde kolaydr. Ama bunu sylerken bu renme srecinin ken dine zg karakteristik yanlarnn hakkn tam vermi saylmayz. nsanlarn renilmemi, doal kaynakl iletiim aralar ni teliindeki donanm, teki canllara kyasla byk lde dumura uramtr. Buna karlk tek tek insanlarn sosyal bir iletiim ara cna, zemini biyolojik olan dile ynelik bir renme mecburiyeti daha dorusu dil edinme mecburiyeti o lde artmtr. okun iletiim arac olarak anladmz dil, tek insan onu renmeye kalktnda, her zaman renilmeye hazrdr. yleyse bu anlamda dil kendini, tekin onu renmesiyle bireyselletiriyor demek pek de yanl olmaz. nsan topluluklar iinde kullanla kullanla gelien dilsel sem bollerin esizlii, bu sembollerin insan iletiiminde oynadklar rolle snrl deildir. Sosyal dzleme zg sembollerin iaret et mekle yetineceim bir zellii de, insanlar arasnda, gene vaz geilmez bir baka ilikiler dzenleme arac olan bilgi ilevi yk lenmeleridir. Her sosyal bekte, orada doan tek kiinin mevcut ve hazr bulduu ve tpk dil gibi, bir kuaktan tekine dil sembolleri araclyla aktarlan belli bir genel bilgi birikimi mevcuttur ve tek birey, sahip olduu byme potansiyeli sayesinde, doumundan nce o toplumda birikmi bu bilgileri renme yoluyla kendine mal ederken, tpk dili bireyselletirdii gibi sosyal bilgi birikimini de bireyselletirir. nsanlarn bu yolla edindikleri genel bilgilere dayanarak sosyal bek iindeki faaliyet ve ilikilerini tayin etmek zorunda olmalar ve tayin edebilmeleri, teki deyile, hem tek kii hem de topluluk olarak ayakta kalabilmek iin bu sosyal sem bolleri renmek zorunda olular, yani sosyal birikime ba mllklar, insanlar btn teki gelimi canllardan ayran, salt onlara zg karakteristik yanlardan biridir. nsanlarn toplumsal gelimenin belli bir basamandan itibaren olaylarn ak iindeki yerlerini tayin edebilmek iin renmek zo runda olduklar aralarndan biri de zamandr. Bu balamda da
35

tpk dil ve bilgide olduu gibi, sosyal bir olgunun bireyselletirilmesinden sz edebiliriz. Eklemek gerekirse, dili bireyselletiren tek kullancnn kendini denetleyip topluluun diline uyum sa lamas, btn bir insan cinsinin karakteristik bir zelliidir, yani homonidler topluluunun geirdii upuzun bir evrimin sonucudur. nsanlarn kendilerini zaman bakmndan denetleyip ayarlamalar ise bata ok ar aksak yol alan ve ok ge ortaya kan bir sreci temsil eder. Ve ancak bu gelimenin nispeten bize ok yakn ba samaklarnda zaman, artk kanlmaz ve her eyi kapsayan bir d zorlamann, kstlayc bir basncn sembolne dnmtr. Bu incelemeyi srdrdke, zamann bu zorlamasnn ve basncnn, okun tekler zerindeki bir basks anlamna geldii, genelin teki zorlamas, yani sosyal bir zorlamann sz konusu olduu, ama ayn zamanda kendi yalanmasn grmekten kaynaklanan doal bir zorlamann da sz konusu olduu, belki biraz daha net ortaya kacaktr. ok olandan, genel olandan teke doru dnmek, teki okun iinde kavramak, teki deyile, rolleri saptayarak dnmek, imdilik belki hl biraz gtr. Byle bir dnme tarz, insann kendisini kendi karsna koyup bakabilmesini, ken disi ile arasnda mesafe koyabilmesini gerektirir ki, byle bir be ceriye henz tam olarak ulaabilmi saylmayz. zellikle de ge nelden, toplumdan teke gidilmesi gerektiini ileri sren politik anlaya kar duyulan tepkiler, farkl politik tavrlar, byle bir in celemenin yolunu tkamaktadrlar. Evet geri insanlar inceler ve aratrrken, ok olandan teke doru yol alan bir dnme tarzn benimsemek gerektiine iaret eden gr, toplumu birey karsnda, ona gre daha yksek bir konuma yerletiren ve daha fazla nemseyen politik bir kanaatin ifadesi olarak anlamak mm kndr. Ama bizim derdimiz, birey ile toplum arasndaki ili kinin nasl olmas gerektiini tespit etmek deil, nasl olduunu, bunun ne trden bir grnt sunduunu aratrmaktr. Yani, dier bir deyile mevcut bir durumu tehis etmektir. te sorunu bu balamda anladmzda, bu metinde geni e kilde ele alacamz zaman zorlamasnn ve basncnn ortaya k mas sorunu, bir sosyal olgular aratrma, dolaysyla da sosyal ol
36

gular tehis etme sorunu olarak grlebilecei gibi, gene bu ba lamda karmza kacak olan toplum ile birey arasndaki ili kinin ne tarzda bir iliki olduu sorunu da ok verimli sonulara gtrebilecektir bizi. Zamann, tekin zerine zorlama uygulayan gizemli bir g olarak alglanmas hi de yeni bir ey deildir. Horaz bile yle demiti: Eheu fugaces, Postume, Postume, labuntur anni...1 (Heyhat, Postumus, Yllar uarcasna kayp gidiyor...) Ozann uucu, kac yllarn akp gidiine yakn, ilkalarn iinden bize uzanan, tazeliini hi kaybetmemi bir serzeniin, bir aresizliin ifadesidir. Horaz daha o gnlerde, aslnda insan buluu zaman sembollerinden biri olan yllara, geme, akma, ele avuca smama zellii atfediyor; oysa aslnda yl, bireysel mrn lme doru yol alnn, yani bir doal srecin, dzenleyici sem bollerle bir periyodik matris iine yerletirilmesinin, bu anlamda doal olann bir tr sosyal mdahaleye uramasnn ifadesidir. mrn lme doru yol almasnn kanlmazl ve bu yol culuun paralarnn ardkl, dilimlerin birbirlerini belli bir sra iinde izlemeleri, hibir zaman insanlarn iradelerine ya da bi linlerine bal olmamtr. te bu doal akn yllar biiminde dzene sokulmas, insanlarn, kendi sosyal amalar iin yl denen dzenleyici sembol gelitirmelerinden sonra mmkn olmutur. stelik antik toplumlarda zamann belirlenmesi ynndeki sos yal ihtiya hibir zaman, ne bu antik toplumlara gre rgtlenmesi daha karmak olan toplumlardaki kadar ne de gnmzn sanayi toplumlarndaki kadar byk ve her dakika hissedilen scak bir ih tiya olmamt. Sosyal rollerin ve ilevlerin gitgide incelip fark llamas ve oalmas, ama ve faaliyetlerin gittike daha ok b tnlemeleri sonucunda ortaya kan hzl gelimeyle birlikte, modern dnemin toplumlarnda, farkl insanlar zaman ile ili
1. Horaz, Carmina II, 14.
37

kilerini kendilerince farkl ekillerde kurmu, zaman karsnda kendilerine zg bir hassasiyet gelitirmilerdir. Saatlerin, tak vimlerin, hatta tat hareket saatlerini gsteren planlarn temsil et tii o sosyal d zorlama ya da bask belli bir sre iinde i selletirilerek, bu toplumlarda, bireylerin kendilerini bizzat denetle meleri ve bask altna almalar ve faaliyet ve davranlarn belli bir zaman matrisine gre ayarlanarak kendilerini kstlamalar so nucunu dourmutur. Zamanla iselleen d zorlamalarn basnc, nispeten dayatma duygusu yaratmayan, sknt vermeyen, lml, l l, hatta zaman iine yaylm, iddete gerek duymayan bir zor lamadr; ayn zamanda her yerde karmza kan ve kanlmaz bir basntr. Sosyal dzlemdeki zaman dzenlenmeleri, bireyin sosyal ha yatnn daha ilk evrelerinde bireysellemeye balad iin, yani in sanlar zamann dzenleniinden kaynaklanan zorlamay iselletirdikleri iin, insanlarn zaman vicdanlar salam, sarsl maz, gvenilir ve sesine hep kulak verilen bir vicdan niteliine b rnmtr. Zamann neresinde bulunduumuzu, saatin, gnn, ayn ka olduunu durmadan soran i sesimiz, ite bu basknn hemen hi susmayan sesidir. Byle olunca da, insanlarn edin dikleri bu kiilik yapsnn gerei olarak btn doal ve sosyal dz lemlere ve kendi hayatlarna ait olay ve sreleri, kendi do alarnn, hatta genelde insan doasnn karakteristik zellikle rinden biri gibi alglamalarnda da alacak bir yan kalma maktadr. Kkleri bu kadar derinlere uzanm, her an varln du yuran, ne azalan ne oalan, kendisiyle hep ayn kalan bu zaman vicdan basks ile donanm insanlar, kendilerinden farkl olan, za man sorma ve renme zorlamasn kendileri gibi alglayp his setmeyen, dolaysyla byle bir zaman vicdanndan yoksun kim selerin de var olabileceini ya da bir zamanlar var olmu olabile ceini tasarlamakta glk ekerler. yleyse, zamann toplumsal dzenlenii neredeyse paradigmatik bir biim arz eder ve bir uy garlama srecinin karakteristik yanlarn yanstr. Burada iin bir boyutuyla daha karlayoruz. Semboller, ge lime boyunca gereklie gitgide daha uygun hale gelip aradaki
38

mesafeyi adm adm kapatmaya doru yol aldklarna gre, in sanlarn, sembol ile onun temsil ettii gereklii birbirinden ayrt etmeleri de zorlayor demektir. rnein, daha da przsz hale getirilebilmesi sz konusu olsa da mkemmel saylabilecek g nmz takviminin zaman sembolleri gereklikle alabildiine yk sek derecede bir akma sergilerler. te sembol ile gereklik ara sndaki bu denklikten dolay, birok kimse, kendi mrlerinin doal, fiziksel ak dzlemi ile bu srecin takvime yansy ara snda (daha dorusu bu akan giden mr ile takvimin gnlerinin geii arasnda) kurulmu ilikiyi kendi mrlerinin ak olarak al glarlar. Aslnda geip giden, akan, gerek doal mrn kendisi ya da doann ve toplumlarn deiimini salayan olaylarken, insanlar zamann geip gittii duygusundan kendilerini kurtaramamaktadrlar. Elbette insanlarn bu dnyadaki eylem ve faaliyetlerinde ka rarlar alabilmek, durumlarn tayin edebilmek, yapp ettiklerini top lumun btnyle bir uyum iine sokabilmek iin kullandklar semboller, hatta bu sembolleri kullanma yeteneklerinin bizzat ken disi, gerekliin bir parasn temsil eder. Bu ynden bakldnda, semboln gereklikle u veya bu lde rttn sylemek zaten anlamszdr. Ama burada konumuz bakmndan sembolgereklik ilikisi zerine daha fazla gitmemiz gerekmiyor; bu kadar aklama bize yeter. nsanlarn, aslnda sosyal alann spesifik rnleri olan semboller yardmyla iletiim kurmalarn gene on larn biyolojik donanmlar gerekli ve mmkn klmtr. Bilginin gelime sreci iinde de semboller kullanan dnya ile (insann dnyas-.n.) sembolsz dnyann, metaforik bir dille syleyecek olursak, doann kendi kendisiyle karlamasnn, bilgi olgusunda sembollerin ilevini ele alan teoriler asndan ne ifade ettii so rusu da, burada ele almayacamz ayr bir sorudur. Ama ak olan bir ey var ki znenin nesneler dnyasna yabanc bir dnyaya girermi gibi, ontolojik bir rastlant sonucu adm att yolundaki eski bilgi teorisi anlay artk geride kalmtr. Burada zerinde durulmas gereken bir konu da, gelimi sa nayi toplumlarnn insanlarnda grlen karakteristik bir zellik
39

olarak, kendini toplumsal zamana gre ayarlayp dzenleme olgu sunun arkasnda yatan uygarlama srecidir ve bu srecin ynnn aratrlp incelenmesi ayr bir nem tamaktadr. Kendini zamana gre ayarlama biimindeki bu sosyal alkanlklar, toplumsal zaman ihtiyalar sanayi toplumlarndakine gre ok daha az olan basit toplumlarn alkanlyla karlatrdmzda, her dakika uyank, tetikte ve btn topluma yaylm bu zaman duyarllnn, bir uygarlama srecinin belirtilerinden olduu iyice belirginleecektir. Saatsiz ve takvimsiz insan topluluklar, bunlarsz binlerce yl yaayagelmi, yok olmadan ayakta kalabilmilerdi. Bu toplumlarn yeleri, devaml akan bir zamana gre kendilerini ayar layp byle bir d zora uymalar iin onlara bask yapacak bireysel bir zaman vicdan gelitirememilerdi. Bu onlarn, bireysel genel bir vicdandan yoksun olduklar anlamna gelmiyordu elbette. Daha nce de insanlar, kendi kendilerini denetlemeyi ve disiplin altna almay, aniden patlak veren duygularn, heyecanlarn ve drtle rini bastrmay ocukluktan itibaren, teki insanlarla bir aradaki ya amlar iinde spesifik dzenleme, ayarlama ve duygu ifade etme kalplar olarak renip gelitiremezlerse ve bu yndeki doal po tansiyellerini kullanmay renemezlerse, gerek tek olarak gerekse sosyal topluluk olarak ayakta kalma anslar alabildiine azalr de mitik. Bir uygarlama sreci boyunca deien ey, insanlarn ken dilerini kstlarken ve ayarlarken rnek aldklar kalplar ve bun larn yapsdr. Bu balamda, zaman bilinci modeli buna gayet iyi bir rnektir. Uygarlama srecine ilikin ortaya atlan bir modelin yzeyselletirilerek kullanldna sklkla tank oluyoruz. rnein, uygarlama dendi mi, bu srecin ekirdeinde, bireye ynelen ken dini kstlama basncnn srekli artmas ve younlamas anlal maktadr ounlukla. Oysa bu yorum, yanlglara yol aabilir. Uy garlama teorisini byle anlamaya kalktmzda, ilkel toplumlarda insanlarn kendilerine uyguladklar kstlama ve zorlamalarn is tisnasz ok az, zayf ve etkisiz olduunu ya da zaten byle zor lamalara hi rastlanmadn, heyecanlarn ve drtlerin dearjnn ise sosyal alann her blgesinde eit ve ayn younlukta ger
40

ekletiini dnmemize yol aar. Oysa bizimkiler kadar kar mak olmayan basit toplumlarn insanlarndaki davran biiminin karakteristik bir zellii, zorlamann toplumsal blgelere yeknesak bir ekilde dalmam olmas ve ounlukla da btn bir mr bo yunca ayn younlukla srp gitmemesidir. Bu trden zorlamalar, basit toplumlarn bireylerinin hayatlarnn belli evrelerinde, ge limi toplumlarn bireylerinden talep edilen denetimin katln ve dnszln katbekat aan boyutlara varabilmektedir. Ama ayn basit toplumlar, hayatn kimi alanlarnda ve durumlarnda gerek drtlerin tatmin edilmesi gerekse de heyecanlarn bo altlmas bakmndan ylesine msamahal davranabilirler ki, bu tatminler ve boalmalar, gerek younluu gerekse kendiliinden, denetimsiz davurma biimleri, gelimi toplumlarda katlanlabilir ve msamaha edilebilir btn davran kalplarnn ok ok tesine taabilirler. Basit toplumlarn insanlarnn kendilerini denetleme ve bastrma biimlerinin, ileri dzeyde gelimi sanayi toplumlarnnkilerle karlatrldnda gze batan tipik zelliklerinden biri de, basit toplumlarda bu yndeki davran kalplarnn, sosyal alandaki heterojen dalmdr. Davranlarn kat bir ekilde ritelletirilmi ve formalitelere balanm olmas, bir yanda bunlara tekabl eden nlemlere bavurma ve kendini tutma gibi dnsz talepleri be raberinde getirirken te yanda, heyecan, duygu ve drtlerin, her trl engellemeden ve biimsel kalplara uyma zorunluluundan uzak, alabildiine youn yaanmasna imkn vermitir. Dav ranlara ve duygulara toplumca ne kadar serbesti tannd bu iki ar u arasnda gidip geliyordu. Gelimenin ilk basamaklarndaki toplumlarda, bireyi kendini denetlemeye zorlayan d bask ile bi reyin buna uyma davran arasndaki iliki de bugnknden fark lyd; nk o toplumlarda ruhlarn btn varlklarn iine nfuz etmi olduu bir dnyada yayor olma anlay hkimdi ve bu an lay insanlarn gerek davranlarn gerekse de duygularn bu gnknden ok farkl bir ekilde belirliyordu. Bir ruhlar dnyasnda yayor olma anlay, bilginin ge liiminin belli bir n basamana iaret etmektedir ve bu aamada canl varlklar ile cansz doa nesneleri, sreleri arasnda bir ay
41

rma henz gidilmemitir ve zaten de gidilemez. Byle bir gelime basamandaki sosyal topluluun insanlarnn kullandklar sem bollerde de canl cansz birbirine gemektedir. Doada olup biten her eyin bir amac olabilmektedir szgelimi; sre canl olsun can sz olsun, ruhun iradesine tabi olarak hareket edilebilmektedir. Gne, Ay, herhangi bir aa, hatta bir tekne tpk insanlar gibi iradi davranabilmektedir. Daha sonraki toplumsal gelime ba samaklarndan geriye dnp baktmzda, bu anlaylar kolektif olduu kadar bireysel fantezinin rn olarak da okunabilirler. Bu anlaya dayal semboller, hem ynlendirici hem de dzenleyici i levler yerine getirirler. Ama ite bu durumda, i ile dn buradaki ilikisine bakarak d zorlama dzlemi ile bireyin kendini de netlemesi, kstlamas biimindeki i zorlama dzlemlerini ayrt etmek zordur. O gnlerin insanlar kendilerini belli tarzlarda k stlayp gemlemeyi rendikleri gibi, ruhlar yle istiyor diye ba kalarna iddet ve zor da uygulayabilirlerdi. Demek ki, ruhlara inanmak bir bakma vicdana sahip olmak, ruha vicdan ilevi yk lemek demektir. Drtlerin itkisine ve heyecanlarna belki de kendi gleriyle kar koyabilecek durumda olmayan insanlarn, fantezi rn ruhsal varlklarn grnrde dtan gelen basklarnda,'ken dilerini zapturapta alma yeteneklerini ve becerilerini glendiren bir d destek bulmu olduklarn dnebiliriz. Tabii unu da eklemeliyiz; ruhlarn ve insann hayal gcnn rn olan teki insan benzeri varlklarn, iradelerini, istek ve ni yetlerini nceden kestirebilmek, gelimenin daha ilerki aamala rnda birok doa srecinde ve olaynda fark edilen ya da bunlara atfedilen kurall, dzenli, mekanik hareketlerin sonucunu kestir mekten ok daha zordur. Bu nceki toplumsal gelime basamak larnda kiisel gvenliin zemini zayf, tehlike de o oranda b yktr. Ruhlarla ve insanlarla kurulacak ilikinin ritellere ba lanp formalitelerle belirlenmesi, bu balamda, bu yksek tehlike dzeyinden kaynaklanan tedirginlik ve endieleri yattrmaya y nelik nlemler olarak da deerlendirilebilirler. Szgelimi bu ilkel toplumlarda, rnein bir ziyaretinin karlanmas ya da erkek o cuklarn babalaryla ilikileri konusunda harfiyen izlenmesi ge
42

reken riteller vardr ve bunlar ayn zamanda sosyal statnn sem bolleri olarak da ilevseldirler. Misafire, babaya davrann ritellerine uymak ok nemlidir; nk gerek insanlarn birbirle riyle gerekse de doa gleriyle kurduklar ilikilerde ok yksek tehlike ve risk dzeyleri sz konusudur ve ritellere uymama du rumunda, sosyal staty kaybetme tehlikesi de dahil olmak zere, her tr tehlikeye maruz kalma olasl ok yksektir. Ayrca, co rafi hareketleri ok snrl olan insan topluluklarnda, stat yitirme durumu bir kez ortaya kt m, artk nne geilemez bir eydir. te belki karmaklk bakmndan bizimkilere gre ok basit bir dzeyi temsil eden bu toplumlarla yapacamz bu trden kar latrmalar, gelimi toplumlarda, doa glerinin o gnlere k yasla ok daha byk lde denetim altna alnm, dolaysyla da bu glerin gsterdikleri kararszlklarn keyfiliine olan ba mlln azalm olduunu, buna bal olarak da tehlike d zeyinin iyice alaldn ve insanlarn kendilerini o gnlere gre ok daha fazla gven iinde hissettiklerini gsterir. Bu gelimeler dorultusunda, karmak yapdaki ve st basamaklardaki toplumlarn insanlarnn kendilerini denetleyi ve bastr biimleri, bu an lamdaki davran kalplar, basit toplumlarnkinden, karakteristik bir zellikle ayrlrlar. lerki dnemlerin kendini denetleme ve ayarlama yollan bir orta izgi izler, daha bir yumuak, lml, eit dalml, her yerde ve her zaman ayn denebilecek biimdedirler; ama te yandan -zamann basksna gre kendini ayarlama ve k stlama zorunluluu rneinde olduu gibi- gemie gre daha bir kanlmaz olma zellii de tarlar; tpk zaman zorlamas gibi, toplumun btn yaama blgelerinde kendilerini hissettirecek e kilde olduka eit bir yaygnlk gsterirler. Belki sosyal ilikilerin en zel, en kiisel alanlarnda bir para gever bu tr zorunlu luklar; ama bir btn olarak baktmzda, toplumsal denetim, bi reyin kendini denetlemesinde ortaya kacak ar dalgalanmalara, eitlenmelere msaade etmeyecek yapdadr. Burada bir kez daha ayn eyi gryoruz: Bir uygarlama srecinin balang evreleri ile sonraki aamalarn birbirinden ayrt eden farklln karakte ristik yan, sanld gibi, gemiteki insanlarn kendilerini de
43

netleme, disiplin altna alp ayarlama gibi bir i-zorlamay ta nmamalar, byle bir durumun uygarlkla birlikte sonradan ortaya kmas deildir. Eskiden de vard bu. Uygarlamann o aa malarndan buralara gelirken deimi olan ey, sosyal d zorlama ile bireyin bizzat kendine uygulad i zorlama arasndaki ili kidir; dolaysyla da kendi kendini zorlamann kalplar, bu ka lplarn yaps, yani bizzat denetim modelleridir deien. Ama ite bunu syleyince, bugn alabildiine yaygnlap yer lemi ve byk lde sayg grp benimsenmi, dolaysyla tar tlmaz nitelie brnm bir anlayn da yetersizliini ilan etmi oluruz. Gelimi toplumlarn insanlar kendilerindeki zdenetim karakteristiini ve bunun uzants olan -iyi ya da kt insan olma nn da ltn oluturan- kendilerine hkim olma yeteneklerini, doutan gelen doal zellikleri olarak grme eilimindedirler ge nellikle. Oysa ite tam da bu zellikleri, yani dur durak bilmeksizin yoluna devam eden takvim ya da saat zamannn gereklerine ister istemez uyup hayatlarn buna gre dzenlemek zorunda kallar, bir gerei ok iyi ortaya koymaktadr; insann doasnn genetik kaynakl davran kalplar insan tek bana belirlememekte; belli bir topluma ait olma durumunun artlandrd sosyal alkanlk larn bask ve zorlamalar da, bir insann kiisel davran ve al kanlklarnn oluup ekillenmesinde kesin bir rol oynamaktadr. Ama ite bunu syler sylemez, modern an byk dnrler katalogunda yer alan filozoflarn geleneinde hkim bir rol oyna m olan bir insan anlayna da elveda demi oluruz. Descartestan yirminci yzyln varoluu filozoflarna kadar, karmza ister natralist isterse metafizik kyafetler iinde ksn, btn d nce modellerinde, tayin edici rol oynayan insan, hep toplumsuz, bir topluma ait olmayan insandr. Hatta ou zaman, doal ev renden tamamen bamsz, ondan hi etkilenmeden, yani dnyasz var olduu izlenimini veren biridir. Tuhaf, bir ekilde benmerkezci bu tek insann evresinde halkalanm bir gelenektir bu. Burada zaman incelerken gelitirmeye altmz yaklam ise, bize bambaka bir insan tablosu sunmaktadr. Bu tabloda, artk o tek insan bir bana her eyin odak noktasn tutmaz. Doa, o tek
44

insann tamamen dnda, ondan bamsz var olan nesnelerin dn yas deildir sadece. Ayn ekilde toplum da, tek insann tamamen rastlant sonucu aralarna katld tekilerden olumu bir alan, bir evre zelliiyle anlalmaz. Takvim zaman bize, ok basit bir yoldan, tekin, iinde baka birok insann da bulunduu sosyal bir dnyaya ve baka birok doal olayn yaand doal bir evrene yerletirilmi olduunu gstermektedir. Bir takvimin yardmyla, insan, bu sosyal ve doal olaylarn seli iinde bizzat hangi zaman dilimi iine ayak bastn tam bir kesinlikle tayin edebilir. Ayn gnlerinin tekrarlayan zaman kalplar, doum gnmzn ne gn olduunu, tekrar ne zaman geleceini semboller zerinden gs terirler. Ayn ekilde, takvimin yllar, her bir toplumun kendine gre kulland zaman gstergesi zerinden o aslnda bir daha hi geri gelmeyecek, hep ileriye akan yllarn hangisinin iinde ol duumuzu syler; ister Mslmanlarn, ister Hristiyanlarn, Yahudilerin ya da Japonlarn kullandklar zaman gstergesi olsun, bu hi fark etmez. Bunlarn hepsi tek tek insanlarn kullanmna bir dizi sembol sunarlar ve kii, bu sembollerin yardmyla, kendi do umundan bu yana, Gnein o grnrdeki hareketi sonucunda sosyal olarak ad konmu ve belirlenmi belli bir konuma ka kez geri dndn, teki deyile ardnda ka yl brakm olduunu kesinlikle tespit edebilir. Takvim yardmyla toplumlarn yalar ya da toplumsal srelerin uzunluklar, bunlarn dnemleri de be lirlenebilir. Kozmologlar, teden beri sosyal amalar iin stan dartlatrlm zaman birimi olan yl, baka fiziksel srelerin hz ya da seyrini belirlemek iin kullanyorlar. Sadece bir insann, bireysel bir mrn ya da bir toplumun ve sosyal srelerin ya lar deil, iinde yaadmz evrenin ya da ancak bir gne yl gibi doal bir olayn seyriyle ilintilenerek tespit edilebiliyor. Bu belirleme, insanlarn iinde yaadklar dnyada ve evrende, za manla ilgili olarak neye gre hareket edeceklerini tayin etmelerini ve kendilerini tehdit eden tehlikeleri daha kolay denetlemelerini salamaktadr. ) Kozmik evrimin ve dier doal srelerin srelerini belirlemek iin dnya merkezli bir standart sembol olan gne yln, do
45

laysyla Gnein grnrde Dnya evresindeki dn saysn temsil eden bir sembol kullandmz sylerken, buradaki uy gulamann aslnda gereklie tekabl etmediini ima etmek is temiyoruz. Buradan kartlabilecek yegne sonu, evrenin s releri ile ya da n hareketi ile Gnee atfettiimiz hareketler arasnda bu trden koordine edici ilikiler kurmann sadece in sanlar gibi varlklar bakmndan bir anlam ve amac olabilecei so nucudur. te ancak insanlarn ortaya ktklar gelimilik ba samaklarnda byle bir sentez yetenei de doann bu varlklaryla birlikte ortaya kabilmi; bu sentez yetenei sayesinde, insanlar evrenin hareketi ile Gnein grnrde Dnya evresindeki d nlerini, kullandklar sosyal semboller sayesinde ayn anda olup biten sreler ve hareketler gibi bir arada tasarlayabilme ve d nebilme imknna kavumulardr. nsanlarn, sembolleri by lesine karmak dncelere uygulayabilmek iin, ok uzun bir sos yal gelimeyi arkalarnda brakmalar gerekmitir. Bu semboller olmasayd, insanlarn bylesine karmak dnceleri iletiime sok malar, onlar sayesinde birbirleriyle iletiim kurmalar mmkn olamayaca gibi, bizzat bu sembollerin yardmyla zaman ile ili kilerini belirlemeleri de sz konusu olamazd. Zaman, daha nce belirttiimiz gibi, sosyal yoldan renilmi olan sentezin bir semboldr. Zaman alanndaki incelemelerin kar latklar en byk glklerden biri, insanlarn bizzat gelitir dikleri ve srekli olarak kullandklar sembollerin, ne ileyileri (yani nasl etkin olduklar) ne de yaplar hakknda pek fazla bir ey bilmemelerinden kaynaklanmaktadr. Bu da onlar, kendi sem bollerinin ormannda yollarn kaybetmeleri tehlikesiyle kar kar ya getirmektedir. Zaman, buna sadece bir rnektir. nsan rn takvim yapraklarndaki zaman gstergeleri ve saatlerin kadranlar, zamann sembol karakterlerinin rnekleri ve belgeleridirler. Fakat zaman insanlara gene de ou kez muammal grnr. nsan bu luu sembollerin karakteristik zelliklerini ve etkili olu me kanizmalarn gn na kartabilmek iin daha uzun almalar yaplmasnn art olduu kesindir. Bu konuda da, karnca kararnca katklarda bulunmak bu almann nne koyduu grevlerden bi
46

ridir. Dolaysyla da alma, gndelik konularla pek ilgilenmiyor. Ne tatile, dinlenmeye, elenceye ayrlan bo zamanla, ne alma, i saatleri ile. Aktel sorulara da hemen hi girmeyen bir metin bu. Belki de bu alma, birok zelliinin yan sra insanlarn bir arada yaamalarndan doan ilikileri ve sorunlar, gndelik ha yatn sorunlarndan tamamen uzak dzlemlerde ele almann da ya rarl olabileceini ve bu abann anlaml olabileceini gsteren bir rnek olar-ak da anlalabilir. Yine belirtmek isterim, sosyal sembollerin anlalmasn sa lamak iin sylediklerim olduka snrl kalyor; burada sembol ko nusunu sadece bir ynyle ele alarak, zaman konusunda insanlarn neler dndklerini, zaman kavraylarn, geleneksel felsefi al ternatifler arasndan, sbjektivizm ve objektivizm; nominalizm ve realizm arasndan geirerek, zamann dzenlenmesinden belli e killerde etkilenen insanlarn gerek kendilerini gerekse de insanlarn konumlarn daha iyi anlayabilmelerini salayacak kadar de indim. Bu kitab okuyup bitiren biri, burada zaman incelemesinin bir paras olarak, olduka geni al ve eitli sorunlara odaklanan bir sosyoloji teorisinin de gelitirildiini fark edecektir. Burada zaman sorunu rnek alnarak gelitirilen temel sorunlardan biri, bilgi kuramnn kendisidir.2 Burada bir bilgi sosyolojisinden sz etmek gerekir, nk bilginin znesi, bizim incelememizde artk geleneksel felsefelerdeki gibi o tek insan deil, insanlarn olu turduklar kuaklar silsilesidir ya da baka trl sylersek, gelien ve kendini gelitiren insanlktr. Burada karmza kan glk,
2. Felsefi gelenein penceresinden bakldnda bilgi kuram" kavramndan sz edilirken, sosyolojinin penceresinden bilgi sosyolojisi kavramndan sz edilir. Bu iki gelenei birbirinden ayran temel bir nokta, kullanlan iki ayr kavramda bilginin iki ayr ynnn ne karlmasdr. Birincisi dnyay bilebilme (yani gerein bilgisini edinme) anlamnda bir bilgiden sz ederken kincisi bilgi bi rikimi (yani dnya hakknda bildiklerimiz) anlamndaki bilgiden sz etmektedir. Geri sylemek bile fazla, ama bunlar birbirinden bamsz eyler deil: Dn yay bilebilme ynndeki admlar elbette ki toplumsal olarak sahip olunan bilgi dzeyinden bamsz deildir. Bilgisi olmayan kii yeni bir bilginin de znesi ola maz. Anlalaca gibi ben burada Kant geleneinden zellikle uzak durdum, nk bu iki bilgi kavram birbirinden kopuk gsterilmektedir.
47

bir soruna bak asnn byle radikal bir ekilde yn deitir mesiyle birlikte, birok yerleik kavramn ve modelin ie yaramaz hale gelmeleri ya da nemlerini yitirmeleridir. rnein, bilginin tarihi ile bilginin sistematii biimindeki ayrma temel olu turan tanm ve kavramlar, tam da bu anlamdaki bir bak de iiklii sonucu geersizlemitir. Baka birok belirtinin yan sra -insan topluluklarnn- zaman belirleme ve bir deneyim olarak ya ama alkanlklarndaki deimede ifadesini bulan renme s recini, ne balbana bir bilgi tarihiyle ne de bir bana bilgi sis tematiiyle kavrayabiliriz. Ayn ekilde, bilgi edinim srelerini incelerken kavramsal aralarmz, tek bir insann nasl rendii, bilgiyi nasl edindii sorusundan deil de, insanln bilgiyi elde edii sorusundan hareketle gelitirirsek, (yani sosyal sembollerin bize yn veren aralar olarak gelime srecinde insanlk asndan bir sfr noktas bulunduunu kabul edersek) pozitivist ya da transandantal gibi kavramlar da anlam ve nemlerini yitirirler. Byle bir bak as deiikliini gerekletirdiimizde, insana zg bu renme srecinin karakteristik yanlar arasnda, in sanlarn bilginin nesnelerine kar aldklar tutumlarn da ok spe sifik dnmler geirmi olduklarn grrz. Bu dnm, in sanlarn, zaman gibi aralarn, yani sembollerin, gerek yaplarnn gerekse de biimlerinin kaydettikleri deiimlerde ifadesini bulur. Gkgrlts ve yldrmlar yapan kimdir? sorusu yerine Gkgrlts ve yldrmlarn sebebi nedir? sorusunun ne kmas, bu deiimin ak belirtilerinden ve rneklerinden biridir. Bu d nm, buradaki teorik yaklama uygun bir belirlemeyle, insann olup bitenle kendi arasna mesafe koymas, kendini olaylarn iinde grmesi anlamndaki angaje olmak durumundan kp olaylarla kendi arasna mesafe koymas ynndeki bir deiiklik olarak an lalmaldr.3 Uzaklama, kopma ile buradaki anlamyla angaje olma (iinde yer alma-.n.) arasndaki dengedeki deiimler, teki sosyal faaliyetlerin sembollerinin yapsal deiimlerinin, yani bil3. Bu konuyla ilgili bkz. N. Elias, Engagement und Distanzierung. Arbeiten zur Wissenssoziologie I, Ed.: Michael Schrter, Frankfurt/M, 1983. (Kitap balnn Trkesi: inde Yeralma ve Mesafeli Durma, (.n.)
48

ginin ve renmenin sosyal dnmlerinin tehisinde bize yar dmc olabilir. Bu deiimler, aratrmacya yol gstererek, insan larn gerek birbirleri, gerek kendileri karsnda gerekse de -me safe koymann sonucu olan ve grece gelimi, yksek bir ba samaa denk gelen bir kavram olarak- doa karsnda aldklar tutumlarnda grlen deiim ve dnmlerin ynn tayin et mesinde yararl olabilirler. Doann bir ruhlar lemi olarak al gland ve kavrand o ilkel anlay, st dzeyde bir angaje olma, kendini d dnyadan soyutlayamama halinin karakteristik rneini yanstr. Doann doa olarak alglanmas, dier deyile yaantlarn deerlendiren insann kendisiyle doa arasna mesafe koymas ise doaya angaje olmaya gre daha yksek derecedeki bir dta kalabilme basaman temsil eder. Gelgelelim bu trden denge deiimleri, ters ynde de gerekleebilir. Doa olaylarnn ve srelerinin alglannda ve bunlarn denetlenmesinde, doayla insan arasna mesafe koyma alkanlnn esas olarak ileriye doru bir gelime yn izlediini sylemek mmkn olsa bile, in sanln dilinin, dnce ve bilgisinin sosyal sembollerinin st d zeyde bamszlat dnemlerin ardndan, yksek dzeydeki duy gusal bir bamlln ar bast sosyal sembollerin yeniden egemen olduu bir tarihsel konuma geri dmesi de pekl mm kndr. Byle bir gelimenin rneini, Roma mparatorluunun gitgide dalp ke doru yol ald srete buluruz. Kald ki, doayla yani d dnyayla alg arasna mesafe koyma eiliminin adm adm gelitii dnemlerde bile, ara sra ve snrl da olsa, ters ynde araya girmelere tank oluruz. te yandan mesafe koyma ile angaje olma, ayn dnemdeki bilginin farkl alanlarnda den gesizlikler gsterebilmektedir. rnein gnmzde, doa s relerinin renilmesinde, bunlara ait bilgilerin toplanmasnda ve bu srelerin alglanmasnda sz konusu olan mesafe, sosyal s relerin incelenme durumunda sz konusu olan mesafeye gre ok daha byk ve belirgindir. Gerek bu iki durum arasndaki ilikiye bakarak, gerekse baka ltler kullanarak -ister ayn insan top luluunun erevesi iinde kalarak isterse de deiik topluluklarn temsil ettikleri, gelimenin eitli basamaklarn gz nne alarak49

karlatrmalar yapmak ve aralarndaki eitli farkllklar ak bi imde belirlemek mmkn olacaktr. nsann bilgi daarcnn gelimesinin insanlk asndan oy nad rol, gnmzde belki biraz gerektiinden az takdir edil mektedir. Tam da bu nedenle, bilginin gelimesi meselesine biraz daha fazla nem vermemiz yerinde olur. Bunu yaparken, renme, bilgi edinme srelerinin gelime yn, ister gereklikle aradaki mesafenin bymesi, sembollerle gerekliin birbirine karmlk halinin ortadan kalkmas, sembolle gerekliin iki ayr dzlemde yer almalar, isterse de tersine, bu mesafenin azalmas, bamlln artmas, dolaysyla da semboller iinde fantezinin -duygusal b tnlemenin- paynn bymesi ynnde olsun, btn bu ge limelerin, insanlarn birlikte yaamalarndan doan ilikilerin bi imindeki ve yapsndaki deiim ve dnmelerden ayr dnle meyecekleri unutulmamaldr. Bu anlamda, bu trden srelerle, krizlerin, amazlarn yapsal zellikleri ve bunlarn stesinden gel me biimleri, szgelimi hayati maddeleri, besini, giyim kuam temin etme, bltrme ya da hayatta kalmak iin gerekli her eyi paylatrma biimleri arasnda kopmaz balar vardr. teki gelime dorultular gibi, sosyal alandaki bilgilerin artmas ynndeki ge lime, toplumun her bei ve yesi iin hayatta kalma ansn ar trc nem ve ilevler tar: Bilgi birikimleri insanlarn geliimine edilgen bir katk yapmakla kalmaz, bu srece etkin olarak ka tlrlar. Sosyal alkanlklarn uygarlk sreci iindeki geliimleri iin de ayn eyleri syleyebiliriz. Uygarlama srelerine bakarken, merceimizi, kabilelerin ya da devletlerin, yani hayatta kalmay mmkn klan birimlerin bir btn olarak gelimelerine odaklaya bileceimiz gibi, uygarlamayla atba giden bir oluum olarak dr tleri ve duygular denetim altna alma konusundaki gelimelere de tutabiliriz. Bu ikinci trden gelimeyi incelemeye yneldiimizde, insanlarn birlikte yaamalarndaki gelimelerle, bu insanlarn her birinin kiilik yapsndaki deime ve gelimeler arasndaki kop maz ilintiyi -hemen her zaman olduka ge de olsa- fark etmekten doan bir sorunla karlarz. Dardan, bakasndan gelen zor
50

lamaya karlk, bireyin iselletirdii ve zdenetimle kendini k stlama biimindeki zorlama ve bunlar arasndaki iliki sz ko nusudur burada. Her insan, belli bir dereceye kadar kendini idare edip yn lendirir. Gene her insan, gerek tekilerle birlikte yayor olmaktan gerek iinde yaad toplumun yapsnn geirdii deiimlerden ve gerekse de kendisinin ve teki insanlarn biyolojik, fizyolojik ihtiyalarndan tr (rnein yeme ime ya da souktan, scaktan korunma mecburiyeti) zaten belli bir lde zorlamalara maruz kalmaktadr. Bu zorlayc nedenler ve kanlmazlklar arasnda in sanlarn karar alabilme bakmndan kendilerine kalan alan, dier bir deyile onlarn zgrl, son tahlilde, zorlayc eitli erkler arasnda kurulmu olan az ok esnek ve deiebilir bir dengeyi, u veya bu biimde kurma imknlaryla belirlenmi bir alandr. Bu nedenle de, insan aratrmalar kapsamndaki her sondaj, insanlarn maruz brakldklar ya da bizzat boyun edikleri zorlayc ne denleri ve mecburiyetleri dikkate almad lde, boa gidecektir. Kimi aratrmaclar bu mecburiyetleri yok sayarak insann z grlnn yolunun denmesine katkda bulunacaklarn d nmlerdir. Ne var ki, dikkate alnmamakla, yolumuzdan e kilmi, ortadan kalkm olmaz bu zorlama ve mecburiyetler. eitli zorlama trlerinin birbirleriyle olan ilikileri, aralarndaki dengeler ve birbirlerine gre konumlar, insanln geliiminin deiik ba samaklarnda olduu kadar ayn basamaktaki sosyal snf ve kat manlar arasnda da farkllklar gsterirler; dolaysyla da in sanlarn, gerek tek balarna gerekse bir sosyal topluluk halinde karar alma imknlar, yani zgrlkleri de farkl farkldr. Bireyin zdenetimle kendisine zorlama uygulamas ile sosyal dnyann ona dayatt zorlamann ilikisi sorunu, ilk nce uygar lama sreci zerine yaptm inceleme srasnda karma k mt.4 Zaman incelerken bir kez daha karlayoruz bu sorunla. Bylelikle belli bir anlamda ember kapanm oluyor. Bir yanda uygarlama sreci asndan doayla, yani d dnyayla i ie olma
4. Kr. N. Elias, ber den Prozess der Zivilisation. Soziogenetische undpsychogenetische Untersuchungen, Frankfurt a.M. 1976, zellikle 2. cilt, s. 312 vd. [Uygarlk Sreci zerine. Sosyogenetik ve Psikogenetik incelemeler.] (.n.)
51

durumuyla te yanda araya mesafe koyma durumunun birbirleriyle ne trden bir iliki kurduklar sorununun incelenmesiyle zamann incelenmesi, birlikte yryen almalardr ve ou yerde ayn so runlar farkl ynlerden tekrar tekrar karmza karmaktadr. Daha nceki almamda, uygarlama srelerinin gelime yn ko nusunda ayrntl ampirik argmanlarla inceleyip ortaya koyduum bulgular, bu kitabn hem nsznde hem de metninde, zaman ele alnrken, d zorlama ile kendi kendini zorlama biimlerinin spe sifik yanlar hakknda sylenenlerle dorulanmaktadr. Byk l de bir kendi kendini zorlamaya, bir zdenetime dnm olan sosyal nitelikteki d zorlama, gelimi toplumlarda sk sk rast lanan ve uygarlamayla balantl zorlama tiplerinden biri olarak karmza kmaktadr. Zamann sz konusu olduu yerde ken dimizi zamana gre ayarlamamz ve kararlar almamz anlamndaki i zorlamann tezahrlerini, bu toplumun bireyleri, bizzat kendi zerlerinde gzlemleyebilirler. Gene uygarlamaya bal baka tip disipline etme ve zorlama biimleri, zaman konusundaki zor lamalar kadar kolay gzlemlenemese de kiinin kendi zerinde tes pit edebilecei olgulardr. Daha nce de deindiimiz gibi, dilsel e olarak sosyal sem boller sorunu, bu metinde, zaman sorununun anlalmas ba kmndan gerekli grld lde ele alnmtr. Birok baka sosyal sembol gibi, zaman sembol de, ayn anda baka ilevler ta yabilir. Zaman szc ile kavramnn oluturduu birlik, iletiimsel bir semboln tayaca niteliklere bir rnektir. Toplumdan topluma farkllklar gsteren belli seslerden olumu bir kalp, r nein Almancada Z/e/i/t, ngilizcede t/i/m/e, Franszcada t/e/m/p, [Trkede z/a/m/a/n,] bu toplumlarn her yesinin zihninde mev cut, renimle edinilmi bir an kalbyla balant kurar. Bizim anlam dediimiz ey ite budur. Ayn dil topluluunun yeleri arasndaki uzlama sonucu, rnein z/a/m/a/n seslerinden olumu birimin gndericisi (konuan/yazan) bu mesaj alan (dinleyen/ okuyan) ayn dil topluluu yesinin de kendisindeki an kalbn (anlam) bu birimle ilintilemesini umma hakkna sahiptir. nsan
52

larn kullandklar sembollerin iletiimsel ilevlerinin srr da bu rada yatmaktadr. Bu semboller, bu ilevlerinin dnda, kiinin kararlar almasna, olaylarn ak iindeki yerini tayin etmesine de imkn verir. r nein fizikiler zaman denen sembol bu ekilde kullanrlar -ama ite her istasyon saatinin rakamlar gsteren kadran, karmzda sosyal dzlemde kurumlam bir aracn bulunduunu da gs termektedir. stasyon saatinin hep belli bir ekilde ileyen mekanik akam herkese, kurumlam grsel bir mesaj yollamaktadr ve o kii bu grsel modeli ya da kalb belleindeki, sosyal olarak edi nilmi ilgili kalpla irtibatlar, bylece ona bir anlam verir. Ayrca btn bunlardan da teye zamann, bir sembol olarak, yn verici ilevinin yan sra buna eklenen bir baka ilevi daha bulun maktadr. nsan davranlarn ve duygu tepkilerini ynlendirip ayarlama ilevidir bu. stasyon saatinden ald mesaja gre, kii hzla hareket edebilecei gibi, istasyondaki bir lokantaya kp uzun sre beklemeye karar verebilir. Bu ilikide, d ayarlama ile kiinin kendisini ayarlamas ok zgl bir ekilde birbiri iine ge mektedir. Zaman, ok karmaklam toplumlarda ok ilevli bir karaktere sahip olduu iin, kullanm alan da geni ve eitlidir. Bitirmeden, belki de pek ummayacanz bir noktaya de ineceim. Zaman bir yandan, doal, fiziksel evrenin bir boyutu olarak anlalrken, nasl oluyor da bu zellii onun sembol ka rakterli oluuyla badayor diye sorabiliriz. Burada yaptmz gibi, be boyutlu bir evrenden bahsettiimizde daha da artcdr bu iliki. Bu be boyutlu evrende, zaman sanki kendine zg bir tr ifte varlk zellii gstermektedir. nsan da dahil alglanabilen her eyin, boyutlu mekn ve teki boyut zaman olmak zere drt boyutlu evren iinde bir konumu bulunmaktadr; ama zaman bir yandan da bir sembol olarak dnlp tasarlanr, bylece be boyutlu bir dnyann bir esine dnr. Zamann bu ka rakteristik zelliklerinin birbirleriyle ilikileri nedir; bir yandaki al glanabilir her eyin bir boyutu olma zellii ile te yandaki in sanlarn bir arada yaamalaryla gelien srelerle birlikte ortaya km bir sosyal sembol olma zellii nasl ilintilenirler?
53

Bu sorularn ksa cevab udur: Her durumda zamann ve me knn sembol karakteri mutlaka alglanacaktr denemez. Algla yann olaylara sembol karakterinden bamsz bakmas da mm kndr. Byle bir alglama durumunda, alglayanlar bilinli de ildir ve bu bilinsizlik durumunda, alglanabilir sreleri, zaman ve mekn iinde olup biten olaylar olarak alglamazlar.Yani olay lar zaman-mekn balamnda tasarlayacak bilin ve sentez d zeyine henz ulamamlardr. Ancak daha sonra, bilincin dner merdiveninde bir basamak yukarya trmanldnda bu imkn doar. Drt boyut iindeki olaylara beinci boyutun halkas eklenir, yani bu beinci boyutun temsilcisi olarak, olup biteni mekn ve zaman iinde alglayan ve ilemden geirip deerlendiren insan or taya kar. Gzlemleyiciler bir anlamda kendilerini, zaman ve mekn alglayan insan olarak bu merdivenin bir alt basamanda grrler. Ksacas karmzda insan iki kez iki ayr basamakta gz lemci durumundadr. Gelimenin bir alt basamanda boyutlu mekn ve zaman, toplam drt boyutlu bir olgu olarak alglarken, bu drt boyutlu dnyann sembol karakterini fark edip ona gre ka rarlar almay, hareketlerini ayarlamay becerir; bu basamakta da o insann sentez yetenei devreye girmektedir ve -daha nce de sy lediimiz gibi- doada hibir zaman yan yana olmayan, aslnda pe pee dizilen olaylar, kendi tasarm ve dnce dnyasnda, yan yana hareket eden olaylar gibi dzenleyip ayn ann iinde ya ayabilir. O drt boyutlu olaylar akn gzlemleyen insann sentez yeteneinin sonucudur bu. Ancak toplumun kendisi, yani sosyal dzlem, bilginin znesi, yani alglayan ve bilgi edinen zne olarak devreye girince, bir kez daha bir st basamaa km oluruz. Bu durumda, o bir nceki basamakta sadece doann bir boyutu olarak meknn boyutuna eklenmi zaman boyutu -toplumu bilmenin znesi olarak gzlem alanna soktuumuz andan itibaren- insan yapm sembol olarak belirir ve gereklie daha st derecede bir uygunluu temsil eder. Zamann, evrensel bir boyut karakterine b rnmesi, var olan her eyin durmakszn hareket iinde olduu de neyiminin sembollerle ifadesinden baka bir ey deildir. Zaman, olaylarn konumlarn, aralklarn srelerini, deiimlerin hzn ve
54

baka birok eyi, bu hareket seli iinde belirleyen insanlarn, kendi hareketlerini tayin etmeye almalarnn bir ifadesidir. Demek ki, yukarda ortaya attmz soruya cevap verebilmek iin, gzlemlerini deiik bilin basamaklarndan, bu basamaklara kar lk gelen perspektiflerden yapan insann farkl konumlarn ayrt eden modellere ihtiyacmz var. Drt boyutlu bir evrenden sz ederken, bilincin bu alg basamanda, insan o drt boyutlu ev renin iinde yer alrken, bilmenin bir st basamana getiimizde, drt boyutlu evreni gzlemleyen zne konumuna, dolaysyla da be boyutlu bir evrene geeriz. Dier bir deyile o drt boyutlu ev renin sembol olma zelliiyle yz yze geliriz.

55

Zaman zerine

Aadaki alma zaman zerine bir alma olmakla birlikte, onun tesine de gemektedir. Kolayca grlecei zere ele ald sorun daha geni kapsamldr. nk birbiri ardna farkl za manlarda gerekleen olaylarn zaman iindeki bir srallk ola rak alglanmas, nce olan hatrlayan ve bilin gzn kullanarak daha sonra olacak olanla ve imdi olanla birlikte tek bir imge ola rak zamann alglanmas, birletirici birimlerin (insan kastediyo rum), birbiri adna gerekleen A, B, C olaylarn bir arada ta sarlayan zihinsel bir grnty kurarken, bunlarn ayn anda ger eklemedii bilgisine de sahip olmasn gerektirir. Dolaysyla bu durum, sentez yapma yetisine* sahip canllarn bu yetilerinin de

59

neyimle harekete geirilip yapsal zellikler kazanmasna baldr. Bu tr bir sentez yetisi insan trne zgdr; insanlarn dav ranlarnn belirleni biimi, bu anlamda trsel bir zellik gsterir. nsan trnn davranlar, tandmz tm dier canllardan farkl olarak, renilmemi tepkilere daha az balyken, daha nce renilmi ve deneyimle kazanlm bilgilerin (stelik tek tek bi reylerin deil insan kuaklarnn oluturduu uzun zincir boyunca kazanlan deneyimlerdir sz konusu olan) etkisindeki alglarna daha fazla baldr. nsann bu kuaklar tesi renme yetenei, yani bir kuan deneyimini tekine aktarmas olgusu, yzyllar iinde insann evresiyle ilikilerinde daha ileri ve daha kapsaml ilikiler kurarak sorunlarn zmesini salamtr. nsann zaman olarak alglayp yaad ey tam da budur, evresiyle iliki ve sorun zme aracdr. Bu ara uzun bir srete, kazanlan deneyimlerle ve kuaklar tesi bir renmeyle yava yava gelimitir. Olaylarn bugn bizim zaman diye sem bolletirdiimiz biimiyle ilikilendirilmesinin insanln tm za manlarnda grlen bir davran olmadn gsteren ok sayda veri vardr. nsann sentez potansiyelinin bu aamaya gelene, yani insanlar zamann ardll biimindeki zihinsel imgeyi oluturana kadar, harekete geirilmesi ve yapsal zellikler kazanmas ge rekiyordu; dier bir deyile kuaklar boyu sren bir deneyim sreci gerekiyordu. Bugn zaman diye nitelediimiz insan deneyimi gemite deiime uramtr ve bugn de bu deiim srmektedir; ve bu deiim, geliigzel deil, aklanmas mmkn olacak bi imde, belli yaplar ve hedefler erevesinde gereklemektedir. te bu almann amac, bu deiimin yapsn ve ynn eitli bakmlardan ele almak ve bu srece nasl bir aklama getirile bileceini bir lde gstermektir. in zne baklrsa bu prog ramn nemli noktalar alabildiine basittir.
*Yeti: Trkede yeti, yetenek gibi szcklerin kullanm oka karsa da, konunun neminden dolay yeti szcnden vazgemek istemedik. Burada yeti, doutan gelen, biyolojik yapda yerini bulan zellik veya sorun zme olana anlamyla kullanlmtr. Bu szcn anlam, sonradan renilen, toplumsal birikimin salad veya bireyin gelime sreci iinde kazanlan beceri ve yeteneklerden ayr tutulmaldr, (.n.)

1 Descartestan Kanta ve Kant sonrasna kadar uzanagelen olduka yaygn bir hipoteze gre, insanlar doutan, olaylar birbirleriyle ilintilemenin spesifik biimleriyle donatlmlardr ve bu biim lerden biri de zamandr. Baka szcklerle, olaylar zaman se kanslar (sral paralar) halinde sentezleme yetisi, insann alglama faaliyetlerini her trl deneyimden nce belirlemitir ve bu sentez becerisi, bu zelliiyle belli bir toplumun elindeki bilgilerinden ba msz, renme yoluyla elde edilmeyen bir beceridir. nsanda byle a priori bir sentez yetisinin bulunduu varsaym, insanlarn, olaylar arasnda ilintiler ve balantlar kurma bakmndan genel ve herkese zg bir yetiye sahip olduklar anlamna gelmekle kal myor, ayn zamanda, onlar olaylar arasnda spesifik balar ve ilin tiler kurmaya zorlayan doutan gelme bir yapyla donanm ol duklar, dolaysyla, zaman, mekn, tz, doa yasas, me kanik nedensellik ve benzeri kavramlar da oluturmaya mecbur brakldklar ileri srlm oluyor. Bu durumda da bu kavram larn, renmeyle edinilmemi, deimez mutlak sabitlikleri temsil ettii izlenimi yaratlyordu. Bu hipotezin rkln gstermeye alacam. nsanlar do utan, doal donanmlarnn bir paras olarak, genel bir sentez yapma potansiyeliyle, yani olaylar, sreleri birbirleriyle ba lama, ilintileme yetileriyle donanmlardr; gelgelelim gerekle tirdikleri btn o insana zg balantlar, gerek konumalarnda gerek dnrken kullandklar, bu ilintilemelere karlk gelen btn kavramlar, doutan gelme yetilerin rn olmayp sosyal renmenin ve deneyimin sonulardr; insan kuaklarnn olu turduklar o upuzun zincir boyunca renilmi genel bilgileri ve bilgiyi bir kuaktan tekine aktaran zincirin sonulardr, zira tek insann mr, yksek bir sentez dzeyini temsil eden, neden, sonu, zaman vb. kavramlar, bunlarla ilintili spesifik ilintileri bir bana renemeyecei kadar ksadr. nsanlarn, a priori bir sentezin gcyle ve kendiliklerinden, yani herhangi bir renme birikimine ihtiya duymadan, olaylar zaman kalbnn biimi
61

iinde birbirleriyle ilintiledikleri yolundaki felsefi gr, dier de yile bu sentezi, doutan bir akln yetisine balayan anlay, Descartesn, Kantn ya da tekilerin, adm adm izledikleri ve d nemlerinde hazr bulduklar gereklik bilgilerinin snrllndan olduu kadar bu dnrlerin deneyimi kavraylarndan da kay naklanyordu: Onlar, deneyimden sz ederken gzlerinin nnde hep zerk, tam bamsz bir birim olarak anladklar insan vard; insanlarn yzyllar boyunca birbirleriyle kurduklar ilikilerle de neyimlerinin arttn ve dnme aralarnn ve yollarnn oalp yetkinletii gereini tamamen gzard ediyorlard.

2 inde yaadmz toplumlarda, zaman sekanslar* olarak ya admz olaylar dizisini, insanln oldum olas bizim gibi, bugn geerli olduu tarzda, yani dzenli, periyodik, tek biimli ve ke sintisiz bir ak olarak yaadklar dncesi, gerek gemiin ge rekse bugnn olgularna ynelik yapabileceimiz saysz gz lemle tam bir eliki oluturmaktadr. Einsteinn, Newtoncu zaman kavramnda yapt dzeltme, zaman kavramnn nasl de iebileceine modern bir rnektir. Einstein, Newtonun, zaman btn bir fiziksel evrenin iine yeknesak bir biimde yaylm, tekbiimli bir sreklilik olarak kavrayndaki ksuru apak gzler nne sermitir. Gzlerimizi, insanln toplumsal gelimesinin ilkel balang aamalarna evirmeye enmezsek, bugn zaman dediimiz eyin gerek deneyim olarak yaanmasnda ge rekse de kavramlatrlmasnda tpk Einstein rneindeki gibi d nmlerin ve deiikliklerin sk sk yaandn gsteren bulgular ve kantlarla karlarz. Bizim bugnk kullanmmzda zaman, ok yksek bir genelleme ve sentezleme dzeyine tekabl eden bir
* Zaman sekanslar: Zamann bir olaylar dizisi olma hali. Burada sekans ke limesi dizisellii ifade ediyor, (.n.)

62

kavramdr1 ve bu kavram zaman sekanslarn lme yntemleri ve bu dizimlerin kuralllklar konusunda ok geni bir sosyal bilgi bi rikimine dayanr. Daha nceki ilkel gelimilik aamalarnda, in sanlarn byle bir bilgi birikimine sahip olmalar sz konusu de ildi. Elbette onlarn bize gre daha az akll olmalarndan kaynaklanmyordu bu yetersizlik. Sadece, bu bilgi birikiminin or taya kabilmesi, doal olarak uzun mu uzun bir zaman sresini gerektiriyordu. En eski zaman lekleri olarak Gnein, Ayn ve yldzlarn hareketlerinin kullanldn sylemitik. Bugn, bu gk ci simlerinin hareketlerinin dzeni, birbirleriyle ilikileri ve kurallar konusunda tm ayrntsyla tandmz bir tabloya sahip bu lunuyoruz. Atalarmzn, byle bir anslar yoktu. Hatta daha da gerilere, gemiin derinliklerine yeterince daldmzda, insanlarn, gk cisimlerinin ok eitli ve alabildiine karmak hareketlerini birbiriyle badatran, az ok btnlemi bir model iinde top lama konusunda iyice aresiz olduklar gelime basamaklarna rastlarz. Bu basamaklardaki insanlarn tank olduklar ey, bir sr tek tek, kopuk doa olayyd; ama bunlarn arasndaki balantlar konusunda ak seik bir fikirleri yoktu ya da hayal gcne da yanan olduka sallantl, dengesiz ilintiler kuruyorlard bu olaylar arasnda. Olaylar zamansal ynden belirlemeye yarayacak stan dartlatrlm sabit birimleriniz yoksa, bizimki gibi bir zaman kav ramnz da olamaz. Ayrca insanlar, gelimenin eski basamak larndan birinde, bugn sk sk alt izildii gibi, bize gre daha somut kavramlarla iletiim kuruyor ve dnyorlard. Ama as lna bakacak olursak, bir kavram iin somut demek mantken e likilidir; dolaysyla da somut kavram yerine tekilletirici veya daraltc sentezlerden, dier deyile dk bir soyutlama d zeyinden sz etmek daha doru olacaktr. rnein, insanlarn bizim bugn gece dediimiz yerde, uyku kavramn, bizim tak vim ayn kastettiimiz yerde, onlarn gkteki Ay kavramn zaman birimi olarak kullandklar gelime basamaklar vard.
1. Soyutlama dzeyinden bile bile sz etmiyorum. Zaman kavram nereden, nelerden soyutlanarak" elde edilmi olabilir ki?

63

Bizim yldan sz ettiimiz yerde, onlar hasat kavramna ba vururlard. Zaman konusundaki aratrma ve incelemelerde kar latmz glklerden biri, insanlarn soyutlama yeteneinin ge limesini aklayan bir teorinin, veya daha doru deyile, sentez yapma yeteneinin evrimini modelletiren bir teorinin yok luundan kaynaklanmaktadr. nsanln, tekilletirici, somuta in dirgeyici sentez basamandan genelletirici sentez basamaklarna doru kaydettikleri ilerlemenin admlar, bu balamda karla tmz en nemli gelimelerden biridir. Ne var ki, burada bu ge lime zerinde durmaya yerimiz msait deil. Ayrca bugn, tak vimlerimiz ve teki zaman dzenleyici aralara uygun bir ekilde birbirlerini tamamlayan, saat, gn, hafta, ay, yl gibi zaman birimlerinin, gemite her zaman bu kadar przsz bir btn oluturmadklarn biliyoruz. Gerekten de saatleri, birbirini tamamlayan, kesintisiz yllk takvimler gibi nispeten btnlk gs teren matrisleri, dahas sadan sonra 19. yzylda yayoruz t rnden alar kapsayan zaman gstergelerini bulmamz mmkn klan etmen, sosyal hayatn zaman belirleme alannda kaydettii gelimedir. Bu gelimeyle birlikte, zamann yaanlmas, dzenli akan bir su gibi tek biimli bir btn olarak alglanabilmitir. Bu gelimenin yaanmad yerde bu trden bir duygu ve yaant da mmkn olamaz.

3 Zaman kavramlarnn gelimesini temsil eden bir model ortaya ko nursa, insan toplumlarnn doadan gittike bamszlamalarn ve doa karsnda nispi zerkliklerinin gittike bymesini daha iyi kavrayabiliriz. nsanlk tarihinde, insanlarn doann iinde ken dilerine atklar sosyal alann henz ok dar ve snrl olduu ge lime basamaklarndan geildi. Doann gbeindeki bu sosyal adacklarn gerek kendi aralarndaki gerekse bu adacklar ile bizim bugn kendimizi insan-merkezci bir mantkla dnyann ortasna
64

koyarak bizim evremiz dediimiz olgu arasndaki karlkl ba mllk ilikileri, eski dnemlerde henz tereddtsz ve do rudandr. Sosyal alanlar oluturan insan topluluklar ile insann d ndaki doa arasndaki iktidar ve hkimiyet dengesi eski toplumlarda doa lehine deiir. Ayrca sosyal olaylarn dnemlerini, ta rihlerini belirleme giriimleri de insann dnda kalan periyodik doal olaylarn ve srelerin gzlemlenmesinden elde edilen so nulara bamldr. Doann gbeindeki sosyal adacklarn kap lad alanlar genileyip, bunlar doa karsnda kentleme, ti caretin gelimesi ve retimin mekanikletirilmesi sreleriyle birlikte nispi zerkliklerini artrdka, bu sefer de, bizzat insan ya ps olan zaman lc ve dzenleyici aygtlara duyulan ihtiya ve bamllk da trmanmaya balam, buna paralel olarak da Ayn periyodik hareketleri, mevsimlerin deimesi ya da med-cezir d nemleri gibi, doal zaman ltlerine duyulan ihtiya ve ba mllk da azalmtr. Gnmzn geni lde kentlemi ve sa nayilemi toplumlarnda, doal mevsimlerle takvimin gsterdii birimlerin ak arasndaki bant, tamamen yok olup gitmemise de, daha dolayl, daha gevek bir ilikiye dnm, ama takvim ay ile gkteki Ayn hareketleri arasndaki bir zamanlar var olan bant, hemen hemen kaybolup gitmitir. nsanlar artk, kendi ya rattklar sembollerin kol gezdii bir dnyada, bu sembollere byk lde yaslanan bir hayat gerekletirmektedirler. Bir za manlar doann ortasnda kendilerine atklar nispi bamszlk alanlarnn zerklii, doa ile bu sosyal alanlar arasndaki ba mllk ilikisi mutlak bir zerklikten sz edebileceimiz lde tamamen yok olmam olsa bile, muazzam boyutlara ulamtr. unu da eklemek gerekir, doa karsnda gittike daha ba msz sosyal alan yaratma ynndeki bu gelimenin, tersinmez, yani geriye ilemeyen bir sre olduunu ileri srmek zor olduu gibi, bu srecin dmdz bir izgi izlediini sylemek de mmkn deildir. Bu gelime iinde geriye atlm admlara, tekrarlara, do lamba ve zikzaklara rastlayabiliyoruz. nsanlarn yaad s reler, eitli ve ok ynldrler; dolaysyla insanlk daha geni zerkliklere ve bamszlklara doru yol alrken, gelime s65

recinin iinde daha nceki aamalarn tekrarland, eski d nemlerin yeniden karmza kt olur. rnein 19. yzyldan nce ve sonra, insan buluu olan zaman lme enstrmanlarnn hi bilinmedii ya da ok az bilindii, yapsal ynden birbiriyle e deerli sosyal geliim basamaklarna rastlayabiliyoruz. nsanlarn doa karsnda oluturduklar sosyal alanlarn zerk liinin artabilecei, ama bu zerkliin, doann emberi iindeki bu zgrln, gene de nispi bir artma olarak kalabilecei ger eini anmsatmamz, aramzda ok yaygn ve bizi mthi yanltabilen bir dnme tarzna da kar kmamz salyor. Biz, sanki zne ile nesne, toplum ile doa birbirlerinden ba mszmlar izlenimi veren kavramlarla dnp konuuyoruz ge nellikle. inde yaanlan an tesine bakabilen, uzun erimli bir perspektifle bertaraf edilecek bir yanlgdr bu.

4 Zaman sorunu zerinde dnrken, zaman szcnn isim bi imi, kafamz kartrp bizi yanl yerlere yollamaktadr. Baka bir yerde de, nesneletirilmi isim szcklerle konumann ve d nmenin, olaylarn bantlarn alglamamz son derece gletirebileceini syledim.2 Bu konuma alkanl, bugn hl yle tamamen ortadan kalkmam olan bir eilimi, eskilerin, so yutluklar kiiletirme eilimini anmsatmaktadr. Adaletli dav ranmann, Tanra Justitia kiiliiyle sembolletirilmesi gibi. Sos yal olarak standartlatrlm bir dilin, toplumun tek tek bireylerine, nesneletirme ieren isim szcklerle konumay dayatmasna sa ysz rnek verilebilir. Rzgr esiyor ya da Nehir akyor gibi cmleleri dnn yeter. yi ama, rzgr, aslnda esme ha reketinden baka bir ey mi? Ya da nehir, akarsu, akan sudan farkl, ayr bir ey mi? Esmeyen bir rzgr, akmayan bir akarsu ya
2. Norbert Elias, Was st Soziologie?, Mnchen 1971, s. 73.

66

da nehir dnebilir miyiz? Ayn durum zaman kavram iin de geerlidir. rnein n gilizcedeki fiil halini gsteren timing gibi bir fiil hali Almancada olsayd, yani zamanlama ya da zamanlatrma gibi zamann an lamn eylemletiren bir szck bulunsayd, saate bakma ediminin, iki ya da daha fazla olayn ak iindeki sekans ve po zisyonlar birbirine uyumlama, senkronize etme anlamna gel diini kavrar, anlardk. Bu durumda, zamann ya da zamanlatrmann, arasal karakteri gzden kamayacak kadar belirginleirdi. Oysa rnein Alman dilinin mevcut imknlar, za man belirlemek, zaman lmek gibi ifadeleri gerek konu mann gerekse bu konuda dnenin karsna kartp durur. Byle olunca da, sanki llebilecek, belirlenebilecek nesnelerin, rnein zaman diye bir nesnenin var olduu izleniminden kur tulamayz. Demek ki bu rnekte olduu gibi, bir toplumun dilsel uzlamlar, alkanlklar, konuan ve dneni, yanl yola da sevk edebilmektedir. Bu alkanlk, herhangi bir anlamda burada olan, var olan, nesne gibi varlksal zellik tayan, insanlarn du yularyla alglamadklar bir ey bile olsa, llp belirlenebilen bir zaman anlayna yol ap, zaman konusundaki mitosu ta zelemektedir. Byle olunca da, zamann bu kendine zg varolu biimi zerinde yzyllar boyunca felsefe yapp durabilirsiniz artk. Gerek kendinizi gerekse de bakalarn o esrarengiz varlk zerindeki, zaman zerindeki speklasyonlarla oyalayp durur ve ortalkta herhangi bir sr ya da esrarengiz durum olmad halde, srlarn ustas olarak kaslabilirsiniz. Sonunda Einstein zamann yle bir nesne olmayp sadece bir iliki biimini temsil ettiini ispatlad. Newtonun sand gibi, Tanr'nn yaratt, o gzle grnr nehirler ve dalara benzeyen, onlardan tek fark grnmezlik olan, ama yine onlar gibi insandan bamsz nesnel bir olu deildi. Ne var ki Einstein da bu m dahalesini gerektii kadar derinletiremedi. Kendisi de dilin sz cklerinin fetiletirici basksndan tam kurtulamad ve nesne zel lii tayan zaman mitosu anlayna, kendi kavlince bir destek vermeden edemedi. Zamann belli koullar altnda hz67

lanabileceini ya da yavalayabileceini sylerken, bize kar mzda genleen ya da bzlen bir nesne olduu izlenimi verdi. Ksacas o da, zaman, bir fizikinin kstl uzmanlk alan er evesi iinde tartt. Oysa zaman kavramn eletirel bir de erlendirmeden geirmek, fiziksel zaman ile sosyal zaman ara sndaki ilikiyi, dier deyile sosyal alanda ve doada zamann belirlenmesi arasndaki ilikiyi kavramamz gerektirir. Ama ite, bu zaten Einsteinn grevi olmad gibi, fizikilerin uzmanlk alan iine giren bir grev de deildi.

68

5 nsan toplumlarnn, yani sosyal adalarn, dnyann insan d 'doal alannn emberi iinde gitgide genilemesi, yukarda de indiimiz gibi, toplum ile doann ayr ayr blgelerde yer al d izlenimini veren bir dile ve konuma tarzna yaramtr. Doa bilimleri ile sosyal bilimlerin gittike birbirinden ayrlan yollar da bu izlenimi glendirmitir. Ancak fiziksel zaman ile sosyal zaman, birbirinden bamsz incelendikleri srece, zaman olgusunu doru drst kavramamz yine zaman olgusunun yaps gerei ola nakszdr. Zaman szcnn bu isim halini, fiil biimine evirip zaman belirleme sorununu zmeye alrsak, sosyal olaylarn zaman belirleme faaliyeti ile fiziksel olaylarn zaman belirleme fa aliyetini birbirinden ayr ele alamayacamz grrz. nsan ya pm zaman lerlerin gelimesiyle birlikte, sosyal dzlemdeki zaman belirleme giriimleri yaygnlap nispi bir zerklik ka zanmaya balam, Gnein, Ayn hareketleri gibi, insan d doal aralar kullanarak zaman belirleme alkanl gerilemeye yz tutmutur. Doal hareketler ile sosyal zaman belirleme fa aliyetlerinin iki ayr dzlemi arasndaki balant dorudanln kaybetmeye doru evrilmi, ama hibir zaman tmden kopmamtr. Gerekten de nihai bir kopu zaten imknszdr. Ama ok uzun bir sre, insanlarn toplumsal ihtiyalar, onlar gk ci

simlerinin zamann belirlemeye itmitir. Sosyal alanda zaman be lirleme ynndeki gelimeler her ne kadar sosyal gelimelerden et kilenmise de, kolayca gsterilebilecei gibi, bu, doal alandan ba msz deildi ve bu bamllk srmektedir. Evrenin fiziksel dzlemleri ile sosyal dzlemleri arasndaki kopmaz balantlar gzden kardmz srece, baka deyile, insan toplumlarnn ortaya kn ve gelimesini, insan d o byk doal emberin iinde kalan bir sre olarak grmeyi be ceremediimiz srece, zaman sorununun ok nemli bir yann kavramamz olanakszdr. Zamann bu zelliini, kabaca yle be lirleyebiliriz: Gerek fiziin gerekse de felsefenin hkim gelene inin erevesi iinde, zaman, ok gelimi bir sentez dzeyinin rn bir kavram olarak grnmektedir. nsanlarn toplumsal pra tiinin alanna dndmzde ise -hani nemli bir randevuya ge kaldmzda hemen fark edebileceimiz gibi- mecbur klc gc olan bir dzenleme ve ayarlama mekanizmas olarak karmza kar zaman. Doa ile toplumu birbirinden koparan, dolay syla da fiziksel ve sosyal zaman sorunlarn, bunlar birbirinden ta mamen bamsz tutarak zmeye kalkan geleneksel eilim, ortaya paradoksal diyebileceimiz bir sorun atmaktadr; zaman tar tmalarnda genellikle sessiz sedasz geitirilen bir sorundur bu;.. yle ya, genellikle stnde dnldnde ok st dzeydeki bir sentezleme dzleminin kavram olarak grnen bir eyin, insanlar zerinde bylesine gl bir bask yapmas, onlar bylesine zor lamas nasl mmkn olmaktadr? Zaman sosyolojisi zerine ara trmalar bugn hl yok denecek kadar azdr. Bunun nedenlerinden biri, zaman sorunlarnn, hl -hatta sosyologlarca bile- geleneksel felsefenin alkanlklarna gre tartlmasdr. Bir baka neden sos yal gelimeyi, dar, ksa erimli bir perspektifle ele alma al kanldr. Gelime srelerini izleyen ve farkl dnemleri kar latran bir yaklam temel alnmad srece, zamana ynelik sosyolojik aratrmalardan pek hayr gelmez.

69

6 Dediimiz gibi, yabancs olmadmz birok dil alkanl ve deyim, bizde, zamann tpk aa gibi, akarsu gibi, fiziksel bir nesne olduu izlenimi uyandrmaktadr. Zaman ltmz sylediimiz an, gerekten de zamann tpk bir da ya da akarsu gibi llebilecek fiziksel bir nesne olduu izlenimi doar. Ya da aradan geen zaman boyunca, bu zaman sresi boyunca gibi deyilere bir bakn; sanki insanlar ya da btn dnya, zamann oluturduu bir aknt iinde yzmektedirler. Gerek bu rneklerde gerekse baka durumlarda, zaman kavramnn bu isim hali, zaman ve mekn iinde zaman diye bir nesnenin bulunduu ya nlsamasnn olumasnda byk pay sahibidir. Oysa rnein di limizde zamanlatrma ya da zamanszlatrma vb. gibi eylem hal leri bulunsayd, hem zaman belirlerken hem de iki sreci kout klmada bir insan faaliyetinin sz konusu olduunu, ama dmzda zaman diye bir nesnenin bulunmadn kavramak kolaylard. Bu tr bit insan faaliyeti belli amalarla, sadece bir ilikinin deil, bir eyi iliki iine sokmann da sz konusu olduunu anlatr bize. Asl sorulmas gereken udur: Kim, neleri, hangi ama ve niyetlerle ilikilendirmektedir? Bu sorulara cevap vermek iin atlacak ilk adm nispeten ba sittir. Zaman szc, bir insan topluluunun, yani anmsama ve sentez yapma gibi biyolojik verilerle ve becerilerle donanm bir canllar beinin iki ya da daha fazla olay ak arasnda iliki kur masn ve bunlardan birini teki olay ya da olaylar iin kyas, kar latrma ls olarak standartlatrmasn temsil eden bir sem boldr. Bu trden hareket aklarna, med-ceziri, Gne ile Ayn do uu ve batn rnek verebiliriz; bu gibi olaylar zaman belirleme amacyla kullanldnda, sosyal bakmdan standartlam de iimler dizisi nitelii de kazanmlardr. nsanlar, bu trden doal hareket dizisini zaman belirleme amalar bakmndan ye tersiz bulduklarnda kendi eserleri olan daha kusursuz, daha hassas ve gvenilir hareket aklarn l birimi olarak belirleyip dier
70

olaylarn akn bu birimlerle lmlerdir. te saat budur. nsan buluu ve yapm olan, yapay yoldan fiziksel hareket reten sa atler, birer deiimler dizisi olarak, doal, fiziksel ve sosyal de iimlerin kurduklar teki sreklilikler iindeki dilimleri lmeyi salarlar.3 yleyse farkl olay dzlemlerini ve bu dzlemlerdeki dilimleri birbirleriyle ilikilendirerek zaman denen eyi oluturmak iin tr srekliliin arasnda ba kurmaya ihtiya vardr: Bunlardan biri ilikiyi kuran insandr; dier ikisi ise, biri dierinin ls ola rak seilecek iki (veya daha fazla) hareket dizisidir. Bu trden bir belirleme toplumlara zgdr ve belli bir toplumun tek bir yesi kendini bu tr bir balant ls olarak aldnda da, yani kendi mrn baka olaylarn llmesinde standart birim olarak kul landnda da ayn ey geerlidir. Bu durumda bile karmzda kutuplu bir dzlemler ilikisi bulunmaktadr. Sz konusu insan, kendi mrnn deiimlerinin kurduu srekliliin iinde edi nilmi standartlar, baka dzlemler ile karlatrp, onlarn za3. Bu balamda sk sk niin deiimlerin kurduu sreklilik biiminde bir tanma bavurduumu ksaca aklamak istiyorum. Bunun nedeni, birok deiim s recinin temelinde, btn bir sre boyunca kendiyle ayn kalan, deimeyen herhangi bir tzn bulunmaydr. Srecin birliini kuran bu trden deimez bir tz deil de, bu deiimlerin kurduu srekliliktir. Srecin birlii bu s rekliliin iinde yatyor; kesintisiz bir sralan biiminde birbiri iinden kan d nmlerin oluturduu sreklilik. Szgelimi 15. yzyln Hollandas ile 20. yz yln Hollandasn rnek olarak alalm. Bu ikisini birbirine balayan herhangi bir zden, zdeki bir ekirdekten sz etmemiz mmkn deil. 15. yzyl Hollanda toplumunu 20. yzyldakine balayan ey, deiimlerin kurduklar zincirdir, dier deyile srekliliktir. Bu sreklilik hatrlanan bir ey olmasyla daha da g leniyor, yani herhangi soyut bir tz deil, insanlarn belleinde kurulmu bir s reklilik sz konusudur. Ya da bir insan rnek alalm. Hume, bir keresinde, o s ralarda temsil ettii yetikin kiinin, bir zamanlarki kk ocuk ile ayn ey olduunun, yani onun bir devam olduunun ne anlama geldiini kav rayamadn sylemiti. Bu rnekte de, kendi olmann bir tz deil de de iimlerin, dnmlerin srekliliinin oluturduu birlik anlamna geldii, insan bir basamaktan tekine trmandran bu deiimlerin ayn kiinin kimliini kur duklar grlyor; bu sreklilik de hatrlama koulunu ieriyor. Evrim ba lamnda hayvanlar lemi dediimiz ey de bir deiimler, dnmler s rekliliidir; balklar insanlarla birletiren bir deiimler silsilesinin srekliliidir evrim. Ayn ey fiziksel evren iin de geerlidir. rnekler bitmek bilmez. Btn bu rneklerde, bir sonraki basama bir ncekiyle birletiren ey, deiimlerin srekliliidir.

71

mansal srelerini belirleyen biri olarak, zaman len biri olarak anlalr. Gene ayn kii doum ile lm arasndaki deiimlerin kurduu srekliliin btnn temsil ettii lde, bir standart s rekliliin kendisidir ve nihayet bu kiinin temsil ettii deiimlerin kurduu srekliliin standart olarak baka olaylara uygulanmas durumunda karmza kan teki sreklilik dizileri, nc kutbu olutururlar. Yanl anlalmalar nlemek iin, kiinin kendi mrn baka olaylarn ak sresinde kullanlacak standart bir sreklilik olarak deerlendirme imknnn, ancak olduka st dzeyde bireyselle mi toplumlarla snrl olduunu anmsatmakta yarar vardr. Bu tr den toplumlarda o tek kii, tekilerden ok farkl tek ve biricik bir birey olarak belirgin bir ekilde ne kmakla kalmaz (rnein bir kahraman, bir nder, bir misyon lideri vb.) btn bunlarn tesinde, bu tr toplumlarda toplumun her bir bireyi kendi mrnn spesifik bir deiimler dizisi olan zaman iindeki devamlln, dndaki bir baka, sosyal olarak standartlam deiimler dizisine, sz gelimi takvim yllarna gre de tam tamna belirleyebilecek du rumdadr. nsanlar ancak toplumun olduka ge geliim aa malarnda alar gsteren takvim gelitirme sorunuyla karlam ve az ok ileyen bir takvimi de gelitirebilmilerdir. rnein eski Yunanllar olimpik oyunlarn tekrarlarna gre olaylarn tarihini be lirlemeye almlar. Romallar ayn amala Roma kentinin ku ruluunu (ab urbe condita), .. 753', yllarn saylmasnda esas almlar, Hristiyanlar ve Museviler de benzer yollardan zaman he saplamlardr. Byle uzun erimli dnemleri kapsayan bir takvimin kullanlmad, yani yneticilerin, rahiplerin denetledii bir stan dart srekliliin kyas arac olarak bulunmad yerde, insanlarn doum yllarn ya da yalarn, topluluun ortak hatrlad olay lara bavurarak tespit etmekten, o byk frtna patladnda ya da ef lmeden az nce gibi tekil olaylara bel balamaktan baka areleri yoktu. Bu durumda, insanlarn her biri kendi bana birer deiimler srekliliini temsil ettikleri iin, ortalkta sosyal an lamda standart bir sreklilik lt bulunmamaktadr. Oysa bi zimki gibi toplumlarda, kendi bireysel mrn, dndaki de
72

iimlerin zamann belirlemekte kullanmaya kalkan biri kendi mrnn dilimlerini zaten takvime gre belirlemi olduu iin, sosyal olarak gelitirilmi ve standartlatrlm bir deiimler di zisini, yani yllar gsteren takvimi, kendi mrnn akna uy gulam olur. Grld gibi, zaman evresinde odaklanan ilikiler ala bildiine karmak, ok katmanl ilikilerdir. Zaman bir nesne gibi gsteren malum metaforlardan ya da hatta zamann ancak felsefi fantezilerin oyunca olabileceini, zaman hakknda kesin bir eyler sylemenin olanaksz olduunu ima eden yaygn an laylardan uzak durmak zor olabilir. Geni kapsaml bakldnda, zaman, ar ar gelimi bir sentez olarak, dier deyile eitli trden olay ve srelerin, alabildiine karmak bir ilikiler yu ma oluturacak ekilde birbirleri ile ilintilendirilmelerinin kav ramsal sembol olarak anlayan bir inceleme tarzn benimsemekte yarar vardr. yleyse zaman belirleme, en sade ve temel biimiyle, tek rarlanan ya da tekrarlanmayan, bir deiimin, teki deiimlerden nce mi, onlarla ayn zamanda m, yoksa onlardan sonra m ger ekletiini tespit etmek demektir. Karmzda bir deiimler dizisi varsa, bu deiimler arasndaki zamansal uzunluun ne olduu so rusuna yant vermek demek, rnein iki hasat arasndaki ya da iki yeni ay arasndaki zaman aralnn uzunluunu, sosyal uzlamla benimsenmi birer standart olarak bu deiim dilimlerine uy gulamak demektir. Ya da daha karmaklam bir toplumsal dzen aamasnda, bir 100 metre kousunun, bir iktidar dneminin, bir insan mrnn uzunluunu ya da rnein ilka ile modern an balanglar ile bitileri arasndaki mesafeyi, sosyal uzlamla benimsenmi ve standartlatrlm bir deiimler dizisiyle ilintilendirerek bunlar iin zaman belirlemek demektir^ n sanlarn olaylar zaman olarak yaayp yaamamalar, zaman be lirlemeyi gerektiren sorunlar zmek durumunda olup ol madklaryla ve bir deiim dizisini baka deiim dizilerinin ls olarak kullanmalarn salayacak bilgi ve toplumsal r gtlenme dzeyine sahip olup olmadklaryla balantldr.
73

7 Ne zaman yapyoruz? Bu soru, insanlarn yantlayabilmek u runa zaman belirleme servenine giritikleri temel sorudur. So runun k noktas, yani belirlenmek istenen ey, hele en eski ge lime aamalarnda, bir sosyal topluluun ya da bein en bata kendi faaliyetleri ve davranlar olmutur hep. Belli bir anlamda insanlar faaliyetlerinin zamansal ilikisini belirlemeye baladklar gelime aamasnda, ne zaman sorusu, bugnk gibi, ak seik ve kesin bir belirleme talebi anlamna gelmiyordu henz. Ge limenin bu basamaklarnda, zaman belirleme, edilgen bir gi riimdi. Bu aamada, kimse, olup biteni bir zaman belirleme olarak ne yaama ne de kavrama durumundayd ve snrl bir lde, bu edilgen zaman belirleme bugn bile hl srp gitmektedir. r nein, kii faaliyetlerini az ok kendi biyolojik, fizyolojik dr tlerine gre iyi kt zamanlayabilir. Aken yemek yer; yor gunken uykuya yatar. Bizimki gibi toplumlarda, daha ok biyolojik, animalik nitelikli bu dngler, karmaklam bir sosyal organizasyon ile uyum iine sokulmu ve yaplandrlmtr; by lece insanlar, belli bir noktadan sonra, kendi ihtiyalarnn fiz yolojik saatlerini, sosyal saate gre ayarlamaya ve bastrmaya zor lanmlardr. Olduka basit toplumlarda, byle bir duruma pek rastlanmaz. Bu toplumlarda fizyolojik saatin ayarlanmas ve ya psnn kurulmas (hani bir ayarlama halinden sz edebilirsek eer) insan ihtiyalarnn, insan d doa tarafndan (bazen de, eer avlanan durumundalarsa dier insanlar tarafndan) ne lde karlanabildiine ok daha dorudan balyd. Bu toplumlarda, in sanlar ihtiya duyar duymaz ava giderler ve doyar doymaz av falan unuturlard. Bu edilgen zaman belirlemenin geerli olduu basit toplum aamasndan biraz daha gelimi evrelere geildike, insanlar artk iyice uykular gelmeden, rnein hava kararnca yat maya ve gne dounca uyanmaya balam olmallar. Ama gene de herhalde dnrken ve konuurken gece szc yerine, uykuyu kullanm olmaldrlar. Demek ki insan toplumlarnn ge limesinde, kendi sosyal beklerinin faaliyetlerini evrendeki teki
74

deiimlerle etkili bir biimde senkronize etmelerini gerektirecek bir belirleme ihtiyacn hemen hibir zaman hissetmedikleri, gece, gndz gibi szckleri tanmadklar basamaklar vardr. Gelgelelim insanlar avlayc ve toplayc olmaktan kp be sinlerini kendi aktif faaliyetleriyle retmeye baladklar anda, sahne de deimeye yz tutar. Buna iyi bir rnek, tarm, daha do rusu slah edilmi bitkilerden yararlanma anlamndaki gelimedir. Bu basamakta (hl zaman edilgen bir ekilde yaama alkanl bir yandan srp giderken) aktif bir mdahale ile zaman belirleme, dolaysyla da gerek sosyal gerekse de kiisel alann etken bir e kilde denetlenmesi iyice nem kazanr. nk bitkiler dnyasna hkim olup bitkilerden yararlanmaya balayan insanlar daha nce hi tanmadklar ve besinlerini saladklar ekin bitkilerinin ge reklerinden kaynaklanan bir disipline, dzenlenilere tabi olmak zorunda kalmlardr. Geen yzyldan, kk bir Afrika ka bilesinden kalma bir rnek, bu sylediklerimizi kafamzda can landrmamza yardmc olabilir. Bu rnek, gemiin ilk iftile rinin, zaman aktif mdahalelerle belirleme biimleri gelitirmek zorunda kaldklarnda, karlarna km olan sorunlardan birini gstermektedir. Rahibin sabit grevleri arasnda yer alan bir baka i de btn halka, buday ekmenin ve bayram enliklerinin zamann bildirebilmek iin, mevsimleri tespit etmekti. lk amaca ulaabilmek iin rahibin dou ynn gzleyebilecei bir noktaya trmanmas gerekmiti. Bylece her sabah, gnein douunu izleyebiliyordu. Douda, dimdik ykselen bir da olduu syleni yordu. Ve Gne tam bu dan ardndan ykselirken grldnde, o hafta yaacak ilk yamur, ekin iin yeterli saylyordu. Rahip ya murun hemen ertesi gn bir alarm verdi. Bu alarm btn bir da k ynde ksa srede yayld. Hemen ardndan btn ky halk, kadn erkek demeden ellerinde kazmalar, kfeler ve sepetlerle, hep birlikte almak zere dadan aaya indiler. Rahibin verdii alarmn szleri yleydi: Sefaletten kurtulun Alk bitti,
75

Artk, ne geceyken ne de gndzken aza alnmayacak. Ama yollansn diye alk Aclar lkesine, - Ben anyorum imdi onu. nsanlar bu uyar arksn ekin ii srd mddete syleye biliyordu; ama daha sonra, aln aclar lkesine srlp atlmasn salayacak byl forml anlamna gelen bu arky aza almak ke sinlikle yasakt; kurala uymayan ar ekilde cezalandrlyor, hatta baka kabileye kle olarak veriliyordu. Kabile halkna enliklerin ve elencelerin gnn tam tamna bil direbilmek iin de bir baka kayann stne kyordu rahip ve batya dnp, yeni ayn her grnnde, nndeki kseye bir kabuk ya da iaretli bir ta atyordu. Rahipten ve onun yardmcsndan baka kim senin bu kseye el srmesine msaade edilmiyordu...4 Bu alnt, olduka eski bir tarm aamasna tekabl eden canl bir rnek sunuyor. Pratik sosyal ihtiyalarn gerektirdii bir zaman be lirleme bu. Bu anlamda, kesinlikle aralar bakmndan tamamen ie, bene, daha dorusu zaman belirleme sorunuyla kar karya kalm bir sosyal bee dnk bir faaliyet. Rahip, Ayn, Gnein hareketlerini astronomiye merakl olduu iin gzlemlemiyor; ko numlarn srekli deitiren bu k kaynaklar ve onlar zerinden de belki birtakm grnmez gler, o ilkel insanlarn rahibine, hal knn ekine ne zaman balamas gerektiini, ayinli, kurbanl, belki de arkl dansl trenlerin vaktinin gelip gelmediini bildir mektedir; bylelikle besin maddelerinin retiminde ve muhtemel tehlikelerin savuturulmas ya da nlenmesinde tanrlarn yardm ettii, bunu da rahip zerinden yaptklar dnlmektedir. Ge limenin bu aamasnda, besin kaynaklarnn retimi ile klt ey lemleri smsk bir ba kurmulardr. Her ikisi de bir arada insan lar, aktif mdahaleyle zaman belirleme zorunluluunun getirdii sorunlar ile buluturmaktadr. Oysa zaman belirlemede, kiinin ve sosyal topluluun edilgen olduu durumlarda ve aamalarda bir 4. N.A.A. Azu, Adangbe History, Accra 1929, s. 18.
76

takm aktif kararlar alma ve mdahalelerde bulunma zorunluluu yoktur henz. Buradaki kritik nokta, sosyal faaliyetlerin srekli dngs ile doadaki deimelerin srekli dnglerinin birbirleri ile koordine edilmeleri zorunluluunda ortaya kar. rnein, kurak aylar iin ayrlm son ekin, umulandan nce tketilmi ola bilir. Av eti ya da yabani kklerden oluturulan yedek besin bir yere kadar a kapasa da, ambarlar doldurmak iin gene de teki hasada kadar bekleme mecburiyeti vardr. nsanlarn ynlendirme ve denetleme imknndan yoksun olduklar mevsime bal dngsel hareket ile onlara gre daha kolay denetlenebilir olan bitki yetitirme srelerinin, daha dorusu byme srelerinin hzlarn gz nnde tuttuumuzda, karar alabilmek iin sorulacak tek bir soru bulunmaktadr: Ekin ekmeye ne zaman balamalyz? Soruyu Bat Afrikann koullar ile irtibatlayarak soracak olursak, kurak dnemin yerine ne zaman yal dnem geecektir sorusuna d nr. Yaan yamur, byk yamurlarn habercisi mi, yoksa al datc bir iaret midir? Bu soruya, Gne, rahibin azndan yant vermitir: Evet, ekine balayabilirsiniz! Kabile halk sevin lklar atmaktadr. Kendileri, rahibin bu cevaba nasl ulat so rusuyla herhalde pek ilgilenmemektedirler. Zamann geen, soyut bir ey olduu duygusuna henz yabancdrlar. Onlar il gilendiren, dorudan pratik sorunlardr; rnein besin rezervlerinin azalmas sorunu gibi. Kukusuz, bu trden pratik deneyimlerin, nispeten yksek dzeyde gelimi bir sentez yeteneinin, teki de yile soyutlamann rn olan yl, ay ya da zaman gibi kav ramlarla zmsenip younlatrlamad gelime basamaklarna tekabl eden eski toplumlar vard. Bu toplumlarn kavramlar, somut ihtiyalarnn periyodik dngleriyle ok daha sk balantlanmt. htiyac annda giderme zorunluluunun hemen ar dndan yeni bir ihtiyacn basksyla birlikte, yeniden bu ihtiyac gi derme yollarnn aranmas, bu somut ihtiyalar dngsn ifade ediyordu. Gelimenin bu basamanda, zaman belirlemek demek, gkteki kerameti olmayan bir saate bakmaktan ok, bir kehanette bu lunmak anlamna geliyordu. Ve ancak adm adm, zaman belirleme
77

zorunluluu bu iki kutup arasnda bir yerde anlamn ve yerini bu lacakt. te yandan, bu dnemlerin insanlar sadece saylarn yar dmyla soyut sayma ilemi yapabilecek durumda pek deillerdi henz; ya da byle bir beceriden tamamen yoksundular. Do laysyla rahip, yeni ayn belli bir kerteriz noktasndan her ge iinde, kseye bir kabuk atp, kuru, yasz havalar getiren rzgrdan bu yana yeni ayn gkyznden ka kez getiini an lamaya alr. Birikmi kabuk says deil de, kabuk ynnn b ykl, trenlerin balama zamannn yaklap yaklamadn sylemektedir ona. Bizim tandmz anlamdaki soyutlayc sa ylarn bilgisinden yoksun insanlarn yaam olduklar sosyal ge lime basamaklarn kafamzda, gzmzde canlandrmak bize zor gelebilir; tpk zaman belirleme ve tarih tespit etmeye yarayan, do laysyla da zaman devaml, kesintisiz bir ak olarak yaa mamz mmkn klan tekniklerin henz gelitirilmemi olduu ba samaklar tasarlamamzn zor olmas gibi. Gene de kendimizi zor layp hayal gcmz iletmek iin almaya deer.

8
Kk bir da kabilesinden alnan bu yk, zaman sosyolojisi ba kmndan anlam ve nemi byk birok yapsal zellik ier mektedir. Sosyolojik adan incelediimizde, zamann koordine edici ve btnletirici bir ilevi bulunduunu grrz. nsanln gelimesinin eski dnemlerinde, koordine etme ya da faaliyet, ama ve eylemlerin btnln salama ilevlerini genel olarak bellibal merkezi otoriteler ya da figrler, rnein rahipler ya da krallar yklenmilerdir. zellikle de belli faaliyetlerin zamann bilerek, sosyal ilikileri gerektii gibi koordine edip uyumlama g revi, uzun yllar rahiplerin sosyal grevlerinin banda gelmitir. Bu rnekte grdk bunu. Bu grevi yklenmi rahiplerin, bu aa mada beslenme ihtiyalarn gidermek iin kendilerinin dorudan ekine, hasada katlma mecburiyetleri ortadan kalkmtr. Srekli
78

deien gkteki k kaynaklarnn hareketini gzlemleyebilmek iin bol bol vakitleri vardr onlarn. Bu. kk Afrika ky r neinde bile, rahip, uygun ve doru zaman bilmesini salayan gizli gleri sayesinde, topluluunun yelerine, kolektif to humlama faaliyetlerinin ya da yllk, periyodik klt trenlerinin balama zamann bildirebilmek iin gerekli olan otoriteye ve ik tidar gcne sahiptir. yle zel, bal bana bir rnek deildir bu kesinlikle. nsan toplumlarnn o uzun gelime sreleri boyunca, rahipler, hemen her yerde ve hep aktif mdahaleyle zaman belirleyen uzmanlar ola gelmilerdir. Sosyal evrimin daha ilerki aamalarnda, daha byk ve karmak yapl toplumlar doup ortaya ktnda, rahipler, nemli sosyal faaliyetlerin zamanlarn belirleme biimindeki sos yal ilevlerini, zaman zaman gerginlikler de yaayarak, dnyevi otoritelerle paylamlardr. Ve rahipler ile krallar arasndaki bu ekime, kincilerin lehine nihai olarak sonulandktan sonra, ge rek zaman belirleme gerekse parann basm yetkisi, devletin teke line geen faaliyetlerden biri olup kt.5 Ama ite bu mer kezileme dorultusunda atlm tayin edici adma ramen, rahipler daha uzun sre, zaman belirleme yntemlerinin uzmanlar olarak kaldlar. rnein Asurlularda rahipler snfndan gzlemleyiciler, bu gzlemleri srasnda ne zaman bir yeni ay grdklerini krala bil dirmek zorundaydlar. nk o dnemlerde, Ayn hareketini so yut hesaplamalar ile nceden kestirebilmek konusunda insanlar henz yerlerinde sayyorlard. Atinada Hieromnemones denen, en st hkmet grevlisi konumlarndan birini temsil eden kii, her yl, takvimin dzeltilmesinden sorumluydu (Herhalde Aristophanes, yeni atanm Hieromnemonese, getirecei yeni sosyal tak vimdeki gnlerin, periyodik saylan Ay hareketleri ile seleflerine gre ok daha iyi badamasna dikkat etmesi gerektiini sy lediinde byk alay konusu olmu olmal.) Sezar eski takvimi iyi letirmek istediinde, Pontifex Maximusa bavurdu. Sezar, bu tak vimin gk cisimlerinin gzlemlenebilen hareketleri ile badama
5. Bu tekelin kullanlmasna gnmzden bir rnek, resmi k saatinden yaz saatine geitir.

79

dn grmt; belli ki Sezar, bir hkmdarn grevinin, btn kamusal ilerde gvenle kullanlacak bir zaman belirleme ve tarihleme erevesi sunmay da ierdiini dnyordu. Mantken, dzenli ve uyumlu bir zaman hesaplama sistemi ge litirme ihtiyac, devlet birimlerinin gelimeleri, bymeleri ve kmeleriyle, bu devletlerin halklarnn ve topraklarnn bir birleriyle btnlemilik derecesiyle ve nihayet ticari ve en dstriyel ilikilerin oluturduklar zincirin karmaklk ve uzunluk derecesiyle orantl olarak deiip durmaktayd. rnein devletin hukuk kurumlan, halletmek zorunda olduklar vakalarn, d zenlemek durumunda olduklar sosyal ilikilerin karmaklna ve eitliliine uygun decek, kendi iinde uyumlu, tutarl zaman l lerine muhtatlar. Artan kentleme ve ticaretle birlikte, yo unlaan ve karmaklaan insan faaliyetlerini zaman dzleminde birbirine uyumlamak, dier bir deyile senkronize etme ve dzenli ileyen, tekbiimli bir zaman kalbn, btn insan faaliyetlerinin ve eylemlerinin ilintilenebilecei ortak ereve olarak kullanma ih tiyac da artmaya balad. Merkezi nitelikteki gerek dnyevi ge rekse dinsel kuramlarn grevlerinden biri, bu ihtiyalara cevap ve recek bir zaman modeli ya da kalb hazrlamak ve bunu kullanma sunmakt. Vergilerin, faizlerin ve cretlerin periyodik aralklarla dzenli denmelerinin yan sra baka birok szlemenin, an lamann ve ykmlln yerine getirilmesi asndan da vaz geilmez bir ihtiyat bu zaman kalb; almann yorgunlukluklarndan kurtulup dinlenmek isteyen insanlarn tatil gnlerini tespit etmek iin de lazmd byle bir ereve. Bu ihtiyalarn ya ratt basknn altnda, zaman belirleme tekelinin temsilcisi olan kilisenin ve devlet otoritelerinin, bu grevlerini yerine getirebilmek iin byk zorluklardan getiklerini tahmin etmek g deildir. r nein, ayn devletin snrlar iinde bile, kimi rneklerde, yzyllar boyunca, bir yln balang ve bitii konusunda, yerel, geleneksel farkllklar olabilmitir. rnein, bilgilerimizin nda, 1563 y lnda birka toplantnn ardndan, Fransz toplumuna yln ban bildirecek tutarl bir takvim sunabilmek iin 1 Ocak gnn ylba olarak tespit eden Fransa Kral IX. Charld. 1566 ylnda y
80

rrle giren buyruu, yln balangcn paskalyaya balayan az ok resmi saylacak gelenee son vermiti. Bu eski takvime gre, 14 Nisanda balayan ve 31 Aralkta biten yl, sadece 8 ay 17 gn den ibaretti. Eski Roma takvimine gre, Marttan balayan ve ad larndan da anlalaca gibi, yedinci (September), sekizinci (Oktober), dokuzuncu (November) ve onuncu (Dezember) aylar temsil eden birimler, bu kez, dokuzdan balayarak 12. aya kadar uzanyorlar, eski Roma takvimine gre 7. ay olan September (bize gre Eyll) biraz sama bir ekilde, bu yeni Fransz takviminde 9. ay oluyordu. O gnlerde bu deiiklik byk tepki ve diren grd. Oysa bugn, farknda bile deiliz bu kaydrmann. 1 Ocakn yln ilk gn olmasndan daha doal bir ey yoktur bizim iin. Yln, birim olarak, sosyal bir ilev tadn, doal bir ger eklik ile ilintilenmi sosyal bir gereklik olduunu, ama doal gereklikten tamamen farkl olduunu unutup dururuz. Yl, bir doa verisi, bir nesne gibi alglama eilimimiz baskndr. Bir baka rnek: Papa XIII. Gregorian, 325 ylndaki znik Konslnn top lantsnda yaplan dzenlemeden beri, Paskalya Bayramnn gn lerini belirleyen ve aradan geen yzyllarda ilkbahar gnlerindeki kaymalarla sorunlar yaratan Julianus takviminin gzden geirilip dzeltilmesine karar verir. Uygulamadaki takvime gre, 21 Mart, gerileye gerileye 11 Mart olup kmtr nk. Papalka ya ymlanan bir bildiriyle, 1582 ylnn 10 gn eksiltilir ve 4 Ekimden sonra 5 deil 15 Ekimin geldii ilan edilir. Eski Roma takvimine Sezarm yapt reform mdahalesinden sonra, Gregoryan kilisesince gerekletirilen bu son reform, yzyllar bo yunca doal yldan pek sapmayan bir takvimin oluturulmasn salad; baka bir deyile, gzlemleyici ve kyas noktas olarak merkezinde insanlarn yer ald bir iliki sistemine gre, Gnein, gene insanlarca dou noktas olarak belirlenmi bir noktaya geri dnne kadar geen srelere uyumlanm, bu ba lamda doal yl ile az ok rten yllk bir sosyal takvim sistemi oluturma dorultusundaki son giriimdi bu. Kendi iinde srp gitmeyen politik veya baka trden olu umlara ramen (buna yukarda deiimler dizisi de demitik) ger81

ekleen srekli bir gelimeye rnek olarak verebileceimiz tak vimin sosyal bir zaman belirleme erevesi olarak ortaya kmas reticidir. Bu rnek, zaman dediimiz eyin, olduka karmak bir ilikiler a oluturduunu anmsatmakla kalmaz, ayrca da zaman belirleme faaliyetinin znde bir sentezleme, bir b tnletirici, srekli faaliyet olduuna iaret eder. Bu durumda in sanlar, o nispeten hzla yol alan sosyal deiimlerin llmesi ama cyla gkteki deiimlerin oluturduklar ve ilk bakta sosyal deiimlere gre hemen hi deimiyormu izlenimi veren doal deiimleri, bunlarn srekliliiyle oluan ereveyi kullanm lardr. Gnein belli bir konumunun (rnein teki yldzlara gre) belirlenmesi ve bu konumun bu anlamda az ok keyfi bir m dahaleyle sabitletirilmesi sayesinde, zaman belirleyici bir birimin balangcn ve sonunu, rnein bir yl tespit etmek mmkn olmu, bylelikle insan faaliyetlerinin kendi aralarnda, sosyal ili kiler olarak senkronize edilme imkn domutur. nsanlarn ancak yzyllarca sren bir serven sonucunda, nispeten iyi saylacak l deki, fiziksel deiimlere ayak uyduran ve devletler ve toplumlar olarak bir araya gelmi insanlarn (hatta bugn global bir devlet or ganizasyonu rgsnn) ihtiyalarn karlamaya elverili, kademelenmi, tutarl bir senkronizasyon ls, yani takvim ni teliinde bir zaman gstergesi gelitirebilmi olmalar, bu grevin ne kadar zorlu bir i olduunu gstermektedir.

82

9 Grnen o ki, yzlerce, binlerce yllk dnemleri kapsayan; ya ayan kuaklara, kuaklar zinciri ve sras iindeki yerlerini ke sinkes ve kusursuz belirleme imkn veren bir alar gstergesi oluturmak bundan da daha fazla zorlamtr insanlar. Byle, bir daha geri gelmeyecek yllar, dnemleri gsteren bir zaman cetveli, bir kyaslama modeli oluturma zorunluu, zm g, temel so rular koymutur insanolunun karsna. zm giriimlerinin ilk

biimlerinden biri, birbirini izleyen yllar silsilesini, krallarn, h kmdarlarn ailesi ile, onlarn iktidar yllar ile karlatrp tespit etmekti. Gnmzde, yllar ve yzyllar sann doumundan nce ve sonra olmak zere, bu noktaya gre nerede bulunduklarna bakp tespit eden bir zaman cetveli kullanlmaktadr. Uzun ve artk bir daha tekrarlanmayacak dnemleri, uzun sekanslar lmeye ya rayacak bir cetvelin gelitirilmesini mmkn klan etmen, devlet ve kilise gibi sosyal birimlerin, uzun erimli bir sreklilik nitelii kazanmalardr ve bu srekliliin iinde yaayan sosyal beklerin, zellikle de egemen beylerin, bu kuramlarn kalcl dncesini, kesin ve net bir yoldan canl tutmay bu kuramlarn karlar u runa gerekli grm olmalardr. lkada en uzun ve en tannm dnemler cetveli, Babil kral Nabonassarn iktidar yllarndan ba layarak l olarak kullanan cetveldi. Zaman birbirini izleyen h kmdarlarn iktidar dnemlerinin uzunluuna gre hesaplama gi riimi ilk kez Kaldeon-Babil geleneinde resmi devlet amalar iin devreye girmi, ama bu giriim, sosyal ilikilerden edinilmi bir deiim sekansnn bu kez doadaki deiimler srekliliine uygulanmasna, rnein Ay tutulmas gibi olaanst doa ola ynn tekrar arasndaki zamansal mesafenin, tamamen betimleyici yoldan, yani yllar gsteren eldeki rakamlar sayesinde tespit edil mesine frsat vermiti. Daha sonra Batlamyus, bilip tand bu en eski ve en uzun zaman cetvelini, fiziksel evren modelini kurarken kullanmt. Batlamyus rnei, sosyal ve fiziksel zaman stan dartlarnn birbirine sarmam geliimine k tutmaktadr. Bugn filozoflar ve hatta belki bir lde de fizikiler, sk sk, zamann belli bir ynde akt ve zamann bu ynnn tersinmez olduu varsaymn tartmaya bile gerek grmeden kullanmaktadrlar; Einsteinin teorisi, bir yandan zamann pe peelii dncesine bal kalmakla birlikte, fizikilerin bu anlayn tartlr hale ge tirmi olsa da. Yllarn, yzyllarn hatta bin yllarn bir daha tek rarlanamaz ekilde akp giderken kurduklar srekli sray kesinkes belirlemeye imkn veren sosyal zaman lerlerin tarihi iinde o ar ar ve zahmetli ortaya k ve gelime sreleri olmasayd hep ileriye doru akan, tersinmez bir zaman ak anlayn fi
83

zikiler kendi balarna gelitiremezlerdi. Uzun mrl ve nispeten dayankl, kalc devlet birimlerinin douu zaman hep ileri doru akan bir su gibi yaamamzn ve alglamamzn nkoullarndan bi ridir. Zaman belirleme yolundaki gelimenin izlerini, o Afrika ka bilesi rneinin izinde, gemiin tarm toplumlarnn yaama ko ullarna geri giderek srmeye alrsak, o aamalarda, ne tek rarlanan olaylarla ilikilendirilmi yl gsterici bir takvim sisteminin ne de uzun dnemleri kapsayan ve zaman srekli, ter sinmez bir ak olarak anlama ihtiyacn karlamann nkoulu olan zaman cetvellerinin ortaya niin kmam olduunu da kav rarz. Aylar ya da yllar gibi, zaman birimlerine taksim edilmi sosyal faaliyetleri belirleme bakmndan kusursuz bir zaman er evesini gerektiren sorunlar henz kmamlardr ya da k mlardr, ama henz zm olanakszdr bunlarn. Onlarca yz lerce yla yaylm sorunlar ise ya soylar, hanedanlar silsilesine ilikin sorunlar olarak alglanmakta ya da tekin gr ufkuna hi girmemektedirler. Bir rahip, grdmz gibi, Gnein hareketini sabit yldzlar ile ilintileyerek zaman belirleme gibi bir dert ta mamakta, Yeni Ayn douunu yeryzndeki bir kerteriz nok tasna gre tespit ederek bu anlamda doru zaman bulmakta, ama halknn, kabilesinin eylemlerini ve faaliyetlerini, btn bir yl kapsayan bir takvime gre ayarlama yerine, bu doru zaman somut, belli olaylarla, rnein ekin, hasat faaliyetlerinin ya da t renlerin, lenlerin balamasyla ilikilendirip brakmaktadr.

10
Zaman belirleme faaliyetlerinin ve zaman lerlerinin izledii btn o gelime yolunu doru bir perspektiften takip edebilmek iin Afrika kabilesinden ok daha gerilere gidebiliriz. Aslnda bu gelimenin balangc olarak alnabilecek bir nokta yoktur. Bu ge limenin temelindeki, ou bizim iin hl mehul olan ya da
84

henz anlalmam evrimsel deimelerin aknn oluturduu s reklilik iinde bir balant noktas bulabilmek iin varsaymmz iletebileceimiz bir senaryo yazp hayali bir balang noktas oluturmamz arttr. yleyse, biyolojik donanmlar bakmndan, aynen bizim kadar, ortak iaretler araclyla birbirleriyle iletiim kurma potansiyeline sahip bir insan topluluunu kafamzda ve g zmzde canlandralm. Elbette burada, kimsenin doutan ge tirmedii, yani deneyimlerini oluturan her eyin sembolik temsili anlamna gelen iaretleri kastediyoruz. Dolaysyla da bu tr ia retler, renilebilecekleri gibi, deitirilip dzeltilebilir ve sonraki kuaklara aktarlabilir olma zellii tarlar. imdi bu varsaymsal insan beinin kendisi, nceki kuaktan, bu trden hibir sembol ya da iaret devralmam olsun. Senaryomuz gerei, bir nceki ku aktan ve elbette gemi kuaklardan ve atalarndan herhangi bir bilgi veya kavram miras kalmam olsun. Sz konusu durum, bir tr stratejik, belli bir snr durumu temsil eden bir modeldir. iz ginin bu tarafnda, organizmalarn, spesifik iaretleri temel iletiim ihtiyalarn gerekletirecek ekilde kullanmalarn mmkn klan biyolojik adm atlm, o zamana kadarki drt boyutlu evrenden bir beinci boyut daha km; insan buluu olan renilebilir, ge litirilebilir ve oaltlabilir sembollerle iletiimin gerekletirile bilecei sosyal bir evren yaratma biimindeki insana zg serven balamtr. Ama sadece sosyal olana doru adm atlm, henz bu trden iletiim sembollerine gei yaanmamtr. Bu kuak, bir ncekilerden, hatta anne-babalarndan, olaylar arasnda ba kur malarn salayacak kavramsal aralar renmemilerdir, dolay syla olaylar birbirinden ayrt edebilecekleri aralardan da yok sundurlar. Bizim anladmz anlamda, nesne diye bir ey bil memektedir bunlar. Yani her eye, ta en batan, ab ovo balamak zorundadrlar senaryonun gerei. Aslnda milyonlarca yl srm ve normal olarak dorusal bir gelime olarak kavranp ta nmlanmas gereken bir sreci, younlatrp anlk bir durum iin de toplamak; bu uzun sosyo-biyolojik deimeler srecinin btn karmak sorunlarn bir yana brakp, biyolojik bir ereve iinde sosyal sembollerle ilikili sorunlar zerinde younlaabilmeyi
85

mmkn klmaktadr. nk bu biyolojik ereve, hi deimemekte, daha dorusu, sosyal dnmlere oranla ihmal edi lebilecek lde az deimektedir. te yandan, bu senaryodaki in sanlarn byle bir ortamda ve o koullar altnda dnyalarn nasl yaadklarn, nasl algladklarn gzmzde canlandrmamz da olduka zordur. Bu bakmdan da bugn ok olaan bir ekilde, btn o olaylar curcunas iinde zerinde hi dnmeden kur duumuz balantlarn hangilerinin bir bilgi gerektirmeden o var saymsal toplumda da mmkn olduunu sormak ve kar latrmaya bu ynden yaklamak daha kolay olabilir. rnein o topluluun insanlarnn, sfrdan balayarak, birka kuan mr iinde, szckler gibi, iletilebilen iaretler gelitirebilmeleri, bu radan da -u filozoflarn nereden geldiklerini ve ne yoldan ka zanldn dnmekten bkp usanmadklar- en yksek sentez dzeyini temsil eden, sebep ve sonu, doa ve doa yasalar, tz ya da zaman ve mekn gibi kavramlar (iaretleri) ge litirmeleri mmkn mdr? Bu sosyal bein yeleri balangta kavramlardan tamamen yoksundur, ama bugnk insanlarn sahip olduklar biyolojik do utan sentez potansiyelinin tmne aynen sahiptirler; ancak al glanan olaylar birbirine ilintileme yeteneine potansiyel olarak sahip olmakla birlikte, olaylar nasl ilintileyebileceklerine ilikin bilgiden yoksundurlar. Belli balantlar kuracak btn sembollerin nce bir bir bulunmas, ilenip gelitirilmesi gerekmektedir. Gene bu insanlar, tpk bizler gibi, renilmi iaretleri, olas btn de neyimlerin sembolik temsillerini, birbirlerine iletmeyi renme ye teneine sahip olduklar gibi, glmek, alamak, i ekmek gibi, duygu ifadelerine yarayan ve doutan getirilmi biyolojik te mele dayal - evrimin basamaklarndan aaya doru indike ile tiim arac olarak nemleri alabildiine artan - bedensel hareketler ve tepkileri de yine iaretler olarak birbirlerine aktarma yeteneine sahiptirler. Ama bu yetenee sadece sahiptirler o kadar. Bir po tansiyel durum vardr karmzda; yoksa bunlar onlara rete bilecek kimse yoktur meydanda. Biyolojik dzlemde snr aan temel adm atlm, bir sonraki dzleme geilmitir. Szcn tam
86

anlamyla insandrlar bu sosyal bein yeleri. Gelgelelim kav ramsal dzlemle birer tabula rasa zellii tarlar. Elde ede bilecekleri btn bilgileri her trl genel bilgiyi, renme yoluyla zamanla kazanacaklarn ve gelitirebileceklerini varsaydmz btn iaretleri, sembolleri, kendi deneyimlerine dayanarak ken dileri bulup gelitirmek durumundadrlar. Bu insanlarn olaylar arasndaki balantlar, tekrarlanan ya da tekrarlanmayan zaman di limleri ya da sekanslar eklinde ampirik dzlemde tespit etmeleri mmkn mdr? Bu insanlar, akllarnn a priori herhangi bir verisi sayesinde, yani deneyim ncesi hep varolmu bir zellii sa yesinde herhangi bir zaman ler ya da zaman belirleme sistemi gelitirmi olamayacaklarna ve bu ksack varolu sreleri iinde biriktirdikleri deneyimlerin zemininde de hemen bu trden lme sistemleri gelitiremeyeceklerine gre, her eyi, kendiliklerinden alglamalar sz konusu olabilir mi? Ya da hemen orada ve o anda olmasa bile, o bir tek kuak iinde bu ynde ne kadar ilerleme kay dedebilirler?

11
Tabula rasa ifadesi burada ylesine kullanlm bir ifade deil. n sanlarn doutan, her trl deney ncesini temsil eden ideleri be raberlerinde getirip getirmedikleri sorusunda ifadesini bulan ge leneksel tartmada, nemli bir rol oynam bir ifadedir tabula rasa. Zaman deneyimi ve zaman kavram sk sk zaman sanki doutan beraber getirilmi bir ide imi gibi kullanld iin, bu, herhangi bir zaman bilgisi bulunmayan, zaman kavram hakknda da hibir fikri olmayan insan topluluu senaryosunu, biraz daha kurcalamak yerinde olacaktr. nsan akl ya da dili zerine tar tmalarn yapld her yerde, her zaman, fark edilmeden, arka ka pdan, insana zg doutan ideler anlay tartmaya dahil edil mektedir. Listeye girenler deiip dururlar geri. A prioriden, insan deneyiminin deimez, mutlak koullarndan tutun da
87

dilin derin yaps, mantn dncenin ebedi, mutlak ya salar"na kadar uzayp gider bu liste. Bu kavramlar savunanlarn kendileri bile, ou zaman, insann doutan donanmna ait olan biyolojik yaplardan sz ettiklerinin farknda deillerdir, nk d ncenin ve dilin, tm bu kendine zg yaplarna dikkat ekerken bunlar, btn insanlarda ortak, sosyal renme edimlerinden ta mamen bamsz, renilmemi, ylece var olan zellikler olarak anlarlar. yi, ama dilin ve dncenin kaynan aklamann baka ne gibi imknlar bulunmaktadr. Bir insan hem pastasn yiyip hem de nerede benim pastam diyemez. Eer kalkp bir ide, bir d nce, bir kavram, a priori"dir diyeceksen, -dolaysyla insan var lnn ya da anlama yetisinin deimez, mutlak karakteristik zelliklerindendir, her trl deneyimden nce gelen, ebediyen geerli bir kategoridir, yani renilmemi, evrensel niteliktedir, di yeceksen- biyolojik anlamda doutan verili yaplarla kar karya olduumuzu da kabul edeceksin. Herhangi bir kavramdan yoksun o sfr noktasndaki varsaym sal insan beine dnersek, bu sorunu biraz daha kolay netletirebiliriz. Gene ortaya bir soru attmz varsayalm: Bizimle ayn biyolojik donanm paylaan o senaryo toplumunun insanlar, herhangi bir bilgiden yoksunsalar ve deneyimlerin birleip o almas, kar karya gelmesi, atmas, kaynamas, bunlara bal kavram oluturma gibi sreklilik gerektiren kuaklar st s relerin sonucu ve zmsenmesi olarak, bir nceki kuaktan her hangi bir bilgi ve miras devralmam olduklarna gre, dnyay nasl alglar, dnyaya nasl bakarlard? Yaadklar olaylar, za mann ya da mekanik nedenselliin kavramlarna gre annda bir birleriyle ilikilendirip birbirlerine balayabilirler miydi? imdi bizim senaryonun kavramsal mirastan yoksun insan ile Kartezyen (Descartes) senaryonun insan arasndaki fark hemen gryoruz. Descartes senaryosunda grnrde zamandan arnm, tek bana bir ben, toplumun ve dnyann tamamen dnda, tam bir yaltlmlk iinde, kendi akl zerinde meditasyon yapan, ak ln, zihnini, zeksn, btn deneyim bilgilerinden, renilmi btn kavramlardan arndrp, nihai, tartlmaz dorulukta bir k

noktasna ulamaya alan insan vardr. Btn yanlsamalardan kurtulup, her eyden phe ede ede, o hi phe edilemeyecek olan bulmamz salayacak bir balang noktas arar. Bulduu ey, bilgi teorisinin dilinde, bu anlamda bir tabula rasa, bombo, dmdz bir levha, bir yzeydir; nk deneyim yoluyla edinilmi her ey, bilme adna, bilgi adna ne varsa, dolaysyla teki in sanlardan renilmi kavramlar da, phe duyularak bir yana b raklmtr. Bu anlayta akl, deiken ieriklerinden arndrlabilen, ii boaltlabilen ve btn insanlarda mutlak tpatp ayn olan deimez bir tr kalba benzer. Uzun bir filozoflar sil silesi, Descartesn izinden gitmi, bu senaryoyu benimseyip ge litirmitir. Bunu yaparlarken, insanlarn evrensel genel geerli sentez yapma potansiyeli ile (bu anlamdaki ilikilendirmeler yapma, balantlar kurma yetenei ile) doutan belli idelere sahip olduu varsaym arasndaki fark (insann doas gerei, yani sosyal bir renme srecine bal olmadan, olaylar, doutan sahip olduu, sebep, sonu, tz, mekn, zaman gibi kavram ya da ideler sayesinde, ancak insanda grlebilecek ok yksek bir dzeyde ve tarzda olaylar birbirleriyle ilikilendirebilme yeteneine sahip olduu varsaym arasndaki fark) pek ak seik grememilerdir. Bu tr kavramlar bu varsaymda, do utan varolan ve insanlar bu zel tarzda olaylar birbirleriyle ba lant iine sokmaya zorlayan, her trl deney ve renme fa aliyetinden bamsz bir sentezin belirtileri olarak anlalmtr. Byle olunca da, zaman, mekn, tz gibi kavramlar, btn alar boyunca her trl insan deneyiminin nceden belirlenmi ve de imez koulu olarak grnmtr. nsann bu anlaya gre aslnda ne yaptn dndmzde bu Descartes senaryonun bizi memnun etmeye yetmeyen yan da ortaya kar. nsan, kendi akl zerinde iyice younlanca, d ncesinin belli bir katna, derinliklerine doru iner ve kendi d neminin hi tartlmadan, hi snanmadan benimsenmi bir dog masna ulaarak, bu karlat dnce basaman, gerek kendisinin gerekse de teki insanlarn deneyimlerinden tamamen
89

bamsz, hi renilmeden edinilmi bir veri olarak kavrar. Ne var ki bunu yaparken, (renilmi kavramlar da ieren) renilme yo luyla edinilmi bilgilerden olumu snrsz bir donanm haz nesini kullanrlar. Yani bu kii, kendi dneminin, btn alarn deil de kendi ann kulland dilin ve sahip olduu bilgilerin vazgeilmez ve dayankl repertuvarnda yer alan kavramlarn, hem kendi dncesinin hem de baka btn dncelerin renilmemi, doutan gelen zelliklerinin belirtisi olarak yorumlar. Oysa bunlar, elbette kesinlikle btn zamanlarn deimez mutlak kavramlar olmadklar gibi, uzun bir kuaklar silsilesinin pratik ve teorik abalarnn rn olarak, o belli dnemdeki biimlerine ula mlardr. rnein Kant, insanlk yolculuunun kendi durann bir tem silcisi olarak, zaman kavramn tam da bu dneme uygun bir bi imde kavrayp yorumlam, bu kavramn anlamn, dneminin fi ziinin ve tekniinin temsil ettii gelimilik basamann erevesi iinde tanmlayp, kavram bu ereveyle uyum iinde kullanm ve -u ie bakn ki- tam da bu kavram hem kendi bil gisinin hem de btn insanln bilgisinin renilmemi, a priori bir biimi olduu kefini yapmtr! Kant, kendisini bir deneyim nesnesi gibi gzlemleyerek, aceleci bir adm atm ve kendi deneyimlerinin ve kendi zaman kavramnn insan deneyiminin ka ytsz artsz, mutlak koulunu temsil ettiine karar vermi, bunu yaparken, insann byle bir varsaym test edebileceini, doru mu, yanl m diye yoklayabileceini, insanlarn, tarihin her aamasnda ve her yerde gerekten de hep ayn sentez dzlemini temsil eden bir zaman kavramna sahip olup olmadklarnn sorgulanabileceini gz ard etmi; bu zaman kavramn, btn insan deneyimlerinin gerekletirilmesinin hi deimez nkoulu ilan etmitir.6
6. Bugn de ayn tutum srdrlyor; argmantasyonun zn deitirmeden, kullanlan terimlerin yerini bakalar alyor. nsan deneyiminin a priori bir n koulundan sz etmek yerine, mantksal kouldan sz ediliyor. Bu kavram son zamanlarda olduka geni, genel anlamlarda da kullanlmaya baland. rnein insan dncesinin, her trl deneyimden, renilmi, sosyal olan her eyden nce gelen, btn bunlardan bamsz kurallln ifade ediyor. Mantksal sz cnn bu geniletilmi anlamnn, matematiin kylarnda yer alan ve belli bal salt formel ilikilerle, verimli, sayg duyulacak sonular ortaya koyacak e kilde uraan formel mantn mantksal kavramyla pek bir ilgisi yok. Man tksal kavram, formel mantk ile herhangi bir ilikiyi ima ediyor gibi grnse bile, byk lde, bir argmann kendi iinde tutarl olmas gerektiini ya da in sanlar arasndaki iletiimde Ann hep A anlamna gelmesi gerektiini sy leyen bir nermeyle ilintili. Bir zamanlarn prestiji yksek terimi mantksal, biraz daha eski moda olan a priori ya da akla uygun kavramlarnn yerine kul lanlrken eski prestijini aratyor.

Ya da Descartes ele alalm. Argmann, dneminin o iyice gelimi felsefe diliyle ortaya attktan sonra, bulularn o nl La tince deyite, cogito ergo sum ifadesinde zetlemi ve kendi d ncesi ile kendi varlnn dnda her eyden phe edi lebileceini bu ifadeyle ileri srmtr. Dnyorum yleyse varm. Her eyden phe edebilirim, ama phe ettiime gre, d nyorum demektir, yani phe ettiimden phe edemeyeceime gre, dndmden de phe edemem. yleyse dnyorum. Dnyorsam bir dnen olduuna gre, varm. Ama ite gerek bu ifade, gerekse onun alm ve argmanlar, Latince ve Franszca gibi, dnemin en gelimi felsefe dilleriyle ve Descartesa, tpk bu diller gibi, nceki kuaklardan miras kalm felsefe gelenei ba lam iinde dnlp ifade edilmilerdir. Ksacas, Descartes, kendisinden nceki kuaklardan ve teki insanlardan renme yo luyla edindii bilgilerin ve dillerin, yani onu kendi iindeki bir ey leri kefetmeye ynelten ve bu kefi mmkn klan birikimlerin iinden, kendi aygt ve aralarn ekip alm ve o, bu aralar sa yesinde, ama kendine kalacak olursa, dtan gelmeyen, tamamen doutan mevcut olan, bu bakmdan da hibir zaman kendisinden phe edilemeyecek, yanlsama olma olasl hi bulunmayan bir eyi kefetmitir. yi, ama Descartesn yapt gibi, deneyim so nucu olan, dtan gelen ve renilebilen btn bilgilerden phe edebiliyor, bunlarn yanlsamalar olabileceini ileri srebiliyorsam, o zaman bizzat dilin kendisi ve bu dili kendilerinden rendiimiz insanlar; aile, toplum vb. de niin bir phenin hedefi, bir yanlsama olmasnlar? Yani, Descartesn phesi, yeterince ileri gitmiyor. Filozoflarn, anlama yetisinin mutlak bam szlndan ve zerkliinden kesinlikle emin olup bu inanlarn

91

bir felsefi aksiyom olarak koruduklar noktaya vardnda, bu ak siyomu sarsaca anda phesine dur diyor. Oysa bu noktada ta klp kalmadmz zaman, sorun da tamamen bambaka bir g rnm alyor.

12
Burada nerdiimiz teki senaryo, atalarndan herhangi bir kav ramsal miras devralmam, snr izgisindeki topluluun yksn temsil eden model, Descartes senaryonun gizli elikilerini gn na karr. Kendilerinden ncekilerden herhangi bir bilgi dev ralmam, tekilerden herhangi bir ey renmemi bir insan be inin temsil ettii tabula rasa hipotezini ileme koyarsak, o kur maca sfr noktasndan ie balayan bu insanlarn, hibir bilgi ncesi bulunmayan bir akln ya da anlama yetisinin bir ltfu sayesinde ya da insan tininin evrensel, genel geer bir yetenei sayesinde, olaylar, szn edegeldiimiz biimde birbirine ba layabileceklerini ve bu ilikileri, dnme, rasyonel akl y rtme ya da her trl deneyimden nce gelme gibi ifadeleri hakl karacak kavramlarla karlamay becerebileceklerini ileri srmemiz hl mmkn m? Ayrca yaltlm tek bir insann ye rine, sfr izgisinde duran ve sadece biyolojik donanmyla bir po tansiyel oluturan sz konusu senaryodaki insan beini var saymsal balang noktas olarak alrsak, dnrlerin pek severek ileri srdkleri gibi mantn ebedi yasas, hatta bireysel akln aksesuvarlarndan biri olarak gsterilen ben kavramnn, gerekte sadece insanlarn, kendilerini anlayan teki insanlara ia retler verme abasnn bir paras olduu anlalmaz m? Her trl renilmi bilgi temelinden yoksun insanlarn pra tiini kafamzda canlandrmaya alrsak, bu insanlarn, byk l de, iinde yaadklar ann kendini dayatan ihtiyalarnca el lerinin kollarnn balanacan, bu ihtiyalara ncelik tanyacak larn hesaba katmak zorunda kalrz. Bu sfr izgisi zerindeki
92

insan bei, sentez yapma yetenei anlamndaki potansiyelinin hepsini ve olaylar arasndaki balantlar renme yeteneklerini, hemen hemen tamamen bu ihtiyalarn hizmetine sunacaklardr. htiyalar, gereklilikler ve drtler, insanlarn neyi ne zaman ya pacaklarn byk lde belirleyecekler, dolaysyla da zamann belirlenmesine ynelik ihtiya da bu anlamda ortaya kacak ya da kmayacaktr. Srf bu nedenle bile, bu insanlarn olaylarn sil silesini yaaylar, onlarla kurduklar pratik ba, teki deyile de neyimleri; zaman kavramnn belirleyiciliinde gerekletirilen deneyimden ok baka trl olacaktr. Hayal gcmz is tediimiz kadar zorlayalm, bu insanlarn, zaman gibi o ok yksek sentez dzlemine ait kavramlar (stelik de bunlar pratik karlar bakmndan bir ey ifade etmezken ve ne olaylar ne de kiiler ara sndaki ilikiler bakmndan bir ilev tamazken) tek bir kuan mr sresi iine skm deneyim daarcn kullanarak olu turabilme gibi bir beceri gsterebileceklerini herhalde ileri s remeyiz. Hatta bu kavramsal dzlemin daha alak basamaklarnda yer alan Ay, yldz, aa, kurt gibi kavramlar da onlarn ilgi ve erime kapsamnn dnda kalacaktr. Bu kavramlardan her hangi birini, rnein kurtu yle bir yakndan ele alp kurt sz cnn bugnk kullanmnda ne kadar geni bir bilgi ve mesaj zmnen ierdiini yle bir dnmemiz yetecektir. Kurt kavram szc, bir hayvanla kar karya olduumuzu, kurdun bir dii kurdun dourduu bir memeli olduunu, normal bir hayat aknn gerei olarak bir zamanlar kkken, olgunlap gelitiini ve ya lanp leceini sylyor. Kurt olduunu dnebilecei bir g rnty alglayan herkesin dahil olduu o bilgi balam iinde yer alan btn insanlarda, bu szck bu bilgileri hemen hemen ken diliinden harekete geirmeye yetecektir. Szc bu anlamlaryla renmi bir insana, artk sarslmas olanaksz bir gvence iinde, bir kurdun insana dnemeyeceini ve bunun tersinin de mmkn olmayacan anlatacaktr. Oysa renmenin ve bilgi edinmenin o uzun ve srekli balam iinde yer almam olan insanlar, ne bu bilgiye hazr ne de bu tip bir gvenceye sahip olabileceklerdir. n
93

sanlarn, bu trden gvenilir bilgiye sahip olabilmek iin ka yz yl beklediklerini bir dnn. Avrupada kurt adam inannn ortadan kalkmas unun urasnda yz yl ncesine uzanr, hatta belki de daha yakn tarihlerde kurtulmutur insanlk bu ina nndan. Bugn kurt adamlarn, insann hayal gcnn eseri ol duunu artk tartlmaz grmeye yanamayanlar hl olsa da bir noktada kimsenin tereddd olmasa gerek. nsann kurda, kurdun da insana dnemeyeceinden kesinlikle emin olabiliriz. Kurt gibi kavramlarn anlamlan, kapsamlar ve mantksal ilemleri, kendi bana bir btn olarak anlalamaz; nk bunlar, o kavram kullanan toplumdaki insanlarn gelimilik dzeyince belirlenmi lerdir. Bu rnek zerinde, insanlarn bilgi alannda kaydettikleri iler lemelerin zaman kavramn nasl etkilediini gstermek de mm kndr. rnein kurt gibi bir organizmann temsil ettii doma, byme, yalanma ve lme gibi, n alnamaz pepeeliklerin bir birine ilintilenmeleriyle oluan deiimler dizisinin renilmesiyle oluan bilgi, o zamana kadar kullanlan zaman lerlerine bir ye nisini daha katmaktadr: Bir organizma, zellikle de insan be deninin temsil ettii bir organizma, nispi zerkliinin yan sra ierdii deitirilemez ilkenin gerei olarak, doum ile lm ara sndaki mr izgisini dolduran ok spesifik bir deiimler dizisi olarak anlalr. Ama burada bir mr ls olarak biyolojik zamandan sz ederken, bunun zamanla ilgili nihai bir kavram ola mayacan anlamak iin Einsteinn fizik alanndaki nermesini anmsayabiliriz: Einsteinn kurmaca uzay gemisinden Dnyaya dnen bir insann buradakilere gre daha az yalanm olaca tezi, biyolojik zamanla ilgili srelerin de nispi bamszl ve sepesifik zellikte olduunu gstermez mi? Ay kavramnn da tpk zaman gibi, mevcut bilgilerin ge limilik dzeyi ile ilintisine bir gz atalm. Tasarlama ve d nebilme yetenekleri ok gelimi, ok geni kapsaml bir bilgi daarc iinde hareket eden insanlar, binlerinin birka gece ge baktktan sonra, gkte nce bir orak gibi beliren, daha sonra kk bir kayk grnm alan kimileyin de tostoparlak bir surata ben
94

zeyen eyin, tek ve ayn nesnenin farkl grnmleri olduunu ksa srede kavramakta glk ekebileceklerine akl erdirmekte zor lanacaklardr. nsan ncesi bir basamaktan aniden insanlk ba samana sram varsaymsal bir insan topluluunun, herhangi bir bilgi devralmadan, yle birka gn ya da birka hafta ge bak tktan sonra, bir sre nce gkte grdkleri uzun, ince, kay an drr n, o an karanlk gkten kendilerine bakan toparlak surat ile ayn ey olduu dncesini oluturabilmeleri mmkn mdr? Hele, bu tek ve yaltlm nesneyi gzlemledikten sonra, ken diliklerinden bir sentez yapma yoluna gidip, gkteki bu deiik e killeri tek bir kavram altnda, Ay kavramnda birletirebile ceklerini, bylelikle bu ekillerin bizim ay kavramnda olduu gibi, sosyal dzlemde kabul gren ve herkese anlalan bir lme iareti oluturabileceklerini sylemek mmkn m? u birka gn ya da hafta evvel gkte grdkleri ince uzun, kvrk n olu turduu grnt iareti ile o gece gkte grdkleri tepsi gibi l dayan k iaretinin ayn nesneyi temsil edip etmediklerini sorma ihtiyac ne zaman domu, bu soru insanlar iin ne zamandan ba layarak nem kazanmtr? Bugn Ay kavram btn anlam ve ilemleriyle aikr ge lebilir bize ve gnmz insan, yle gzn ap ge bakar bak maz, o grdnde, Ay kavramn btn boyutlaryla ka fasnda kurabildiini sanabilir. O nceki bilgilerden yoksun insan topluluu senaryosu, eitli duyu alglarn uyumlu tek bir kavram altnda birletirici bir kavramn bile, u bizim Ay kavramnda ol duu gibi, upuzun bir kuaklar silsilesi almasnn rn ol duunu kavratmaktadr bize. buralara kadar varmadan nce upu zun bir renme srecine, ou tekrar tekrar kazanlm ve kuaklar boyunca yeniden hatrlanm deneyimler zincirine ihtiya vardr. Bizim o sfr izgisindeki senaryo topluluumuz, dorudan ihtiyalarn gidermek iin nemli olan bantlar kurmu olsalar bile, bunlar darack bir alana skmlardr; dolaysyla da byle, kavramlardan yoksun bir topluluun gece gkteki Ayn ekillerine bakarken alglayp yaayaca deneyim, kararsz, devamllktan yoksun iaretlerden olumu bir kargaa; kaleidoskopu andran bir
95

dnmler grnts; herhangi bir btnleyici modele ba layamayacaklar, birtakm sembolik temsillerini iletiim amacyla kullanamayacaklar ve pozisyonlarn tayinde yararlanamayacaklar bir k ve biim kargaas olmaktan teye, bir grnp bir kay bolan ekiller ve benzer duyu alglar olmaktan teye geeme yecektir. Bu insanlarn deneyim dnyasnda, btn o ekiller, ok daha kolay bir ekilde, tpk ryalardaki gibi, birbiri iine akp du rurlar. Hayal rn ve gereklik rn olarak iki alan birbirinden ayrt edebilme bakmndan, yetenekleri bizimkine gre hayli s nrldr. Rya ile, hayal ile gereklik arasnda kesin bir farkllk ol duunu ve bu farklln ne anlama geldiini bilmeleri imknsz ol duu gibi, tek bir kuan mr iinde bunu renmeleri de sz konusu deildir. Bu nedenle de kendi kimlii, benlii konusunda bizimki gibi sabit bir yap gstermez ve benliini alglay, hayat boyunca nemli lde deiebilir. Bizimki gibi toplumlarda doup bym her insann bir canl varlk olduu, kk bir ocukken byyp olgunlat, eninde sonunda yalanp lecei, onun kimliini tanmlayan zellikler ola rak alglanr. nsan, kendi deiimlerinin oluturduu silsileyi, b yyen, olgunlaan ve gitgide yalanp yok olan bir birey olma bi imindeki kimlik imgesini, ok geni kapsaml bir bilgi daar cna borludur. nsan varlnn bir benlik olarak alglanmas, bil ginin bugn, gerek biyolojideki gerekse baka alanlardaki ilkeler ve yasalar bakmndan ulam olduu gelimilik dzeyini ve ger ee uygunluun u anki yksek dzeyini yanstmaktadr. Bu bilgi ve onun gvenilirlii olmadan, bugn yalanm olan insann, bir zamanlarki o yeni domu bebek ile ayn kii olduundan emin olmak pek mmkn deildir. Gerekten de bu trden ve benzer teki deiim srelerinin kavramlatrlmas, insanlar en ok zor lam sorunlarn banda yer alr. Gnmzde toplumlarn ge limesi ya da kavramlarn ortaya kmas gibi uzun erimli s relerin belirlenmesi konusunda yaanan glkler buna kanttr. nsann kendi hakkndaki imajnn, teki deyile bir kimlii, ben lii olduu duygusunun bulunmad insanlk geliiminin eski ba samaklarnda, kimliin hi yle sabit bir organizasyonu temsil et
96

mediini ve kaygan bir zeminde hareket edip durduunu gsteren bir dizi kant gsterilebilir. O toplumlarn insanlar belli bir sosyal statye kabul edilme treninin ya da yeni bir sosyal pozisyonu igal etmelerinin ardndan, kendilerini ad deiik baka bir kii olarak alglayp yaam ve toplumun teki yelerince bu yeni ve deiik kimlikle alglanm olmaldrlar. Bu insanlar gerek kendi alglarnda gerekse tekilerin alglaylarnda kendi babalar ile zde tutulabilmi ya da bir hayvana dntkleri ya da hatta ayn anda iki ayr yerde birden bulunabildiklerine inanlabilmitir. Kendilerinden nceki alardan uzanagelmi bir bilgi birikme srecinin mirasln yapmadan, olup biten olaylarn, de iimlerin o olaanst geni ve yaygn btn iinde, kendisiyle aynln ve kuralllklar alglamak son derece gtr. nlerinde bu tr kuralllklarn ve tekrarlanan aynlklarn, geni bir bilgi h zinesi olmadan, bugn artk byk lde hepimize olaan gelen, ama hem nesnelerin hem de bizzat insann kendisinin boyun e dii tekrarlanan kuralllklarn ve bu deiimleri iinde hep ken disiyle ayn kalan bir kimliin, bir zdeliin oluturulmas imknsz olur; olduka st dzeyde gvenilir bir bilgi anlamna gelen hayat, doa ya da akl gibi ok yksek bir sentez d zeyinin rn olan kavramlara ulamak da sz konusu olamazd. Kendisinden nceki bir bilgi geleneinin mirasn devralmam bir insan topluluunun, kendi gcyle, bugn Gne, Ay de diimiz klen, byyen, deien byk gk cisimlerinin, hemen hemen periyodik aralklarla gkte yitip tekrar grndklerini, bu grntleri sunan iki cismin zde olduklarn tespit etmeleri mm kn myd? Tek bir kuan mr aral iinde, bu trden d zenlilikleri kavramalar sz konusu olabilir miydi? Ve deyi ye rindeyse, gz ap kapayncaya kadar, gereklii, canl cansz ya da ta, bitki, hayvan, insan gibi snflandrmalar iinde top layabilirler miydi? Ya da birtakm olay bekleri arasnda bunlarn uyduklar kurallarn ve srekliliklerin snflandrc zelliklerini reten iyi kt bir bilgi birikimini hazr bulmadan, gkteki ci simlerin hareketlerinin ve deiimlerinin kurduu trden belli bir sreklilii, kendi sosyal faaliyetlerinin srelerini lme ve be97

lirleme ls olarak kullanmak insanlarn aklna gelir miydi? Bir kez daha insanlarn mr boyu geirdikleri deiimlere ra men kendileri olarak kalmalarn ve temsil ettikleri sreklilii nasl algladklarn izleyelim. Bizimki gibi toplumlarda bir insann mr izgisi, kl krk yaran bir kesinlikle llp belirlenir. Ben on iki yandaym, Sen on yanda dememizi salayan kesin bir sosyal ya takvimini herkes erken yalardan itibaren bireysel bilgi daarcna katar ve hem kendi hakkndaki hem de teki hak kndaki imajnn nemli bir esi olarak benimser. Gene de zaman len ve deerlendiren saylarn birbirleriyle kurduklar ilikiler, yle bir balarna kendi alanlarnda kalarak farkl niteliklerin ile tilmesi ilevine hizmet edemezler; zaman, tarihi belirten saylar, insanlarn bilinen biyolojik, psikolojik ve sosyal farkllklarn ve deiimlerini belirten, iletilebilir sembolik ksaltmalar olarak kul lanlmalaryla anlam ve nem kazanrlar. Ayrca uzun bir bilgi bi rikimi sreci iinde, bu zaman gstergesinin ilintilendii biyolojik ve sosyal srelerin, tek bir ynde ilerledikleri ve tersinmez ol duklar bilgisi de yerleip yaygnlamtr. Bu nedenle de, bizzat bu zaman gstergesi, sk sk, tersinmez bir srecin zorlayc, k stlayc gcn temsil eder gibi grnmektedir. Kimileyin, yitip giden yllardan, zamann geip gittiinden sz eder dururuz; as lnda dmzda bir sre deildir geip giden; bizzat kendi bi yolojik yalanmamzdr kastettiimiz; yalanmamzn ilerleyen, tersinmez sreci. nsanln sosyal semboller evreninde sklkla rastland gibi, gnlk dilde, yksek bir sentezleme dzeyinin rn olan semboller, nesneleip somutlar; kendilerine zg bir varla, bir hayata kavuurlar. Sembollerin bu hipostatik, yani asli bir ey gibi kullanlma alkanlna en bata zaman kavram ala nnda, ama zellikle de yalanmayla ilgili kavramlarda, bata gn lk dilde bol rastlanmaktadr. (Yllar geiyor, sen ne dersen de.n) Bir insann yan, yaad yllarn saysn veren saylar sil silesi de ayn ekilde, biyolojik, sosyal ve kiisel anlamlarla bes lenmekte, bu anlamlar yklenen saylar, bir insann kendi kimlii ve srekliliiyle ilgili duygusunu zaman iinde ve mr boyu be lirleyip durmaktadrlar.
98

24, 62 gibi ya belirten sembollerin, yllarn bir daha geri gelmeyecei duygusunu daha da artrmalarnn sebebi, bu ra kamlarn tarihin akn gsteren bir a izelgesi ile kurduklar bada aranmaldr. Kald ki, yl gsteren takvim de, srp giden, tersinmez bir srece, kuaklarn bayrak yarp iaret ettii l de, geri dnlmezlik duygusu iyice younlar. Bireysel bir ha yatn deiimlerini ieren bir mr ve bir mrn sresini len gsterge ya da izelgeler bir dnemin sosyal deiimlerinin s releriyle ve bu deimeleri belirten gstergelerle karlatrl dnda, olaanst ksadrlar. Szgelimi, ad bir aa, bir dneme damgasn basan bir byn, bir kahramann (.. harfleriyle sembolize edilen tarihsel dnem rneinde olduu gibi) ncesi ve sonrasn kapsayan dnemler ya da hatta Dnyann balang cndan bu yana, tanmyla belirtilen zaman sreleri yannda, bi reysel mr devede kulak kalr. te yandan 1989, 1999, 2009 ya da 2019 gibi saylarda ifadesini bulan, dnem gs tergelerimizle ltmz toplumsal sre, hep srp gidecek, ile riye doru akacakm izlenimi verir. Oysa bu sreklilik, o sosyal sre ilerlemeye devam ettii ve anmsand lde sz ko nusudur. Demek ki zaman gstergeleri, somut srelere yansyp onlar alglay ve yaay duygumuzu belirlerken, bu biyolojik, fi ziksel, sosyal sreler ile zaman gsteren semboller arasnda ili kiler kurup birini tekinin yerine koyar dururuz. nsan mr de diimiz kendi aralarnda eklemlenerek sosyal btn oluturan ve bir zaman leriyle tespit edilen bireysel sreler, eninde sonunda bir noktada kesintiye urarlar. Ortalama yz yldan daha az olan bir insan mr ile binlerce yla yaylabilen bir sosyal dnem, hatta doabilimin her gn bir yann gn na kartt biyolojik ve kozmik evrimin devasa uzunluuyla bir insan mrnn uzunluu arasndaki korkun ztlk yllarn uup gittii, zamann boa git tii, yitirildii duygusunu glendirir. Byle bir durumu bizim nasl yaadmz, bizim gibi srekli bir bilgi ak mirasna sahip olmayan, dolaysyla da a, dnem, ya gstergelerinden mahrum olduklar gibi, olaylarn zamann be lirleyici zel aygtlardan ve yollardan da yoksun o sfr nok
99

tasndaki varsaymsal topluluun, nasl yaadyla karlatrsak ne grrz? Bizden ok farkl bir durumda olan bu insanlarn, ne kendilerini ne de topluluun teki yelerini bugn bildiimiz, ta ndmz ekilde alglayp yaamayacaklar kesindir. rnein bu kurmaca tabula rasa topluluunun, ormandan kal ok olmam bu insan topluluunun yalarn belirleyebilecekleri bir gsterge ya da hatta bir zaman gstergesi oluturmaya koyulabileceklerini d nmek mmkn m? Byle bir zaman gstericisi yapmaya hangi neden itecektir ki onlar? Akllarna nereden gelecektir bu? Gk ci simlerinin dzenli, kurall hareketlerini, kendi bedenlerinin de iimlerini ve uyduu kurallar tespite yarayan gstericiler ya da iyi kt kabul grm ve gvenilir bilgiler olmadan, bu insanlarn, kendi benliklerini, hep ayn kii olduklarn alglayamayacaklarn ve genel deneyimleri yaaylarnn bizlerden aka farkl ol duunu sylememiz gerekmez mi? nsanlarn kendilerine ynelik imajlar, kim ve ne olduklar, ksacas, kendileri hakkndaki yaay ve duyumsay biimleri, bugn olduka yaygn anlayn aksine, ne sahip olduklar bilgi birikiminden bamszdr ne de kendi d larndaki dnyay yaay ve alglaylarndan yaltlabilir. Bu imaj, insann sosyal ve semboller dnyasnn btnleyici bir parasn oluturur ve bunlarla birlikte deiip durur. nsann benlii, kimlii anlamndaki imaj, bilgilerin, genel bilme dzeyinin gelimesiyle birlikte dnp durur. Bu bilgi sreci ise, olaylar arasndaki ba lantlardan tmyle habersiz diye varsaydmz insanlk du rumundan bilgisizliin gitgide azalmasna, insanlarn bulduklar ve gelitirdikleri ve bantlar ifadeye yarayan sembollerin, ger eklikle gitgide daha ok rtmesine doru yol almaktadr.

100

13 Zaman, olaylarn kesintisiz aknn belli yanlaryla ilintilidir ve insanlar bu akn gbeinde yer aldklar gibi, bizzat bu srekli akn parasdrlar. Bu srekli olay aknn zaman ilgilendiren yanlarna, ne zaman sorusuyla ilintili yanlar da diyebiliriz. (So runun btnn kapsam olmasak da.) Her ey duracak olsa, artk zamandan sz edemeyiz. Bunu anlamak kolay, oysa de iimlerin tek bir sra halinde birbirini izledii bir evrende de zamandan sz etmenin imknsz olduunu anlamak, biraz daha zor olabilir. Byle tek izgili, tek sekansl bir evrende yaasaydk, bir eyin ne zaman baladn ne bilebilir ne de zaten so rabilirdik. nk, ne zaman" sorusu, olaylarn srekli aknn oluturduu bir devamllk iinde bir olayn ya da olaylarn, bu btn iindeki balangcn ve sonunu gsteren, belli bir zaman araln tekilerden ayrt eden, ya da sre dediimiz zel liklerine bakarak iki ya da daha fazla olay birbiriyle zamansal uzunluklar bakmndan karlatrmaya yarayan sabit noktalar bul mak demektir. Btn bunlar zaman belirtebilmenin eitli yol lardr. Tek kulvarl, deiimlerin tek bir sekansta topland bir evrende, bunu yapamazdk. Byle bir evrende her ey birbiri ar dnda tek bir hat zerinde meydana gelip sona erer; ayn anda iki ayr deiim sreci gerekleemeyeceinden, bunlar karla trmamz da sz konusu olamazd. Deiimlerin izledii tek kul varl, tek sekansl silsilenin iinde iki ayr zaman aral, bir birlerinden ya nce ya sonra gelirler, ama hibir ekilde bir arada, birlikte var olamaz, kyaslanamaz, karlatrlamaz. Oysa bizim zaman gstericileri ile yaptmz ey udur: Bir baka dzlemden aldmz sekansn, yani zaman aralnn yardm ile belli bir se kansn, yani zaman diliminin iine, balang ve son adn ver diimiz nirengi noktalar yerletiririz. rnein, Saat sekizde ba layp onda bitireceiz deriz. Ya da, o srekli akn iindeki dilimleri, teki deyile belli bir olayn balangcndan son buluuna kadar geen zaman araln, kapsayc akn btn iinde be lirlemek iin onu bir baka sre ile kyaslarz. nsanlar iki saat a101

lyoruz diyebilmek iin, srekli deiimlerin gerekletii baka hatlar bulmular, sonralar da kendileri bu ilevdeki saatleri bulup gelitirmilerdir ve bunlar gerek kendileri gerekse de rnleri olan toplumlarnn zaman belirtme ihtiyacnda kullanmlardr. Ba langta, doa olaylar dediimiz hareket ve srelerin sreklilik gsteren, tekrarlanan dilimlerini kullanmlar, ardndan insan ya pm mekanik aygtlardan yararlanm, bu aygtlarn durmadan yer deitiren konumlar sayesinde, kendi varlklarnn biyolojik, sos yal ve kiisel srelerinin pe peelikleri iinde, kendi konumlarn belirleme yoluna gitmilerdir. nsanlar, baka deiimlerin s relerini, mutlak olamayan balang ve biti noktalarn sabitlemek iin kullanmay, bylelikle de bizzat kendilerinin oluturduklar o srekli deiimlerin silsilesi iinde, eit sreli zaman aralklarn karlatrp belirlemeyi renemedikleri srece, rnein ka ya nda olduklarn bilememilerdi ve zaten de bilmelerine imkn yoktu; ayrca da herhangi periyodik bir sosyal faaliyetin balang noktasn tespit etme bakmndan da, ellerinde kendi duygularn dan, hissetme glerinden baka bir ey bulunmamaktayd. Demek ki zaman belirlemek, insanlarn, srekli deiimlerin oluturduu srelerden en az ikisini birbiri ile ilikilendirme, bun lardan birini teki iin zaman ls olarak kullanma yeteneine dayanr. Hi de kolay olmayan bir zihinsel sentez faaliyetinin nemli bir baarsdr bu. nk l birimi ya da karlatrma s resi olarak aldmz deiim dilimi, karlatrmay yaptmz, yani sresini ltmz dilimden z gerei bambaka bir dz leme ait olabilir. rnein gk cisimlerinin srekli olarak deien konumlar, insanlarn birbirleri ile kurduklar ilikilerin bi imlerinden ilkece farkl, bambaka tarzdadrlar. nsanlar gene de yzyllar iinde, Ayn Gnein periyodik hareketlerini, sosyal ha yatn faaliyet ve ilikilerinde zaman belirtici bir birim olarak kul lanmay u ya da bu ekilde becerebilmilerdir. Byle iki bambaka dzleme ait deiim diliminin birbiriyle ilikilendirilmesi, bu dz lemler arasnda hangi spesifik ortak zelliklerin bulunmasn art komaktadr? Ya da saatlerimizi alalm: Saat, znde durmadan ha reket halinde olan minik bir makinedir ve deiimlerin kesintisiz
102

ardardaln, kadrann zerindeki say sembollerinin konumuna yanstr. Bu haliyle, saatleri kendi sosyal faaliyetlerinin tasnifinde ya da koordine edilmesinde bir lt olarak kullanan insanlarn, sosyal ve kiisel hayatlarndaki deiimlerle ok az bir benzerlik gsterirler. Saat yaps iinde kendini gsteren deiimlerin sil silesi, insanlarn sosyal ve kiisel alandaki deiim ve d nmleriyle ne trden bir iliki kurabilmitir? Tarz ve biimleri farkl bu deiim sekanslarnn ortak yan nedir? Bu sorunun ce vab artc lde basittir. Bu her iki dzlemin temsilcisi de, (hem saat hem insan) az ok dzenli, kurall bir sekanslar dzeni oluturup srekli olarak deiip dururlar. (Bu kurall dzenlilik iindeki deiimin durduu yerde ve anda artk saate saat demeyiz, ama insan da insan olma zelliini kaybeder.) yleyse zaman kavram, srekli deiimlere ait dilimlerin, karlatrlabilir yan larnn olmasna dayanr ve bunlarn znde farkl nitelikleri bu ilikiyi deitirmez. Zaman dediimiz ey, en bata, belli bir insan topluluuna, giderek insanla, deiimlerin oluturduu srekliliin iinde sz konusu insan topluluunca benimsenmi nirengi noktalar koyma ya da byle bir deiimler ak iindeki belli bir evreyi, baka bir deiimler silsilesi iinden alnm bir evre ile karlatrma imkn veren bir ilintileme erevesidir. Zaman kavramnn, deiimlerin oluturduu ok eitli silsilelere uygulanabilme nedeni budur. Gnein Dnya etrafndaki grnrdeki dn, bir Gne yl bi iminde standartlatrlabilmekte ve bu standart birim, baka koz mik hareketlere, insan hayatna ya da devletlerin geliim s relerine kyas ls olarak uygulanabilmektedir. Belki bir kez daha zaman szcnn eylem halini, bir insan faaliyeti olan senkronize etme faaliyetini dnmek burada sylenenleri an lamamz kolaylatrabilir. Bir at yarnn, bir kimyasal tep kimenin, bir ziyaretin ya da bir savan oluturduu srelerin iin deki konumlar ya da sekanslar belirlemek mmkndr. Ksacas, evrenin btn dzlemlerindeki olaylar birbirleriyle senkronize edebiliriz; bunlar ister fiziksel dzlemdeki, ister biyolojik, isterse de sosyal ya da kiisel dzlemdeki olaylar olsun fark etmez. Za
103

mann -spesifik zellikleri ne olursa olsun- art ardalk gsteren her trl sekansa ilikin grlebileceini sylemek bu anlama gelir. Ancak, hangi dzlemin sekans sz konusu olursa olsun, elinizde sosyal uzlamla standartlatrlm belli bir sre biriminin bu lunmas ve bunun bu deiik dzlemlerdeki olaylarn akna uy gulanmas arttr. Birim olarak standartlatrlm srenin fiziksel ya da tarihsel-sosyal nitelikte olmas fark etmez. Dolaysyla da za mann incelenmesi srasnda doa ile tarih ya da kltr ara snda snrlar eken kavramsal bir ayrmn geersiz olmas, daha dorusu artk dayanaklarm yitirmi olmas, zamann belirlenmesi faaliyetinin burada altn izdiimiz dzlem fark tanmayan bir enstrman olma zelliinden ileri gelmektedir. Standard hangi dzlemden semi olursak olalm, seilen birim artk salt arasal nitelie brnmekte, kendi dzleminin zelliklerinden arnmak tadr. Burada geersizliini gstermeye altmz yanl kav ramsal ayrmlarn doa, tarih gibi alanlar arasnda ne derece kesin snrlar izdii, alara zg bir durumdur, dolaysyla alabilir ni teliktedir.

14 Zaman sorunlar ile urarken ii yokua sren glklerden biri de zamana, zaman kavramnn sembolik yoldan temsil ettii de iim srelerinin zelliklerini atfetme biimindeki yaygn ei limdir. Hayatmzn srekli deiimlerine ya da toplumsal d nmlere iaret etmek isterken zaman geiyor deme alkan lmz vardr. Somut deiimleri kastedecekken, bizzat zamann ilerlediini ifade ediimiz, zamann feti karakteriyle balantldr. Zaman kavramnn kendine zg bir feti karakteri tamasnn ne deni, bir organizasyon yapsn temsil eden insan topluluklarnn gzlemledikleri deiimlerin oluturduu sreklilikler arasnda ya da sadece bu srekliliklerin iindeki dilimler arasnda, belli ama larla -kendi mrlerinin oluturduu deiimler dizisini iin iine
104

katarak ya da katmayarak- kurduklar olduka yksek bir sentez dzeyindeki arasal balantlar temsil etmesidir. Zaman kavram, belli bir toplumsal ereveyi oluturan insanlarn, srekli de iimler arasnda kurduklar balantlar iermekle kalmaz, ayn ekilde belli bir olayn gei sresine gre, o olaydan nce ve sonra olan ya da olacak olan da kapsar. Zaman ve zaman belirleme sorununun zmnde kul lanlabilecek anahtarlardan biri, insanlarn, olaylarn srekli ak iinde, daha nce ve daha sonra olan gemite ve ileride olan birlikte dnp gz nnde tutabilme biimindeki zgl ye teneidir. Bir arada, ayn zamanda olmayan, ayn anda olup bi tiyormu gibi bir araya getirmek biimindeki tasarlama ediminde bellek tayin edici bir rol oynar. nsanlarn sentez yeteneine by lesine nemli bir rol atfederken, zellikle iaret ettiim ey, in sanlarn, gereklikte imdi ve burada olmayan bir eyi, gereklikte imdi ve burada olan eyle, tasarmlarnda birbirine balayabilirle yeteneidir. Kukusuz bu yetenek, insann sentezleme yeteneinin tezahrlerinden sadece biridir, ama btn zaman belirleme bi imlerinin hepsinde tayin edici bir rol oynar. Daha iyi anlatabilmek iin yle de syleyebiliriz. Ayn anda daha nce saatin iki ol duunu ve daha sonra da alt olacan dnmeden, u anda saat drt, demenin hibir anlam yoktur. Daha nce ve daha sonra gibi kavramlar, insann ayn zamanda gereklemeyen ve in sanlarca da ayn anda gerekleiyormu gibi yaanp alglanmayan olaylar birlikte tasarlayabilme ve yaayabilme yeteneinin te zahrleridirler. Burada, zaman sorununun, ne kadar karmak olduunu gs teren baz yanlarna biraz daha yakndan bakm oluyoruz. lk ba kta zaman kavramnn tek bir kalptan km, nispeten basit bir eyle ilintili olduu, bu kavramn alanna giren olgular birka cmle ile anlatlabilirmi izlenimi uyanabilmektedir. Oysa gr dmz gibi bu kavram, az ok belli bir dzene girmi ve sabit insan beklerinin belli amalarla eitli deiim dizilerini ilintilendirmeleri anlamna gelmektedir ve bu ilintileme, deiim di zilerinin kendi iinde, iki deiim dizisi arasnda olabilecei gibi,
105

kendisi de bir deiim dizisi olan insan kapsayacak biimde de olabilir. imdiye kadar olaylarn pe pee kesintisiz akn bir sreklilik btnl olarak sembollerle temsil eden, temsil ettikleri bu s releri, uzun ya da ksa sekanslar hep bir olaylar aknn art ardal iinde gren sentezlerden sz ettik. Bu sentezi, birbirlerini izleyen olaylarn kurduklar kendilerine zg yapnn mantn oluturan bir balantlandrma olarak da anlayabiliriz. Buna kar lk bu sentez tarznda, sentezi yapan insann rol ierilmez, yani birbirini izleyen olaylar sosyal sembollerle temsil eden insann, ayn anda bunun farknda olmas gibi bir iliki bu sem bolletirmeye yansmaz. Oysa sk kullanlan baz baka zaman kavramlarnn olu turduu baka tip bir sembolletirme vardr ve bu kavramlarn an lamlar, insann olan ve olaca bir arada dnp sentezleme ye teneini de kapsamaktadr. Burada gemi, imdi ve gelecek gibi kavramlar kastediyorum. Bu kavramlarn anlamlar ve i levleri gnmze kadar pek iyi anlalamamtr, nk yl, ay ya da saat gibi zaman kavramlar ile gemi, imdi ve ge lecek gibi kavramlar arasndaki farklar ve ilikileri ak seik be lirleme yolunda henz giriimde bulunulmamtr. Yl, ay, saat gibi kavramlar, olaylarn dilim dilim, sekanslar halindeki aknn oluturduu zamansal yapya yollama yaparlarken, ge mi, imdi ve gelecek gibi kavramlar insann belli bir ye teneini de (sekanslarn akn ve bu akn kurduu zamansal ya py gren insanlar da) birimlerin kurucusu olarak anlamlarnn yrngesi iine alr. Gemi, imdi ve gelecek kavramlarnn insan zeks karsna koyduklar bilmece, bunlarn, pe pee akp giden olaylarn zaman yaps ile kurduklar yer deitirtici, kaygan ilikidir. Bugnn gelecei, yarnn imdisidir ve bugnn imdisi, yarnn gemiidir. Aslnda bilmecenin zm olduka basittir; yeter ki -insanlarn hangi yaant tarzn incelersek inceleyelimkarmza kan zgl ilintileme tarzn ve bu tarzn sembollerle temsil edilebilmesi iin ne trden bir kategorik aygta ihtiya ol duunu dnebilelim. Gemi, imdi ve gelecek gibi kav
106

ramlar, bu tarzda sembolik temsillere ihtiya duyan kavram tipine girer. Bir dnemler gstergesinin, bir a takviminin 1605, 1606, 1607 gibi birbirini izleyen rakamlaryla sembolletirebileceimiz deiimler silsilesine gre, gemiin, imdinin ve gelecein anlam durmadan yer deitiriyorsa, bunun nedeni, bu kavramlarla iliki kuran insanlarn bizzat deiimler ve dnmler iinde ol malar ve bu kavramlarn insanlar ve onlarn deneyimlerini de iin iine katmasdr. Gemiin, imdinin ve gelecein ne ol duu, belli bir anda yaayan kuaa bakar. Bu dzlem, ku aklarn bayrak yaryla birlikte srekli yer deiir ve elbette an lamlar da deiip durur. Bu kavram iinde de, tpk yl, ay, gn gibi sralayc daha basit zaman kavramlarnda olduu gibi, insanlarn sentez yapma yetenei kendini ele verir, ama bu ikinci durumda, ezamanda gemeyen olaylar ezamanda gerekleiyormu gibi yaamaktr sz konusu olan. Yl, ay ve saat gibi kavramlar ise, gene insann sentez yeteneine dayanmakla birlikte, insanlarn bu ikinci tarz sentez yeteneinin kendisi onlarn an lamlarna yansmaz. Bu kavramlar sadece, farkl sresel uzun luktaki olaylar silsilesinin bu sresel niteliini temsil eder. Ge mi, imdi ve gelecek kavramlar ise olaylar yaayan bir kiinin ya da insan beklerinin deiimlerin sralanyla kur duklar mdahale edici ilikinin ifadesidir; Akp giden olaylar sil silesi iindeki belli bir urak, belli bir an, ancak onu yaayan, al glayan insann kendisiyle kurduu iliki sayesinde, gemi ya da gelecek karakterine brnm teki anlara gre, imdi ka rakteri tayabilir. Bu ifade, kiilerce yaanan -onlarn bu yn deki sentez yeteneini ieren- zaman birimleri sembolleri olarak yl, gn ya da sebep sonu kavramlarnda olduu gibi, bir yandan bir ardllk durumunu dile getirmekle kalmayp, ge miin, imdinin ve gelecein insan deneyiminde, onun ya antsnda senkronize biimde kendini gstermesini de salar. Gemiin, imdinin ve gelecein, ayr szck olmalarna ramen tek bir kavram oluturduklarn sylemek mmkndr. Uzun dnemler boyunca, tek bir sekansn iindeki somut olay larn, dolaysyla da bu sekansla ilikili birimlerin, rnein aylarn,
107

haftalarn, saatlerin ya da yzyllar gsteren zaman cetvellerindeki yllarn, ksacas imdi kavramn kullanarak ifade ettiimiz olay larn ve birimlerin hibir an sabit olmay, aslnda hi kalc ol may ve imdi ile gelecek arasndaki ayrc izginin de durmadan yer deitiriyor olmas, insanlarn kafalarn kartragelmitir. De neyimlerle ilintili bu zaman biriminin grnrdeki paradoksuna daha ilkada dikkat ekilmiti. Censorinus nce mutlak zaman zerinde durduktan sonra, gemii, imdiyi ve gelecei yle ta nmlar. Mutlak zaman llemez, balangc ve sonu yoktur: Hep var olan bir eydir ve hep var olan bir ey olacaktr ve herhangi bir insana baka bir insana olduundan daha fazla bal deildir. Mutlak zaman za mana blnr: Gemie, imdiye ve gelecee. Bunlardan gemiin balangc, gelecein ise sonu yoktur. Oysa ortada bulunan imdi, ylesine ksa ve kavranmaz, ele avuca gelmez haldedir ki, bir uzun lua sahip olmad gibi, gemi ile gelecein balantsndan teye bir ey olmad izlenimi vermektedir ve ayrca ylesine kaygan, ka rarszdr ki, hibir zaman ayn yerde bulunmaz ve iinden getii her eyi gemiten alp gelecee ilave eder.7 Bilmecenin Censorinus tarafndan formle edili biimi biraz tuhaf olmakla birlikte, bu dzlemin oluturduu sorunlar anlamamz gletiren sebebi fark etmemizi salamaktadr. Censorinus ge mi, imdi ve gelecek birimlerini, zaman ve mekn iindeki ayr nesneyi temsil ediyormu gibi ele almaktadr neredeyse. Censorinus bu birime, bugn de sk sk yapld gibi, ba ntlar fiziksel dzlemde temsil eden, ama ayn bantlar in sanlarn onlar yaay, yani deneyim dzlemindeki durumlarn gz nnde tutmayan kategorik anlamda yaklamaktadr. Doasnda sentezleme yetenei olan insanlarn yaantlarn ve deneyimlerini anlamna yanstan gemi, imdi ve gelecek tipindeki zaman kavramlarn; eskiden, nceden, sonradan, daha sonra gibi kavramlarla karlatrdmzda, birincilerin ka rakteristik zelliklerini belki daha iyi anlayabiliriz. Eskiden,
7. Censorinus, De Dei Natali xv, 3 f (Friedrich Hultsch, Leipzig 1867 basks).

108

daha nceleri gibi kavramlar ile sonra, sonradan, daha sonra, ileride gibi kavramlar birinci gruptaki gemi, imdi, gelecek kavramlarnn uygulandklar sekanslara uygulanabilir. Ancak daha nce, daha sonra kavramlar, -Einsteinn da ilgi gsterdii- zaman belirleme giriiminden farkl olarak, bir baka olay grubuyla karlatrmaya dayanmaz. Eskiden, daha nce olmu ey, daha sonraki eye gre hep yle kalacaktr. Buna kar lk imdi kavram, ister doay ister toplumu, isterse de bi reyleri ilgilendirsin, belli bir dnemde yaayan bir insan top luluunun, srekli olaylar silsilesini, bizzat kendilerinin de boyun edii deiim ve dnmlerle ilintilendirerek zaman belirlemesi anlamna gelir. Bu deiimlere ve dnmlere bal olarak, byle bir insan bei ya da hatta her bir insan, burada ve imdi yap tklarn, dorudan hissedip yaadklarn, imdi olarak belirle yip, hem geip gitmi ve artk sadece belleklerde, anlarda yaayan hem de belki gnn birinde yaayacaklar ve maruz kalacaklar olaylardan, yani hem gemiten hem de gelecekten ayrt eder. n sanlarn ancak kendi yaadklar dnem iinde kullanabilecekleri ve bizzat onlarn deiimlerini de kapsayan bu zaman kav ramnn karakteristik bir zellii de ancak nn bir arada be lirgin bir anlam tamasdr. Bir kerelik ya da tekrarlanan fiziksel olaylarn kurduklar, iler leyen olaylar akn gz nnde tutup eskiden, nce, n celeri ve sonradan, sonra, ileride gibi kavramlar, u anda bugn ya da gemi, imdi, gelecek kavramlaryla kar latralm. Birinci tipteki zaman kavramlar, ayn sekans iindeki eitli pozisyonlarn bir ilintilenmesini temsil ederler. in iine gi rebilecek btn muhtemel insanlar iin tek ve ayn sekans sz ko nusudur.8 Oysa, u anda, imdi kavramlaryla takdim edilen pozisyonlar, ilgili insan bei ya da kiiler deitike, iinde yer aldklar akla beraber deiirler. Daha evvel de sylediimiz gibi, srekli ak iindeki olaylar, gemiteki, o andaki ya da ge lecekteki olaylar alglayp yaayan insanlar deitikleri ya da yer-

109

8. Burada, zerinde ok fazla duramasam bile, yle bir deinmek istediim ok ilgin bir mesele kyor ortaya, Newtonun mutlak", evrenin her kesinde ayn olan zamanna kar kan Einsteinn zamann (ya da zaman belirlemenin) al nacak referans noktalarna gre deiebilecei teorisi, belli bir zaman tr an layna dayanmaktadr. Burada da fiziin hkim gelenei dorultusunda, zaman bir tr yasa karakteri tar; yani deien, dnen her eyin arkasnda kendisiyle ayn kalan kuralllk gibi anlalr. Bu anlamda bir soyutlama, l lebilen her eyin, deien her eyin bu zelliklerinden soyutlama yoluyla karlm, arkadaki genel yasadr. Zaman diye ltmz sreler, bu anlamda, bu en arkadaki deimez yasann sonsuz tekrarlanabilen zel davurumlardr. Demek ki grecelik teorisi de tersinmez ekilde akp giden srelerin so yutlanmas yoluyla elde edilmi bir teoridir ve dnerek bu srelere uygulanma iddias tar. imdi tersinmez ekilde evrende ileriye doru akan sreleri bu teorik er eve iine yerletirmek istersek, bu kez de deiik trden zaman belirleme so runlaryla kar karya kalrz. Bir olay aknn nceki ve sonraki ba samaklarn birbirine balama sorunu buna bir rnektir. Soru u: Bildiimiz gibi evrende, bir gne-yldz yalandka nce beyaz dev" tabir edilen evreden kr mz cce denilen aamaya doru yol alr. (Yerleik literatrde bizde beyaz cce", krmz dev" diye geiyor; metnin ngilizcesi de beyaz dev/White Gigant eklinde-.n.) Karmzda srekli bir deiimler dizisi bulunmaktadr ksacas; imdi byle bir srecin nceki" ve sonraki evrelerini belirlemeye kalktmzda, buradaki soru, zaman belirleme sonularnn alnacak evrensel referans nok talarna gre deiip deimeyecei sorusudur. Yani belli bir referans noktasna gre, nceki aama ile sonraki aamann yer deitirip deitirmeyecei so rusu. Argmann mantna kaplp, uzayn bambaka yerindeki ve referans nok tasndaki bir gzlemciye gre, sonraki aamann nceki" olabileceini ve bu varsaymsal gzlemciye gre, bizim buradan, gnelerden birinin lm an lamndaki galaktik bir yolun sonunu ya da yldz evriminin ilerki bir aamasn, ters yz etmemiz, sonray nce olarak ya da nceyi sonraki bir aama olarak grmemiz mmkn m? Evrensel srallk modelinin teorik dayanaklarna gre, byle bir ters evirme alabildiine imknsz grnyor; ayn ekilde evrenin her hangi bir yerindeki varsaymsal bir gzlemciye gre memelilerin srngenlerin atalar, bunlarn da balklarn atalar olmasnn imknszl gibi. imdilik, bu tr sral srelerin basamaklarnn, dolaysyla da bu ba samaklarn nceki" sonraki" zaman dilimleri olarak belirlemelerinin, referans noktasndan etkilenmediklerini ve referansn konumundan bamsz olduklarn sylemek mmkn. (Her ne kadar gnmzde art arda olaylar silsilesini ak lamak iin bugn bavurduumuz teorik erevenin ilerki bir basamakta uygun olmadnn ortaya kma olasl bulunsa da.) Baka deyile, gnn birinde evrendeki evrimin deien konumlarna bal olarak ya da uzaydaki evrimin birimsel paralan olan galaksilere, yldzlara bal deiimlerle ilintilenerek zaman gsteren evrim saatleri gerekletirmek mm kn olsa, o mutlak dediimiz zamana olabilecek en yakn konuma gelmi sa ylrz. Ama ite bunu syler sylemez de mutlak zaman" ifadesinin hibir anlam tamadn, karl bulunmadn da kavramakta gecikmeyiz. Burada bir kez daha bir isim szck olarak zaman szc bizi yanltyor, dnme tarzmz aksatyor. Zamana, her eyden bamsz bir varolu nitelii atfediyor. Gzlemci evrenin neresinde ve kim olursa olsun, evrensel bir sralln nceki ve sonraki basamaklarnn sralan zelliklerinin gzlemcinin konumundan et kilenmediini syleyerek konuyu burada kapatabiliriz.

110

lerini birbirlerine braktklar iin, bu dzlem arasndaki ayrc izgi de kayar durur. nsanlar doularndan lmlerine kadar dur madan deiirlerken, toplumlar da kuaklarn silsilesi iinde bir birlerinin yerini alp dururlar. (Ve daha baka trden deiimler de yaanr.) Olaylarn, gemi, imdi ve gelecek dzlemlerindeki olaylar karakterine brnmelerini salayan biricik etmen, bunlarn ilintilendii insanlarn o an yaayanlar olmasdr. leriye doru birbirini izleyen yllarn oluturduu sosyal zaman dilimi, rnein l'den 2000'e kadar olan yllar, kozmik ya da biyolojik evrimin byk dilimleri gibi, bir nirengi noktas olmakszn, sadece belli insanlarla ilintilenerek yol alrlar; ama bu balamda sosyal alan daki zaman dilimleri, teki deyile sekanslar, byk kozmik di limlerden, insan d doal srelerin sekanslarndan yine de biraz farkldrlar. Sz konusu olan insan toplumlar olduu srece, top lumun sresel yapsnn insanlarca alglan ve yaan, dnerek bu srelerin akn tamamlayc, etkileyici bir rol oynar. Do laysyla sosyal olaylarn seyrinin yaanp alglanmas, byle bir seyrin aknn btnleyici bir esini oluturur. Oysa evrenin doa adn verdiimiz fiziksel dzleminde byle bir etki szkonusu deildir. Yl, ay, ya da saat gibi (ya da eskiden, daha sonra vb.) zaman kavramlar ile gemi, imdi ve gelecek gibi kav ramlarn o sk sk kafa kartrc ilikisini aydnlatmaya ynelik abalar, belki de beklenmedik bir sonuca varmamza yol ayor. Gemi, imdi gelecek gibi zaman kavramlar, fiziksel olay larn doa dediimiz dzlemine uygulanamazlar; nk bu dz lemde olaylarn birbirleri ile balan ve ilintilenii, hakl ya da haksz, mekanik nedensellik ilkesine gre gerekletirilir ya da in sanlar, fiziin bu dzlemindeki olaylar kendi hayatlar ile ilintiledikleri lde, gemi, imdi ve gelecek de, doa olay larna uygulansalar bile artl olarak uygulanm olur. Gemi, imdi ve gelecek terimlerinin doann nedensellik zincirlerinin kendiliinden hareketine uygulanabilmesi iin, doa nesnelerine ya da srelerine antropomorf (insan-biimsel) dediimiz, insans bir kimlik atfedilmesi gerekir ki, bu da artk biraz mecazi anlamda
111

konumak demektir; rnein Gnein geleceinden sz et tiimiz durumlarda olduu gibi. Yakndan baktmzda, doa, enerji ile maddenin karlkl konumlarna gre gerekleen de iim ve dnmlerin srekli bir sekansn oluturur. Bu enerjimadde dnmleri silsilesi iinde Gnein helyum d nmlerinin, bir olay silsilesi olarak ya da hatta bir birim olarak insan bilincinde ne kmasnn nedeni, bu oluumun, insanlar iin zel nem tamasdr. Doa nesnelerini ya da cisimlerini ya antlarna katan insann bulunmad yerde, fiziksel evrenin doal olaylarn; gemi, imdi ve gelecek dzlemlerine ayrmann hibir anlam bulunmamaktadr.

1 5
leride tartacamz sorunlardan bazlarnn anlalabilmesi iin, deiik tipte zaman kavramlaryla altmz gereinin byk nemine bir kez daha ksaca dikkat ekmekte yarar var. Bir yanda, insanlarn farknda olduklar, bildikleri deiimlerin sekanslarna gre oluturduklar zaman kavramlar yer alr; ancak bunlar bu kavramlarn oluumunda, tek tek insanlarn bilip algladklar, yaantlatrdklar sekanslar olarak karakterize edilmez. teki tipe giren kavramlar ise, bu deiim dilimlerinin, sekanslarnn in sanlarca yaan, alglan (ki insanlar da bu deiimlerin bir par as olabilirler) bu zaman kavramlarnn oluumu iine alnr. Bu iki tr zaman kavramn birbirinden ayrt etmemizi salayacak! uygun terimler bulmak pek kolay olmasa gerekir. Belki yapyla ilintili zaman kavramlar ile deneyimle ilintili zaman kavramlar gibi bir tanmlama yapabiliriz. Bu her iki tip de renilmi, sosyal erevesi olan balantlarn ya da sentezlerin sembolik tem silcileridirler. Gelgelelim temsil ettikleri sentez tr farkldr. Es kiden, nceden, nce ya da sonradan daha sonra, ileri de gibi ifadeler, bir dnmler srekliliinin iindeki ko numlarn, sekans ilikisi iinde belirlenmesi anlamndaki sentezin
112

terimleridirler. Mekanik sebep-sonu ilikisine uygulanabilirler. Buna karlk, gemi, imdi ve gelecek de, gemiteki ve gelecekteki olaylara uygulanabilmelerine ramen, nedensel ol mayan bir iliki biiminin kavramsal sembolleridirler; olaylar ya amann belli bir tarzn, kavramsal sentezin iine tayan sem bollerdir. imdi, deindiimiz gibi, dorudan yaanabilen dz lemdir. Gemi hatrlanabilen, gelecek ise bilinmeyen, belki olacak olann dzlemidir. .. 1500 ile .S. 3000 yllarn gsteren saylar dnelim. Bu saylar gemii ve gelecei temsil et mektedirler. Bu saylarn arasnda, yaanan an ya da imdi de diimiz yllar yer almaktadr; Ama bu yllara imdi di yebilmemiz iin, bir gemi ve bir gelecek yaantsnn ilintisine ihtiya vardr. Olaylarn ak iinde, kendi bana bu trden ke sitler, segmentler bulunmazlar. Gemi olan, sramasz bir akla imdinin dzlemine, o da gelecee geer. Gelecek diye ya admz dzlemin, imdiye ve gemie dnm dnlrse, bu sylediklerimiz ak seik kavranacaktr. Sadece ve sadece in sanlarn yaantsyla ilintilendiinde ekilebilir bugn, dn ve yarn arasna ayrc izgiler. Olaylarn akn yaayan ve alglayan insanlarn geirdii de iimlerle ilikilendiren zaman kavramlarna rnek olan imdi, gemi ve gelecek kavramlar, evrenin beinci boyutunun ka rakteristik zelliini temsil ederler. nsanlarn iin iine gir meleriyle evrenin drt boyutuna bir beinci boyut katlr. bo yutlu meknn ve drdnc boyut olan zamann yan sra insanlarn zaman yaay ve alglay da bilincin, deneyimin, olaylar yaamann ya da bu anlamdaki insana zg niteliklerin n ceki drt boyuta eklenmesi demektir. nsanlarn ulaabilecekleri alanda yer alan her ey, insan rn semboller sayesinde temsil edilebilir ve yaanabilir hale gelir ve artk bunlar belirlemek iin drt deil be boyutlu bir evreni esas almamz arttr. Gnmzn zaman anlaynn da kaynan oluturan ve gelimekte olan sen tez yetenei, bu beinci boyutun karakteristik zelliini yan stmaktadr. Bilimsel vicdanmzn sesi, bu beinci boyutun gerek kaynan gerekse de baka bir eye indirgenemez zglln akla kavuturmamz gerektiriyor. Gelgelelim bu beinci boyut,
113

spesifik insan boyutunu temsil eden kavramlarn bilgi teorisi ala nndaki stats, gemi, imdi ve gelecek kavramlar r neinde olduu gibi, bugne kadar hl belirsizliini korumaktadr. Bu kavramlara ynelik tartmalara, ounlukla metafizik ka rakterli, gzlemlenebilir nesnel olgularla ilintilenmeyen, kiinin keyfine ve isteine gre teorik dzlemde srdrlebilir tartmalar gzyle baklyor ounlukla. Bir yanlgdr bu. Nedeni de alabildiine basittir. Hkim ve gl bir gelenek, evrenin fiziksel basamaklarnn aratrlmas s rasnda gelitirilen kategorik, kavramsal aygtlarn ve gene bu ara trma basamaklarnda kefedilen iliki biimlerine tekabl eden sentez tiplerinin, zellikle de en bata mekanik sebep-sonu ili kisini kuran tipteki sentezlerin, btn bir evrendeki her trl ba lant ve btnleme biimlerinin aratrlp inelenmesine elverili olduu ve bunlarn tesinde baka herhangi bir rasyonel sentez tipinin bulunmad inann bir trl terk etmemitir. Oysa durum byle deildir. Bu gelenein gc, hl bugn bile, bugne gre daha basit, insan ncesi evrelerin entegrasyon basamaklarnda ya anm olaylarn gvenilir fiziksel incelemelerin nesnesini olu turduklarn; buna karlk gnmzn o aamalara gre ok ok karmak insan toplumlarnn temsil ettii entegrasyon ba samaklarnn bilimsel incelemelerin gvenilir mdahalesine ve in celemesine kapal olduu; dolaysyla da metafizik teorilerin kap rislerine ak olduklar anlayndan ok kimse kurtulamamaktadr. Zaman sorunlar da aka ou kez bu trden metafizik spe klasyonlara vesile tekil etmektedirler. Oysa temsilini, devletlerin douundan beri muhtemelen bir zaman kavramnda bulan -ge lime halindeki sentez dzeyinden ayr dnemeyeceimizzaman belirleme tekniklerindeki ve kuramlarndaki gelime, eni konu analiz edilebilir ve speklasyonlara pek az frsat tanr. Bu analizde zamann ya da daha dorusu, zaman belirlemenin -gk cisimlerinin hareketlerinin belirlenmesini de kapsayan ve ad tam konabilecek- baz sosyal grevlerin stesinden gelebilmek ama cyla bir ara olarak yzlerce yl iinde gelitirildii ortaya ko nabilir. Burada, beinci boyut olarak tanmladmz olgunun, kesin, ek
114

siksiz ve gvenilir bir ekilde aklanabilme olanandan duyulan kuku ve gvensizliin, modern doa bilimlerinin balang aa malarna zg olan ve abartlm bir genellemeden baka bir ey olmadn grmek genellikle zor oluyor. Bilimin o basamanda, klasik fiziin hkim kld ekliyle, olaylar birbirleriyle ilikilendirme ve balama tarznn dnda kalan her trl yolun, me tafizik karakterli ve bilim d saylmas gerektii anlaynn kk lerini buluruz. Bilginin ve renmenin gelime srecindeki belli bir aamay yanstan bir anlaytr bu ve bilimlerin statlerindeki stnlk ya da hiyerari srasn ifade eder; daha dorusu, modern bilimin o gelime basamanda ortaya kp yerlemeye balayan -bilimin eitli uzmanlk blmleri arasndaki- iktidar paylam srecini yanstr. nsann deneyimlerinin alanna, sosyal alana y nelik inceleme ve aratrmalarn kolayca speklasyonlara malzeme oluturmas, mekaniki sebep-sonu ilikisine gre birbiriyle ilikilendirilemeyen her eyi, irrasyonelliin cehennemine yollama geleneinin bize kadar varln korumu kamburlarndan biridir. Yukarda, yapyla ilintili zaman kavramlar ile insan de neyimini de kapsayan zaman kavramlar arasndaki farkll vur gulamak iin sylediklerimiz, bu son konuda da mevcut an laylarda bir deiikliin yolunu amaya yardmc olabilir belki. Gnmzde, insanlarn, iinde yaadklar dnya hakkndaki bil gilerinde arpc bir dengesizlik kendini ele vermektedir. nsanlar, imdiye kadar evrenin fiziksel ilikiler dzleminde gvenilir bilgi bakmndan olduka yksek bir dzeye ulaabilmilerdir. Fiziksel dzlemleri inceleme ve aratrmada kullanlan sembollerin fiziin gereklikleriyle rtme oran iyice artm; sembollerin temsili ile olgular arasndaki uzaklk gittike azalmtr. Gelgelelim i, hele hele insanlarn bizzat iinde yaadklar, yani kendi temsil ettikleri teki dzlemlere gelince, durum deimektedir. nsanlarn yaama alann oluturan sosyal dzlemlerde kullandklar kavramsal sem bollerin, fizik dzlemindekilere kyasla, temsil ettikleri gereklikle rtmeleri yetersiz kaldndan, bunlar ara olarak da o lde gvenilir olamamaktadrlar. Bu, insansal dzlemlerin aratrlmas ve burada karlalan sorunlarnn stesinden gelinmesi giriim115

lerinde insanlarn gelitirdikleri sembolik temsilcilerin gereklie uygunluu, gereklik dzlemiyle rtme derecesi, doa dz leminde kullanmay rendikleri sembollerle karlatrldnda, snfta kalr. Dolaysyla da insann sz konusu olduu dzlemde durumlarn tayin etmek aracyla kullandklar bilgiler de snrl ol maktan kurtulamamtr. Aslna baklacak olursa, insanlarn gerek fiziksel alanda gerekse de biyolojinin baz alanlarnda yaptklar inceleme ve ara trmalarn kaydettii byk ilerlemeler, kendi yaama dz lemlerindeki, insan ilikileri alanndaki admlarna katklar yapt lde, engeller de koymutur. Geri insan ilikilerinin alanlar, kendilerine zg, karakteristik zorluklarla bezenmitir kukusuz. nsanlarn, kendilerini kefetme konusunda az ok, ama aikr bir endieleri vardr. Bu inceleme ve aratrmalarda ortaya kabilecek olan gereklerden duyulan endiedir bu. Bu aratrmalar arasnda yer alan zamann sorunlar da, ounlukla bir srrn zm k lna brnr ve insanlar bu srrn rts altna, tpk saklayc bir elbise iine gizlenir gibi, gizlenip dururlar. Oysa aratrmalarda or taya kan ne gulyabanidir ne de rktc baka herhangi bir g rnt. Zaman aratrdka, yava yava greceimiz ey, in sanlarn, iinde yaadklar dnyada kararlar alabilecek, durumla rn ve hareketlerini daha iyi tayin edebilecek duruma gelene kadar, zahmetli ve zorlu bir yol katettikleri gereidir. nsanlar Gnein, Ayn ve yldzlarn birbirine gre hi de dzenli saylmayacak ha reketlerini, tarihi belirtici bir ara, teki deiim srelerini tayine yarayan bir senkronizasyon birimi olarak kullanma aamasndan, bunlara gre ok daha dzenli ileyen insan yapm zaman l erleri kullanma aamasna gemeyi baarm; ama ardndan, ile ride anlatacamz gibi, kendi davranlarn da bu sefer saatlere uyumlama, bu anlamda saatlerle, takvimlerle senkronize etme al kanl edinmi; giderek kendi zaman bilinlerini, doal yaplarnn gerekten de esrarengiz bir paras gibi duyumsamakla kalmam; nesnel bir varlk, d bir olgu gibi grdkleri zaman da, tanrlarn bir armaan, bir tanr vergisi gibi alglayp yaamlardr.
116

16
Evet, az evvel iaret ettiimiz gibi, insan bilimlerinin iki lemlerinden biri, hl insanlarn kendilerinden kap saklanma ar zularnca belirleniyor olmalardr. Gelgelelim, fiziksel bilimlerin doann aratrlp incelenmesinde gsterdikleri baar sayesin de, btn teki bilimlerin ltn koyan rnek bilim statsne ykselmi olmalar, insan bilimlerinin, bu ve baka glklerini a mas giriimlerini iyice yokua srmektedir. nsan ilikilerinin ev renini aratran bilimadamlar, bu durumda, bir tuzan iinde de belenmektedirler. Birbirinden kt iki seenek arasnda skp kalmlardr: Ya fiziksel aratrmalarn nlerine koyduu inceleme yntemlerini, bunlarn kendi sorunlarna uygulanabilirliklerini hi tartmadan, uygun olup olmadklarna bakmadan, srf bu stnlk konumundan tr ylece benimseyecekler (belki de bu yoldan bizzat nemli ve deerli, kusursuz bir bilimadam olma statsn hak etmeyi umarak) ya da doa bilimlerinin dayattklar modelleri kendi grevlerine uygun bulmadklar yerde, insan ilikilerinin zgl karakterine daha uygun decek temsili semboller bulup ge litirmeye alabilecek ve belirsizliklerin denizinde rpnma ris kini gze almak zorunda kalacaklar; bu durumda ise, abalarnn sonular, ortala, pek de ender olmayan speklasyon ve metafizik kokular yayp duracaktr. Gnmzde, zamann sorunlaryla urarken, boyuna bu tu zaa dme tehlikesi iindeyizdir. Nedensel ilikileri kuran bir be lirleyici kategori olarak zaman, fizik alanndan bakldnda, ak seik, anlalr bir kavram olarak btn fizik bilimlerindeki yerini almtr. nsanlarn zaman nasl yaadklar, duyumsadk lar, dolaysyla neyle nasl ilikilendirdikleri sorusu, -Bergson ve Heidegger rneinde olduu gibi- metafizie terk edilmitir. Ve gnmzde, fizik dzlemlerine ilikin bilgilerle insan ilikilerinin yer ald sosyal dzlemlere ilikin bilgilerin dengesizliinin zaman sorununa tek yansy tarz da deildir bu. Bugn, zaman sorunlaryla urarken ya da hesaplarken ortaya kan artc yanlardan biri, sosyalbilimciler ile doabilimcilerin bu soruna y117

nelttikleri dikkatin ve verdikleri nemin farkdr. Toplumlarn pra tiinde, zaman belirleme sorunlarnn nemi gittike artarken, top lum teorilerinde, zaman belirleme sorunlarna verilen nem, teki konulara verilenin yannda devede kulak kalr. Bunun sorumlusu, belli bir yere kadar, zaman konusundaki incelemeleri teorik fizik alanna brakmak isteyen hkim anlaytr. Bugn kalkp da g nmzde hangi bilimsel kuramn zaman konusundaki en ileri ve en nemli teori olduunu soracak olursak, herhalde, Einstein teorisi, cevabna kimsenin itiraz olmayacaktr. Dolaysyla da sosyolog larn, zamann sorunlarn kendi uzmanlk ve ilgi alanlarnn d nda grmelerinden doal ne olabilir ki? bununla da bitmiyor. Doa bilimleri ile sosyal bilimlerin bu farkl gelimelerinin, ada dnce alkanlklarna etkileri ok daha derinlere nfuz ediyor; saysz kavramsal blnmelerde ya yor; olgular kartlklar iinde yanstan kavramlar yznden, sanki dnya, insan dndaki doal dnya ile insanlarn yaadklar dnyann oluturduu, birbirinden bamsz ve kopuk var olan, s telik birbiriyle uzlamayan, hatta elien iki ayr paraym iz lenimi douyor. Bugn, doa ve toplum, doa ve kltr, nesne ve zne, madde ve ruh ya da tartageldiimiz fiziksel zaman ile alglanan zaman vb. trden kavramlar merkez alan bir dnme erevesi iinde hareket edip duruyoruz. Bu kartlklarn bazlar, bize ok eski gemilerin miras olduklar halde, bunlarn gnmzdeki hkim kavran biimleriyle, bilgilerimizin ge limesinde farkl dereceleri ve bilimin grnrde birbirlerinden kopuk akademik uzmanlk alanlarna blnmln arpc bir ekilde yanstmaktadr. Bu balamda, doa, doa bilimlerinin, zellikle de fiziin aratrma alannn konusuyla zdeletirilirken, insan da, bu anlay dorultusunda, toplum, kltr, pratik ve ben zeri biimlerdeki deiik tezahrlere baklarak, doa olmayan ey saylarak ayr bir yere konmaktadr. Kimileri, gnn birinde in sanla ilgili her eyin fizik bilimleri yoluyla aklanabileceini uma bilir. Gene kimileri, insanlarla doa arasnda (doa bilimcilerinin anlad doa arasnda) varolusal bakmdan, teki deyile ontolojik ynden almaz bir uurum olduundan emin olabilirler. Bu
118

anlamda, bu trden kart kavram beklerinin hepsi, aslnda rtl mcadele cephelerini temsil etmektedirler. Yakndan baktmzda, altndan bambaka bir ey kar; ontolojik blnmlk di yeceimiz ey. nk, farkl alanlarn varlk bakmndan ayr alan lar olarak gsterilmesi, aslnda, deiik bilimsel evrelerin, evrenin gerekte ilinti iinde olan farkl dzlemlerine ve de inceleme ko nusu olabilen insanlara onlarn atfettikleri deerlerin farkllndan kaynaklanr. Btn bu durumlarda, dnyann deiik alanlarn temsil eden sembolleri, kavramsal kartlklar biiminde yan yana koymakla yetinirken, akla gelecek ilk soruyu, bu eitli alanlarn birbirleriyle ne trden ilikiler iinde bulunduklar sorusunu sormaymzn nedeni budur. Dnyay, eitli akademik uzmanlk alanlar arasndaki ayrm izgilerine denk decek kavramlarla blmeye almz. Doa ve toplum kartl, bu trden birok rnekten sa dece biridir; ama byle kavramlatrmalarn zaaflarn gstermeye yeter de artar bile. Bu iki alann sadece ontolojik bakmdan farkl olmakla kalmayp herhangi bir ekilde badamaz ve birbirine kar t olduu izlenimini de uyandran bu trden kavram oluturma alkanl, giderek doa ve toplum dediimiz alanlar ara sndaki ilikileri aratrmamza giden yolu da tkar. Bu alanlar ayr ayr inceleyen akademik gruplarn ekmeine ya srercesine, her iki alan da birbirinden kopuk ve bamsz gryoruz. Gerekte ise, insanlk, yani toplum, kltr vb., doal olandan daha az doal olmadklar gibi, evrenin paras olma hakkn atomlardan ya da molekllerden daha az hak etmezler. nsanlar ile doa ger ekten de gnmzdeki konuma ve dnme alkanlnn bizi inandrdnn aksine, birbirlerinden bylesine farkl ontoloji alan lar oluturmazlar. Herhangi bir bilimsel disiplinin her bir uzman, kendi inceleme alann tekilerden yaltlm bir nesne gibi gr meye ve ona teki bilimlerin inceledii nesneler karsnda ayr bir zerklik tanmaya eilimlidir. Bu yzden de, en az karmaklk gsteren dzlemlerdeki, cansz nesnelerin dzlemindeki inceleme ve aratrmalar teki btn aratrma alanlar karsnda hkimiyeti ele geirip, ortaya koyduklar sonular, insanlarn pratik ihtiyalar
119

alannda ok geni bir kullanlma ve uygulanma imkn bulunca, "doa ya da nesne incelemesi adn alan bu aratrma dz lemleri, gitgide, bir balarna, btn teki alanlardan ve insanlarn dnyasndan bsbtn kopuk, bilgiyi edinen znelerden ta mamen bamszm gibi alglanmaya baladlar. nsanlarn ge limesinde onlara yardmc olan bilgi aralarnn farklar, dil ve d nce daarcna yansd. yice yaplam, organize olmu bir nesne olarak anlalan fiziksel doay inceleyen bilim beine at fedilen bilgi statsnn, daha az organize olduu dnlen, insan inceleyen bilim beine tannan statnn stnde yer al da, bu farkn bir yanssdr. Ayrca evrenin insansal dzlemini doal dzlemden ayrd dnlen almaz uurum da bu fark llk anlaynn bir baka ifadesidir. Burada belki bu tehisimizi tamamlayc bir ifade olarak iki kltrden sz etmek gerekir: Doa bilimlerinin temsil ettii ve on larn uyguland alann kltr ile sosyal bilimlerin ya da insan bi limlerinin uyguland ve btn bir sanat ve edebiyat dnyas, k sacas, szcn dar anlamndaki kltr. Bu her iki alanda alan uzman gruplarnn konuma ve dnme tarzlarnn ta mamen farkl olduu ok dorudur; dolaysyla da bunlarn birbirleriyle iletiim kurma glkleri bulunmaktadr; hatta kimi du rumlarda, gereklere gzmz yummak istemiyorsak, bu iki evre, tam bir iktidar mcadelesine girimilerdir ve her bir taraf, olanca gcyle kendi uzmanlk alannn kar taraftakinden stn bir deer tadn ispat etmek iin rpnr. Gelgelelim bu yndeki tartmalarn gnmzde arz ettii duruma baklacak olursa, her iki bein de, tpk, zne ile nesne, insan ile doa, tarih ile doabilim arasndaki ok iyi tandmz kavramsal blnmlk gibi, uzmanlar arasndaki farkl diller ve farkl amalarla iyice net leen blnml, dnyada oldum olas var olmu, ebedi bir b lnmlk olarak benimsedikleri izlenimini edinmemek mmkn deildir. Aslnda ise, belli bir evreye ait, alacak bir b lnmlktr bu. nce de sylediimiz gibi, insanlarn birey ola rak kendileri ve toplum hakknda bildiklerinin olduka az, kendi dnyalar iinde yerlerini, ynlerini tayin ederken, cansz doa
120

hakkndaki nispeten ilerlemi bilgilerinin sonularnn sosyal ha yatlar iin tad nem ve anlam deerlendirmek bakmndan henz yeterince gelimi olmaktan ok ok uzak olduklar, ama buna karlk cansz doann olaylarna mdahale etme ve hkim olma bakmndan olduka gelimi olduklar belli bir toplumsal ge lime basamann rndr bu durum. ki kltrden sz eder ken, dikkat ektiimiz sosyal blnmlk, demek ki bir dnemi ilgilendiren tarihsel bir duruma iaret etmektedir. Belki bu alma, belli bir dereceye kadar, bu blnmln geiciliini gs termeye ve hatta onun almas ynnde admlar atlmasna katkda bulunabilir. Zaman sorunu konusundaki incelemeler, burada szn et tiimiz kavramsal kartlklar erevesine hapsolduklar srece, ka nlmaz olarak engellenmekten kurtulamayacaklar iin, doa ile toplum kartlyla birlikte ayn karakterdeki baka kar tlklarn zaaflarna deinmek art olmutur. Doa-toplum b lnmesi, sosyal zaman, fiziksel zaman diyebileceimiz eye, yani toplumdaki zaman ile doadaki zamana, birbirinden bamsz var olabilen iki ayr eymi gibi bakmaya zorlar bizi. Oysa bu, ger ee aykrdr. nsanlar, olaylarn zamann belirleme dorultu sunda attklar ilk admdan itibaren, hep doal, fiziksel evrenin iindeki insanlard ve oldum olas bu doal evrenin bir paras ola rak davranp hareket ettiler. Gerekten de, zaman sorunlar, bilimin zel uzmanlk alanlarnn ve bu alanlara tekabl eden kavramsal aralarn blnmlnn sonucu olan kutucuklara yerletirile bilecek sorunlar deil. Dolaysyla, zamann sorunlarn incelerken, doa ile toplum arasndaki karlkl etkileim ilikisini, (geni an lamda sylersek, evrensel tekliin bilincini) yeniden kurmamza da yardmc olacaktr. Doa ve toplum biimindeki kavramsal kutupluluun d ncemize koyduu ambargoyu da, zaman sorunlarn aratrmaya balar balamaz kaldrmak o kadar zor olmayacaktr. leride sy leyeceimiz eylerin ou, bunu kolaylatracaktr. u an iin, daha nce deindiimiz ve bir paradigma zellii tayan rahip ile kabile olayn anmsatmamz yetecektir. Rahip hasat zamanlarn
121

belirleyebilmek iin Yeni Ay ile Gnein kerteriz noktalar ara sndaki hareketlerini gzlyordu. Bu rnekte, insanlar, her yerde olduu gibi, temel ihtiya maddelerini salayabilmek iin do ann nimetlerine, ekini bytecek yamura muhtatlar; bir fi ziksel hareket olan Gnein hareketini gzlemliyor, ne zaman ekin yapmalar gerektiine, yeni sosyal bir faaliyetin balangcna karar veriyorlard. Gene sosyal bir faaliyet olan Gnei gzlemleme fa aliyetinin ardndan alklarn gidermenin, yani doal bir drty karlamann en iyi yolunu aryorlard.

17 Zaman belirlemenin bu en eski yollar hakknda yazl belgeler ok az bilgi verdikleri iin, bu rahip yksne ikide bir atf yapyorum. Zaten bu yk de, yazl bir belgeden alnmt. Belge, zaman be lirlemenin bu biimini o geni sosyal balam iinde, dorudan ve olanca canllyla aktaryor. Yoksa elimizde belge olarak o unlukla talar bulunmaktadr; talar suskundur ve yanl yo rumlara aktr. ngiltere, Wiltshirede Salisbury vadisindeki nl Stonehenge harabelerini dnn. .. 2. yzylda, aralarnda bir blmnn Akdeniz blgesinden geldii kesin olan insanlarca en az aamada ina edilmi bu ta yap, belli ki bir klt tapnan, uzak batnn ilk dinsel merkezlerinden birini temsil etmektedir. Ant, bir zamanlar dev ta bloklarn, dikine yan yana gelerek bir merkeze gre oluturduklar bir emberdi ve eer bugn hl az ok varln koruyan anm bir patika zerinden (bir zamanlar rahiplerin ve krallarn maiyetleriyle birlikte byk olaslkla yap m olduklar gibi) yapya kuzeydoudan yaklaacak olursanz ve bunu yaparken talarn oluturduu emberlerin ana ekseninin do rultusunda merkeze doru yrrseniz, bu dorultuyu dmdz g neybat ynnde uzattnzda, -yaz mevsiminde ve Gnein bir dnenceden tekine getii gnn sabah olmas kouluyla -G nein tam belli bir tan ucuna, bir tr mihrap grevi gren tan
122

tam tepesine rastlayacak ekilde ykseldiini grebilirsiniz. Baka bir deyile, Stonehenge, iine bir zaman ler yerletirilmi bir klt alanyd. Baz yorumlara bakacak olursak, talarn dzeni, bu yapy yapanlarn Gnee tapanlar olmas gerektiini gs termektedir. Ama ite bu yorum, aslnda bizim cehaletimizi rt mekten teye bir anlam tamamaktadr. Toplumsal gelimenin o aamasnda insanlar tapndklar tanrlara ayinler dzenleyip dur maktaydlar. Belki Gnei, tanrlardan birinin tezahr olarak gr mlerdir; olabilir de, olmayabilir de. Bu ta harabeler bir za manlar baka hangi ilere yaram olurlarsa olsunlar, zaman belirleme arac olarak kullanldklar kesindir. Afrikal rahibinkinden ok daha karmak, ama ilkece ayn yoldan, belli bir kerteriz noktasndan geen Gnee bakarak, sosyal bir faaliyet iin zaman tayin etme faaliyetinin bir rneiyle kar karyayz burada. Anmsayacak olursanz, Gne dnencesi Gnein ynnn dnd noktadr. Bu noktada Gne, yaz yolculuunun en u noktasna ulam ve dn yapmtr. Birok insan topluluu, Gnein bu dn noktasndaki hareketinden kendileri iin zel anlamlar tayan bir iaret aldklarn dnmlerdir. nsanolu, uzun dnemler boyunca gkte yan cisimlerin hareketlerinin belli kurallara gre gerekletii konusunda bizim bugn olduumuz kadar emin olamamlard. rnein Ayn tutulduktan sonra, teki deyile n yitirdikten sonra bir daha onu geri alamayaca, iine girdii durumdan kurtulamayaca endielerinin tandn gsteren birok yazl belge bulunmaktadr. Ayn endieyle in sanlar Gnein bu yn deitirmelerini de keyfi gelimeler olarak alglayp, Gne henz o dn noktasna varmadan nce geri dn mesini garantiye almak iin tanrlarna kurbanlar vermi, onlarn gnllerini honut tutarak hasadn iyi gitmesini, srlerin o almasn istemi ya da dmana kar zaferler kazanmay ummu olmaldrlar. ngilteredeki bu dev ant, hangi baka amalara hiz met etmi olursa olsun, zaman belirlemenin bir arac olarak zaman belirleme abasnn tarihsel gelimesi ve karakteristik zellikleri hakknda bize ok iyi bir fikir verebilir ve olup biteni bambaka bir
123

perspektiften grmemizi salayabilir. Stonehengein insanlar da, baka biroklar gibi, Gnein hareket ynnn, onlarn ko numuna gre deitii an, bir kerteriz noktas olarak alp, onu zaman belirlemek iin kullanmlardr. Bunu yapmlardr, nk bu yn deitirme hareketinde, belli bir sosyal faaliyete girmek iin kendilerine yollanan bir iaret bulmulardr. Baka bir deyile, bu insanlarn zaman belirleme eylemleri, naif, benmerkezci bir ka rakter tamaktayd; daha genel bir ifadeyle syleyecek olursak, sosyal bee endeksli, yani sosyosentrikti.

18 Eski alarn zaman belirleme giriimlerinin zerinde durup d nmemizi gerektiren bir zellii daha var; deiimin iki ucu ara sna skm, bir sreklilik tanmayan bir zaman belirleme fa aliyetidir o alarda karmza kan.9 Zaman belirlemeye ynelik giriimlerin o ilk gelime aamalarnda, dikkate alnan sreler, tek bir deiim dilimini kapsyor; bugn bizim anladmz anlamda, deiimler silsilesi iinden kesit niteliinde bir srecin kul lanldnn farknda olamyorlard insanlar. Bunu kantlayacak bir ok belge bulunmaktadr. u an iin, Afrikal rahip rnei ve Stonehenge insanlarnn davran birer rnek olarak yeterlidir. te yandan, insanlar, Gnein ve Ayn gkteki yrngeleri ve bu yrnge zerindeki hareketin kurall konusunda olduka gvenilir bilgiler elde etmi olduklar aamalarda bile bu gk ci simlerinin periyodik grnmlerini nceden hesaplayabilme ko nusunda yol alabilmek iin birka yzyl beklemek zorunda kal mlar, yani szgelimi gz kapal, u kadar gn sonra Ay u
9. Zaman belirleme faaliyetlerinin srekli olmadklarn, ihtiyalara gre, sras geldike gerekletirildiklerini ilk kez Martin P. Nilson, 1920 tarihli Primitive Time-Reckoning adl kitabnda belirtmi ve bu sorunu enikonu incelemi. Bu kitap elime getiinde, zaman konusundaki almam hemen hemen ya rlamtm. O kitapta bol bol sunulan materyal olmasayd, eski alarn zaman belirleme faaliyetine zg yapdan bu kadar emin olamazdm.

124

ekilde ortaya kacak diyememilerdir. Bu ldayan varlklar gkte bir sre iin kaybolduklarnda, rnein bir Gne ya da Ay tutulmas durumunda, ya da Ayn belli bir ekil almasnn, do lunay halinin veya incelip minik bir kay andrmasnn ardndan belli bir sre sonra yeniden eski durumlarna dnebileceklerinden -bugn bizim olduumuz gibi- emin olabilmek iin alar bo yunca beklemilerdi. Emin olmak, inanabilmek iin grmeleri art t. Hesaba mesaba gvenemezlerdi. te bu anlamda onlarn zaman belirleme giriimi, belli noktalar arasnda kalan, sreklilikten yok sun bir zellik tayordu ve zaman gstericisi olarak kullandklar eyleri ve bunlarn srelerini, somut olarak gzlerinin nnde grmeleri kouluna bal bir faaliyetti. Sosyal faaliyetlerini d zenlemek, neyi ne zaman yapacaklarna karar verebilmek iin Gnei Ay ya da yldzlar belli bir konumda, gzlerinin nnde grmek zorundaydlar. Bu trl zaman belirleme giriimine, hi de yerinde olmayan bir tanmla, somut sfat yaktrlyor sk sk. Oysa doru deil bu. nk, o ada bir kii yeniayn ktn g rerek, gerek kendi kendine Yeniay kt desin isterse de bunu bakalarna sylesin, zaman ya da sosyal faaliyetlerinin tayini ve iletiim iin somut bir eyi deil de bir kavram ara olarak kul lanm olmaktadr. Ve somut kavram, soyut kavramndan farkl olarak, kavramsal bir ilikiyle pek badamaz. Deiik so yutlama ve sentezleme dzlemlerinin kavramlar arasnda fark llklar gzetmek ise kesinlikle mmkndr ve hatta arttr. ki nokta arasndaki, daha dorusu belli bir noktadaki olayn dorudan alglanmasna, bu olayla yz yze olunmasna bal zaman be lirleme biimleri, rnein yeniayn ortaya kn grmek, de neyimin alt basamaklardaki bir soyutlama ya da sentezleme bi imini temsil eder. Toplumlar daha ok sayda insann ilikisini kapsayacak ekilde gelitike ve toplum iindeki ilevler artp fark llatka, zaman belirleme dorultusunda ortaya kan de iiklikler de, gene zgl bir ynde gelimitir. Gemite, alk olunduu zere, zaman sorunu, zaman be lirleme abalarnn geirdii geliimler ve bu geliimlerin ynleri ele alnmadan zlmeye allmtr. Bu alkanlk srdke,
125

"zaman" sorunu zmszln koruyacaktr. Zamann bil mecesini, zaman kavramnn sosyal gelimeyle birlikte geirdii evrimle olduu kadar, bir deiim biriminin, nceki bir pozisyonu ile sonraki bir pozisyonu arasnda kalan periyodik standart ara lklarn gsteren yl, ay, saat ya da dakika gibi eitli zaman birimleriyle ilintilemeden bir yere varamayz. Gelime s relerini de iin iine katarak sorunlar ele alma giriiminin, 18. ve 19. yzylda geliim kavramnn artrd deer yarglar ve anlamlar yznden engelleniyor olmas ok muhtemeldir. ster zaman belirleme sorununun sosyal kurumlamalar isterse de do rudan toplumlarn gelimesi sz konusu olsun, gelime kavram Aydnlanmann u eski ideal ilerleme imgesi ile ayn kaba kon maktan kurtulamamaktadr. Bu ilerleme kavram, bir sonraki her basaman ncekinden daha yksek ahlki deerleri temsil ettii ya da daha fazla mutluluk ynnde atlm bir adm olduu anlaym kotarp durur gibidir. lerlemenin bu sonular getirmesi anlamnda bir temenni modeli oluturduu bu durum ile gelime sos yolojisinin somut konular (rnein olgusal ve ispatlanabilir iler lemeler, ya da artk duruma gre, toplumun farkllamas, ilevlerin artmas ya da sentez yetenei bakmndan geri dzleme dmesi konular) birbirinden gerektii gibi ayrt edilememektedirler. Sz gelimi Darwinin biyolojik evrim sorununa el atn dnelim. Darwin, amfibik hayvanlarn balklardan, memelilerin srngen lerden daha ahlkl olup olmadyla ya da insanlarn may munlardan daha mutlu olup olmadklaryla deil, eitli trlerin nasl olup da o aamada neyseler o hale geldikleri, niin byle bir evrim geirdikleri sorusuyla ilgilenmi, ayrca evrim srecine daha sonra ortaya km trlerin, ilevsel yetenekleri bakmndan niin eskilerden daha stn olduklarn aklamaya almt. Genelde toplumlarn gelimesi sorunu, zelde ise zaman sorununa giri yolu ayndr. Zaman belirlemenin yaygn ve egemen biimleri ile bu biimlere tekabl eden zaman kavram, bugn ne iseler o du ruma geldiklerine gre, bunlarn gnmzdeki zelliklerini ve du rumlarn anlayp aklayabilmeyi ummak iin, nce, nasl ve niin bu ynde geliegeldiklerini bulup ortaya karmamz arttr.
126

19 Bu almada belirleyici bir rol oynayan bir dizi sorun var. Hassas noktalar ilgilendiren bu sorunlar, btn bu inceleme boyunca tpk leitmotif (tayc motif) gibi eitli klklarda tekrar tekrar kar mza kyor. Ancak pek de haber vermeden yapyorlar bunu. zerinde durduumuz konudan basbaya uzaklamadan bu tr so runlara her zaman aka dikkat ekemiyorsunuz. Oysa konumuz bakmndan ok nemli olabiliyor bunlar. te bu kaygyla, bu so rulardan n, ksaca, ama gereken nemi vererek gzden ge irmek istiyoruz. Btn bu sorunlar ksmen ya da tamamen, konumann ve d nmenin bellibal yerleik ve benimsenmi biimlerinin, hem zaman sorununa hem de benzer baka sorunlara giri yolunu ka patmasndan kaynaklanmaktadr. Zamana ynelik inceleme, fark etmi olacanz gibi, bugne kadar oktan yaplm olmas ge reken byk temizliklerin k noktasn oluturabilir. Herhangi bir dnce gelenei toplumlarn ilikilerini dzenlemelerinde vaz geilmez aralar uzun yllar saladktan sonra, brakt olumsuz etkilerin temizlenmesi ihtiyac da eninde sonunda ortaya kar. r nein Avrupa toplumlarnda Rnesanstan gnmze Descartestan Husserle, Galileodan Einsteina hatta Thomasclktan Yeni-Thomasla, Lutherden Bartha, Bultmana ya Schweizere uzanagelen gelime, byle bir temizlii hak etmektedir. Bu dnce temsilcilerinin hepsinde ve elbette ortaya koyduklar d ncelerde, bellibal temel varsaymlar genel dilin ve dnme alkanlklarnn iine ylesine derin nfuz etmitir ki, phe edil mesi ve deitirilmesi gereken bir eyler olarak alglanp fark edil meleri bile artk olanakszdr. Gnn yerleik kurumlamalarnn olaan ve doal karlanan aksiyomlar olarak -srekliliin iz gisi yzeyde her ne kadar krlm gibi grnse de- bir sonraki ku aa aktarlacaklardr. Gelenek ne kadar uzun sreli ise, bu ak siyomlar da o kadar olaan gelir insanlara. Dolaysyla da bir dnce gelenei birka yz yln doldurmusa, artk bu sor gulanmadan kullanlan aksiyomlar gzler nne sermek, verili bir
127

olaanlk olarak kabul edilen bu dnce aksesuvarlarnn hl kullanlabilir olup olmadklarna bakmak, artk ie yarar deillerse, yerlerine nelerin geirilebileceini dnmek arttr. Elbette bu, yle tek bir kiinin altndan kalkabilecei bir i deildir. Tek bir insan, belli bir toplumun faaliyetlerinde ve ilikilerinde, ynn, yolunu tayin iin bavurduu, yzyllar boyunca yerlemi, ku rumsallam ve derinlere kk salm aralar bir bana temizleyip yolu aacak gce sahip olamayaca gibi, byle bir grevin ge rektirdii bilgi daarcna ve mr uzunluuna da sahip deildir. Dahas, eski geleneklerin clk km aksiyomlarn aabilecek yeni aralar bulup deerlendirmenin, bunlar ileyip gelitirmenin olanaksz olduunu bile dnebilir. Ama denemekten ne zarar gelir. Aada, konumuz bakmndan nemli olan kritik sorunlarn o geni yelpazesi iinden, hem bu metnin incelemeleri bakmndan hem de burada pek vurgulanmam balamlarda nem tayan sorunu ekip ne kartacam. Ancak bu sorunlarn ksaca adn koyup onlar yorumlamakla yetineceim. Amacm, buradaki a lmann asl eletiri hedefini oluturan bilimsel tutum ile (yani belli bir olguyu kapsayan sreleri indirgeyerek ve tecrit ederek, rnein zaman, sosyal sreler dnda kavrayarak anlamaya ya da incelemeye alan yntemsel alkanlk ile) incelemeleri sreler iine yerletiren alkanlk ya da bilimsel tutum arasndaki farkn altn izip, birincisinden kincisine geiin gerekliliini gstermek. Getirmek istediim ilk sorun, zaman dediimiz eyin iindeki pozisyonlar ve deiimlerin dilimlerini lmek iin kullanlan her trl lein ve l cetvelinin zgl, baka l aralarnda g rlmeyen karakteristik zelliini gz nne seriyor. Zaman lerler her ynden mekn lerlerden ayrlrlar. Bu farkllktan dolay in sanlar, zaman kavramlarnn ve standartlatrlm zaman birimle rinin gelitirilmesinde ve cevaplanmas bu kavram ve birimlere bal olan ne zaman sorularnn net biimde ifade edilmesinde zel zorluklar yaamlardr ve yaamaya da devam etmektedirler. Fizikiler de zaman lerlerle mekn lerler arasndaki farkll gzden karm deillerdir. Gelgelelim fizikilerin ideal hedefi
128

olarak, sreleri, ierdikleri para dilimlere indirgeme, de iimlerin oluturduu sreklilii yaltlm sistemlere blerek inceleme ynndeki baskn eilimleri, zaman ve mekn lerler arasndaki bu basit farklln, aslnda hi de karmak olmayan ka rakterini gizlemi, dolaysyla da zamann aslnda ne olduunu anlamalarn engellemitir. kinci sorun daha nce de deindiimiz gibi, sreklilikten yok sun, noktasal, duruma bal zaman belirleme biiminden, giderek daha sk ilikilenen, sreklilik ve genellik arzederek insanlarn tm yaam alanlar ve sresi iindeki eylemlerini etkileyen bir zaman rgsne doru gelien deiimdir. Ulus devletler oluturan ileri sanayi lkelerinin insanlarnn yaamlarn etkileyen sosyal zaman rgs bu trden bir oluumdur. Bugn giderek btn dn yaya yaylmaktadr ve zaman belirleyiminin eski biimlerinin hkm srd yerlerde bu yeni biimin alnmasndan kay naklanan glkler aka grlmektedir. Hatta buralarda ampirik ve teorik alardan ortaya kan sosyolojik sorunlar daha ilgintir. Zaman konusuyla ilgilendiinizi sylediinizde soruna iaret eden bolca hikye toplayabilirsiniz. Geenlerde duyduum bir hikyeye gre Gney Afrikal bir kadn Almanyadan memleketine dn srasnda anlatyormu. Almanyann tren istasyonlarnda onu ok artan bir ey grm. Saatlerin zerinde saat ve dakikadan baka saniyeyi gsteren ibre de oluyormu.10 Zaman belirleyiminin bu gne kadar geldii son noktaya iaret eden bu tr aklamalara ba karak, zamann alglanndaki genel izgiyi yakalamak ve tm zaman deneyimlerinin ve kurumsallamalarnn temelinde yatan sentezle ilgili daha derinlemesine aratrmalar yapmak mmkn olabilir. uras aikr: Zaman belirleme, olaylarn birbirleriyle ilintilenmesinin ya da sentezlenmesinin zgl biimlerinden birini temsil eder. Gnmzde olaylarn eitli yanlarnn birbirleriyle balantlanmas, olaylar arasnda zaman bakmndan bir sentez yapmamz, kendiliinden gerekleen olaan bir edim gibi gel
10. Bu bilgi iin Elke Mller-Korteye mteekkirim. Bu trden saatlerin sk d zenlenmi hareket planlar iin zorunlu olduu aklamasn getirdi.

129

mektedir bize. Bu faaliyetimizi ister kendi deneyimimizin, isterse de sosyal birikimin bir sonucu olarak grelim, fark etmez. Oysa, byle bir sentez yapma yeteneinin ve sentezin hi de yle ken diliinden gerekleen, olaan bir ey olmadn; insanlarn, sos yal gelimenin eski basamaklarnda, olaylarn zamann iinde birbirleriyle nasl ilinti iinde olduklarn bilmediklerini ve zaten bilmi olmalarnn da mmkn olmadn ve atalarmzn adm adm gerekletirdikleri sentezlerin hepsini ieren ve birbirine ba layan, geni kapsaml bir btne varabilmek iin, dolambal, etin bir dnme serveninin yaanm olduunu kavradmz anda, bu kavray bizi dosdoru zaman sorununun merkezine g trecektir. Bugn insanlarn bu alanda gerekletirdikleri st ba ntlar anlamndaki sentez, ok uzun bir srecin u anda ulalm ileri basamaklarndan biridir. Bu srecin eski basamaklarnda, sz gelimi u bizim kavramlardan yoksun kurmaca topluluun ya knlarnda bir yerlerde, insanlar, bugnkne gre daha geici ve dar bakl bir sentez yapabilecek durumdaydlar. Bu nedenle de onlarn zaman belirleme giriimini de ieren perspektifleri, bi zimkiyle karlatrldnda, kopuk, kesintili, devamllktan yok sun bir perspektifti. Sentez yeteneini ilgilendiren bu ikinci soru, burada zerinde daha fazla duramayacamz ok geni kapsaml daha baka sorular gndeme getirmektedir. zerinde biraz daha fazla durmamz gerektiren nc soru ise, doa ile toplum ilikisinde odaklanyor. En azndan bu ili ki, sorunun k noktasn oluturuyor. Daha nce de sk sk be lirttiim gibi, gnmzde doa ile toplumun ontolojik ynden iki ayr alan temsil ettikleri gr olaan geliyor herkese. Do laysyla zaman sorunu da bu iki alana blnyor. Fizikteki za mann hem sosyal zamandan hem de insanlarn yaad, duyum sayp alglad zamandan bambaka bir ey olduu izleniminden bir trl kurtulamyoruz. Daha nce de zerinde durduumuz o bi zimkilere gre daha basit toplumlarda, zaman belirleme giriimleri, bugn doal ya da fiziksel diye tanmladmz olaylar ile sosyal ya da insana zg diye tanmladmz olaylarn, teki deyile, yaptmz bir ayrmn ncesi olan btnlk halini temsil
130

ediyordu. Dolaysyla zaman belirleme abalarnn uzun sosyal ge liimini ve ynn incelediimizde, amzda bilginlerin ou tar tmalarna hkim olan, doa ile insan arasnda almaz bir uurumun bulunduu anlaynn, tartmasz bir aksiyom karakteri tadn grrz. Bu aksiyomun oktan tarihin p sepetine atlp atlmamas gerektiine bakmak lazm. Doa toplum ilikisi sorununu ortaya atmak zaman sorunu bakmndan zel bir nem tamaktadr. Dnyay ikiye blen bu aksiyomu olaan saydmz srece, gnmzn dil kullanmnda -ayrdmz en bata fiziksel dzlem anlamna gelen, ama el bette biyolojik sreler btnn de kapsayan- doaya ilikin dzlemler ile insan ilikilerinin dzlemleri arasndaki ilikileri kavramamz mmkn olmayacaktr. Zamann sosyoloji alanna giren sorunlarn, doabilimleri ile sosyalbilimler arasndaki ssz blgede aramak gerekirken zamann esas olarak fizikilerin zel likle de teorik fiziin meselesi olduu biimindeki hkim anlaya sarlp kalmz. Bilim adamlarnn her bir beinin, uzmanlk ala nnn sorunlarn, alabildiine kutsallatrarak ele alma eilimleri, bu sorunlar, uzmanlk alanlarnn ortak uzlamlarn ve ide olojilerini kullanarak oluturduklar bir kale gibi yabanc is tilaclardan korumaya almalar, eitli bilimsel alanlar ortak bir teorik ereve iinde birbirleriyle birletirmemizi engellemektedir. Zaman sorunuyla urarken, mevcut durum, nmzdeki bu en gelleri amamz iyice zorlatrmaktadr. Baka bir ifadeyle, zm nen, fiziksel zamanla sosyal zamann, biyolojik zamanla insann yaad zamann birbirleriyle herhangi bir ba olmakszn yan yana durduklar varsaymn glendiren bir tarzda dnmeden ya da konumadan edemiyoruz. te en bata bu nedenle, dnme ve bilim yapma geleneimizde dnyann sembollerle temsil edildii btn dzlemlere nfuz etmi olan ve doa ve toplum ya da zne ve nesne gibi kavramsal kutuplamalara yol am b lnme zerinde durmamz gerekmektedir asl. Zaman inceleyip aratrrken, bir yanda doay te yanda da insan ayr ayr ele alma hatasna dmeden, doa iindeki insan da incelemeliyiz.
131

Szn ettiim kritik sorundan ilkine biraz daha ayrntl girmek istiyorum. Zaman ile mekn sorununa. Burada deineceim ynleri de karmza ok geni kapsaml baka bir sorunu daha karyor. Eskimekte olan bir gelenein entelektel ekirdeinin s tn gittike kalnlaan gene entelektel bir pas tabakas kap lamtr. Bu tabakalar kat kat kaldrrsak, altndaki ey ortaya kar. te aada byle bir adm atacaz. Zaman ile mekn kavram, sosyal geleneimizin faaliyet ve ilikilerinde yerimizi tayin etmemizi salayan balca aralar ara snda yer alrlar. Bu iki kavram, onlarla balantl pratie bakarak incelediimizde, bunlarn birbirleriyle olan ilikilerini de daha kolay kavrarz. Zaman ve mekn sosyal eylemlerin ve kurumlarn belirli tiplerini temsil eden kavramsal sembollerdir. Bu ikisi, insanlarn, zaman ve mekn iindeki belli noktalara ya da bu noktalar arasndaki mesafelere gre yerlerini tayin etmelerini sa larlar. Her trl olay hem ayn byk ak iindeki dier olaylara gre konumlanr, hem de l ilevi gren baka bir aktaki kout elere gre konumlanr. Dolaysyla da gerek zamann gerekse de meknn iindeki belli pozisyonlarn, yani belli bir noktada bu lunma halinin alglanmas ve belirlenmesi, toplumsal gelimenin belli bir basamandan itibaren mmkn olabilmitir. Sz konusu basamak, insanlarn, nispeten yksek dzeydeki genelletirme ve sentez yapma yetenei sonucunda elde ettikleri aralar sayesinde olaylara hkim olma, onlar denetleyebilme ve onlar zerinde d nebilme imkn bulabildikleri bir basamaktr. Zaman ve mekn iindeki pozisyonlar anlamna gelen ilikiler, bir so yutlama, ayklayp birletirme, teki deyile sentezleme ili kileridir. nsanlar, gzlemlenebilir olaylar, belli bir byklk hi yerarisine gre ilikili olduklar mmkn btn teki olaylardan, rnein galaksilerden ve kum taneciklerinden ya da balinalardan, insanlardan ve bakterilerden hareketle soyutladktan sonra, bu geriye kalan art sentez yoluyla ilintileyerek, zaman ve mekn ilikisini elde etmilerdir. Demek ki bu iki kavram da,
132

gzlemlenebilir olaylarn, katksz, her eyden arndrlm po zisyon ilikilerini ifade ederler, dolaysyla da soyutlamann ve sentezlemenin ok yksek bir dzeyine karlk gelirler. nsanlarn bu dzlemde, olaylar ilintilerken iki trl balant kavram gelitirmi olmalarnn nedeni, pratikte, zamansal du rumlar arasndaki ilikileri belirlemek iin gerekli olan l ti pinin, mekn iindeki pozisyonlarn ilikilerini belirlemek iin ge rekli olan l tipinden birok ynde farkl olmasdr. Meknn iindeki pozisyonlarn ilikileri, standart ve sabit l birimleriyle belirlenebilen ilikilerdir; insanlar pratikte standartlar l olarak kullanabilmek iin bunlar hareket ettirirler ve gerek zaman ge rekse mekn iindeki pozisyonlarn deitirirler, ama standartlarn kendileri sabittir. Ayrca, aslnda birbiriyle ilintilenmi po zisyonlarn belirli dizimleri sadece insanlarla ilikilendirildikleri belli artlarda hareketsiz saylrlar ve insanlarla ilikilerinde ha reketli olan baka trden pozisyonlardan ayr tutulduklarnda meknsal anlamda pozisyonlar olarak tanmlanrlar. Zaman dediimiz eyin iindeki pozisyon ilikileri ise sadece ve sadece bizzat hareketli l birimleriyle ya da standartlaryla, teki de yile, pozisyonlar durmadan deien llerle belirlenebilen ili kilerdir. Zaman ile meknn birbirinden farkl, hatta belki de birbirinden kopuk byklkler olduklar izlenimini yaratan kav ramsal ayrm, aslnda sadece dorudan pozisyonlara ynelik iki ayr iliki tipini kavramsal dzlemde birbirinden ayrt etme gi riiminin sonucudur. Bir yanda hareketsiz standart birimlerle, te yanda ancak, pozisyonlar srekli deien hareketli standartlarla belirlenebilen iki iliki dzlemi ile kar karyayzdr. Srekli ha reket halinde olan Gnein bir zaman lc olarak ilevini ya da kendileri mekanizma olarak hareket etmemekle birlikte sem boller dzleminde srekli bir pozisyon deiikliini temsil eden sa atleri ve takvimleri dnmemiz ve bunlar cetveller, metreler ya da kilometre talar gibi mekn lleri ile karlatrmak ara daki fark grmemiz yeter. Bylelikle, zaman ile mekn ilikisini kavramaya giden yolda bir ilk adm da atm oluruz. Standartlarn bu iki tr arasndaki fark, gerek mekn gerekse
133

de zaman ilikilerinin, salt pozisyonlar ynnden belirlenmesinde nmze konan pratik grevlerin farkl olduklarn gstermektedir. En bata, zamann ve meknn iindeki pozisyon ilikilerinin, kavramsal dzlemde birbirlerinden koparlmalarndan, bu pratik farkllklar sorumludurlar. Pozisyon ilikilerini ise lme pratii d nda dorudan birbirlerinden ayrt etmek mmkn deildir.Minkowski ve Einsteinn drt boyutlu evren kavraynda doruuna ulaan ve zaman ile meknn kavramsal dzlemdeki kopuklu unu gideren gelimeyi burada anlatacak deiliz. Bu gelimenin bizi ilgilendiren yann basit ifadelerle de aktarabiliriz. Ksaca, mekndaki her deiim ve dnm, zamandaki bir dnm ve deiimdir ayn zamanda, ya da tersi. Bir yandan zaman akp giderken meknda hareketsiz oturabildiinizi hatrlayarak al danmayn. Bu akan zamann paralelinde insan durmadan yalanr. Kalbimiz arpar, soluk alr sindirim yaparz; hcrelerimiz byr ve lp giderler. Bu deiimler belki alabildiine ar yol alrlar, ama ne olursa olsun sonuta zamann ve meknn iinde srekli ola rak deiir, insan olarak gittike yalanrz; gene durmadan deien bir toplumun paras olarak, dur durak demeden hareket eden yer krenin sakini olarak. Meknda kullanlan ller, mekn iindeki pozisyonlarn ili kilerini belirleme amacyla seilip standartlatrlm olduklar ve bu pozisyonlar da gene kendilerini len insanlara gre de imezlik zellii tadklar iin, insana gre hareketsiz ya da de imez olabilirler. Bu zelliklerden tr bu standartlatrlm iliki gstericilerini, birbirleriyle olan ilikilerini tespit etmek is tediimiz pozisyonlara kolayca uygulamak mmkn olmaktadr. Nerede sorularnn cevabn, setiimiz bir ly kullanarak vermek nispeten kolaydr; nk spesifik pozisyon ilikilerini tem sil eden lnn kendisi de onlar kullanan insanlara gre tpk l lmek istenen nesneler gibi hareketsizdir. Birbirini izleyen ve ke sintisiz bir deiimler silsilesinin paralarn oluturan pozisyon larn ve bu pozisyonlar arasnda kalan srelerin aralarndaki ili kileri -bu pozisyonlar ve sreleri, hareketsiz pozisyonlar ara sndaki ilikilere kavramsal olarak indirgemeden- lmek, mekn
134

daki pozisyonlar lmekten katbekat daha g bir itir. nsanlarn iinde yaadklar ve bir parasn oluturduklar evren ve dnya hep hareket halinde olduundan ve durmadan deitiinden, mekn ve zaman kavramsal dzlemde birbirinden ayr tut mann, hatta ayr byklkler olarak ele almann mantn merulatrabilmek iin yle bir aklama getirebiliriz belki: Mekn dediimiz ey, hareketli olaylarn arasndaki pozisyon ilikileriyle ilintilidir; bu pozisyonlar belirlemek istersek, onlarn deitikleri ve hareket halinde olduklar gereini bir yana brakp, yani bu po zisyonlar hareket ve deiim zelliinden soyutlayp ele almak zo rundayz. Oysa zaman da, deiimlerin oluturduu bir s rekliliin iindeki pozisyon ve sre paralarn lmemizi gerektirir, ama bunu yaparken pozisyon ve sekanslar bu srekli deimelerden ve hareketlerden soyutlamamak durumundayz.

21
Gnmzde, deien ve hareket halinde olan ilikileri, deimeyen ve hareketsiz ilikilere indirgeyen bir entelektel gelenein ta leplerine boyun ememenin zahmetinden kamak iten bile de ildir; nk deiimleri ve hareketleri indirgeyici yaygn an layn geleneksel dnme ve konuma tarzna uyum salama basks ylesine youndur ki, bu entelektel gelenein dnda kalan bir kavramsal dil kullanmamz ya da dnce izlememiz ne redeyse olanakszlamaktadr. Bu uyum salama basksna zaman kavram da direnememektedir. Zaman bir yandan global bir sembol olma anlamnda, nceki bir pozisyondan sonraki bir po zisyona yol alan tersinmez pozisyon deimelerini ifade ederken, bir yandan hl, rnein fizikte, mekn ve arlk gibi hareketsiz olaylarla bir tutularak bunlarn nicel deerleri ile ayn dzlemde yer alr. Byle olunca da zaman kavram gnmzde, bir yandan tekrarlanamaz deiimlerin srekli sekanslarna, bir yandan da de
135

iimlerin tekrarlanabilir dilimler sekansna- tekrarlanabilir, ye niden yeniden ayn halleriyle ortaya kabilir olduklar lde ayn kabul edilen- iaret eder. Gelgelelim bu iki dzlemin arasndaki fark ve bunlarn birbiriyle ilikisi bugne kadar ak seik bir sorun olarak formle edilip nmze konmad gibi, bu dzlemler bu ynde bir giriimle henz karlamamlardr. te bu durumda da, yerleik zaman kavram, geride sakl duran sorunu rtmekte, bizi ona bulamadan zaman sorununu tartmaya itmektedir. Bu so runun ne olduunu ve gerekte zaman dendiinde nelerin kast edildiini daha iyi anlamann yolu, geleneksel kullanmn nmze srd zaman kavramn bir yana brakp insanlarn zaman kav ramyla hangi sorunlar zmeye alageldiklerine bakmamzdan gemektedir. imdi bir rnekle, zaman kavramnn yerleik kullanmnn etkisinden syrlarak, sosyal dzleme bakma ve insanlarn bu kav ramn yardmyla zmeye altklar sorunlardan hareket etme yaklamn modelletirmeye alalm. Diyelim ki, bir halk top luluu, hatiplerin belli bir konudaki lehte ve aleyhte fikirlerini din ledikten sonra politik bir karar oylamak iin topland. Bu topluluk, konumaclarn birbirlerinden belli bir uzaklkta durmalarn, fi kirlerini oradan sergilemeleri kuraln koymutu. Bu durumda me safe mekn iindeki iki pozisyon arasnda kalan spesifik iliki anlamna gelir. Hatiplerin konuma srasnda aralarndaki mesafeyi koruma kuralna uyup uymadklarn tespit etmek, bu trden po zisyon ilikilerini belirlemek hi zor deildir. ki hatip arasndaki pozisyonun uzunluunu standartlatrdnz anda sorun kalmaz. Standartlatrlm uzunluktaki bir tahta paras ya da ip, bu iin s tesinden gelmenize yetecektir. Ama bu topluluk ikinci bir kural olarak bu iki szcnn, konuma srelerinin de belli bir zaman di limi ile snrl olmas gerektii kuraln koymu olsun. Hatibin biri tekinden nce konuuyor. Peki bu durumda bu iki konuma s resinin eit zaman uzunluunda olup olmadklarn nasl be lirleyeceiz? Pe pee gelen iki ayr olay aknn balang ve biti pozisyonlar arasndaki mesafeyi nasl tespit edeceiz. Durmadan hareket eden bir eyin balang ve bitii arasndaki sresel uzaklk
136

baka bir sresel uzaklk ile nasl karlatrlp kyaslanabilir? Bi rinci konumacnn hareketli deiim dilimi ile sonraki ko numacnn hareketli deiim dilimi ayn anda yan yana balayp srmediklerine gre, ne yapabiliriz? Bu her iki konuma, tez ve anti tez olma zelliini yitirmedike, bir baka deyile bu ilevini kaybetmedike, ayn anda balayp paralel yol alamazlar. Peki bu durumda, konumalardan birinin tekinden uzun srp sr mediini nasl tespit edip salama alacaz? Eski Atinallar, bu so runla kar karya kalmlard; ama aslnda sorunun zm de el lerinde olmasayd sorun da ortaya kmazd herhalde. Atinallar bu iin stesinden gelmek iin kum saati kullandlar; bu yolla her bir konuma iin izin verilen sreyi yani zaman lyorlard. Ancak acele edip, Atinallar zaman lyorlard demeyi bir yana brakr ve gerekten AtinalIlarn neyi ltklerini dnecek olursak, geleneksel zaman kavramnn gerisinde gizlenmi so runu da daha net grrz. nk, zaman duyu alglarna ak bir d nesne olmadna gre, zaten llmesi sz konusu deilse, zaman ltmz sylediimizde, aslnda ne yaptmz ileri srm oluyoruz? Atinallara dnelim. Onlar iki konumann balangc ile bitii arasndaki aral birbiriyle karlatryorlard; yani karlarnda, tekrarlanmas olanaksz, birbiri ardndan gerekleen iki sosyal de iimin temsil ettii bir sreklilik bulunmaktayd; onlar da bu iki deiimi, teki deyile konuma dilimini alp bir kum saati iin deki kumun bir gzden alttakine dklmesi iin geen sre ile kar latryorlard; buradaki modele gre, fiziksel, dolaysyla doal nesneler arasnda yer almas gereken ve tekrarlanabilir d nmlerin srekliliini temsil eden bir arala, yani her altn s tne getiriimizde, ayn deiiklii ayn sre iinde gerekletirip kumun aadaki gze akt bir kum saatiyle. Atinallar ko numalarn zamann lyorlard derken, ok basit bir eyi dile getirmi oluyoruz demek ki; yani, balang ve biti arasnda kalan aralklar, konumalar ile karlatrldnda cansz dnyaya ait srelerin balang ve bitileri ile karlatryorlard. Bu kinciler hem tekrarlanabilirlik zellii tayorlar hem de gerek konu
137

malardan gerekse de teki btn insan eylemlerinden daha kolay denetlenebiliyorlard. Bu balamdaki zaman belirleme giriimi, eni konu sosyosentrik, yani toplum merkezci bir zellik gsteriyordu: Snrl uzunluu olan, tekrarlanabilir doal sreler ya da se kanslar, tekrarlanamaz sosyal sekanslarn uzunluunun ls ola rak kullanlmaktayd. ster bir kum saati iindeki kumun sabit ve tekrarlanabilir dklme sresi anlamndaki aralk olsun, isterse de Gnein, Ayn belli iki nokta arasndaki hareketiyle belirlenen aralk olsun, zaman belirlemenin o ilk aamalarnda, sosyal fa aliyet sresine uygulanan dilim, fiziksel bir olayn iki pozisyonu arasnda kalan araln temsil ettii dilimdi. Belli bir sosyal amacn arac olan fiziksel bir olay sz konusudur burada. nsanlar gkteki cisimlerin ya da yeryzndeki fiziksel maddelerin srelerini srf meraktan ya da i olsun diye tekrarlanabilir dilimler halinde tespit etmeye kalkmamlard. Bu fiziksel, doal maddi sreler, on larn belli bir sosyal faaliyete, belli bir eyleme ne zaman balayp onu ne kadar srdrmeleri gerektiini syleyen yol gstericilerdi. te bugn kalkp da, AtinalIlarn kum saatini zaman lmek iin kullandklarn sylediimizde, zaman kavramnn, bir kere, alabildiine somut, elle tutulur, maddi bir durum iin, rnein bir birini izleyen iki konumay lmek iin kullanlm maniple edi lebilir bir sembol olduunu kastediyoruz demektir. Bir gzden te kine dklen kumun oluturduu denetlenebilir dnmn sresi ise, lmeyi gerekletiren toplumca standartlatrlm ve kar latrma arac olan bir dilimi temsil eder. Elbette bir kum saatini, belli bir mesafeyi koarken ya da yumurtay kaynatrken de lme dilimi olarak kullanabiliriz. ster kum saatleri olsun isterse de gne ya da kuvars saatleri; zaman lerler, insanlarn belli sosyal grevlerin stesinden gelebilmek iin kullandklar enstrman lardr. ounlukla birbirinden olduka farkl olan ve her biri en azndan, aynen bir saatin zerindeki hareket gibi, grlebilir olan ya da grlebilirlik potansiyeli tayan olaylarn ak iindeki po zisyonlarn belirlenmesi amacyla insanlarca bavurulan ortak ilinti kurma srelerini temsil ederler. Bu spesifik olaylarn aknda, ya da takvimlerin yardmyla be
138

lirlemeye allan ortak zellie zaman diyoruz. Ne var ki zaman kavramnn ok eitli ve deiik olaylarn zamansal yan ile ilintili oluu, daha dorusu ne zaman sorusunun eit eit olanlara yneltilebilmesi, onun her trl toplumsal standartlatrma ya da normlatrma ihtiyacndan bamsz varolduu izlenimi ve rebilmektedir. nsanlar, ok spesifik somut olaylarn ya da somut olma potansiyeli tayan olaylarn belli yanlarn senkronize et tiklerinde ya da bunlara bir tarih belirlediklerinde, onlar zamansallatrdklarnda, zaman belirliyoruz derler. Ve ite tek tek insanlarn faaliyet ve davranlarnn sosyal ola rak kurumlam zaman tarafndan normlatrlmas, zaman kav ramnn fetilemesinin de nedenidir; nitekim, toplumlarn kar maklnn ve ilevsel farkllamalarnn artmas ve bu balamda her bir kiinin, Saat ka?, Bugn aylardan, gnlerden ne? diye sorma zorunluluunun kanlmazlamas lsnde, bu kavram insann algsnda daha derinlere inip kk salar ve baka trl bir duyumsama olana kalmaz. Kum, su ya da gne saatlerinden ki lise kulelerindeki saatlere, oradan da insanlarn kiiselletirip kul landklar kol saatlerine kadar uzanagelen gelime sonucunda, tek tek insanlarn hem faaliyet ve davranlarn hem de duygu dn yalarn, sosyal dzlemde kurumlam zamana uyumlaylarnn gitgide nasl olaan karlanmaya balandn ve bu uyumun yine de kiiden kiiye baz farkllklar gsterdiini tespit etmek zor ol masa gerekir. Bir zamanlar mezzinin okuduu ezan ya da an sesi, dindar bir insan, sabah, le, akam ibadete armaya ye tiyordu, bu anlamda sosyal bir ihtiya bu yolla karlanabiliyordu; sosyal gerekliliklerin daha yksek bir aamasnda, meydan saatleri, bu tr grevleri stlendiler; ok daha gelimi basamaklarda, artk saatlerin de tesinde dakikalar ve saniyeler de sosyal ihtiyalar, ta lepler dorultusunda hayatn iinde rol oynamaya balad. Salt fiziksel srelerin belirlenmesi amacyla saatlerin kul lanlmas alkanl esas Galileoyla balad. Yani fiziksel za mann sosyal zamandan olduka ge ayrlm bir gelime olduunu daha nce de sylemitik. Gelgelelim fizikiler ile filozoflar, daha yolun banda, kendi uzmanlk alanlarnn zerinde kafa yo
139

rarlarken, gelien insan toplumunun bilgiyi besleyen topra ile kendi bilgileri arasndaki ba kaybettiler. Bu gelimenin yaps, gene fizikilerin ve filozoflarn meseleyi yanl kavramalar y znden, yapdan yoksun bir tarih anlayna kurban gitti. Yaps bulunmayan, salt gemie ilikin bir gelime olarak deersizletirildi bu sre. Sosyologlar da zamana gereken ilgiyi gsterme yince, zaman bir bilmece, bir muamma olma zelliini korudu.

22
Zaman belirleme ediminin gelime srecindeki tayin edici d nemelerden biri, merkezinde doann bulunduu zaman belirleme biiminin, merkezinde insann bulunduu zaman belirleme bi iminin iinden tremesiydi. Ancak bu atallanma hi de bir anda ortaya kmad; gerekleebilmesi iin uzun ve ar ar yol alan bir sre gerekiyordu. Yaptyla, nasyann ve Akdeniz bl gesinin gelimi ilka toplumlarnn astronomi hakknda kendi d neminde bilinebilecek her eyi toparlayp sistemletiren Batlamyus bile, gk cisimlerinin hareketlerinin kural ve bantlaryla bu ci simlerin insanlarn kaderlerinin bir iareti olarak yorumlanmalar arasnda, bugn bizim yaptmz gibi bir ayrm yapamam, hem astrolojiyi hem de astronomiyi bir arada ele alan bir deneme yaz mtr. adalan gibi onun gznde de bu iki dzlem aikr e kilde birbirini tamamlamaktayd. Gk cisimlerinin hareketlerinin ve pozisyonlarnn incelenmesi giriimleri bu hareketlerin in sanlarn kaderleri bakmndan tadklar varsaylan anlam ve ne min incelenmesinden ayr tutulmuyordu. Doa ile insanlk, nes neler ile zneler, henz dnyann iki ayr ontolojik alanna taksim edilmi deillerdi ve bir btn olarak grlmekteydiler. rnein ortaa skolastiinin gznde ve dnce sisteminde de, byle bir varolu dzlemi farkllna iaret eden bir uurum bulunmamaktayd. nsanlar doadan sz ettiklerinde, Tanrnn
140

hiyerarik yaplanm yaratmnn bir yann kastetmekteydiler. Bu hiyerarik kademelenme iinde insanlar, kendilerine zg yksek bir staty ve deerleri tayorlard. Ama ayn hiyerarik yap, hay vanlar, bitkileri, Gnei, Ay ve yldzlar da iermekteydi. Gk cisimleri, Tanrya en yakn yerde olduklarndan, kusursuz ve m kemmeldiler. Hareketleri ideal ve tam bir ember izecek e kildeydi. Hareketleri insan ya da hayvan mdahalesiyle, yapay et kiler yznden dzenliliini yitirmi yeryz cisimlerinin, eninde sonunda o mkemmel konuma ve yere, yani doal yerine geri dnme eilimi tad dnlyor; cisimlere, Tanrnn yaratr ken onlara ayrd mutlak sknet ortamna eninde sonunda geri dnme itkisi atfediliyordu. Tanr merkezli bir ereveyi tutarl bir ekilde uygulama zorunluluu, doann sorunlaryla birlikte fiziksel hareketleri de, Tanrnn yarattklar iin koymu olduu ve yaradln amac gerei ulalacak olan hedeflere uygun kavramlar zemininde anlama mecburiyeti getiriyordu. Tanr merkezli an laya dayal bir evren kavray, kavramlarnn oluturulmasnda teleolojik dediimiz, ereksel bir anlayn izlenmesine yol amt. Bu bakmdan, Aristotelesi anlayta temellenen ve Ortaa sko lastiinde benimsenen doa kavramnn anlam da, teosentrik (Tanr merkezli) erevenin ve bu gr tayan sosyal ku ramlarn hegemonyasnn zayflamasyla birlikte ortaya kan ve hkim duruma geen daha yeni anlaytan farklyd. Zaman kavramnn anlam da ayn dorultuda deiti. Fi ziksel srelerin Tanr merkezli bir amaca gre deil de, bunlar kendi balarna anlama kaygsna bal olarak incelenmesi, za mann doay, merkez alan bir ereve iinde belirlenmesi, Galileonun dneminde ortaya kan ve hkimiyeti ele geiren bir an layt. Geri Galileo da, teosentrik dediimiz, her eyin merkezinde tanrsal bir anlam ve ama gren anlaya sahip k maya devam edecekti, ama top gllesinin yrngesini ya da serbest den cismin hzn incelerken, teosentrik doa anlayndan ta mamen uzak durmay becermiti. Btn bu cansz birimlerin enin de sonunda ulaaca kabul edilen doal yer anlayn bir yana brakan Galileo, ayn ekilde, Tanrca dzenlenmi doal bir ha
141

reketin karsna, insan mdahalesiyle oluturulmu hareketi koy maktan da vazgemi ve olaylar ve sreler arasndaki gz lemlenebilir ilikilere ikin kurallarn ve yasalarn aratrlmasna ynelmi, bir ekilde matematiksel denklemlerle temsil edilebilen ve doann gzlemlenebilir btn deiim ve dnmlerinin te melinde yatan ebedi yasalar statsn hak edebilecek ekilde kavramsallatrlabilen kuralllklar ve yasalar bulmaya almtr. Geri bu yasalarn matematiksel kavramlarla verilebilmesi ala bildiine artcyd, ama matematik ile fizik arasndaki bu ak lanamaz iliki sonucu deitirmiyordu. Byle olunca da, bir kez daha gzlemlenebilir nesnelerin o dur madan deiimler yaratan seyri iinde, daha dorusu bu srelerin ardnda, kendisi deimeyen, ebedi, srekli bir olgunun varl ken dini belli etmeye balamt. Ama bu kez Tanr deil, yasayd, kuralllklard bu ebediyen kendisiyle ayn kalan eyin ad. Dnya ne ynde ve nasl deiirse deisin, kendisiyle hep ayn kalan eyin sembol olan Tanr, yerini doa yasas denen eyle de itirmek zorunda kalacak ve doa yasalarnn nicelletirilebilir ve snrsz olarak yeniden yeniden retilebilir bir sabitesi olarak an lalan- zaman da, bir zamanlarn o nispeten kendi iinde b tnlkl,11 insan ve Tanr merkezli kavramndan ayrlp yepyeni bir yol izleyecekti artk. Aynen doa gibi zaman da gitgide ma tematikselleti. Yaltlm miktarlar halinde kendi balarna, kendi birimleriyle llen arlk, meknsal mesafe, kuvvet ve benzeri bir dizi kavramn yannda yer alp gnn -haftann, ayn, yln- o sosyal ve yaanan zamanndan tamamen bamsz ve yaltlm olarak llp biildi. Gel zaman git zaman, insanlar, bilimsel aratrmalar srasnda zaman ltklerini sylemeye alp bunu ok olaan grdler ve bu kavramn ilintili olduu gzlemlenebilir verileri incelemeyi akllarna bile getirmediler; oysa zaman as
11. insan odakl, dier bir deyile sosyal zamanlarn, kendi snflandrlmalar bulunmaktadr. Tanrlarn zaman ayrdr, devletin zaman ayr. Rahiplerin zaman, krallarn zaman ya da devlet memurlarnn zaman, bir tr sosyal bir hiyerariye gre kademelenirler. Ay zaman ile Gne zaman da farkl statlerdedirler; ama btn bu snflandrmalar, tekrarlanan zaman ile tek rarlanmayan zaman ayrmndakinden farkl bir tr ifade eder.

142

lnda ne grlebilir ne de gzlemlenebilir, dolaysyla da llmez. Bu durumda da ne bzlr ne de genleir.

23 Galileonun almalar zaman kavramnn ortaadan ba layarak gsterdii gelime ve dnmlerin yan sra yeni doa kavramnn ortaya kn da adeta modelletirerek gzler nne serer. Yeri gelmiken, bizzat Galileonun o nl hz ya da ivmelenme deneylerinin betimlemelerini onun anlatt ekliyle oku mamzn yarar olabilir. Galileo deneyleri ve bu deneylerle ilgili aklamalar, doa merkezli fiziksel zaman anlaynn ge limesine giden yolun almasna katkda bulunmulard. Ga lileonun anlattklar, deneylerinde gsterdii olaanst abay ve onlara atfettii byk deeri bizim aklamalarmzdan ok daha iyi gzler nne sermektedir. 12 dirsek uzunluunda (dirsekten orta parmak ucuna kadar uzanan eski bir uzunluk birimi-.n.) yarm dirsek geniliinde ve parmak kalnlnda bir cetvelin ya da diyelim ki tahtann dar kenarnda bir parmaktan biraz daha geni bir oluk almt. Bu oluk dmdz bir yol izliyordu ve oluun i yzeyinin przsz olabilmesi iin bu yzeye dmdz ve tertemiz bir parmen yaptrlmt. Bu oluun iinde, ok sert, yusyuvarlak, yzeyi iyice parlatlm bir pirin kre yu varlanmaya brakld. Tahtay hazrladktan sonra, tahtann bir ucu nce bir dirsek, daha sonra da iki dirsek lsnde yksee kaldrld. Sonra, kreyi oluun iinde serbeste yuvarlanmaya brakarak, aa da aklayacamz ekilde, btn bir yol boyunca, dme sresinde geen zaman tespit ettik. Zaman tam bulabilmek iin, her bir deneyi (bir dirseklik ve iki dirseklik eimlere gre-.n.) sk sk tekrarladk, ama hibir (zaman) fark bulamadk, bir nabz atmnn onda biri kadar bile. (Ayn mesafeden kreyi her salmzda kre ayn srede aaya varyordu.) Bunun zerine bu kez bu kresel arl, mesafenin drtte biri kadar bir uzunluktan drdk ve daha nceki dme srelerinin tam yars kadar bir dme sresi tespit ettik. Ardndan baka me143

safeler setik ve ltmz dme srelerini bir ncekilerle kar latrdk, 1/3, 1/4 kadar kesirli sreleri bile gz nnde tuttuk. De neyi yz kez tekrarladktan sonra bile, hep mesafe ile zamann ili kisinin karesel bir oran oluturduunu bulduk. Ve iinde krenin yuvarland kanaln her trl eimi iin bu sabit oran deimiyordu... Zaman lmek iin, tabannda dar bir delik bulunan bir su kovas kullandk; gzlemlediimiz her d sresi boyunca bu delikten akan ince bir su alttaki bir kaba toplanyordu. Bu yoldan biriken su, ok hassas bir terazide tartlyordu; tartlarn sonularnn farkllklarndan hareketle arlk ile zamann orantsal ilikilerini elde ettik ve kusursuz lmlerle yaplan bu saysz deney ve gzlemden elde ettiimiz sonu hibir zaman die dokunur farkllklar gstermedi.12 Galileonun deney dzenei basit olduu kadar dhiceydi. Za man ltn sylediinde aslnda neyi ltn apak gs teriyor bu dzenek. Oluktan aaya yuvarlanan kreciin bu d srasnda katettii yol ile zaman ilikisini bulabilmek iin, dibi delik bir kovadan akan su eridini kullanyor. Kre, A nok tasndan B noktasna ulancaya kadar kovann dibindeki kapta bi riken suyun oluturduu arl lyor, sonra, bu arl, BC, CD mesafelerindeki dler iin de tespit ediyor. AB, BC, CD, mesafeleri ayn uzunlukta. Gelgelelim, krecik, AB arasndan ge erken kovann dibindeki kapta biriken su BC sresinde birikenden daha fazlayken, BC sresince biriken de CD sresince birikenden gene belli bir oranda fazla. Tahtann altna doru, krenin katettii mesafe paralar ayn olsa da, biriken su miktar daha az. Galileo, krenin belli bir mesafeyi alrken, mesafeler eit olsa da, aaya doru indike ayn mesafe iin geen srenin belli bir oranda azal d biimindeki gzlemini, sosyal zaman belirleme arac olan sa atlerin diliyle, zaman kavramyla ifade ediyor. Bir su saati olarak tanmlanabilecek dibi delik kovadan akan suyun alttaki kapta du ruma gre daha az birikmesi, teki deyile kovann dibinden akan su eridi, gzlemlenebilir bir veriydi. Aaya doru yuvarlanan
12. Galileo Galilei, Urterredungen und mathematische Demonstrationen Ciber zwei neuere Wissenzweige, die Mechanik und die Fallgesetze betreffend. (ki Yeni Bilime, Mekanik ve Dme Yasalarna likin Aklamalar ve Matematiksel Demonstrasyonlar.) Arthur von Oettingen, Darmstadt 1973, 162.

144

madeni krenin ayn mesafeler iin gitgide daha az zamana ihtiya duyduu saptamas, bu gzleme dayanmt. Baka deyile, za man ifadesi, zaman len hareketi, yani suyun akma hareketini ifade etmekteydi. Kovann dibindeki delikten (su saatinden) akan eit olmayan su miktarn arlk olarak tartp farklar belirleyen Galileo, bu miktarlar, eit olmayan zaman miktarlarnn iareti olarak grmekteydi. Bylelikle, deney dzeneinin kendisine g venilir sonular retmesini salam, krenin yol paralarn git tike daha hzl getii sonucundan emin olabilmiti ya da baka deyile, krenin belli aralardan geerken ihtiya duyduu zaman sresinin, balangta daha uzunken, altlara doru, mesafeler ayn olduu halde, ksaldn kesinlikle saptayabilmiti. Yani, krenin hz yeknesak, hep ayn kalan bir hz deildi: Gittike ivme ka zanyordu. Galileo, den bir cismin ivmelenen, yani gittike hzlanan bir hareketi temsil ettiini, ya da ayn anlamda, yatay bir yzeyden aaya doru yuvarlanan bir krenin gittike hzlandn tespit edebilmek iin, suyun akma hareketini bir karlatrma erevesi olarak kullanmt; aksi halde, yani elinde bir tr zaman ls verecek bir baka fiziksel ara olmasayd, bu deneyden sonu ala mazd. Betimlemelerinden de anlalaca gibi, deneylerinde, in sanlarn kolaylkla ulaabilecekleri kadar basit zaman belirleme aralarndan birini daha devreye sokmutu: Nabz atlarn. Nabz, yle pek gvenilir bir zaman lme arac olmasa da, yaps, ivmelenmeyen ve kendisiyle hep ayn kalan bir hareketi temsil eder ve atlar arasndaki aralar, ayn uzunlukta olup, net bir ekilde marke edilebilir. Ne nabz ne de su saati, bizim bugn zaman be lirlemede kullandmz l aygtlarnn dzenlilik ve yeknesaklk derecesine ulaabilecek durumda deillerdi elbette. Gene de bu ha reketleri Galileo nun, den bir cismin hzlarnn, onun iki nokta arasndaki deime srecinde geen zamann eit dalmadn tam bir kesinlikle renmesine yetmiti. Hatta, gene bu su saati ve onu denetleyen nabz atlar, den bir cismin tam tamna hznn ne kadar arttn ya da bir zaman ls ara ile ilintileyerek sy leyecek olursak, d srasnda (geen) zamann, meknsal uzun145

luklar ayn olan mesafelerden geerken ne kadar azaldn ke sinlikle tespit edebilmesini salamt. Galileo deneyleri va stasyla, dme srasnda alan mesafenin zamann karesi ile orantl olduu hipotezini snayp dorulam, bu sonucu D~T2 for mlyle ifade etmiti. Ne bu deneyler ne de bu deneylerle test edilen yasalar, Galileonun kafasnda durup dururken bir fikir halinde aniden ortaya km deillerdi; aratrmacmz, uzun aratrma ve keif sreci boyunca yanl yollara sapp durmu, kmaz sokaklara dmekten kurtulamamt. Ama iin peini brakmad byk bilgin. Kendi ha talarn grp kabul edecek kadar esnekti ve daha iyi zmler re tecek kadar da sabrl ve atlgand. Sonuta, belli bir yere kadar ba arya da ulat. Sonraki kuaklar, Galileonun yaptlarn artk gnllerine gre yorumlayp durdular; lmlere genelde yaplan onun da bana geldi; yorumcularnn aleti olmaktan kurtulamad ve onlarn kendi tezlerini dorulatma mcadelesinde tank gsterildi. Ampirisistler onu bir ampirisist olarak gryorlard; idealistler ise idealist, Platoncu olarak. Galileonun sonradan dme yasas denen nl ya say, srf kafadan, salt tmdengelimci yoldan m, yoksa deneyler yapa yapa tmevarmc yoldan m bulduu tartmalar bitmek bil medi. Oysa bu trden sorularn anlamsz olduklar aikrdr. n sanlarn, kendilerinden nceki akl yrtmeler olmakszn, srf gz lemleme yoluyla ya da hi gzlem yapmakszn srf akl yrtme yoluyla sonulara varabilecei varsaymna dayanrlar. Pozitif, teorik-ampirik bilimlerde tannm hibir aratrma ve keif yntemi, aratrmann biricik yolunun akl yrtmeye dayal tmdengelimci olduunu ya da srf deneyden kalkan tmevarmc olduunu ileri sren anlaya itibar etmez. Bu iki varsaym birbirleri ile ba damaz olduklar halde ayn paradigmay paylamaktadr. Bunlar kartlk iinde savunanlara kalrsa ille de bir balang bulmak arttr. Aratrmann, renmenin dnceyle baladn ileri sren varsaym ile deneyden baladn kabul ederi varsaym, toplumsal bir gelimenin ayn basamann rndrler; tpk belli bir top lumsal dnemin nlerine koyduu soruya birbirine zt badamaz
146

cevaplar veren antagonizmalar gibi, paradigmalar ortak, cevaplar birbirine zttr. renmenin, aratrmann ya da deneyin ya da d ncenin alannda mutlaka bir balang noktasn ararken, fiziin kulland nedensel aklama modelini benimseyerek statik bir aklamay hedefler; renmenin sresel karakterini unuturlar. renme, aratrma, inceleme bir sretir. Bir balangc yoktur; ister ampirik bir sre olsun isterse de salt zihinsel dzlemde y rd varsaylan bir sre. Bu trden bir modeli dnce yoluyla yeniden kurarken, sreleri, hareketsiz yaplar eklinde modelletiren analiz, sreci faktrlerine ve nedenlerine ayrma ilemi, sentezin geici bir yardmc aracdr o kadar. Bir balang yoktur; nk ncesinde dnme ve akl yrtme bulunmayan bir gzlem ve inceleme ve ncesinde gzlem ve inceleme bulunmayan bir akl yrtme yoktur. Ne var ki, Galileo dneminin cephelerini belirleyen bu inat lama deildi; Galileodan sonraki bir kamplamayd burada anlatageldiimiz. Galileonun mcadelesi ise baka cephelerde ve rilmiti; dolaysyla da Galileonun bu tartmalardaki pozisyonu farkl bir yap gsteriyordu. Galileonun grlerine damgasn vuran ey, dnemin dnce atmalaryd; Aristonun retisine sahip karak, otoriter ve tartlmaz, doruluu su gtrmez bir doktrin oluturan gelenee kar kyordu. Bu doktrin, zamanla hemen hemen Hristiyan dininin kutsal metinleri statsne edeer bir konuma ykselmi, vahiy yoluyla olumu bilgi hzinesi ko numuna gelmiti.13 Aristoya gre bir nesnenin d hz ar
13. Hayatn cilvesine bakn ki, Aristonun retisi 13. yzylda kilise oto ritelerince tehlikeli, sapkn bir reti olarak grlmt. O dnemlerde, Yu nanca, Arapa, ibranice yazlarn evrilmesiyle kilise iinde ortaya kan en telektel hareket, iddetli bir diren grp dnemin ortodoks cephesinin tepkisiyle dize getirilmeye allmtr. Avrupa Aydnlanmasnn bu ilk d nemlerinin Paris niversitesindeki szclerinden biri olan Siger von Brabant adl Aristocu aydn, kilise yneticilerince defalarca uyarlm, tehdit edilmi, mahkm edilmi ve sonunda papaln gzetimindeyken, mehul ve pheli bir ekilde ldrlmtr. Orta yolun adam Thomas von Aquin geleneksel retileriyle yeni retilerin kaynatrlmas iin elinden geleni yapm ve bu arada Aristonun o zamanlar bilinen yaptlarn kilise tarafndan otoritenin sz an lamna gelen yaptlar arasna sokmutur. Thomas von Aquin de mr boyu ac ekip, insan tketen entelektel mcadelelere karm durmutur; oysa ken disinden sonra gerek onun gerekse rencilerinin retileri uzun yllar boyunca kilise ve din dnyasnda benimsenmitir. Byle uzun erimli bir srecin yapsn ve zaman ile ilikisini tespit etmek ilgin olabilir. Bu sre boyunca yeniliki ol duu kadar yer yer bastrlm bir reti, Aristo retisi, bir kilise d reti ola rak gene de kilisece benimsenip mevcut retinin paras olarak kabul edil mitir; dolaysyla da geleneksel ve ortodoks bir anlaya dnen Aristocu retinin kendisi yeniliki, kilise d grlerin bastrlmasnda bir ara haline gelmitir. Kiliseye aykr, bastrlm retinin bizzat bir baskc doktrine d nmesi sreci yaklak 250 yl bulmutur.

lyla doru orantlyd. Galileo bu gr rtme abas iin deydi ve onun yerine snanabilir olgulara daha sk bal olan yeni bir teoremi koymak istiyordu. Bu aba Aristonun retisinin sa dece ieriine ynelik deildi, Aristocularn bir teoriyi sistemli de neylerle snamaktan uzak durma tavrlarna da karyd ayn za manda. Galileonun, sistemli gzleme ve deneye dayanan yorumlarn yeniliki yann gren ilk kii olduu sylenemez. Florensa top lumu, onun sistematik lm tekniklerini kullanarak yeni gerekiliini hayata geirmesi, bireysel yorumlar ve deneyler yap mas ve bylelikle yerleik gelenekten kopmas iin uygun bir zemin sunuyordu. Buna iyi bir rnek, Masaccio ve Uccello gibi adamlarn evresindeki deneyci ustalarn gelitirdii ve Albertinin teorik yan ar basan grleriyle desteklenen perspektifli resimdi. Bu gelenek iinde Galileonun almas bir doruk noktasdr. Bu almann ampirisizmi veya idealizmi temsil ettiini d nmek tarihsel srece aykr bir yanlgdr. Aristo, ortodoks retisinin karsna konan Galileonun yeni gerekilii, o dnem iin dnsel sentezin daha ileri bir aamasn oluturmaktayd ve geree uygunluk derecesi daha yksekti. Bugn bizim, Ga lileonun kefi olan nesnelerin dmesi olaynda geree daha uygun den formlne uzanan gzlem ve yorum srecine dair bil gimiz blk prktr; uras ak ki, bu sonuca ulamasnda pra tik, teorik ve ampirik sorunlarn ortak katks olmutur. Galileoyu ilgilendiren pratik sorulardan biri, top gibi silahlarn nasl etkili olduklar ve altklar sorusuydu. Den cisimlerin uy duklar yasalarn bilgisini kullanarak bir top gllesinin havada iz dii kavisli hareket yolunu zmleyip bu yolu hesaplamay ba
148

ard. Bu hareketin yasalar hakknda edindii bilgileri deneyime, pratie aktardka, topuluun slah iin, ie yarar nermeler yapma imkn da artyordu. Venedik silah deposunu, yapt bilim zerine konumalarn mekn ya da gsteri yeri olarak semi ol mas bouna deildi. Gururlu szlerle, kendisinden ncekilerin de bir top gllesinin kavisli bir yol izlediini fark etmi olduklarn, ama bu yolun bir parabol oluturduunu kavramam olduklarn sylyordu. Bu yol bir parabol olarak kesin matematik he saplamalarla belirlenebilecei gibi maniple de edilebilirdi. Ga lileonun gznde bir parabol, ileriye ve aaya doru bir ha reket kombinasyonu olarak kavramak mmknd. Byle bir harekete ikin kurallar bulunduunda, matematiksel teknikleri, pra tiin yrngesel hareketlerine uygulamak iten bile olmayacakt. Galileonun yllarca cann diine takarak diditii, den ci simlerin tabi olduklar kural ve yasalar sorununu ite bu ereve iinde kavramak zorundayz. Dmenin hz uzaklkla orantl myd? Yoksa zamanla m, arlkla m orantlyd? Hz yeknesak, yani her noktada sabit miydi? Deiip duruyor muydu? zel pratik sorun iinde genel teorik sorunu fark etmi olmas, Galileonun keskin zeksnn bir belirtisidir. Onun grd ekliyle zlmesi gereken sorun, den cisimlerin eitli zellikleri arasndan, pe riyodik olan, tekrarlanan ilikileri bulup tespit etmekten ibaretti. Kendisinden nceki bilimadamlarnn, fiziksel hareket sorununu tartp kavrama abalarnda terk etmedikleri erekselci anlaya gre kurulmu ereveyi Galileo tamamen terk etmiti. Byk bir olaslkla, bu erevenin, onu ilgilendiren pratik sorunlar ba kmndan hibir nem ve anlam tamay nedeniyle dna k mt. Demek ki Galileo rneinde, pratik sorunlar ile teorik so runlar birbirlerini tamamlamaktaydlar; ne bugn sklkla yapld gibi bunlar birbirlerinden koparlyor ne de pratikten ve teoriden hangisinin sebep hangisinin sonu dzlemini oluturduklar ek linde bir ncelik sorununa meydan veriliyordu. Galileo da, tpk dneminin teki insanlar gibi, bu trden so runlar aratrrken, dar anlamda sosyal gelimiliin o aamadaki snrlamalarna olduu kadar gene mevcut teknik imknlarn d
149

zeyiyle oluan nesnel engellere arpmt. Bu kstlanmlk hali, serbest den cisimlerin nispeten byk hzn tespit edi tarz ve bi iminde apak grlmektedir. Serbest den bir cismin o hzdaki hareketini lecek, dakika ve saniye gibi alt birimlere blnm zaman lme enstrmanlar henz bulunmamlard. Galileonun, cismi serbest de brakmak yerine, srtnmesi asgariye in dirilmi yatk bir yzeyden kaydrmas, bylelikle elindeki ens trmanlarla zaman srelerini lebilecei yavalkta bir hareket elde etmesinin nedeni bu olmu olabilir. Bu bile, hareket sresi ile hz belirleyecek lmlerin karlkl fonksiyonel bamllna bir iaret saylabilir. Mesafenin ayn olmas durumunda, hz ile zaman arasndaki bamllk ilikisi sayesinde, birini biliyorsak tekini hesaplayabilirdik. Galileonun ampirik sorunu, aaya doru hareket eden ci simlerde zaman ile uzunluk ilikisini verecek ampirik kantlar bulmakt. Yukarda betimlediimiz deney dzenei, onun bu so runa verdii yantt. Bu dzenek, Galileoya, belli bir mesafe iin deki hareketin hzn ya da zamann kendisinden ncekilere gre ok daha kusursuz tespit edebilme imkn vermi, dolaysyla da gerek eski hipotezleri gerekse de kendi yeni varsaymlarn ken disinden nce hi kimsenin yapamad bir tutarllk ve kesinlikle snayabilmesini salamt. Bu yeni dzenein hazrlanmas da ona ok zamana mal olmutu; akl yrtmenin, kafa yormann ve am pirik gzlemlerin nemli ve belirleyici roller oynadklar bir sreti bu da. Kimbilir, yukarda anlattmz teknoloji harikas deney d zeneini kurmadan nce, belki de nabz atlarn karlatrma bi rimi olarak kulland nispeten kaba n deneyler yapmt. Bugn bilebildiimiz kadaryla, Galileonun kulland trden bir insan yapm zaman lm aygt, bir tr kronometre, fiziksel srelerin tespiti iin daha nce hibir dnemde devreye sokulma mt.14 Galileonun gelitirerek ve slah ederek kulland klepshydra, yani su saati, insanlarn sosyal faaliyetlerini belirlemek ama
14. Tycho Brahein astronomi incelemelerinde daha kesin sonular elde ede bilmek iin frsat bulduka zaman leklerine bavurduunu gsteren belirtiler bulunduuna iaret etmemiz gerekir.

150

cyla bavurduklar geleneksel bir enstrmand. Sosyal bir zaman lerdi bu. Zamann llmesi, insan merkezci dediimiz, sosyal amal bir giriimdi. Galileonun yeniliki zeks ve tasarm gc, bu sosyal aygtn klasik ilevini deitirmesini ve onu sosyal alan dan fiziksel alana kaydrmasn, orada doal olaylarn srelerinin belirlenmesi amacyla kullanmasn mmkn klmt. Ve bu kay drmayla birlikte de yeni bir zaman kavram, fiziksel zaman kavram, eski, geleneksel, merkezinde insan bulunan ve nispeten daha btnlkl olan zaman kavramndan ayrlp yepyeni bir yol izleyecekti. Bu adm, doa kavramnn da buna tekabl eden d nmler geirmesiyle mmkn olmutu. Doa artk insanlarn gznde, zerk, kendi bana buyruk mekanik olaylarn alanna d nyor; dtan konmu bir amac bulunmayan, ama armonik bir dzeni olan bir alan olarak anlalyordu. Yasalara, kuralllklara boyun eiyordu doa. Zaman da bu balamda kendine zg bir nitelik ve yer ediniyordu. Uzun, ar ar yol alan bir gelime, za man belirleme kayglarn, Tanr ve insan merkezci, karakterinden arndrp doa merkezci anlayn evresinde topluyordu. Ga lileonun deneylerine bakarken, bu deneylerin iinde bir afa in vivo gryoruz.

24
Fiziksel zamann, sosyal zamann matrisinden kp kendi yo lunda gelimesi, hi de azmsanmayacak bir neme sahipti. nsan buluu ve rn olan zaman lerlerin yepyeni bir ilev ka zanmasyla -zaman artk gitgide daha ok srf doal olaylar ve sreleri belirlemek iin kullanma ihtiyacyla- atba giden bir ge limeydi bu. te zaman kavramnn olumasnda sonular bugne kadar uzanagelmi ve kemiklemi bir gelimenin ilk admlar byle atlmt. Dnyay kavramsal dzlemde ikiye blen ve o gn den balayarak insanlarn gerek dncelerine gerekse dillerine git tike daha ok hkim olan ve genelce benimsenmi bir aksiyom
151

grnmne brnd iin de kimsenin sorgulamay aklndan ge irmedii bir yarlmayd bu. Bir yanda, mutlak ve sarslmaz ya salarn temsil ettii olay ve srelerin alan olan doa vard, te yanda da insanlar ve onlarn sosyal dnyas; kincisi yapay, insan eseri, keyfi ve yapdan yoksundu. Doa, kendine has yasa ve ku rallarla donanm, bu haliyle insan incelemesine ve aratrmasna sunulmu bir nesneydi; ama anlalmaz ve aklanamaz bir ekilde naslsa insanlarn dnyasndan ayrlm, kopmu grnyordu. Bu yanlsamann, insanlarn, gerek akl yrtrken gerekse de gz lemleyip incelerken; ksacas aratrp renme kaygsyla hareket ederken, kendileri ile doa arasna mesafe koyma, doaya, bir birlerine olduundan ok daha mesafeli durma zorunluluunun so nucu olduunu kavrayamyorlard. Cansz olay ve srelerin ilin tilerini aratrp renebilmek iin zorunlu olan mesafe koyma ve kendini bu anlamda disiplin altna alma davran, insanlarn d ncesinde yanlsamalara yol ap kendileri ile, yani zne ile onun aratrd nesne, yani doa arasnda reel bir mesafenin bulunduu fikrini besledi. Galileonun ivmelenme deneylerini bu geni balamda de erlendirdiimizde ortaya kn kolaylkla izleyebildiimiz bu dalizm, zaman kavram alannda gittike artan bu blnme, in sann dnya grnde, gitgide artan ontolojik blnmeyi de ak lamaktadr. Bu gelimeye sahne olmu toplumlarda sz konusu d alizm ylesine derin kkler salmtr ki, bu toplumlarn insanlar; olaylar, ya doal ya sosyal, ya znel ya nesnel, dolaysyla da ya fiziksel ya da insana zg olaylar diye ayrarak grmekte herhangi bir saknca bulamadklar gibi, bu saplantlarn da tamamen olaan bulup aratrma ve incelemelerinde bu temelden hareket ede bilmektedirler. Kavramsal dzlemde gereklemi olan bu ayrlk genel bir geerlik kazandnda zaman da iki farkl tipe bln mtr: Fiziksel ve sosyal zamana. Birinci dzlemde zaman fiziksel doann bir esi gibi grnr; fizikilerin ltkleri ve arlk gibi, uzunluk gibi deitirilemez sabitelerden biri olan zaman, bu zelliiyle, doa yasalarnn sembolik temsilleri sa ylan matematiksel denklemlerde yerini alr. teki anlamda ise
152

zaman sosyal bir kurumlamay ifade eder; insanlarn ya antlarn, sosyal olaylar dzenleyici etmendir; dolaysyla da sa atler, onlarsz edemeyecek bir toplumsal dzenin tamamlayc par alardr. Olup bitene, geliim sosyolojisi dzleminden bakarsak, fiziksel ve sosyal zaman biimindeki bu blnmlk, fiziksel bilimlerin ykseli trendi ile smsk balantldr. Fizik bilimleri bilimsel alana hkim olduklar lde fiziksel zaman da genel zamann prototipi olarak anlalmaya baland. leride zerinde duracamz bir deer hiyerarisi dorultusunda fiziksel bilimlerin aratrma ko nusu olan doa, insanlara iyi dzenin ta kendisi olarak gelmeye balad ve belli bir anlamda, insanlarn, doaya gre daha az d zene girmi ve rastlantlara terk edilmi gibi grnen dnyalaryla karlatrldnda, daha gerek olduu kabul edildi. Fiziksel zaman ve sosyal zaman da bu anlay dorultusunda deerlen dirildi. Fiziksel zaman, yaltlm nicelikler olarak temsil edi lebiliyordu. Byk bir kesinlikle tespit edilebiliyor; yani llebiliyordu ve zamansal nicelikler baka lmlerin sonula ryla birlikte matematiksel hesaplamalarn iinde yer alabiliyordu. Byle olunca da zaman teorileri kurmak artk sadece fizikilerin ya da onlarn tercman olarak anlalan filozoflarn ii sayld. nem ve anlam insanlarn toplumsal yaam pratiinde gitgide art masna ramen, sosyal zaman, teorinin konusu, ya da daha genel sylemek istersek, bilimsel incelemelerin konusu olarak g rlmekten tamamen kt; nemsenmez oldu. Olaylarn hakiki sey rini tamamen gzard edip gereklii tersyz eden bir anlayla, sosyal zaman, yaps salam fiziksel zamann biraz keyfi aksesuvarlarndan biri olup kt bile demek mmkndr. Bu durumda kavramsal dzlemdeki dalizm, zamann her iki tr arasndaki stat ve deer farkllyla smsk ilintilenmiti di yebiliriz. Doal zaman ifadesi bile, sosyal zamana kyasla reel, somut, hakiki bir olguyu yanstyor izlenimi verirken, sosyal zaman ifadesi sanki toplumsal uzlamn soyut bir rnyd. Oysa glk, zamann, bu dalizmin kavramsal emasna s mamasndan kaynaklanyor. Baka birok olgu gibi zaman da,
153

doal ya da sosyal, objektif ya da sbjektif gibi snflandrc kavramlara boyun emiyor; bir btn olarak bunlarn hepsidir zaman. Zamann grnrdeki muamma halinin srp git mesinin nedenlerinden biri, bu kavramsal blnmln, yani dalizmin hl srp gidiyor olmasdr. Gnmzn gelimilik basamanda doa ile toplum, dolaysyla da fiziksel zaman ile sosyal zaman arasndaki ikilik; almaz, ebedi, ontolojik bir kopukluk olarak anlald srece de bu bilmece hali srp gi decek, bilmece zmszln koruyacak ve fiziksel zaman ile sosyal zamann ilikileri meselesi de aratrlmadan kalacaktr. Zaman, sosyal bir olgu olarak ele alndnda, toplum, kl tr, sermaye, para ya da dil adlarn verdiimiz teki sosyal olgularla ayn ilgin varolu biimini temsil eder. Bu adlarla yol lama yaptmz olgular, kabaca belirlenmi haliyle, insandan ba msz, onlardan ayr varolduklar izlenimi veren olgulardr. Ya kndan bakldnda ise, bu snfa giren adlarn, karlkl bamllk ilikileriyle birbirine balanm insanlarn varln art koan olgulara iaret ettiklerini grrz. Zaman da bunlardan bi ridir. Dolaysyla da nispi bir zerklik durumunu temsil eden bu ol gular, insann dnda duruyor gibi grndkleri lde, her bir in sana belli bir zorlama ve bask da uygulayabilirler. Bu yzden de, insanlar tek tek, bu trden sosyal olgularn, bireyler olarak ken dilerine baml olmadna bakarak, tamamen bamsz, balarna buyruk olduklar yanlsamasndan kurtulamazlar. zellikle kent lemi toplumlarda saatlerin imalat ve kullanlma tarz, kent n cesi toplumlarn maske imalatn ve kullanmn andrmaktadr. Maskelerin insanlarca yapld bilinir; ama insand varlklar temsil ediyormu gibi alglanp yaantya yeniden dahil edilir bun lar. Maskeler, o alarda ruhlarn vcut bulmas saylyorlard. Sa atler ise zamann cisimlemesi, vcut bulmas olarak an lalmaktadr. Saatlerin standart kullanm bu balamda u anlama gelmektedir: Saatler bize zaman gsterirler. Bizim sorumuz ise u: Saatler aslnda bize neyi gsteriyorlar? Zaman lerlerin asl belirleyici zelliklerini bir kez daha gz nne alrsak, bunlarn ilevlerini de daha iyi anlayabiliriz. Daha
154

nce de deindiim gibi, zaman len enstrmanlar, arl ya da uzunluu lenlerden, hareketli olma zellikleriyle ayrlrlar. Ama bu zellik, onlarn karakteristik yanlarn tanmlamaya yetmez. Za man len aralarn hareketlerinin, ltkleri ey karsnda nispi bir bamszlklar olduunu ve sz konusu olan hareketin (devresel de olsa), tek ynl (tekrarlanabilir de olsa) tersinmez olan bir hareketi temsil ettiini yani ivmesinin hep sfr kaldn da bu aklamaya eklememiz gerekir. Saatlerin, zaman gs terdikleri ya da kaydettikleri anlay, yanl anlamalara aktr. Saatler (btn zaman belirleme aralar gibi) ister insan buluu ve yapm olsun, ister olmasn, insanlarn kendi amalan do rultusunda kullandklar mekanik hareketlerden baka bir ey de illerdir. Gnein, takm yldzlarnn oluturduu tablolar ara sndan geiinin zaman belirleme arac olarak kullanlmasndan tutun da sarkal bir saatin akrep ve yelkovannn kadran zerinde, rakamlar arasndaki ilerleyiine ve zaman elektrikle ileyen bir ekran zerinde veren bir atom saatinin mikro dalga osilatrne kadar, btn zaman gstericiler, fonksiyonlar bakmndan, bir ta raftan ortak karakteristik bir yap gsterirken, dier taraftan ken dilerine zg hareketleri gsteren nesnelerdir. Hepsi, sabit bir hzla, deiip duran pozisyonlarn oluturduklar kesintisiz s ralann iinden akp giderken, daha nce getikleri, birbirini iz leyen herhangi iki pozisyon arasnda kalan mesafenin sresel uzun luu, iki nokta arasnda kat ettikleri mesafenin sresel uzunluu, eit mesafeli baka iki nokta arasnda da ayndr. Bu ilikiden tr de, yelkovanlarn ya da Gnein temsil ettikleri bu trden ha reketler, insanlar tarafndan ok eitli ve deiik amalarla kul lanlabilir; rnein bu dzenli hareketler, bir nceki pozisyondan bir sonrakine pek de dzenli ve kurall saylmayacak ve tek rarlanmas olanaksz ekilde yol alan baka olaylardaki deiimler zinciri iindeki belli aralklar lmede bavurulan karlatrma arac olabilir. Burada ad geen ve gemeyen zaman belirleme aralar yardmyla, bu aralarn dnda kalan olaylarn aknn kesintisiz hareketi iinde belli noktalar alnarak birbirini izleyen iki pozisyon arasnda kalan ve kendi bana llmesi mmkn ol
155

mayan uzunluk sresini belirlemek mmkn olur. Bir zaman l erin saniyeleri, saatleri, gnleri ya da onun kesintisiz hareketinin baka birim dilimleri, birbirine eittir ve ileriye doru bir izgide birbirlerini izlerler. Bu ekilde birbirini izleme dzeninde, geen her bir saniye, her bir dakika, saat ya da gn, artk bir daha geri gelmemek zere geip gitmitir; tekrarlanamaz bunlar, gelirler, gi derler; dnmemek zere. Ne var ki iki pozisyon, iki nokta arasnda kalan ve sosyal dzlemde zerinde uzlalarak adna saniye, da kika, saat, gn, ay, yl dediimiz hareket dilimi, sonsuz hareketin belli iki noktas arasndaki sre, standartlatrlm bi rimler olarak hep ayn sresel uzunlua sahiptir ve stan dartlatrlm ayn adl teki birimlerle rtrler. Bir saniye, bir saat, birka gn sonraki bir saniye ile ya da saatle ayn uzunluktadr; oysa o birka gn evvelki saniye ya da saat, bir daha geri gelmemek zere gemitir aslnda. Tekrarlanamaz, geri dn meyecek sekanslar olarak zaman birimleri srekli bir hareket iz gisi iinde birbirlerini izlerken, bu birimlerin ifade ettii sreler, tekrarlanma ve sabit uzunluklar olma zellii tar. Bu zellik ol masayd, bu sreleri birer zaman birimi olarak kullanmaya kal kamaz, onlar baka bir dzlemde birbirini izleyen olaylarn se kanslarn, belli iki pozisyon arasndaki uzunluklarn lmek iin kullanamazdk. Demek ki lme yapabilmemiz iin, belli bir akn iinde, ayn mesafeleri ayn hzla alan, ileriye doru bir kar latrma hareketine ihtiyacmz vardr; dolaysyla da insanlar, bu anlamdaki yapsal zellikleri tayan hareketleri zaman be lirlemenin arac olarak kullanmay renemedikleri ya da hatta biz zat bu ite kullanlabilecek aralar yapamadklar srece, zaman be lirlemesi yapmalar mmkn olamamt. nsanlar, ayrca zaman belirleyici bir enstrmann hzn de itirip eitlendirerek, nceki bir pozisyon ile sonraki bir pozisyon arasnda yol alan bir hareketin sresini ksaltabilirler. Mesafe ayn olduu halde hz artrdmz lde, ayn mesafeyi alma sresi azalacaktr. Ve eer, farkl hzlardaki hareketleri, ayn mekanik aygt iinde bir araya getirebilirseniz, her bir birimin bir tekine gre belli bir sabit oranda, daha hzl ya da daha yava hareket et156

meini salayabilirsiniz. Sreleri yapsal birimlere indirgeyen dil sel alkanlklarmz dorultusunda, bir gnn 24 saat, bir saatin 60 dakika ve gene bir dakikann 60 saniye olduunu sylerken tam da bu trden bir ilikiyi ifade ediyoruz. Bu sosyal uzlamla stan dartlatrlm kavramlara kendini kaptrmadan bir saatin kadrann bir sre gzlemleyen biri, ayn yerde toplanm eitli fiziksel bi rimler gzlemlediini fark edecektir kolaylkla. Farkl hzla ha reket eden fiziksel btnlklerdir bunlar ve her biri ayn mesafeyi geerken, diyelim ki 1 ile 3 rakamlar arasnda kalan ember par asn aarken, sabit oranlardaki bir hzla yol alrlar. Diyelim ki zerinde gn gsteren bir ibre daha bulunan bir saate bakyoruz; bu durumda bu drt ibreyi, birbiri ile ilintili drt tr zaman ara ln; gn, saati, dakikay ve saniyeyi gsteren iaretler olarak anlayabiliriz; hatta bunlar drt deiik farkl hzla, sabit bir oran olan 1:2:24:1440 oranyla dairesel hareket eden fiziksel birimler olarak da grebiliriz.* Toplumlarmzn kavramsal gelenekleri do rultusunda, saatin kadrannda hareket eden bu birimlerin deien konumlarn, yediyi be gee, on dakika otuz-be saniye diye okur ve yaarz. Bylelikle, olaylarn zamann belirlemeye ya rayan bu birimsel konumlar, onlar gzlemleyicinin sosyal al kanlklar dorultusunda ve bu alkanlk araclyla, cisimden yoksun bir zamann ak iindeki uraklarn sembollerine, yay gn bir konuma tarznn alkanlklarna boyun eerek, her trl fi ziksel hareketten ve onlar gzlemleyen, onlara bakan insandan ba msz var olan ve kendi yollarnda giden sembollere dnrler. Zamann oluturduu muammaya, zaman kavramnn, sanki za mann bana buyruk, bamsz bir varl varm gibi kul lanlmasna baktmzda, toplumun geneline yaylm bir sem boln, gzlemlenebilir btn verilerden kopartlp yaltlarak insanlarn dillerinde ve dncelerinde kendine zg bir varolu biimi elde ediine arpc bir rnek grrz. Buraya kadar syleyegeldiklerimiz, zamann bamsz bir varlk durumunu temsil ettii izlenimini aklama bakmndan umarz ie yaramtr. Bu iz* Oran hesab yaplrken "gn gstergesinin gnde 1 tur att varsaylm, (.n.)

157

lenim, deindiimiz gibi, zaman ve ona benzer bir dizi sosyal ol gunun insan toplumundan ve btn olarak insanlktan deilse bile, tek tek somut insanlardan nispeten bamsz oluundan ileri gel mektedir. Ayrca ister insan buluu ve rn olsun, ister doal olsun, zaman belirleme aralarnn kendilerine zg bir harekete sahip olmalar da bu aklamay tamamlayan bir yandr; bunlar, sosyal dzlemde standartlatrlm hareketlerdir ve teki ha reketlerden belli bir derecede ayrldklar gibi, ls klndklar dier doal olaylarn ve doal olmayan, sosyal srelerdeki di limlerin, teki deyile deiimlerin belirlenmesini salarlar. Saatlerin gsterdikleri zamann bu iki katmanl nispi ba mszln Bat toplumlarnda gzlemlemek ok kolaydr; yani zamann, hem sosyal bir olgu ve hem de fiziksel bir hareketin bir zellii olmasndan gelen iki katmanln kastediyorum. Tpk bir dilin, belli bir topluluun ortak dili olmas halinde ve yle olduu srece dil olarak ilevini gerekletirebilmesi ve herkes kendi zel dilini kullanmaya kalktnda ie yaramaz hale gelmesi gibi, sa atlerin ilevlerini yerine getirebilmesinin n koulu, hareketli ib relerin (ya da ayn ii gren mekanizmalarn) deiip duran ko numlarnn, dier deyile, bu deiimlerle gsterilen zamann, belli bir insan topluluu iin ayn ve ortak olmasdr. Ayrca za mann bu zellii, onun tek tek insanlar zerindeki basksnn ve zorlayc gcnn kaynaklarndan birini oluturur. Tek kii, kendi davran ve faaliyetlerini ait olduu sosyal bein yerleik za man kavrayna uyumlamak zorundadr ve karmak toplumlarda insanlarn faaliyet ve davranlarnn karlkl bamll artp on lar birbirine ilintileyen zincirleri uzayp griftletike saatlerin kral l hkmn artrmaktadr.

25 Birok baka sosyal faaliyet gibi, zaman belirleme anlamndaki fa aliyetler de, bugnk durumuna, belli sosyal taleplerin artmas ile
158

ortaya kan toplumsal bir etkileim srecinden geerek ulamtr. Bu ihtiya ve taleplerin banda da insanlar koordine ve senk ronize etme, teki deyile kendi faaliyetlerinin oluturduu art ardalklar, gerek birbirleriyle gerekse gene doa olaylarnn ak ndaki art ardalklarla karlkl bir uyum iine sokmak gelir. Byle bir sosyal ihtiyacn btn toplumlarda duyulmas hi de sz konusu deildir. nsanlarn bir araya gelerek oluturduklar toplum ne kadar byk, insan says bakmndan ne kadar zengin, fonk siyon ve faaliyetler ne kadar farkllam, uzmanlam ve karmaklamsa, bu ihtiya da o lde artm demektir. Avclarn, obanlarn ve kyllerin oluturduklar ilkel topluluklarda, olaylar aktif mdahalelerde bulunarak zaman ile ilintilendirmek ya da onlar tarihlemek ihtiyac yok denecek kadar azd; byk, kent lemi devlet toplumlarnda, zellikle de sosyal ilevleri, uz manlamalar bakmndan ok ilerlemi toplumlarda, bu ilevleri yerine getirenleri birbirlerine balayan balarn hem uzun hem de alabildiine eitlenmi olduu ve gnlk almann yknn byk lde insan rn enerjilere ve makinelere devredildii du rumlarda, zaman belirlemeye duyulan sosyal ihtiya da ok byk lde artar; bu ihtiyala birlikte zaman belirleyecek aralarn, ortak sosyal zaman gsterecek mekanik iaretlerin vazgeilmez gereklilikler arasna girmesi, bu dorultuda da, bu toplumlardaki insanlarn belli, ortak bir zaman duygusuna sahip olmalar ka nlmazdr. Makine kullanmnn yaygn olduu toplumlarda, kendileri kol, duvar vb. saatleriyle donanm ve atalar, avc, oban ya da ifti olarak kk bekler halinde bu tr aygtlardan yoksun yaam olan insanlar, gelimi ve karmaklam bu toplumlarn yeleri ve onlarn bu tr meselelerde szcln yapan saygn filozoflar, zaman sorunlarn tartp deerlendirirken ortaya koyduklar yaklamlaryla, zaman kavramnn ve deneyiminin oldum olas, btn topluluklarn ve toplumlarn insanlarnda bugnk gibi var olmu ve yaanm olduu varsaymn hi tartmadan be nimsemekte ve kendi zaman kavramlar ve zaman yaay bi imleri ile o eski topluluklarn insanlarnn kavray ve yaay bi
159

imleri arasnda hibir farkllk bulunmadn dnerek naif bir benmerkezcilik sergilemekteler. Bu anlamda, filozoflar, kendi top lumlarnn dnce ve duygu standartlarn gz nnde bu lundurmaktan baka bir ey yapmamaktadrlar. Bu filozoflar da, ocukluklarnda kendilerinden yal insanlardan rendikleri ve iinde yaadklar toplumda herkesin her gn rutin ekilde kul land zaman kavramn benimsemi grnmektedirler. Ne var ki, zaman yaamann nasl olup da insanlar zerinde bylesine bir hkimiyet kurduunu sormamaktadrlar. Zaman kavramn ve za mann kurumlamasn bir armaan gibi; toplumda kullanlan sem bollerden olumu bir ortak ereve, kararlar alma ve iletiim kurma arac, bir klavuz olarak karlamakta, ama onu sorgula maya, aklamaya; bu kavramn ve kurumlamann doup olu masnda, insanlarn yaama tarzlarnn ve deneyimlerinin hangi d nmlerinin srayla bu srelere karm olduunu sormaya yanamamaktadrlar. Felsefenin perspektifinden bakldnda, zaman kavram, mekn kavram ile birletirilmi olarak kendi bana var olan bir kavram grnm sunmaktadr. Dolaysyla da, tpk mekn gibi, kendi bana, ylece duran bir eydir zaman: Ya ltlm, apayr bir szck, belki de tecrit edici bir tanmla des teklenip salamlatrlarak, ayr, tecrit edilmi bir var oluu gs termektedir. Onun peinden gitmek de artk dnrlerin grevidir bu durumda. Yzyllar boyunca yanl yolda, yanl iz zerinden gidilerek kovalanm bir avd zaman; olmayan bir ey yakalanmaya a llmt: Dnmlere uramayan, btn insanlara ayn tarzda ve rilmi ve onlarn da ayn tarz ve duygularla yaad bir olgu. D nrler sorunlarn zaman denen bu nesnenin zerine her yneltilerinde, kendi kazdklar kuyulara dp durdular: Her se ferinde, zaman konusunda birbiriyle badamayan ve ikisi de ayn lde nazari ve deney tesi olan, yani dorulanmas mmkn ol mayan iki temel varsaymla kar karya kaldlar. Bir yanda, za mann insanlara, btn teki fiziksel nesneler gibi, ebedi doa d zeninin bir paras olarak verilmi olduunu ileri srenler (Newton da byle dnenler arasndayd); te yanda, zamann, insan bi160

lininin evrensel, genel geerli bir yapsna tekabl ettiini, yani bu evrensel bilincin belli bir biimi olduunu varsayanlar yer al yordu. kinci kamptakilere gre, insanlar, olup bitenleri zaman iinde geen olaylar olarak yaarlarken ve sentezlerken (so yutlarken) bunu herhangi toplumsal bir renme srecine gerek duymadan ve her trl (tarihsel) deneyimden nce, her yerde ve her zaman ayn tarzda gerekletirebiliyorlard. Bu varsayma gre zaman, olaylar bir dzen iine sokmann bir yolu ve biimi ola rak (mekn kategorisiyle birlikte veya tek bana) insanlarn iine doutan yerletirilmi akl yeteneinin bir parasdr; insan bi lincinin ya da insann varoluunun deimeyen, sabit bir zel liidir. Birbirine zt zaman anlaylarnn ikisi de, klasik Avrupa fel sefesinin, bilgilerinin edinilmesi konusundaki temel tezleri ve var saymlaryla rtmektedir. En azndan Descartestan gnmze, filozoflarn, deiik btn bilgi kuramsal grlerinde ortak bir payda olarak beliren ve zamann karakteri konusundaki iki zt an layn temelinde yer alan varsaym da ylece sorgulanmadan be nimsenmitir. Filozoflarn, cevap bulmak zorunda olduklar ortak sorun, insanlarn iindeki bilginin -ounlukla d dnya diye de tanmlanan insann dndaki nesneyle ne lde rtt, bil ginin nesneye uygunluu sorunudur. Bilgi teorisinin bilgi sorununu bu ekilde kuruu, bilgilerin topland anak gibi anlalan tek insan ile onun dndaki btn bir dnya arasndaki, grnrdeki rktc uurumun yaratt bu kbus grnts, felsefi tar tmalara yzyllar boyunca tahakkm etmitir. Artk bundan kur tulmann vakti gelmitir. Bir i dnya ile bir d dnya arasnda var olduu d nlen byle bir szde meknsal uurum, hem bireysel hem de kolektif fantezinin bir rndr. Belli zel bir yaantnn, kav ramlar araclyla nesneletirilmesini sembolik dzlemde temsil eder bu varsaym. alma sreci iinde bilimsel sorunlar (ya da karmaklam, gelimi toplumlarda karlatmz trden bi limsel sorunlar) zmek zorunda kalan insanlar, kendileri ile bu sorunlar arasna duygusal bir uzaklk koyuyor, sorunlar zerinde
161

dnmek iin fazlasyla bekliyorlar; hemen eyleme geme itkisi ve heyecanna kendilerini kaptrmyorlar; bu yzden de nesneler zerinde dnp kafa yorarken, nesne ile kendi aralarna bu an lamda mesafe koymadan edemiyorlar. Bilimsel bilgilerin ka rakteristik zelliklerinin ne olduu konusunda kafa yoran filozoflar da, farknda olmadan bir bilimadamnn bavurduu mesafe koyma ediminin bizzat kendisini nesneletiriyorlar. Bilimadamnn bu tavr ve tutumunun sonucu olarak filozoflar da, kendileri farkna bile varmakszn, ortalkta gerek, somut bir mesafe varm sans yaratabiliyor; zne ile, bilmeye alan znenin o ana kadar z meye alt ve halledilmemi bir sorun olarak grnen ey ara snda yani zne ile nesne arasnda, somut bir mesafenin varlna hkmediliyor. Bu mesafe yaants (alglamas), filozofun d ncesinde, zne ile nesne, i dnya ile d dnya ara sndaki grnmez uuruma dnyor. Filozoflar, insan yapm (bilgi) sembollerin(in) bir sorunun zm srecindeki ilevlerini betimlerken, kendi bavurduklar meknsal metaforlarn kendilerini yanl yola sevk etmesi sonucunda, zmek istedikleri sorunlara (nesneye) meknda (kendi dlarnda) bamsz bir konum at fediyorlar. Btnlk iindeki bir bilgi edinme sreci esas aln dnda, insan ile doann ya da insan ile insann iki ayrlmaz, bir birini btnleyen iki ilevine karlk gelen zne ve nesne kavramlar, filozoflarn konuma tarzlar iinde, almaz bir meknsal uurum ile birbirinden ayr duran iki bamsz varolu olarak grnrler. Felsefenin dilinde dnya d, bilgi ise itir. Oysa bilmek tpk konumak gibi, tecrit edilmi, tek tek in sanlarn marifeti olmayp birbiriyle iletiim halindeki insanlar art koar. Sosyal bir olgu olan dil ile bireysel dilin ilikileri zerinde dnmek istediimizde, ya da kolektif kavramlar ile bunlarn tek tek kiilerce kullanl arasndaki iliki zerinde dnmek is tediimizde, bunu d dnya kavramndan daha iyi gsterecek bir rnek bulmak zordur. Nesne (d dnya), belli bir dnemdeki sosyal bilgi daarcnn bir fonksiyonudur. Bilgi sorunlarnda filozoflarn dayandklar ortak paradigma zerindeki btn geleneksel zmler de iki kutup arasndaki pa
162

rametre zerinde hareket eder: Ya d nesneler grntlerini (im gelerini) insanlara yanstr; bilgi de, bu yansmln rn ya da sonucudur ya da insanlar kendi i entelektel yaplarnn de imez anlaklarnn, tinlerinin, bilinlerinin, varlklarnn (ya da artk her neyse) onun insana zg yaan biimlerini, gene iteki mutlak kategoriler ya da yasalar uyarnca d dnyann nes nelerine ve srelerine yanstrlar. Bu seeneklerden birincisi naif pozitivizme yaklarken, kincisi nominalizme ya da solipsizme varr. Nominalizm ve solipsizm yandalar iin dnya (gereklik) ilkece bilinemez, bilgisi edinilemez bir eydir; nk d dnyaya ynelik btn deneyimler, oradan edindiimiz her yaant de neyimi, insann doutan getirdii, her eyin ncesinde bi imlenmi, spesifik yasalarn ve kategorilerin, bilinci veya o trden bir eyi dzene soktuu deneyimlerdir; dolaysyla da, dtaki nes nel dnya ilkece bilinemez. nsann bu her eyin ncesinde bi imlenmi zellikleri, evrensel, genel geerli, btn insanlarda ayn olan ortak zelliklerdir; bu anlay, fenomenolojik tezlerin tam karsnda yer alr. nk fenomenolojik varsayma gre, teki insanlar, o tek insann deneyim nesnesi olarak en az btn o d nesneler kadar dtadr, byle olunca da btn insanlar kap sama ve insanlk iin geerli olma iddias tayan her trl genel tespit -insana ilikin tespit- imknsz hale gelir. Bilgisi edinilemeyen, bilinemez bir dnyada her insan bir bana, yalnz va rolmaktadr. Gerek bu grn gerekse bu grn tam kar kut bunda yer alr grnen anlaylarn, insann ve insan hakkndaki doru ve hakiki bilginin karakterini aklayan biricik doru an layn kendileri olduklar iddiasn tadklarn anmsatmaya bile gerek yok. Bu ncllere ve kabullere dayanarak yazlm bir sr kitap, insan hayatnn trajikomik bir savurganl ve boa harcanmlnn kantlar olarak insanln yolu zerinde saa sola sa lm durmaktadrlar. Madem ki dnya bilinemez; bu anlay sa vunan yazarlar, dnrler niin hl, ounlukla da byk bir srarla stne basa basa, bize bu anlay tantmaya urayorlar. Mtevaz suskunluklar daha uygun dmez mi bu durumda? Doa hakkndaki aklamalarnda, bu anlayn kar kut163

bundaki felsefi grler de ayn dnce emasn paylamak tadrlar. Tayfn bir yannda, zamann, nesnelerin bir karakteristik zellii olduu anlay yer alrken, te yannda, bilgi edinen z nelere zg yaplarn rn olduu gr durur. nk bu birbiriyle elien ularn savunucularnn ortak anlayna gre, gerek zaman kavram gerekse bu kavrama bal zaman deneyimi ev renseldir ve insanlarn genel bilgi dzeylerinin gelimilik ba samandan, daha genel bir deyile, onlarn yaama tarzlarndan ta mamen bamsz ekilde, her insan tarafndan paylalmaktadr. Filozoflar oldum olas baka toplumlar hakknda kendi toplumlarna kyasla ok snrl bilgilere sahip olmulardr; bu yzden de tasarlama ve dnme kapasiteleri hep iinde yaadklar top lumla snrl kalmtr. Zaman balamnda olaylar deerlendirir ve kavrarken yaptklar sentezler; ister istemez, btn insanlar iin balayc grnmtr onlara. Bilgi daarcklar kendilerinkine gre daha kk ve yaama alanlar snrl insanlarn kavramsal sentezlerinin hem tarz ve biiminin hem de kapsamnn kendilerinkinden farkl olmas gerektiini dnmemilerdir.

26
Bunlara bal olarak da felsefe, zaman sorununda tek yanl ve birbirleriyle badamayan deerlendirmelere sahne olmutur. Tek yanldr; nk filozoflar, insanlarn her zaman ve her yerde olay lar ayn zaman kavramna dayandrdklar dncesinden bir trl kurtulamamtr. Canl, dediimizde, bu kavram sadece insan rnei zerinden gelitirmeye kalkmzda nasl bir tek yanlla dersek, burada da ayn tutum sz konusudur. te yan dan filozoflarn zaman kavram ya da zaman kavraylar, me selenin kendisine yabanc ve aykr deerlendirmelere maruz kal mtr; nk bilgi alanndaki abalarna denk decek ekilde, zaman, alarn tesindeki bir evrensel olgu olarak bir bana be lirlenmeye allmaktadr. Bu abalar, hedefleri bakmndan kabul
164

ve itiraf etmi olmasalar bile, tanrbilimden devraldklar deer e masn yanstr; stelik bu emann tanrbilim alanndaki kullanm, bilgi alanndan farkl olarak bir anlam tayabilmektedir. Filozoflar ise, zaman, deiimlerin gzlemlenebilir sralannn tesinde, kendi bana bir verilmilik olarak bizzat zamann aknn d nda, insann ve doann mutlak, deimeyen, ebedi bir ka rakteristik zellii olarak yakalamaya alrlar. Hegel ve Comte gibi, ok az istisna bir yana braklacak olursa, filozoflar genelde, gzlemlenebilir somut sreleri, nemsiz sayp bunlar mutlak, de imez bir ze indirgeme yanlgsndan kendilerini kurtaramamlardr. Zaman kavram, birok baka zelliinin yan sra tek rarlanamaz srelerle ilintilidir. Seksen yandaki bir insan bir daha hi krk yanda olmayacaktr. Ve 1982 yl bir daha gel meyecektir. Ama filozoflarn byk bir ounluu, btn de iimlerin gerisindeki mutlak, deimeden kalan bir z arayp durmaktan vazgememilerdir; rnein insann hep ayn kalan bir zaman ve mekn bilincinin ya da doann ve akln ebedi, deimez yasalarnn peine dmlerdir. Sreci yapya indirgeyen bir inceleme yntemi olarak bilimsel yntem bile, Galileo iin hl byk lde arasal zellik ta yordu; amaca giden yolda arat bu bilimsel yntem. Den ci simlerin gzlemlenebilir dzenlilii, dmenin yasaya uygunluu, Galileo iin hibir zaman pratik grevlerin zmnde de erlendirilebilecek bir yasa olma zelliini btnyle kaybetme miti. O zamanlar zaten henz dme yasas adyla kutsanm da deildi Galileonun tespit ettii dzenlilikler. Ne var ki, ba langta yalnzca zel uzmanlk ii olan, snrl grevlerin zmnde uygulanan yntem, zamanla gelitirildi. En bata gk ci simlerinin dzenli hareket yasalarnn belirlenmesi amacyla kullanld. Bir yandan Galileo yasalarn pratie gittike daha ok uygulayan uzmanlarn, onu ve yntemini kavrayp anlaylar, bir yandan da filozoflarn bu bilimsel ynteme getirdikleri yorum ve aklamalar, onu, ebedi geerli ve biricik aratrma yntemi haline sokarken; bu yntemin duruma gre, ya insanlarn doutan be raberlerinde getirdikleri a priori rasyonellikten ya da nesnelerin
165

doasndan tretilebilir bir yntem olarak anlalmasna yol at. Balangta sadece belli bir amacn arac olan bu yntem, giderek deimez, mutlak kuralllklarn kefi aracna dnt; sistematik lmlere dayanan ve matematiksel mutlakln sembolleri olan doann, sonra da mantn yasalaryla, hatta salt matematiksel ilemlerin sonularyla temsil edilebilen kuralllklarn kefi olarak anlalp, bir sre iin belli bir fiziksel ve felsefi gelenein merulatrc en yce deeri, hatta bilimsel aratrmalarn en fazla prestij vaat eden alma biimi olarak grld. Zamansal dzlemde gerekleen btn deiimlerin en ge risinde yer alan ebediyen deimez bir eyin kefi, bu yollardan ev renselleip ritelleerek, insann bilgiyi arayna verilmi en byk armaan olma zelliini kazanp korudu; sadece fizik alannda deil, baka birok bilim ve inceleme alanndaki prestijiyle orantl olarak, insanlara yer yer, belli bir noktaya kadar daha ncekine gre ok daha iyi bir klavuz, karar verme ve denetleme arac sun duu iin, yer yer de kkenleri, bambaka amalarla ilintili ge leneksel deer emalaryla uyum iinde olduu iin, insanlar ara snda da byk bir sayg grd. Ebedi, deimez yasalarn kefine ynelik abalar, dorudan bilme isteiyle, bilgi edinmek iin ya plan bir aramann sonucu deildi; tersine, olgulara alabildiine ay kr bir eyi gzlemlenebilir btn verilerin ve olgularn dur durak tanmayan dnm seli iinde, kesintisiz, kendisiyle hep ayn kalan, kalc bir eyler; geici hayatlarnn gerisinde geici ol mayan ve zamandan etkilenmeyen bir ey bulma zleminden g alan bir aramann rnyd. Geici olmama zelliinin, kalcln ve ebediliin zihinlerimizdeki sembollerine atfedilen o byk deer ve nem, giderek insanlarn dncelerinde basknlaarak, ok katmanl bir l deeri, deimez bir mutlaklk haline ge lerek, deiimlerin belli bir sralann temsil eden ifadenin sem bolik mahiyette olduunun ve bilginin somut, nesneyle ilintili, arasal nitelikte olduunun stn rtt.

166

27
Kendi kendine ivmelenen bir (somut) hareketin Galileo tarafndan, mutlak, deimez ivme (hz) sabitesiyle sembolik biimde ifade edilmesi, teki deyile, belli bir deiimler dizisinin (dme ola ynn) sabit, deimez bir matematiksel forml ile gsterilmesi imkn, deindiimiz gibi, aslnda sreci indirgeyici bu yntemin arasal, pratik ilevinden ok daha nemli grlmt. O gn bu gn, aradan geen zaman iinde, yasann rutinlemesi ve felsefi retilerin yasa kavramn kendi retileri iine alma ynndeki bitmeyen abalarnn sonucunda yasa kavramnn kekreliini du yumsamak iyice gleti ve insanlarn da birer parasn olutur duklar, grnen somut dnyann devaml dnmlerinin arkasn daki grnmeyen, deimez dzenin simgesi olarak kullanlan metaforik anlam doallat. Somut bir sreci bu ekilde indirgeme, deiimlerin pe peeliini; deimez, mutlak yasalar ya da yasa benzeri so yutlamalar, salt arasal bilgi edinme yolu olarak kullanmann ve bunu semboller araclyla temsil etme alkanlnn, somut s relere uygun olup olmad saptanabilir; nk, bizzat bu temsil aralarnn ve yollarnn kendileri de deiebilme potansiyeli ta dklar gibi, daha baka uygun aratrma ve inceleme aygtlar da bunlarn yerlerini rahatlkla alabilir. Bilimsel pratiin gelimesi, daha imdiden birok alanda deimez yasalarn ve yasa benzeri bilgi aralarnn ilevlerinin dnmlere uramasna yol at; ya salarn ya da benzer aralarn kullanl bugn eskiye gre ol duka snrlanm, zihinsel ileyi asndan aratrmann en nihai ve yksek amac olma anlamndaki itibar ve statleri de Newton dnemine gre olduka sarslmtr. Birok bilimde ve fiziin bir ok dalnda, yasa modellerinden ok sre modelleri ne kt; za mann ak iindeki uzun deiim dizileri, rnein kozmik ya da biyolojik evrim ya da sosyal gelime alan gibi uzun erimli de iim, dnm sreleri genel yasalardan daha nemli hale geldi. Bu sre modellerinin, bilimsel teorilerin odanda yer alarak bil giye ne gibi katklarda bulunaca, bunlarn bilgi ilevinin ne ola167

ca konusunda henz bulanklk hkm srmektedir. Evrim mo deli, sosyal gelime modeli gibi yapsal-sistemsel modellerin gerek yasalarn gerekse de yasa merkezli teorilerin yerine getirdikleri grevleri, karladklar beklentileri ayn lde karlayamadklar anlalmaktadr. nk somut sreler, bilgi edinme abalarn, ge ici, deien dnyann gerisindeki geici olmayan mutlak bir eye yneltmemekte; byle olunca da, bilimin, btn dnmleri aknlatrarak, zaman d ve geicilik zellii bulunmayan bir ey kefetme umudunu da boa karmaktadrlar. Bu sre modelleri, bilimsel abalar, mutlak yasalar aramaya deil de dnmlerin ierdikleri yaplara ve kurallara, dnmn, zamann ak iin deki dzenlerine yneltmektedirler. Byle olunca da, bilgi edinme abalarnn, bilim d, yar dinsel ilevi de ortadan kalkm; doa yasas, doa dzeni, akln yasalar gibi kavramlara tadklar bilgi deerini ok ok aan sosyal bir stat kazandrm olan ve ka zandrmaya devam eden bilim d, yar dinsel ilevler de ge rilemeye yz tutmutur. Btn dnmlerin ve deiimlerin arkasnda deimeden kalan, ebedi ve srekli bir ey kefetmeye ynelik abalarn, in sanlar iin bylesine nem ve deer kazanm olmas yle sa nyorum ki, insann korkusuyla, onun kendi geiciliinden, lm den duyduu korkuyla aklanabilir. Bir zamanlar bu korku, ebedi tanrlara duyulan inanla almt; ardndan insanlar yeniden, do ann kalc dzeninin temsilcileri olarak ebedi doa yasalarnn varlna inanp geicilie ve lm korkusuna kar donanmaya a ltlar. Kantn yaptnn tannm bir yerinde zerimizdeki yldzl gkten ve iimizdeki ebedi ahlki yasadan sz ediindeki o dikkat ekici duygu ve scaklk, yzeyden bakldnda, bilimsel ya da fel sefi dncenin katksz rasyonel rnleri olarak grnen anlay ve dncelerin, duygusal, manevi anlam ve nemini gsteren bir rnektir. Bir baka rnek bilimsellik iddias tayabilecek ebedi ya salarn ya da yasa benzeri, zaman tesi ilintilerin kefedilmesine ynelik sabr ve inatlarn, aratrmalarn en byk hedefi olarak ilan edilmeleri ya da bunlara kimi biimsel mantk filozoflarnn ya da matematikilerin atfettikleri o yksek bilgi deeridir.
168

G.H. Hardyin tannm kitab A Mathematicans Apology bu rada evresinde dolandmz noktay biraz daha netletirebilir.15 Hardy, o kitapta ok anlalr bir tespit yapyor: En asil hrs, kalc deeri olan bir eyler brakmaktr. Ama Hardy bu saptamann ar dndan, matematii verek, onun bu hrs tatmin etme bakmndan teki birok alana gre ok daha elverili olduunu sylyor: Eski Yunan matematii kalcdr. Yunan edebiyatndan daha ka lcdr... Aiskhylos unutulduunda da Arimet hl belleklerde ya ayacaktr... Kii matematiksel n elde edebilirse, bu en reel ve en gvenli yatrmlardan biridir. Hardy bu balamda Bertrand Russeln, gerekten de unutulmamas gereken bir ryasn aktarr:
Bertrand Russeln bana korkun bir ryasn anlatn hatrlyorum. Milattan sonra 2100 ylnda niversite kitaplnn en st salonunda duruyormu. Kitaplkta grevli bir yardmc elinde koskoca bir p torbasyla raflar dolayor, kitaplardan birini alp birini brakyor, i lerine yle bir gz atp ya tekrar rafa geri koyuyor ya da torbasna at yormu. Byle byle gelip ciltlik bir kitabn nnde durmu ve Russel bu kitaplarn kendi Principia Mathematica'snn kalm son r nekleri olduunu fark etmi. Kitaplk yardmcs kitaplardan birini eline alm, sayfalarn biraz kartrm, bir an iin kitabn iindeki tuhaf sembollerden kafas karm bir halde kitab elinde torbaya atsn m, atmasn m, kararsz tartp durmu...

28
nsanlar, srf mrlerinin snrll dncesinden kamak, le cekleri gereini rtbas etmek iin nelere inanmaya hazr deiller ki. Matematiin bizim toplumlarmzda sahip olduu st dzeydeki itibar da, teki nedenlerin yan sra bir sembolik ara oluturmas ve insann bu ara adna -tpk Hardynin yapt gibi- lm aan bir ebedilik sunma iddiasnda bulunabilmesi de nemli bir etkendir.
15. G.H. Hardy, A Mathematicans Apology, Cambridge 1948, s. 21.

169

Bu iddia biraz daha mtevaz olsayd Hardyye hak ve rebilirdik. Elbette gelecek kuaklarda da insanlar iin anlam ve nemi olan, ie yarayabilen bir eyler ortaya koyabilmek insan iin ok ey ifade edebilir; Gelgelelim Hardy, insan rn olan sem boller ve bu sembollerin i dzenine ynelik olarak salt matematik uzmanlarnn (dolaysyla da kendinin) uralarna ar bir baar ans tanmaktan kurtulamamtr. lmszl nemseyen kii, diyor Hardy, glerini seferber etmek ve bu anlamda bir yatrm gerekletirmek iin matematikten daha iyi bir alan bulamaz. Ve Aiskhylos gibi bir ozann adnn oktan unutulup gittiinde Arimet gibi bir matematikinin adnn hl insanlarn belleinde ka lacan syleyecek kadar ii ileri gtryor. Baka bir deyile, Hardy, kendi benimsedii deerler hiyerarisinin -matematiin ebedi dorularnn sanatn, dayanksz yaptlarna gre ok daha yksek bir dzlemde yer aldklar bir hiyerarinin- kendisinin iin de yaad topluma zg ve geici yanlarnn bulunma ihtimalini hi aklna getirmeden, gelecein kuaklarnca da aynen korunup paylalmak zorunda olduunu ileri sryor. Bu trden dnceler, hi kukusuz, insanlarn, kendi ge iciliklerini rtbas edip onlara bu geicilik dncesini unutturan bir eyler arama biimindeki doyumsuz arzularn tatmin et mektedir. Gelgelelim matematie kalclk statsn tanyan bu hi yerari, olduka sallantl grnmektedir. Gnmzdeki bilgi d zeyinin ierdii bir boluk, bu sallanty iyice rtmektedir. Nasl ki bugne kadar zaman konusunda, genelce benimsenebilecek, s nanabilecek ve gelitirilmeye msait bir teori henz ortalkta g rnmyorsa, matematik alannda da, zerinde uzlalabilecek byle bir teoriden eser yoktur henz; altn bir kez daha izmek gerekirse, karmzda bir bilim teorisi alan bulunmaktadr ve matematik de son tahlilde insanlar tarafndan bulunup gelitirilmi, dolaysyla sosyal ile ilintili bir alan temsil etmektedir; dolaysyla da ek siimiz, bilimsel-sosyolojik bir matematik teorisi, yani teki zel liklerinin yan sra insanlar asndan yerine getirdii ilevleri, fi ziksel sorunlarn zmne katklar ve bu alandaki kullanll ve nihayet doa fenomenlerinin ilintilerini aklamaya elverililii
170

asndan matematii deerlendiren bir teoridir. Burada, imdilik, bu trden bilgi eksikliklerine yle bir de inip gemek ve iaret edilen boluklarn doldurulmas iin atl mas gereken admlarn ynne ilikin birka sz etmek yeterlidir. Bu boluklarn giderilmesi iin bir sosyal semboller teorisine ih tiya vardr. Be boyutlu gereklie deinirken semboller ko nusunda sosyal uzlama dayal bir teorinin eksikliinden sz et mitim. nsanlar zaman ve mekn iine yerletirilmilerdir ve bu drt boyutlu alan iinde, yerleri ve tarihleri belirlenebilir. Ancak yeterli deildir bu; beinci boyut, onlarn yaadklar, yapp et tikleri her eyi, bu sembolik evrende hareket ettikleri ve birlikte yaadklar insanlarla kurduklar ilikileri belirler. Bu boyutun bes belli bir temsilcisi dildir; yani insanlarn bulup gerekletirdikleri ve toplumdan topluma deiik olabilen, gerek insanlarn kendi ara larndaki iletiime, gerekse ynlerini belirleyen kararlar ala bilmelerine hizmet eden, kapsaml, karmak sembollerin olu turduu bir sistemdir. Ama ayn zamanda sembollerin ierikleri, kavramlar ya da iletiim iindeki anlam dediimiz ey, yani ile tilmek istenen dnce, yani insanlarn birbirleri ile ilikilerinde bilinlerinden szlp geen ve biime kavuan her ey beinci boyuta girerler; elbette, mekn ve zaman kavramlarnn g nmzdeki anlam ve ilevleri de bu boyutun iinde yer alr. n sanlarn bulup gelitirdikleri, zaman, mekn gibi btn teki sem boller de, kendiliklerinden var olan, ebedi, deimez semboller olmayp, hep hareket halinde, akp giden, deien; neyseler, d ne dne o noktaya gelmi ve dnmeye devam eden sem bollerdir; bu dnm, ya gittike gereklikle daha ok rtme, dolaysyla nesneye uygunluk ynnde ya da insan duygularnn, heyecanlarnn ve hayallerinin ifadesi olma ynnde gerekle ebilir, bazen gelien, kapsam byyen bazen de bzlp kapsam daralan bir sentez ortaya kabilir.

171

29 Gnmzde zaman olarak kavradmz eyin kapsam ve er evesi, baka deyile, zamanla ilintili olarak insan faaliyetlerinin ve dncelerinin, deien dzeylerde standartlamas ynndeki ge lime, durmadan yaygnlaan bir sentez olma nitelii bakmndan genelde sembollerin gelimesine de gzel bir rnektir. Toplumsal gelimenin balangtaki basamaklarndan birinde, insanlarn, zaman belirlemek isterken bavurduu dmz his settiimizde trnden bir bildirim o sosyal gelime basama iin karakteristiktir. Gelimenin belki biraz daha ileri bir basamanda, bu kadar kiisel bir tespit ifade etmeyen k sembol kul lanlmaya balanmtr. Bugnse btn dnyada, kn hangi ayda baladn gsteren takvim kullanlyor; stelik k aylarnn ol duka scak getii blgelerde de insanlar bu takvimi kullanyorlar. Gemiteki btn toplumsal gelime evrelerinde, insanlarn bugn bizim zaman belirleme dediimiz eyi gerekli bulup ayn yoldan gitmeye kalkm olmalar sz konusu olamaz. Ama benzer faaliyetlerin izlerini gemite aramaya kalktmzda, o alarn in sanlarnn grlebilir ya da hissedilebilir zgl bir d olgu ile kendi aralarnda olduka kiisel ilikiler kurmu olduklarn an lyoruz. rnein bizim Gne ya da Yeniay dediimiz, gk ci simleriyle ilgili olaylar, onlar, belli bir eyi yapma ya da yapmama dorultusunda bir uyar olarak yorumlayabilmilerdir. Oysa bizim iin zaman kavramnn zellikleri arasnda, bu kavramn ala bildiine geni kapsaml bir sentez, yani ok st dzeyde bir so yutlama sembol olmaktan da teye, ilikiler kurmaya yarayan bir sembol olma zellii de bulunmaktadr; ama bu ilikiler, ge miteki ilkel toplumlarda olduu gibi, belli olgular ile rnein Yeniayn douu ile kiisel kararlar ve davranlar arasnda ba kurma anlamndaki ilikiler deildir. Bu adan bakldnda zaman kavram matematikilerin kullandklar sembollerle ayn tre girer. Zaman sembol, katksz bir iliki semboldr. Zamann kendisi geri ok zel trden ilikiler kurdurmaya elverili bir semboldr; rnein iki olayn birbiri ardndan geliiyle ortaya kan po
172

zisyonlar birbiriyle ilintiler, ama bu ilintilemede birbirleriyle ilikilendirilen olaylar, birbirlerinin yerini alabilirler. ki saat sren bir konser ile iki saat sren bir alma, zaman zerinden bir iliki kurar; ilikinin aynl (her iki olayn da rnein iki saat srmesi) olaylarn farkl olmasndan etkilenmez. nsanlar soyut ilikiler kurmalarn salayacak semboller olu turup gelitirinceye ve bunlar gerekli grnceye kadar arkalarnda upuzun bir gemi braktlar. Gelgelelim, bu trden sembollerin oluturulmas, ok geni kapsaml sentezleri, bildik dille sy leyecek olursak, ok yksek bir soyutlama dzeyini art komakla birlikte, bu konuda sylenecek asl ey, iin z alabildiine ba sittir. ki ift elmay yan yana koyarsak, drt elma elde ederiz. Top lumsal gelimede, insanlarn drt elma ya da drt inek an lamnda sembollere sahip olduklar, yani ancak belli nesnelere gnderme yapmayan, dolaysyla pek ok farkl nesneye uy gulanabilen drt, be, alt gibi sembollere sahip olmadklar dnemler bulunmaktadr. te bu noktada, matematiin birbirinden o kadar farkl nesneler alanna uygulanabilmesinin srr ara lanmaktadr. Btn nesne alanlarnda o alanlara zg, spesifik ili kiler egemendir. Ama lmeler yardmyla, bu ilikiler, ma tematiin salt iliki sembolleriyle temsil edilebilir. Maddi taycsndan arnm iliki sembolleri, rnein saylarla, kt zerindeki semboller olarak, her trl ilem iin kolaylkla oyna nabilirken, insanlarn ve nesnelerin ilikilerine mdahale etmek ve onlar ileme tabi tutmak bambaka bir eydir. Ve bu trden ka tksz ve soyut sembollerle gerekletirilen ilemlerin sonular, dnerek o somut spesifik nesnelerin ya da kiilerin ilikilerine ak tarlabilir. Hatta belki, deneysel yoldan soyut iliki sembolleriyle hesaplanm sonularn, ilgili ilikilere uygulandklarnda do rulanp dorulanmadklarna baklabilir. Zaman belirlemek, dediimiz gibi, en azndan iki olay s resinin pe peelik yanlarn birbiriyle ilintilendirdiimiz trden bir., faaliyettir ve bu olaylardan biri l olarak alnarak, birbiri pe inden akp giden olaylar iindeki sreleri ve pozisyonlar be- 173

lirlemeye yarayan sosyal bir standart ilevine brndrlr. Top lumsal uzlamla standartlatrlm zaman llerinin, rnein 12.30 sembolnn temsil ettii lnn olaylarn seyri iindeki konumu, bir sr farkl, zgl eylem ve olayn seyrinde kar latrma noktas olarak alnabilir. 12.30, pekl, bir trenin hareket saatine olduu kadar ders saatinin sonuna ya da Gne tu tulmasnn balangcna da iaret edebilir. Burada, katksz iliki sembolleri hakknda yaptmz snrl aklama bile, bunlar gibi kapsaml ve st dzeyde bir sentez be cerisini ve yeteneini gerektiren sembollerin, insan rn sem bollerin ve bunlara tekabl eden sosyal kuramlarn gelimesinde nispeten ge bir dnemi temsil ettiklerini anlamamza yetip art maktadr. Bu trden sorunlar daha iyi kavrayabilmek iin, bu tr den sembollerin gelimesini aklayan bir teoriye ihtiyacmz var dr. Gnmz bilgi dzeyindeki bu boluk giderilemedii srece, bir sr sorun zmsz bekleyecektir. Zaman sorunu da bun lardan biridir. nsanlarn ok yksek mehul bir kulede hep daha yukarya kma abalarn anlatan bir hikye okumutum. lk kuak beinci kata kadar kabilmi, ikinci kuak yedinciye ularken; nc kuak onuncu kata trmanmt. Zamanla, sonraki kuaklar yznc kata kadar gelmiler, ardndan merdivenler kmt. Yznc katta kalan insanlar, buray bir gzel deyip yaamaya ba lamlar, atalarnn alt katlarda geirdikleri mrleri ve onlarn u raa uraa yznc kata kadar ktklarn unutup gitmilerdi. Gerek kendilerini gerekse de dnyay bu yznc katn pers pektifinden grrken, insanlarn buraya kadar nasl ulatklarn bilmiyorlard. Hatta, kendi katlarnn perspektifi zerinden kur duklar ilikileri ve dnceleri, btn insanla mal etmeye kal kyorlard. Aslnda zaman gibi o kadar basit bir sorunun zm iin gs terilen bunca abann boa kmas, sosyal gemiin unutulmasna iyi bir rnektir. Bu gemii hatrladmzda, kendimizi de ke fetmi olacaz.
174

30 nsanlk bugn, tm insanlar birlikte dndmzde, amzn ok ynl ve karmaklam endstriyel ulusal devletlerini olu turmutur, ama gemiin herhangi bir evresinde kabile, soy bek leri ya da ky devletleri halinde belli bir gelimilik dzeyini pay laan sosyal oluumlar da insanln eseriydi; bugn Amazonlarda yaayan baz yerli kabileler de byle bir gelimilik basaman paylaan sosyal beklere rnektirler. Tpk bu Amazon kabileleri gibi, gnmzn ulus devletlerinin bireyleri de, birbirlerinden is tedikleri kadar farkl olsunlar, toplumsal gelimenin ayn ge limilik basamann temsilcileri olarak, bellibal kiilik zel liklerini paylarlar. Zaman tamamen kendilerine zg bir ekilde yaamalar ve alglamalar, bu ortak zelliklerden biridir. Sa nayilemi ulus devletlerinin insanlar, yln, ayn, gnn tarihini; saatin ka olduunu yaklak da olsa bilme gibi, kanlmaz di yebileceimiz bir ihtiya iindedirler. Bu ihtiya, her eyin iine ve herkesin iine ilemi zaman duygusu, ylesine mecbur klc, ylesine basn yapan bir duygudur ki, bu trden toplumlarda bir arada yaayan insanlar, tadklar zaman duygusunun, zaman duyumsay biimlerinin, dnyann her kesindeki insanlarca paylalmadn akllarnn ucundan bile geiremezler. Bu zaman duy gusu, ylesine derinlere kk salm, onlarn kiiliinin ayrlmaz bir zelliine dnmtr ki, bu duyguyu, sosyal geliime bal bir deneyimin rn olarak grmekte iyice zorlanrlar. Bu tr top lumlarn yeleri arasnda, ancak, doaca verilmi bir yetenek ola rak grdkleri ya da Tanrnn armaan olarak kavradklar eyi, btnyle kendilerine ait gibi grme eilimi ok yaygndr. Top lumsal gelime sonucunda kazandklar eyler, yani sosyal al kanlklar, kendi hakiki doalarna gre, tesadfi, asli olmayan bir ey, kolayca kaldrlp atlabilecek bir kabuk olarak grnr. Zamann ok ynl ve karmak toplumlarnn yeleri iin ge nellikle bir buyruk duygusu yaratmas, yukarda belirttiimiz ya nlgy dzeltmemize yardmc olabilir. Zaman bir d buyruk gibi alglamamz, bu zaman duygusu, insanlarn, bu trden toplumlarda
175

kendi benlikleri olarak yaadklar eyin btnleyici bir esidir. W.H. Audensin deyiiyle, insan, iindeki bir sesin, insan tam pmek isterken ksrmesinden ve ona hep zaman hatrlat masndan kimileyin nefret etse de, bu i sesten kurtulamamaktadr. nsann doas iinde batan beri verilmi olmayan, ama gene de bizzat bu doann mmkn kld zorlamalardan, uygarlamann yol at kstlanmalardan biridir zaman. Bu kstlayc zorlamalar, sk sk ikinci doamz denen ve her insann kiiliinin, bi reyselliinin spesifik zelliini oluturan sosyal alkanlklarn bir blmn temsil eder. Henz belki pek iyi anlalmam ve amzn genel, ortak bil gileri arasna girmemi olan bir dier olgu da, eitli toplumlarn yelerinin sosyal alkanlklar ve davranlar arasndaki fark llklarn, genellikle bunlarn birbirlerini anlamalarn gletiren, hatta tamamen engelleyen etmen olduudur. zellikle de, ge limiliin farkl basamaklarn temsil eden toplumlar birbirleriyle temas ettiklerinde, bu trden blokajlarn ou zaman olduundan ok daha etin engeller kurmalar sz konusudur. Gnmzde bu trden birbirini anlama zorluklar ve anlamay iyice olanaksz latran engelleri, olduklarndan daha da almaz klan bir etmen, bu trden engelleri tanmlarken, hem ne dedii tam belli olmayan hem de birden fazla anlama gelebilen bir terminolojiye ba vurulmasdr. nceleri kullanlan rk farkllklar terimi bir ke nara brakldktan sonra, etnik farkllklar gibi, sz edilen fark llklarn genetik artlardan m kaynaklandn, yoksa sosyal gelime sreleri iinde mi edinildiini belirtmeyen, dolaysyla kaamak yantlara elverili bulank bir terim kullanlmaya baland. eitli toplumlarn zaman alglay ve yaaylarndaki farkllklar, uygarlama srecinin baka birok belirtisi ya da karakteristii gibi, sosyal gelime sreci iinde kazanlmlk zelliini ortaya koymaktadr. Zaman alglamadaki farkllklar, hi tartmasz sos yal gelime ile balantldrlar. Sosyal alkanlklar ve davranlar arasndaki farkllklar ve gene deiik toplumlara ait insanlarn ki ilik yaplarndaki eitlilikler ve farkllklar da sosyal gelimeye
176

ve bu balamdaki farkllamalara endekslenmitir. Ve hele szkonusu toplumlar, ayn gelimilik basamanda yer almayp, ge limenin deiik dzlemlerini temsil eden basamaklarda yayor larsa, farkllklar iyice gze batar hale gelmektedir. Gerektiinde bu farkllklar, dnmlere, deiimlere aktr; ama olduka ar yol alan dnmlerdir bunlar. ounlukla, byle bir dnm enikonu fark edebilmek iin, en azndan kua kapsayan bir ge lime modeline ihtiyacmz vardr. 20. yzyln 30'lu yllarndan T. Halln naklettii bir hikye, Amerikallar ile Pueblo yerlilerinin zaman alglarnn ve zaman yaay biimlerinin ztlklarn, gzmzde, gayet gzel canlan drmamza yarayacak bir model sunmaktadr.16 Hall, nce Ame rikallarn zaman konusundaki byk hassasiyetlerini anmsatr. Onlarn gerisinde kalan bir duyarllk veya bir geveklik, say gszlk, hatta sorumsuzluk olarak anlalabilmededir. nsanlarn zaman konusunda ar duyarllatklar, zaman yitirmeme, tam vaktinde orada olma ve gerekeni yapma saplantsna iyice teslim olduklar u durumlarda ayn duyarllklarn paylalmamas, si liklemelere neden olabilmektedir. Amerikallar ile Pueblo yer lilerinin byle iki ayr zaman duyarllna ramen bir araya gel melerinin vesilesi, Pueblo yerlilerinin Paskalya trenleri olmutu. Yerliler Rio Grande dalarnda yayorlard ve bir grup Amerikal onlarn belli bir gnde ve saatte balayacak tren ve danslarn gr mek zere dalara kmlard.
2300 metre ykseklikte, saat 1 civarlarnda insann iliklerine ileyen soua tahamml etmek neredeyse imknsz gibiydi. Pueblolarn ses sizlie gmlm hallerine bakarken, dansn balayaca zaman gs teren bir iaret, bir belirti kolluyordum. Darda t kmyordu. Ara sra bir Pueblo davulunun bouk sesi duyuluyordu o kadar. Bazen bir kap alyor, akamn karanln kesip geen bir k ieri szlyordu. Dansn yaplaca kilisede bir ka beyaz, kentli insan, i galeride toplanm, daha ne kadar beklemek zorunda olduklarn kartabilecekleri herhangi bir belirti aryorlard. Dediklerine baklacak olursa, geen yl saat 10'da balamt tren.
16. Edward T. Hail, The Silent Language, New York 1959, s. 21.

177

Rahip gelmeden balayamazlarm. Zaten ne zaman balayacaklarn nceden kestirip syleyebilmek imknszm. Dileri birbirine vuran, durmadan yerlerinde zplayan insanlar, bir yandan bunlar sylerken, bir yandan da zplamalaryla kan dolamlarn desteklemeye a lyorlard. Derken ieriye aniden bir yerli girdi, atei canlandrd. Tamam dedi herkes, herhalde balyorlar. Ama aradan gene bir saat geti. Bir baka yerli kapda belirdi, kilisenin iinden geip arka kapda gzden kayboldu. Muhakkak balyorlar, neredeyse saat 2 oldu. Aramzdan biri yerlilerin ketum davranmalarn, beyazlar eninde sonunda da yanamayp ekip giderler beklentisine yordu. Bir bakas, ilerinden birini tanyordu, kalkp tren ne zaman balayacak diye sormaya yer linin evine gitti. Ve beyazlar artk neredeyse tkenmiken, gecenin iinden davullar, ziller, ark syleyen erkeklerin sesleri duyulmaya balad. Bize hibir uyar falan yapma gerei duymadan trene ba lamlard.

Byle bir dansn teki ilevleri ne olursa olsun, Pueblo yerlilerinin geleneinde en bata ritel oluturma ilevi gelir. Onlarn ge leneklerine gre, byle bir dans, soylarnn, atalarnn ruhlar ile ya da en azndan mistik, ruhsal dnyayla iletiim kurmann, o dnya ile zdelemenin geleneksel bir yoludur. Katlmclar, ancak ge rekli ruhsal atmosfere girince dansa balarlar. Geleneksel yaam bi imleri ve alkanlklar, ancak beslenme maddelerinin salanmas kaygs ne ktnda -ille de bir zaman kollama, zaman di siplinine uyma zorunluluundan bahsetmek istiyorsak- bir zaman basks sz konusu olabiliyordu. Ama ite bu zamana uyma an lamndaki disiplin bile, yle soyut bir ey olmayp, ani ya da ya anmas kesin aln basncyla, somut bir zorunluluk olarak al glanyordu. Yani onlar greve aran, harekete geiren etmen, vicdanlarnn soyut sesi deil, aln somut zorlamasyd. Aynen byle somut gerekliliklerle ilintili dansn o ritel olma zellii de, gel zaman git zaman zayflamaya yz tutmu ve kimi durumlarda da bir gelir kayna olarak nem kazanp ritel zelliini bas trmtr. Dansn kendisi, eer silinip gitmediyse, karakterini yitirip gsteri biimlerinden birine dnmekten kurtulamamtr; ama ite bu tr dnmlerle birlikte gelenek ve kiilik yaps ara
178

sndaki dengenin kollanmas mmkn olmadndan, gelenek de iirken, kiilik yapsnn bu dnmlere ayak uydurmama sreci dramatik durumlara sahne olmakta, kimi durumlarda, en azndan kuak, dnme direndikten sonra, kiilik yaps da bu yeni bi ime uygun zellikler kazanabilmektedir. Bu tr dnmelere gene bir rnek olayla aklk getirebiliriz. Siouxlara ayrlm bir yerleim blgesindeki bir okul mdr, kabile gruplarnn uyum salama glkleri hakknda Hail ile ko nuur. Kendisi yar beyaz, yar yerli bir aileden gelmektedir ve bu yerleim blgesinde bym, ardndan Amerikallara zg bir eitim alp bir Amerikan niversitesinde okuduktan sonra mdr olarak bu okula verilmitir. Dolaysyla Amerikallara zg zaman duygusuna sahip olan bu melez mdr, kollamaya alt in sanlarnn, Siouxlarn niin kendisininki gibi bir zaman duygusuna sahip olmadklarn bir trl anlayamamaktadr.
Zaman anlamna gelen bir szc bulunmayan bir halk hakknda ne dnebilirsiniz? dedi bana. Halkmn, ok ge ya da bek lemek gibi durumlar anlatan szckleri yok. Beklemenin ya da ok ge kalmann ne demek olduunu, ne anlama geldiini bilmiyorlar. Ardndan da ekledi, Zamann ne anlama geldiini ve saat kan ne ifade ettiini renmeden beyazlarn kltrne uyum salayama yacaklarn fark ettim. Anlayacanz onlara zaman retmek zere harekete getim. Yerleim blgesindeki okullarn hibir snfnda a lan bir saat bulamazdnz. Ben de nce birka doru drst saat satn aldm. Ardndan, okul otobslerini tam vaktinde hareket ettirmeye baladm. Ge kalan baksnd bann aresine. Otobs 8.42'de hareket ediyordu ve binmek isteyen tam zamannda orada olmalyd.17

Dzenleri ileri dzeylerde zamana bal klnm olan sanayilemi devlet toplumlarnda doup byyen bir ocuk, zaman renebilmek iin 7 ila 9 yla ihtiya gsterir; yani saatlerin ve tak vimlerin o karmak semboller sistemini tam anlamyla renip kavrayncaya ve gerek duygularn, dncelerini gerekse de dav ranlarn bunlara gre ayarlayp dzenlemeyi reninceye kadar.
17. A.g.y., s. 25.

179

Gelgeldim bu toplumlarn insanlar, bu renme srecini ar kalarnda braktktan sonra, zaman renmek zorunda kalm ol duklarn grne baklrsa unutmaktadrlar. Gnleri ya da ge celeri, dorudan ya da dolayl yoldan, u ya da bu teknik aygta bakarak, oradan okuduu zaman, gstergelerin gereine uymak, sorgulanacak yan bulunmayan olaan bir alkanlktr. Akl gibi, vicdan gibi ya da ad ne olursa olsun benzer zdenetim erkleri, bu gelimelerle uyum iinde biimlenmitir. Bu durum, zdenetim ynnde bask yapan dier sosyal zorlamalarn ve kstlamalarn et kisiyle de alabildiine glenip desteklenir. Bu tr toplumlarn in sanlarnn davranlarn geerli, kolektif zaman emasna gre ayarlamaktan vazgemeleri halinde, insan ilikilerinin her trls sarslp bozulur. Kanlmaz olduu kadar zorlayc da olan ve insann, tand ou kimseyle paylat kiilik yaplar, gnmzn hkim bilgi ortamnda, genellikle, doutan getirilmi ayrlmaz doal zellikler olarak anlalp kavramlar zerinden zihne mal edilirler; ite bu ne denle, byk lde zamana gre ayarlanm bu toplumlarda ye tiip eitilmi insanlarn ou, zamann o ekilde dzenlenmemi olduu toplumlardan gelen ve kendilerinkine benzeyen bir zaman bilincine sahip olmayan insanlarla karlatklarnda, tpk bizim okul mdr gibi tepki gstermektedirler. Kendilerinden farkl ola rak, zaman ayarlamalarna ve dzenlemelerine gre yaamayan, zaman disipliniyle ynlendirilmemi, hatta zaman szcnden bile bihaber olan insanlarla karlatklarnda gzlerine, kulaklarna inanamamaktadrlar. Ge dnem toplumlarnn zaman dzenlemelerine st dzeyde ayak uydurmu olan yelerinin asl zorlandklar nokta, zaman be lirleme ihtiyac imdikine gre ok daha az olan gemiin in sanlarn anlayamamalar deil, bizzat kendilerini de bu balamda anlayamamalardr. Sahip olduklar kavramsal kategoriler aygt, kendi kiiliklerinin bylesine kanlmaz ve zorlayc karakteristik bir zelliini tehis edip aklayabilme bakmndan, onlara genel dayanak yapabilecekleri tek bir dnme yolu brakmaktadr:
180

Zamann, insann renilmemi doal zelliklerinden biri ya da belki her trl deneyimden nce gelen kavramsal bir sentezin so nucu olduu biimindeki, rtk anlaytr bu. Zaman belirlemenin, renilmesi gereken bir ey olduunu, sz konusu anlay ap kavramak, olduka gtr; ama gene de bu gerein gzden ka rlmas da mmkn deildir. Gelgelelim dnemimizin yaygn ve adm ba karmza kan zaman bilinci bir kez edinilip iselletirildikten sonra hi hissettirmeden insana ylesine buyurucu bir ekilde hkim olmaktadr ki, sz konusu insanlara, doal donanm larnn bir paras gibi gelmektedir. Bugne kadar, renilmi, yani sosyal yoldan edinilmi bir yapnn, doal donanmmz aynen genetik yoldan kesin belirlenmi yapmz kadar etkin bi imde zorlayabileceini, renilmi bir yapnn doal donanm mz kstlayp onun ayrlmaz bir esine dnebileceini henz pek de kavram deiliz. Zaman ar hassas biimde dzenlemi toplumlarn insanlarnn zaman alglaylar ve yaaylar, bi yolojik zelliklerinin zorlamalarn yaaylarndan hemen hi farkl deildir ve bu durum, aslnda sosyal yoldan renilmi yap zelliklerine verilebilecek birok rnekten sadece biridir. Sosyal yoldan edinilmi olan ile mevcut doal yaplanmalarn bu rtme zellii, yksek dzeyde karmak sanayi toplumlarnn yelerinin kendi zaman alglay ye yaay alkanlklarn, kendi zaman duygularn, neden btn insanlara zg evrensel lekte bir yeti olarak grdklerini anlamamz saladktan baka, dorudan kar laarak ya da urada burada okuduklar metinlerde, kendileri gibi zaman duygusu tamayan ve ayn ekilde zaman ayarlanmasna tabi olmayan insanlarn yaadklar toplumlardan haberdar olduka iine dtkleri aknl ya da buna inanmak istemeyilerini de anlarz.

181

182

31 Yeri gelmiken, bu konu balamnda, psikoloji bilimlerinin g nmzdeki durumuna deinmeden edemeyiz. Bu bilimin, farkl ve deiik toplumlardaki insanlarn zaman yaay, alglay ve bu toplumlarda zamann dzenlenii bakmndan mevcut farkllklar aklayp aydnlatmaya nemli katklarda bulunmu olacan d nmemiz normaldir. Oysa, bugn akademilerde retildii bi imiyle psikoloji, bu konuda pek az bir yarar salamaktadr. Bu ye tersizlii aklayabilecek baz nedenler akla gelmektedir. Akade mik psikolojinin arlkl birok okulu, asl psikoloji ile sosyal psi koloji arasnda kesin bir ayrm izgisi bulunduu kanaatini ta maktadr. Bu ayrm, makul grnen bir aksiyom gc tayan ve bir dizi insan-biliminin geleneksel yaklamnda ve ynteminde tayin edici bir rol oynam olan bir varsayma dayanmaktadr. Bu varsayma gre, bireyler ile toplumlar, bilimsel aratrma ve in celemenin konusu olarak iki ayr alan olutururlar ve bu iki alan birbirinden tamamen bamszdr; dolaysyla da aratrmalarn ayr ayr blmelerde, birbirinden yaltlm halde gerekletirilebilecei dnlmektedir. Psikoloji ile sosyopsikoloji arasndaki kurumlam ayrm buna iyi bir rnektir. Byle bir ayrm yapmann hakl olabilmesi iin, bu anlay paylaanlarn, insanlarn psiik organizasyonlarnn kimi yanlarnn salt bireysel zellik gsterdiini dnmeleri ve bir insan bireyinin tekilerle birlikte yaayp bymesinin bu bi reysel yaplara hi etki yapmadn; bu bireysel zelliklerin d nda kalan yanlarn tamamen sosyal olduunu ve bu zellik lerinden tr de bireysel olanlardan tamamen tecrit edilebilecei biimindeki geleneksel anlay paylayor olmaldrlar. Gereklie yabanc, onu tanmayan, deerler ve idealler (zellikle de politik nitelikte olanlar), yanll bylesine aikr bir anlay, toplum ile birey arasnda szde ontolojik, farkl varlk alanlarna ait olma gibi bir ayrm diri tutmaktadr. Bu geleneksel yanlg iinde debelenip durabilmek iin, aikar bir gerek olduu halde, bir insan yavrusunun, yetikin bir insan olabilmek iin, bakalarnn da kul-

land ortak bir dili; kendisine o dili kullanan sosyal bee zg bir dizi bilgiyi aktaran bir iletiim aracn, ksacas, ocuun teki insanlarla etken ve edilgen ilikiler kurup iletiime girmesini mm kn klan sosyal bir dili renmek zorunda olduunu grmezden gelmek gerekir. teki deneyimlerle birlikte ocuun sosyal olann iinden emdii dil, bir bireyin kiilik yaps iinde yer alan ilk sos yal katlardan biridir. Kiinin teki insanlardan farkllklarn ifade eden bireysel zellikler, bireyin zel karakteristik farkllklar, bu sosyal zelliklerden tamamen bamsz bir gelime gsterme an sna sahip deildir. Konumann, hatta yazmann bireysel tonu ve rengi, kiinin bunlara vurduu zel damga, toplumun dnda olumayp gene o topluma zg ortak konuma ve yazma eilimlerinin ve tarzlarnn, bireye zg, biricik modeli olarak, sosyal olann iinde gerekleir. teki deyile, sosyal bir alkanlk, sosyal dav ranlar, her insan bireyinin biricik kiilik yapsnn ayrlmaz, b tnleyici esini olutururlar. Bireysel psikoloji ile sosyal psikoloji arasndaki yerleik ku rumsal ayrm, bir insann kiiliinde ayrlmaz bir btn oluturan, toplumun da paylat ortak sosyal yaplar ve onun biricik bi reysel yapsn bir btn olarak alglamamz nler. Bu yaltma, psikologlarn kendi uzmanlk alanlarn doabilimi olarak gs termelerine ve buna tekabl eden aratrma yntemlerini bu alana adapte etmelerine yol amtr. Bylelikle karmza biraz tuhaf bir durum kmtr: Grnene baklacak olursa, bireysel psikoloji bir doabilimiyken sosyal psikoloji bir sosyal bilimdir. Gereklikte byle bir ayrmann dayanakszl ve rkl ortadadr. Bireysel psikoloji uzmanlarnn deneylerinde test et tikleri her tek insan, ocukluunun ilk evrelerinden itibaren teki insanlardan rendiklerini, onlarla paylatklarn ve onlarla kur duu ilikilerde deneyim daarcn gelitirirken btn bunlara ki isel damgasn da vurur. Bylelikle sosyal kaltm, ncelikle de szl ifadenin ve teki sosyal ilikilerin sembollerinin oluturduu sosyal miras, her bir bireyin kimlii ve benlii iinde, tamamen onun biricikliine gre yaplar; bu yap, toplumun teki ye183

lerininkinden az ok deiik, farkl bir biimdir. Oysa durum buyken, yani bir kiinin davranlar, duygular, vicdan ve drtleri gibi psikolojik katlar da, geliim sreci iinde renilmilik dam gasn yemi olduklar halde -bu bakmdan da ayn zamanda hem doal hem de sosyal yoldan edinilmi zellikler gstermelerine ramen- bireysel psikoloji uzmanlarnn birou, aratrmalarnda inceledikleri kiileri, ne sosyal dilden ne de herhangi baka sosyal yaplanmalardan hi etkilenmemi katksz doal nesnelermi gibi grp ele almaktadrlar. Tek tek insan bireylerinden olumu bir bek zerinde aratrmalar yapan bir fizyolog, kiinin fizyolojik i levlerini incelerken, onlarn yaadklar toplumun gelimilik ba samandan tamamen bamsz olarak, bu tek tek kiilerin tmne zg, genel geerli doal kuralllklar tespit etme bakmndan iyi bir ansa sahiptir; gelgelelim ayn bek zerindeki deneylerde bu kez psikologlar da benzer sonulara varrlarsa, bu sonulardan hakl olarak kuku duymak ve bunlarn byk olaslkla geersiz olduunu dnmek gerekir. nk fizyolojik katmanlar, sosyal olandan etkilenmeyen ortaklklar arz ederlerken, psikolojik yaplar, yle sadece doal verilerce, doutan biyolojik etmenlerce belirlenmilik zellii gstermezler; daha dorusu, insan trnn sz konusu olduu yerde per se (kendiliinden) karakteristik olma zellii yoktur psikolojik yaplarn; bunlar sosyal bee zglk tarlar ve sosyal olanca etkilenip belirlenmitir. Psikolojinin bir sosyal bilim olarak ortaya koyduu bilgilere ramen tek tek ki ilerin sosyal zelliklerine iaret eden teknik ifade ve terimlerin a mzn dilinde henz yer etmemi, yaygnlamam olduunu da gayet iyi biliyorum. Birey konumundaki kiilerin sosyal kiilik yaplarndan ve sos yal alkanlk ve davranlarndan sz edildiinde neyin kast edildiini yukardaki rneklerin yeterince netletirdiini ve sy lenenleri kiisel deneyimlerimizle btnletirmemizi salayacan dnyorum. Zamann alabildiine dzenlenmi ve ayarlanm ol duu gelimi toplumlarda byyen insanlarn karakteristik dav ran ve tutum zellii olan kendini zamana gre ayarlama ve d zenleme biimindeki neredeyse kanlmaz alkanlk, bireylerin
184

sosyal alkanlnn sadece bir parasdr. Gelimiliin farkl ba samaklarn temsil eden toplumlarda da, gerek gemiin, gerek imdinin gerekse de gelecein farkl farkl alglanp yaandn gstermek hi de zor olmasa gerekir. Tpk devletleme ncesi top lumlarda, birey st bamllk zincirlerinin sonrakilere gre nis peten ok ksa olmalar gibi, gemii ve gelecei de imdiden ya ltarak, ondan ayr alglama ve yaama alkanl pek az gelimitir. Bu eski insanlarn alg ve yaantlarnda, dorudan iinde yaanlan an, imdi ve burada olma hali, hem gemiten hem de gelecekten ok daha ar basar. nsanlarn eylemleri de byk lde imdinin, iinde yaanlan ann ihtiyalaryla ve anlk duygu ve isteklerle belirlenmitir. Daha sonraki toplumlarda ise gemi, imdi ve gelecek birbirlerinden ok daha net izgilerle ayrlr. Gelecei ngrme, bylece nispeten uzaklardaki bir yarn hesaba katabilme ihtiyac ve yetenei, imdi ve burada gerekleen faaliyetlere gittike daha ok etki yapmaya balamtr.

32 Her ne kadar bu incelemede zaman belirleme ve zaman yaama bakmndan grlen sosyal farkllklar dikkatimizin odanda yer alyorlarsa da, zaman yaama ve alglama biimlerinin, sosyal alkanlklarn bir yan olarak anlalp tek tek ihsanlardan ayr ve bamsz ele alnabilecekleri izlenimini vermekten kanmaya a ltm. nsanlarn sosyal davran alkanlklar iinde, sosyal ge limiliin farkl basamaklarnn dzeyini tespit etmemize ya rayacak birka baka uraa da (rnein kavramsal sentezler yapma dzeyini ya da doal evrenin ve ortamn gbeindeki sosyal alann nispi bamszlnn genilii gibi) iaret edegeldim. nsanlarn gelecek bilincinin de onlarn ait olduklar sosyal ge limiliin basamana iaret eden karakteristik zellikler gs terdiini grmek istersek, zamann yaanmas ve alglanmas ile uygarlk arasndaki ba bir kez daha inceleyebiliriz. Gelecekten
185

ok imdinin ihtiyalarna ynelik bir eylem ve davran, insandan, nispeten ok daha az ve dk younlukta bir zdenetim ister. Ge lecee, hatta ok uzak bir gelecee ynelik bir eylem ya da proje, imdideki ihtiyalar gelecekte umulan dllere tabi klabilme ye tenei gerektirir. Duyguda, dncede ve eylemlerinde gelecei byk lde gz nnde tutan bir toplumda bym biri, d zenleme, disiplin altna alma, gelecein dlleri uruna kendini bastrma gibi tutumlar benimserken, bunlar alabildiine olaan karlayabilir; hatta bunlar normal insan zellikleri olarak g rebilir. Belki de bu kendi kendini denetleme, gelecee gre ayar lama kalplarnn ve bunlar arasnda, zellikle yksek dzeyde ge limi, farkllam bir zdenetim anlamna gelen, kendini zamana gre ayarlama davrannn, tpk teki sosyal beceriler, yetenek ve davranlar gibi ar ar, yzyllar boyunca, belli bal sosyal ihtiya ve gerekliliklerin ortaya kmasyla el ele vererek bugnk biimlerini aldklarn bilemeyecektir. Bu trden sosyal gerekliliklerin bazlarna yukarda deindik. Her insan kendi eylem ve faaliyetlerini, gittike artan sayda insannkiyle bir uyum iine sokmak, uyanp yataktan kalkmak ve uyku saati yataa gitmek de dahil olmak zere, her trl benzer fa aliyetini, sosyal yapnn karmaklamasyla doru orantl olarak, daha ayrntl belirlemek ve dakikas dakikasna bu belirlemelere uymak; gelecekte, yarn, bir yl sonra neyi ne zaman yapmak is tediini ya da yapmak zorunda olduunu ayrntlaryla planlamak durumundadr. Bylece, insan toplumlarnn yaplarnda, bu al kanlklara tekabl eden deiim ve dnmler ortaya ktka, bunlarla ezamanl bir biimde, insanlarn kendilerini denetleyip ayarlama zorunluluklar, dolaysyla da sosyal ve bireysel zo runluluklar artmaya balam; baka bir ifadeyle insanlarn birbirleriyle kurduklar ilikilerin biimi deiip dntke ve bunlar gnmz toplumlarndaki alabildiine st dzeyde karmak lam, ayrmlam grnmlerine ulatka, insanlarn dav ranlarn zaman bakmndan da ayarlama mecburiyetleri artmtr. Dnya nfusunun, devaml olarak ayn oranda deilse bile gene de olaanst art, yakn dnemlere kadar mesleki alandaki uz
186

manlamalarla ve organizasyon dzlemindeki entegrasyonlarla el ele yryen bir gelimedir; bu gelime, baka bir yerde iaret et tiim gibi, insanlar arasnda kurulabilecek her trl ilikinin iyice oalmasna yol amtr.18 nsanlar arasndaki karlkl ba mlln zincirleri daha da uzamakla kalmam, bunlar daha da karmaklap ayrmlamtr; ilikilerin birbirine sarmat an gzenekleri, iinden zor klr hale gelmi ve btn bu ilikilerin zamanm tam tamna belirleyebilme zorunluluu, o ilikileri de netleyip dzenleyebilmenin pratii bakmndan kanlmaz hale gelmitir. Bu nedenle, st dzeyde karmaklam devlet top lumlarnn bireylerinin sosyal davranlarnn bir paras olarak sahip olduklar hassas ve amansz zaman bilinleri gemile kar latrldnda bu zellikleri, bir hayvann birka ayak izinden btn zelliklerini kartan avc toplumlarnn yelerinin bu be cerisinden daha fazla artc deildir. nsanlarn kiilik yaps da, iinde byyp yetitikleri top lumlarn yaplarndaki ve gelimilik basamandaki farkllklara gre eitli kanallarda geliir; srekli dzenlemelerden yoksun, zaman belirleme ihtiyalar deiken olan, duruma gre artp du ruma gre azalan, nispeten kk apl ve pek ayrmlamam top lumlarda, insanlarn kendilerini ayarlayp denetleme, zamana uyum salama mekanizmalar da ona gre geliir. Karmaklam dolaysyla da zaman dzenlemeleri kl krk yaracak ekilde ayrntlam, stelik ilkel toplumlarda olduunun aksine, ara sra nem kazanan dzenlemelerin yerini srekli dzenlemelerin alm olduu byk nfusa sahip toplumlardaki insanlarn kendilerini ayarlamalar ve bir baka anlamda da sosyal davran alkanlklar bu toplumlarn yapsal zelliklerine bal olacaktr. Yeri gelmiken burada bir kez daha, zaman belirlemenin sosyal bir beceri olarak gelimesinin, insanlarn duygularn ve davranlarn ayarlayp d zenleyen bir gelime olarak, uygarlamann getirdii zorlama ve taleplerin geirdii gelimeyle balantsna bakabiliriz. Bu iki dz lem arasndaki ilinti, daha nce de sk sk deindiimiz, ama o unlukla yanl anlalan can alc bir noktaya, uygarlama s
18. Norbert Elias, Was st Soziologie? Mnchen 1971, s. 105-109.

187

relerinin odandaki bir soruna aklk getirmeye yarayabilir. Uygarlama srelerinin balad bir sfr noktas yoktur; hani insanlarn uygar deilken uygarlamaya baladklar bir snr nok tas. Her insann kendini zorlayabilme, ayarlama ve denetleme ye tenei mevcuttur. Toplumun yetikin yeleri, doduklarnda vahi, zaptedilmeleri neredeyse imknsz o kk canavarlarn iine kendini ayarlama, kendini tutma ve denetleme kalplar yer letirmemi olsalar, hibir insan topluluu yle zerinde durmaya deer bir sre ayakta kalamazd. Bir uygarlama sreci boyunca deien ey, bireyin kendi kendisini zorlamasnda rnek ald sos yal kalplar ve bunlarn, bugn vicdan ya da hatta akl, mantk dediimiz biimde tek tek insanlarn iine yerletirilme tarzdr. Nispeten daha kk, daha kendi iine kapal ve sosyal ilevleri farkllamam gemiin toplumlarnda, belli bir grubun sosyal normlar ve yasalar, belli konularda yelerinden kendilerini zor lama ve denetleme mekanizmalar gelitirip bunlara uymalarn talep edebilir; bu davran kalplar stelik daha sonraki, daha ge limi toplumlarn llerine gre, kendini zorlamann ar kat ve dnsz biimleri olarak alglanabilir. Belli bir sosyal bee alnma ritelleri rktc eyler ie rebilir; sz konusu kiiler belirli tabulara srekli olarak boyun emek, belli bir alanda kurallar bozduklar endiesiyle yaamak zorunda kalabilirler. Ama gene, gelimilik basamann bu d zeyindeki insanlar baz durumlarda, duygusal eylemlerini, tut kularn, daha sonraki gelimilik basamaklarndaki insanlarn ta nmadklar bir iddet ve younlukta yaayp davurma serbest liine sahiptirler; stelik bu serbestlik de, kiinin kendisine yapt bask gibi belirlenmi, sosyal kurallarla snrlar izilmi bir ser bestliktir. Airet, kabile ve klan toplumlarna kyasla kendi temsil ettikleri gelimilik basama olduka ayrmlam ve kar maklam olan ortaa toplumlarnda bile, hl sosyal kurallar ve ilkeler, btnn dzenleyici klielerindeki ztlklar ve oy naklklar, hayatn normal aknn bir paras saylyordu. rndan km, lgnca zevklerin yaanmasnn ardndan, kendi kendini idiletirme biimindeki tvbeler gndeme gelebiliyordu
188

orada. Oru gnlerini karnavallar izliyordu. Keiliin, baz tr lerinde, hayatn zevklerine ve hazlarna alabildiine teslim olmu bir yaama tarz ile dnya nimetlerinden uzak durulan yaam tarz yan yana var olabiliyordu. Bir uygarlama srecinin ilk ba samaklarnda, diyebiliriz ki, vicdan genel deil tikel bir zellik gsterir: Kimi durumlarda ar sert, kuvvetli ve kat, kimi ba kmlardan da gene ar zayf, yumuak bir vicdanla karlarz. Buna karlk uygarlama srecinin daha sonraki gelime ba samaklarnda, hemen her durumda, her alanda ve her yerde, ll, zamana ve mekna eit dalm bir disiplin uygulama eilimi ar basar. Toplumlarn durumunu gsterme bakmndan tipik olan zaman dzenlemeleri, belki okurun da fark ettii gibi, bu top lumlarn temsil ettikleri uygarlk modelini gsterir. Byle top lumlarda zamann sosyal dzenlemesi de, belli durumlarda, bir sre iin gndeme gelen tikel bir dzenleme olmayp insanlarn btn bir mrne yaylr. Oynaklklara, gevekliklere tahamml yoktur bu dzenlenmenin; her yerde ve her an ayndr ve aman szdr, yani kanlmazdr. Bu tr aklamalarda, basitletirici ve yzeyselletirici ar ptmalara dmekten kamak pek kolay deildir. Burada, bir uy garlama srecinin basamaklarnn ok basit bir ekilde, tamamen nicel yoldan belirlenebilecei yolundaki inat anlaytan uzak dur mak gerekir. Ayrca amzn kavram daarc da bir adan ye tersizlii yznden, byle bir eilime anak tutmaktadr. Bir uy garlama srecini, uygarlam ve uygarlamam biimindeki istatistiki kutuplamayla tanmlamaktan kanmak iin, geriye bu sefer de daha ok ya da daha az uygarlam eklindeki ni celiksel farkllk belirten ifadelere bel balamak kalyor ki, bu da, insanlarn sz konusu zdenetimlerinde, kendilerini zorlayp ayar lamalarnda, bir niceliksel azlk ve okluk durumunu kabul et memiz anlamna geliyor. Byle olunca da, insanlarn, sosyal ge limelerinin daha eski aamalarnda, sosyal ve bireysel kstlama lardan ve bunlarn kurduu yaplardan tamamen yoksun olmasalar da, bunlarn nicelike daha az, daha eksik biimleriyle yetinmek zorunda kaldn sylemi oluruz. Uygarlama sreleri boyunca
189

deien eyin, sadece kendini disipline etmenin nicelii, yani id det ve younluk derecesi olduu dnlebilir bu durumda. Ama ite, zaman belirleme konusundaki gelimeler hakknda buraya kadar yapageldiimiz aklamalar, uygarlama sreci bakmndan, nicel deil karakteristik yapda olan dnmleri anlamamz ko laylatracaktr. Ve bir kez daha dncelerimizin, akl yrtmemizin, bugnk dillerin belli bir yetersizliinden nasl olumsuz etkilendii, burada nicel nitel szckleri ile yaptmz tartmada da kendini ele vermektedir. Nicel olmayan dediim anda kimi okurlar, nitel zellikleri kastettiime hkmedeceklerdir otomatik olarak. Byk olaslkla bizi, nicel deiimlerin biricik alternatifinin nitel de iimler olduuna kesinlikle inandran etmen, fiziin ve felsefenin dilimize yapt gl etkidir. Oysa insanlardan sz ederken, nitel deiimler kavram olduka belirsiz yollamalar yapmaktadr. Bir uygarlama sreci boyunca fiilen deien ey, insanlarn sadece nitelikleri deil, kiiliklerinin yapsdr da. Bu srecin sadece iki yanna iaret etmek gerekirse, bir tarafta bir kiinin, renilmemi, beraberinde getirdii temel itkileri, heyecan ve hisleriyle bunlar denetleyip zaptetme becerisi arasndaki btn ilikiyi ve teki ta rafta bu iki dzlem arasnda kurulmu olan dengeyi gstere biliriz. Kiinin kendine bask uygulamas, duygularnn taleplerini kstlamas konusunda, en eski tip insan topluluklarnda bile yeterli potansiyelin ve bu potansiyeli fiiliyata geirme imknnn bu lunduunu sylemitim; ancak bireysel duygularn, heyecan ve davranlarn denetlenmesi ve ynetilmesi konusunda bavurulan mevcut sosyal matrisin btn, teki deyile, kendine bask uy gulamann ve kstlamann modelleri, toplumsal gelimenin farkl basamaklarnda farkl grnmler sunabilir. Daha gelimi basamaklarn temsilcileri, sylediimiz gibi, ata larnn sosyal silsilesini ve kendilerine kadar uzanagelmi gelime srecini gzard etme eilimi gsterirler. Ama elbette gemiin unutulmasn hafife alamayz. Geni erimli sonular vardr bunun. Zamann kendine zg yann, zerinde uzlaabileceimiz bir tarzda aklayabilme konusundaki yetersizlik, birok rnekten sa
190

dece biridir. Kendimizi tekrarlayarak bir kez daha u saptamay ya pabiliriz: Toplumsal gelimenin ileri basamaklarnn hemen hep sinde karlatmz, kendini zamana gre ayarlayp dzenleme alkanl, ne biyolojik bir zellie balanabilir (yani ne insann doal yannn bir zelliidir) ne de metafizik bir zellie iaret eder (yani varsaymsal bir a priorinin marifeti deildir); insann kendine uygulad zaman kstlamas, bu anlamdaki kendini zor lama, onun durmadan gelien sosyal kiilik yapsnn bir yann temsil eder ve bu zelliiyle de, her bireysel kiiliin tamamlayc bir parasdr.

33 nsan ele aldmzda, onun iki tipik yann birbirinden ayr tut maya biraz dikkat etmemiz gerekir. nsann zellikleri arasnda bi yolojik evrensellikler sz konusudur (ya da bu tr biyolojik ev renselliklerle balantl zellikleri vardr); ite bu yzden insann zamandan zaten etkilenmeyen ve deimeyen yanlar ile bugne kadar denetim altna alnamam ya da zlememi sosyal so runlarla balantl olduklar iin deimeden kalm yanlarn bir birinden ayr tutmak arttr. Geri, bu ikinci dzlemde yer alan sos yal sorunlarn hibir zaman zlemeyeceklerini kabul etmemiz iin akla yatkn bir neden bulunmamaktadr, ama bu sonu mevcut durumu deitirmez. Biyolojik sabitelerle balantl yanmza bir rnek, belli kmazlara ya da skntlara alarm tepkisi denen tepki tryle karlk vermemizdir. nsan trnn teki gelimi hayvanlarla ortak tepkilerinden biridir bu. Bir canl ya da cansz tehlike kayna karsnda olduumuzu hissettiimiz, bu kaynak karsnda aresizlie dtmz anda, biyolojik bir otomatik me kanizma organizmay bambaka bir gerilim durumuna tayp, sal drmaya ya da kamaya hazrlar. Doruluuna gvenebileceimiz, iyice aratrlm bir biyolojik tepki modelidir bu19 ve insann do19. Walter B. Cannon, The Wisdom of the Body, 1932 / New York, 1963.

191

utan saldrgan olduu dncesine kolaylkla kap aralayabilir. Hakikatte, organizmay bir tehlike durumuna uygun decek hzl ve enerjik bir eyleme hazrlayan, gerginlik durumundaki o oto matik deiiklik, saldrganlk kavramnn ima ettiinin tersine, zel olarak insan trne zg deildir. nsanlarn kabileler, devletler arasndaki ihtilaflar birbirlerini karlkl ldrerek, teki deyile savala halletme biimindeki yerleik alkanlklarn bu trden biyolojik genel geerli tep kilerden net bir ekilde ayr tutmak arttr. nsanlarn ihtilaf ve so runlar sava dnda herhangi bir yolla zemeyecekleri tezini be nimsememizi gerektirecek hibir kant bulunmamaktadr ortalkta. Gerekten de yirminci yzyln sonunda biricik ve itiraf edelim ki en nemli soru, bir baka byk sava patlak vermeden nce dev letler, aralarndaki sorunlar zecek, iddet ve zor gerektirmeyen aralar bulacaklar m, yoksa buralara gelmeden nce yeni bir sa vaa ihtiya duyacaklar m sorusudur. Gene de her sava ncesi durumda sorulan, sava niin kt sorusuna ksmi bir cevap ver memizi salayan bir etmen, insanlarn, devletler arasndaki ih tilaflarn zmnde iddet ve zor tehditlerine bavurma, iddet gsterileri yapma biimindeki sosyal alkanlklardr. Bugn insanl srekli biimde sava tehdidi altnda yaamaya mecbur brakan devletleraras ilikilerin dinamii; tpk maruz kal dmz o srekli zaman basnc gibi, kadn, erkek oumuzun an lamakta glk ektiimiz eylerdir. Gnmzn, ge dnem ge limilik basaman temsil eden toplumlarndaki zaman yaan tsndan sorumlu grdm sosyal alkanln dou ve gelime koullarna biraz olsun k tutmaya altm. Gemiteki top lumlarn zaman kavraylar ile bugnkler arasnda karla trmalar yapmak, insanln gelime srecinin eitli basamak larnn farkllklarna, dolaysyla da bu basamaklarn kendilerine zg yanlarna daha iyi bakmamz salamtr. Ama insanlarn za man yaay ve alglay alkanlklarndaki gelimeler de bu arada unutulmamaldr. Bu ilikileri daha da anlalr klabilmek iin, zaman konusunu, gemiin toplumlarnn baka kimi yanlarn esas alarak ve bu arada bu toplumlardaki kiilik yapsnn oynam ol
192

duu rol de gz nnde tutarak, karlatrmalar yapmak is tiyorum.

34 rnek olarak, bir Fransz misyoneri olan Joseph-Franois La fitaunun 1724 ylnda Kuzey Amerika yerlileri hakknda an lattklarn vermek istiyorum.20 Daha nceki rneimizde, zaman
20. Joseph-Franois Lafitau, Moeurs des sauvages americains, comparees aux moeurs des premiers temps, cilt 2. Paris, 1724. Sekiyi yayna hazrlayan E. H. Lemay, 2 cilt, Paris 1983. Aada De la guerre chez les Indiens balkl bir blmden alnt yer alyor. Bu yaz 1980 ekiminde Le Debatdergisinin 5. saysnda 60-112 sayfalar arasnda yer almtr. Lafitau, gzlemledii ve yanlarnda kald Amerikan yerlilerinin birbirlerine reva grdkleri o korkun muamelelere ramen, zellikle plaklk konusunda Fransz kltrnn bien seance'na uygun davrandklarn ve ly fazla ka rmadklarna inandrmaya urayor. Lafitaunun kitabnn resimlerini izen illstratrn, okurun kimi blmleri okurken kendini kaptrd duygular, hele i kence sahnelerinde elinde olmadan hissettiklerini grsel ifade olarak yanstabilirle konusundaki beceriksizlii kitabn en ilgin yanlarndan birini olu turuyor. stelik, Lafitaunun seici davrand ve betimlemelerinde her eyi an latmayarak okura gerektekinden daha lml, dozu daha dk iddet sahneleri sunduu apak belli. Ama izimleri yapan, bu kadarn bile yanstmaktan aciz dir. Lafitau, bir yandan Kzlderililerin yannda geirdii yllarda grp duy duklarna sadk kalp okurlarn kafasnda bunlar canlandrmalarn salayan bir tablo sunabilme duygusu (bir yandan da okurlarnn duygularn fazla zor lamamak) ve kendisini orada himayeye alm yerlileri 18. yzyln Fransasnda gereinden fazla kk drmemek endiesi arasnda gidip geliyor. Ama zel likle izimler, saraylln damgasn tayan bir ikonografinin uygar gelenei iinde yetimi bir sanatnn, bir Barok ressamnn, resim alanndaki sosyal uzlamlarn ve anlaylarn kabuunu krma konusundaki kabiliyetsizliini et kileyici biimde ortaya koyuyor, ikence direindeki sava bile cesaretini Paris salonlarndaki bir Fransz soylusunun davran ve jestler repertuvarndan se ilme ifadelerle davuruyor. Bir dnemin sanat slubu dediimiz ey, ister Roman slubu olsun, ister Barok ya da Rnesans, bir insan beinin gelimiliin belli bir basamandaki sosyal ilke ve kurallarnn belli bir yanndan baka bir ey deildir. Baka birok ey gibi, sanat slubu da bireylerin kiilik yaplarnn iinde derinlere kk sal mtr. Sanat slubu, tek tek insanlarn (sanatlarn da) zevk ve grme tarzn biimlendirir, teki deyile de snrlandrr. Etkilemenin boyutlar ve younluu deikenlik gsterebilir. nk sosyal ilkelerin, yasa ve kurallarn esneklii, bi reyin bunlar arasndaki hareket alannn boyutlar deiebilir. Basit toplumlarda
193

kavramn anlatacak herhangi bir szckleri bulunmayan sosyal topluluun atalarnn da, misyonerin anlatt topluluktan ok farkl yaamadn dnebiliriz. Genel bir zaman kavramnn bu lunmamas, ne misyonerin rneinde ne de baka gemi rnek lerde, bu gibi sosyal topluluklarn, daha sonraki geliim aamasnn insanlarnn zamanla ilintili kavramlar snfna sokabilecekleri, az gelimi bir sentez dzleminin rn olan kavramlara sahip ol madklar anlamna gelmez. 18. yzyln Kuzey Amerikal yerlileri, kendileriyle ayn gelimilik basamandaki teki insanlar gibi, bir hayvan ayak izinin, taze mi, eski mi olduunu, hatta belki de ka gnlk, ka saatlik bir izle kar karya bulunduklarn byk ola slkla kolayca tespit edebiliyorlard. Taze bir iz ile eski bir izi ifade etmek iin zel ifadeler kullanm olma olaslklar byktr.
genellikle bireyin davran ve duygularna sosyal ilke ve kurallardan gelen k stlamalar ok daha dnszdr ve katdr. Ortaa ve sonrasnn modern toplumlarnda bu katlktan pek eser kalmamt, ama Lafitaunun ressamnn gs terdii gibi gene de duygu ve anlaylar dar korselere yerletirecek kadar dnszdler. Ancak yakn dnemlerde bu basnlar iyice azalm, sanat bi reyselliinin damgasn byk lde yaptna vurabilecek duruma gelmitir. yle ki insanlar, sosyal alann, duygular, davranlar konusundaki ortak kural ve ilkelerini (uyulmadklarnda iletiimin gleecei, hatta tamamen imknsz ola ca kural ve ilkeler olsalar da) yok sayabilmektedirler. Lafitau dneminde, Fran sada canilerin ya da cani, haydut olduuna hkmedilenlerin halkn gz nnde ikencelerden geirilmesi hl yaygn bir alkanlkt. Oysa byk lde saray topluluunca belirlenen sanat zevki, alabildiine seici, kibar duygulara hitap ediyordu, insanlarn karlat u durumlarn ve bu u durumlarn yol aa bilecei duygularn ve ruh hallerinin gsterilmesine hi msait deildi bu sanat anlay. Lafitau'nun anlattklarnn gvenilirlii konusunda bir karara varmadan bu tr den kstlamalar da unutmamak gerekir. Halknn, okurunun duygular kar snda kr ve duyarsz olmad muhakkak. Lafitaunun, Amerikan vahilerine bir para Fransz kibarl mal etmeye bu yzden zen gsterdii belli. Kuzey Amerika yerlileriyle lka yazarlarnn anlattklar halklar arasnda bir sr ben zerlik kefetmiti Lafitau ya da kefettiine inanyordu. Bu karlatrmay da iki azl bir ustura gibi kulland sylenebilir. Antik an paganlarn m yeriyor, kendi Kzlderililerini mi yceltiyor pek belli olmuyor. Belki hakl olarak vahice i kencelere hedef olan bu zavall kurbanlarn gzlerini krpmadan, en ufak bir ac ekme belirtisi vermeden btn o vahete katlanmalarnda yansyan kah ramanln altn izmeden edemiyor. Lafitaunun kendi kltrel ortamndan gelen kstlayc etkilere boyun emi olmasna ramen, insan toplumunun ge lime basamaklarndan birine ynelik tanklnn deerini unutamayz. nk kendimizi tanmak istiyorsak, bu basamaklarn toplumlarn ok iyi tanmamz arttr.

194

Dman bir ky basmak iin yola ktklarnda, hedeflerine var mak iin yaklak drt be gn sren bir tr keif gezisi ger ekletiriyorlard. Topraktan geinmeyi bilmelerine ramen, bu kk sava harekt sresince, kendilerine yetecek kadar yiyecek iecek alyorlard yanlarna. Belki, sreleri farkl seferler iin, fark l szckleri bile vard. Ne var ki, rokiler ve onlar gibi Ame rikann usuz bucaksz alanlarna yaylm kabileler, zaman be lirleme aralaryla donanmamlard. Ne bugn bizim olduumuz gibi, gece ya da gndz boyunca herhangi bir zaman basnc his sediyor ne de btn heyecanlarn, btn duygularn ve fa aliyetlerini srekli etkileyen bir zdenetim kalb tanyorlard. Ama bu, onlarn kendilerini kstlama mecburiyetinden tmyle habersiz olduklar anlamna gelmiyordu. Memedeki bebein d nda, psiik ynden normal hi kimse iin sz konusu deildi bu serbestlik. Bugn elimizdeki malzemeye bakarken, grmz bulanklatran bir zihin karkl iindeyiz. iddet ve saldrgan lk konusu zerinde biraz daha durmakta yarar var. nsanlarn, bekler ya da srler halinde yaayan gelimi hayvanlarn tersine tehlike ya da aresizlik durumlarnda veya atma anlarnda, f kelerini ve korkularn denetlemelerini salayan doal, otomatik olarak devreye girebilen mekanizmalara sahip olmadklarn anm satmamz gerekiyor. Ancak bu yoksunluk, bir baka ynden gi derilmitir. Doa onlar, herhangi bir fizyolojik madde zmseme sreciyle ya da dtaki bir ateleyiciyle otomatik olarak devreye girmeyen bir baka denetim mekanizmasyla donatmtr. Bu me kanizma, doutan gelen potansiyel bir yetenek olma zellii tar. Dolaysyla da, sosyal geliimdeki renme ve belli bireysel de neyimlerle canlandrlp gelitirilme sreleri bu potansiyel ye tenei gelitirip harekete geirmedii srece, latent (rtl) bir ye tenek olarak bekler. Heyecan ve duygularmz denetleme arac olan biyolojik kalplar, ocukluun erken dnemlerinde gereken ekilde yaplatrlarak erken yalara zg bir renme gerekleir; bu renme biimi, bireyin kendisini kstlamay, denetlemeyi sa layc mekanizmalar edinmesini ve sosyal gelimenin daha son
195

raki basamaklarndaki toplumlarda -daha nceden edinilip, artk yerlemi olduu iin bilinli mdahalelerle ynlendirilmesi mm kn olmayan, dolaysyla da ikinci bir insan doasna dnmsosyal ve bireysel mekanizmalarn oluup gelimesini mmkn klar. te, sosyalin iindeki mevcut kalplarn renilmesiyle or ganizmann en temel ve en spontan drt ve duygularn en gelleyen ya da baka bir yne kanalize eden bu renilmemi, kay na sosyal olmayan yetenek, insan denen trn biricik, tamamen ona zg yandr.21 Psikoloji okullarnn birounun, zellikle de Konrad Lorenzin kurduu hayvan psikolojisi okulunun temel zayflklarndan biri, insana zg bu biyolojik donanmn, onlarn teorilerinde hemen hemen tamamen gzard edilmi olmasndan ileri geliyor. nsann, kii olarak gelimesi, biyolojik sreler ile sosyal srelerin bir birine sarmamalaryla mmkn olan, karakterini bu sarmamaya borlu bir gelimedir. renilmemi, doutan gelen, doal ve po tansiyel byme sreleriyle renilen, deneyimler zerinden y ryen gelime sreleri kendilerine zg bir tarzda ayrlmaz bir btn olutururlar; bunlar birbirinden ayr tutmak beyhude bir a badr. nsan biyolojik etmenlerin esiri gren natralist bir psi koloji, belki de kendine doabilimleri statsnde iyi kt bir konum edinmek kaygsnn kurban olup, insanlarn, kiiliklerinin gelimesi sreci srasnda, o grnrde almas imknsz uurumu -doa ile toplum, dolaysyla da doa ile kltr arasndaki uurumu- amay rendikleri gereini gzard eder. Bunun bir sonucu olarak da gelimi toplumlar iin tipik bir davran olan kendini zamana gre ayarlayp kstlama ya da insanlar aras ili
21. Baka evcilletirilmi kimi hayvan trleri de bu yetenein izlerini tayorlar. Bugne kadar hep insan trnn kendini evcilletirme yeteneinden sz edildi. Doutan getirilen denetim mekanizmalarndan farkl olarak sosyal platformda renilmesi gereken denetleme mekanizmalarn insann bu kendini ev cilletirme yeteneine borlu olmas mmkndr, dolaysyla da bu srecin ya psal zelliklerinden biri olarak anlalabilir. yle ya da byle, sosyal dzlemdeki kendini kstlama mekanizmalarn renip biimlerini gelitirebilecek biyolojik potansiyele sahip, dolaysyla da drt ve duygularna bu renmenin ge rektirdii esneklikle hkim olabilen baka bir hayvan tr yoktur.

196

kilerde iddete, zora bavurma ve iddeti denetleme sorunlar gibi temalarn tartlmas, zerinde uzlalabilecek sonulara ulamakszn srp gitmektedir. iddete, zora bavurma tartmas buna iyi bir rnektir. Bu tar tmada, insanlarn, doutan beraberlerinde genetik bir sal drganlk drts getirdiklerini ileri sren bir taraf vardr. Burada saldrganlk drts, cinsel drt kavramna zenilerek tretilmi bir kavram andrmaktadr. Bu grn karsndakiler ise, sal drgan eilimlerin tamamen kltrel ya da sosyal evrenin et kisiyle olutuunu dnmektedirler. Bu tartmaya taraf olanlarn ok az, ksa zaman ncesine kadar alarm tepkisi diye ta nmlanan ve zora dme ve tehlike durumunda organizmay ya mcadeleye ya da kamaya doru harekete geiren, ileyii ok iyi bilinen bir biyolojik tepki trndeki davran kalbnn, insanlarda esnekleip kart etkilerin sonucunda, denetlenebilecek, mdahale edilebilir bir hale gelmi olabilecei grn ne srmektedir. Saldrganlk sorunsalyla akraba teki btn sorunlarda yrtlen standart tartma, baka bir deyile, duygularmz, heyecanlarmz, korkularmz ve endielerimiz ile bunlarn denetlenmesi ve bas trlmas arasndaki balanty gz ard etmektedir; oysa bu de netleme kalplar toplumdan topluma, bireyden bireye eitlenebilen bir ilikiyi temsil ederler. Kendi alanlarnda yadsnmaz baarlar ve hizmetler ortaya koyan hayvan psikologlar ve davran-bilimcileri, insan psi kolojisi alanna adm atmay gze aldklarnda, insan trnn ta mamen kendine zg biyolojik yapsn hesaba katmay genellikle ihmal etmektedirler. nsan doasnn biricikliinin belirgin zel liklerinden biri, az nce altn izdiim gibi, biyolojik donanmla birlikte sunulmu, potansiyel olarak kendisinde var olan ve bi yolojik drtlerini, duygularn, heyecanlarn; ok eitli yollardan gerekleebilen bir renme sreci iinde kendi hkimiyeti altna alabilme ve dntrme yeteneidir. Dolaysyla da baz insan top luluklarnn, rnein Kuzey Amerika yerlilerinin zellikle sava, mcadeleci davran ve duygularn aklamak istersek, bunu ala bildiine yksek dozda bir doutan saldrganlk drtsne ba
197

lamaya kalktmz yerde, inandrc olmamz zordur. Bu aklama yolu, aklanmas gereken bir olgunun gene bizzat aklanmaya muhta bir baka olgu ile aklanmas biimindeki sk rastlanan tu tuma tipik bir rnektir. Bu durumda rnein Amerikann birbirleriyle kyasya savaan yerli kabileleri gerekten de zellikle gl bir saldrganlk drtsyle doutan donanmlarsa, gene ayn younlukta bir saldrganl bastrma ve denetleme drtsyle donanm olamazlar m? Gerekte, bu yerlilerin sosyal davran ka lplarn incelediimizde, baya gl, enikonu kalplam bas trma, kendini kstlama ve denetleme mekanizmalarnn, varln tespit edebiliyoruz. Bu yerliler rnei, bizim iin ok retici. Bu yerlilerin durmadan savaa yol aan ihtilaflarnn temelinde genetik nitelikte ve zellikle fazla dozda bir biyolojik saldrganlk drts aramak yerine, bir ihtilaf, bir anlamazl halledip denetleyebilme yeteneinin gelimemi olmasn ve sava iin yanp tutuan kiilik yaplarn grmek gerekiyor. Gemiin gelimilik basamaklarndan birindeki insan top luluklarnn ou gibi, Kuzey Amerika yerlileri de sosyal dzlemde belirlenmi bir yasalar ve kurallar daarcna sahiptiler. Bu yasa ve kurallar onlara, belli durumlardaki davranlarn ve duygusal hayatlarn dzenleyip, onlardan kendilerini tutmalarn ya da k stlamalarn talep ediyordu. Ama ite onlarn kendilerini kstlay biimleri, dolaysyla da sosyal davran alkanlklar, daha son raki toplumsal gelimilik basamaklarndaki yasa ve kurallar b tnnn gerektirdii denetleyici yaplardan baz bakmlardan ok farklyd. Kuzey Amerika yerlilerinin zaman belirleme biimleri ve sosyal yasa ve kurallar btnnn talep ettii zdenetim devaml olmayan belli bir sreyle snrl ve ancak belli durumlarda ba vurulan bir faaliyetti. Ayrca bu kstlamalarn uygarlama s recinin daha ge aamalar bakmndan karakteristik olan herhangi bir zdenetim biiminden ok daha kat, dnsz ve ar bir g rnm ald belli durumlar vard; ama te yandan, sosyal ku rallarnn kimi baka durumlarda gz yumduu ya da hatta talep et tii byk bir rahatlk da sz konusuydu. Eski insan topluluklarnn sosyal kurallarnn bir belirtisi olarak, zevkten zntye, zntden
198

zevke yaadklar gel-git sarkac da ar ulara gidebiliyordu. Bu ynyle de daha sonraki gelimilik basamandaki bir toplumda grdmz karekteristik bir zellii burada gremiyoruz: Sonraki toplumlarda, serbestlik ve kstlama arasndaki gei yumuat larak, denetlenen serbestlikten lml zorlamaya doru dereceli bir btn olumutur. nsanlarn kendilerini kstlamalar bakmndan sosyal dz lemde treyen davran kalplarnda yaanan gelimelerin eitli toplumlardaki yn, insanlarn i dnyalarnda gittike daha ba r olmalarn iermektedir; bu sre iinde insanlar, saa sola sa lm dolap duran insan srleri topluluundan, belli blgesel s nrlar iinde kalc olarak yaamaya balayan ya da da kylerini kuran insan topluluklarna doru gei yapm daha sonralar, s nrlar surlarla evrili kentlerin douuyla ya da gittike daha byk, kendi iinde gittike daha bar hale gelen blgesel dev letleri ortaya karmlardr. Bu aamalarn her birinde sosyal bekler arasnda ihtilaflar halletmenin bir yolu ve geleneksel bir sosyal kurumlama olarak ldrme eylemlerine rastlanr ve bu durum, insanlarn sosyal davran alkanlklarn derinden et kilemitir. Ama birok eski toplumda bu zellik daha da ileri gi derek insan beklerinin birbirlerine kar uyguladklar iddet ve zorun, varlklarnn srekli ya da hatta hkim art saylabilecei, hatta pek de ender saylmayacak baz rneklerde bir yaama tarz olarak belirdii biimler vardr. Kimi sosyal antropologlarn yapt gibi, incelemelerinizi bir ka sava aleyhtar, bar blge ile snrlarsanz, gemiin top lumlar hakknda olduka tek yanl bir tablonun oluma tehlikesi vardr. Pierre Clastresin u yeni grne hemen hemen tmyle katlmak gerekiyor:
Aklnza ayn anda sava getirmeksizin ilkel toplumlar d nemezsiniz... Yabanl insanlarn dnyasnda, savan ierdii iddet, her bei birbirinden bamsz ve kendi bana zgr tutabilmenin asl yolu olarak grnmektedir. Devletten yoksun toplumlarn, devletin temsil ettii ve zaten devlet demek olan birletirme mekanizmasna kar en byk engelleri olan sava, ilkel toplumun znn ayrlmaz
199

parasdr. Bunu sylemekle, her ilkel toplumun sava olduunu da sylemi oluyoruz; bu nedenle, bilinen ilkel toplumlarda, tm e itliliklerine karn sava, etnografik bir evrensel sabite olarak tespit edebiliyoruz.22

Devlet ncesi toplumlarn yelerinin, kolonicilik ncesi d nemlerde de, karlkl iddet ve zor uygulama pratiklerinin srekli endiesi ve korkusu altnda yaam olduklarna, son zamanlarda ben de kanaat getirdim. Gene de bu olguyu geliim sosyolojisi dz leminden ele alacak olursak, devlet oluumunun gittike ilerleyen sreciyle birlikte, zellikle halkn ve sosyal alann, kendi iinde barlatn aka grrz ki, bu da gerekten gemie gre dn yay temelden etkileyen bir farkllktr. Ne var ki bu gelime, in sanlarda savaa kar nefret duygusunu glendirmi ve insanlar savatan tiksinir hale gelmi olsalar da, deiik devletlerin yurt talar iddet tehdidi ve uygulamas sonucunda, bir baka devletin iradesine boyun emeye mecbur braklma endiesinden hl kur tulabilmi deillerdir. eitli insan topluluklar arasnda karlkl iddete bavurma tehlikesi henz almamtr. Sava yoluyla id det ve zor uygulama pratii, geri dnyann birok blgesinde bir lde gerilemi ve gemi toplumlardaki gndelik tehlike olma zelliini kaybetmitir. Yabanc bir savann karanln iinden anszn kp malmz canmz almaya teebbs edecei kor kusuyla yatp kalktmz gnler geride kald denebilir. Ancak bar, devletlerin snrlar iinde, her ne kadar yaygnlatysa da in sanlarn birbirlerinden duyduklar korku srmekte, devletler aras ilikilerde karlkl tehditlerin durmadan trmanmas, eskiden ol duu gibi denetlenemezliini korumaktadr. nsanlarn hayatta kal masn salayan kurumlarn ya da birimlerin byk lde devlet ncesi dnemlerin karakterini tad toplumsal basamaklarda da, bunlara benzer tehdit ve endieler, ok az denetlenebilmekteydi. Clastresin hl yabanl insanlar diye tanmlad ve aynen bizim gibi, sadece bize gre daha eski bir sosyal gelime basamandaki
22. Vahi Savann Mutsuzluu, Pierre Clastres, ev.: Alev Trker - Mehmet Sert, Ayrnt Yay., (1992)

200

insanlarn, her an sava tehdidiyle kar karya olularn daha iyi anlamak iin, bugn bizim de grece ilerki bir aamaya gre, in sanln gelimesinin n basamaklarndan birini temsil ettiimizi unutmamalyz. (Bizim iinde yaadmz bu aamay insanln tarih ncesi diye tanmlamak mmkndr; insanlarn hl, eitli devletlerin bandakileri, sorunlarn iddet yoluyla zmeye y nelten sosyal dinamii fark etmekten ve denetlemekten aciz ol duklar bir aama olarak.) Yerli rokilerle ilgili olarak yle ya zyor Lafitau: Kylerinde aylak aylak oturan erkekler bu tembelliklerini, aslnda sa dece byk eyler iin zellikle de savamak iin yaratlm ol duklarn gsteren bir eref iareti olarak gryorlar. nk ancak sa vata, cesaretlerini snayabilirler. Sava, btn yce duygularn en iyi ekilde ortaya kartan birok frsat sunmaktadr onlara.23 Lafitau, roki erkeklerinin yapt balca iki i olan avcl ve ba lkl da, savaa hazrlanmalarn engellemesi halinde, zaten yeme ime sorunlarnn zmyle uraan kadnlara braktklarn syler. Bu savaa hazrlanma faaliyeti, kendini dmana ola bildiince korkun, en yrtc hayvandan bile daha korkun gs termek ve gerekten de korkun olmaktr. Irokilerin dmanlarnn da ayn eyi amaladklar kesindir. Bu ve benzeri anlatlanlardan kan tablo, karlkl olarak birbirlerine saldran irili ufakl bu yerli kabilelerinin gerek kurbanlarn yok ederken gsterdikleri vahet ve canavarlkta, gerekse tutsaklarna yaptklar inanlmaz i kencelerde, tekinden hep bir adm nde olmaya uratklarn gsteriyor. Gerekten de bu kabileler, bir katlayc sreler bi iminde tanmlayacam trden bir ilikiyle birbirlerine ba lanmlard.24 Burada srece dahil olan herkes, tekine zarar verme aralarn ve yollarn durmadan trmandrmaya ve rakibin di rencini krmak iin ona korku vermeye alyor, ayn zamanda
23. Lafitau, a.e. s. 62. 24. Gerek bu kavram iin gerekse kabileler ve devletler arasndaki ilikilere uy gulanmas iin bkz. Norbert Elias. Engagement und Distanzierung. Arbeiten zu Wissenssoziologie 1, yayna hazrlayan M. Schrter, Frankfurt A. M. 1983, zel likle s. 121.

201

muhtemel ikencelerin korkun aclarna kar sertleiyordu; nk gnn birinde tutsak olarak kar kabilenin eline geecek herkesi ayn akbet bekliyordu. Sosyal gelimenin ok erken basamaklarn temsil eden bu top luluklarda, kabileler ve sosyal bekler arasnda, korkuyu ve deheti trmandrma ilikisiyle karlayoruz ve bu ilikinin yaps, mutatis mutandis, yani zaman iinde kanlmaz deiiklikler olsa da ilkece ayn ekilde atom silahlar ann devletler aras ilikilerine trans fer olmutur. Aslnda insanlarn, bir atom sava ardndan yava yava ve aclar iinde lmesine yol aacak olan radyasyon teh didinin yol at ok byk aclar ile Kuzey Amerika yerlilerinin gemi azya alnca sava tehdidiyle birbirlerinde yarattklar korku arasnda birini dierine tercih ettirecek bir fark yoktur. Fark atom sava tehdidi altndaki devlet toplumlarnda birlikte yaayan in sanlarn kiilik yaplarnn bar eylemlere ve faaliyetlere gre ayarlanm ve kl krk yaran bir zaman dzenlemesine gre be lirlenmi olmasdr; bu zaman dzenlenmesi, bireyin vicdannda kendi tekabliyetini, kendini tamamlayan kar parasn bulur; za mann aknn her eye nfuz eden bilinciyle de yakndan ba lantl bir kendini kstlama davrandr bu. Bar faaliyetlere uyum salam, zaman dzenlenmesinin ka lplarn iselletirmi atom a insanna karlk bir Kuzey Ame rika savas, tamamen farkl, bambaka bir kstlama ve kendini denetleme modeline gre byr. Sadece bir noktay ne kartmak gerekirse, onun hayat, en azndan bir erkek olduu andan itibaren, tamamen savaa adanmtr diyebiliriz. Ama ite, tam da durum bu olduu iin, tmyle savaa hazrlama ve hazrlanmayla megul olan insanlarn kiilik yaplarndaki ve kaderlerindeki ikili karakter kendini burada ak seik ele vermektedir. Daha nce sylemitim; bu erkekler, tutsaklarna lmlerden lm beenirken duyduklar ve sosyal kurallarnn defterinde kendilerine vaat edilmi mthi haz ve zevki, icabnda pahal demekten kurtulamayacaklardr. anslar yaver gitmediinde, dman savalarn eline ge tiklerinde, ayn muameleye tabi tutulacaklarndan en ufak bir p heleri olamayaca gibi, bu olasla ocukluktan itibaren ken
202

dilerini altrmak ve hazrlanmak zorundadrlar. Sava saylabile cek karlkl saldrlar ve ani basknlar tehlikesine ak olan bu ka bileler, birbirlerinden bamszdr; gene de hepsinin eref anlay ortaktr ve bir sava iin ikence grrken acsn yle ucundan olsun belli etmek, en byk utan saylmaktadr. Byle bir dav ran, onun kabilesinin onurunu yok etmeye yeter. te bu yzden her kabile, erkeklerinin yan sra byk olaslkla kadnlarn da, bu muhtemel aclara gre en kk yalardan balayarak hazrlamak, gnn birinde feci bir ikenceyle ldrlebilecekleri ihtimalini he saba katarak acsn herhangi bir belirtiyle davurmasn nlemek iin her trl abay gsterir. Lafitau, daha be yandaki ocuklarn, ellerine kor halinde ta lar alarak, sosyal ilkelerinin gerektirdii gibi aclara katlanp katlanamayacaklarn grmek iin, bu talar avularnda skarak oy nanan bir dayanma oyunu anlatyor. Birbirlerine ac vermek iin en sk bavurduklar yntem atele ac vermektir. Tutsa ikence di reine balayp, ayaklarn, kzgn metallerle yakmaya balarlar. Trnaklarn skp ayak parmaklarndan birini ikisini kopartrlar, pipolarnn ucuna takar ya da kzartp yerler. Canl tutsan etini keserken ya da yakarken bir sinire rastlaynca, onun acsn art trmak iin siniri ekerler, kvrrlar, kendi zevklerini de bylece artrrlar. Elbette istisnasz btn tutsaklarn bu tr ikencelere t larn karmadan katlandklar sylenemez. Ama Lafitau, ikence grenlerin genellikle o ilk Hristiyan ehitlerin boyun emezliini anmsatrcasna ikenceler srasnda yiitlik arklar sylediklerini naklediyor. Halknn arklardr bunlar ya da kendi kah ramanlnn ezgileri. Bu arklarla, kendilerine ikence edenleri tahrik ederek, ikenceyi yapan kendileri olsa ne kadar daha usta, kurbanlarna ac vermede onlara gre ne kadar baarl olduklarn anlatrlar. Birka saat sonra ortalk byk olaslkla biraz yatr. Tutsaa, uzanp birka saat dinleme frsat tannr. Ardndan tekrar getirilip ikence direine balanr ve zafer kazanm olan kabile, tutsa para para koparmaya, orasn burasn yakmaya devam eder. Bir iki gn sonra, tutsaktan geriye artk canl namna ne kal dysa, ona da biri nihai bir darbeyle son verir.
203

En gelimi ve en karmak, ite alabildiine bar hale gelmi Avro-Amerikan toplumlarnda doup bym insanlar arasnda, baka insanlara, bu ac verici, dozaj yava yava artrlan i kenceleri uygulayabilecek ve bundan ayn zamanda haz duyacak insan says herhalde ok deildir ya da tn karmadan ayn me tanetle bu trden ikencelere katlanacak insan says da. Lafitau da yerlilerin eline den Franszlardan ya da ngilizlerden benzer i kencelere tabi tutulanlar arasnda o yerliler gibi, olup bitene yiite dayanabilenlerin ok az olduunu naklediyor. te karmak AvroAmerikan toplumlarnda da gerek kendilerinin gerekse de baka in sanlarn, iinde yaadklar dnyann sosyal ve doal dzlemle rinde, iyice keskinlemi bir zaman duygusu olmadan, kendilerini ayarlamalarna ve kstlamalarna yardmc olacak saatler, tak vimler gibi aralar kullanmadan yaayabileceklerini sanan insan says da herhalde ok azdr. Ama ite, insan, kendi kiiliinin bu sarslmaz donanmna, kiilik yapsnn kaynan merak ettiinde, karsna sosyal bir tabakann kmasna, daha dorusu kendi bi reysel kiiliinin iinde sosyal bir yann bulunmasna pek akl erdirememektedir. Bu trden yaplar, insan kiilii iinde ylesine kklemi grnmektedirler ki, onun doal yannn sabit bir par as izlenimi yaratmaktadr. Ayn akl erdirememe durumu, Kuzey Amerika yerlilerinin insanlar lme gtr tarzna duyulan nefret ve infialde de kendini ele vermektedir. Yerlilerin bu detlerine tep kiler de kiiliin en derin zellii ya da insan doasnn ayrlmaz paras olarak gelebilir bize. Oysa gerekte doann bir rn deil, dorudan sosyal dzlemin, yetimenin bir sonucudur bu tep kilerimiz. Yabanl diye bildiimiz insanlarn ilkellii, canavarlklar de diimiz ey iin de geerlidir bu sylediklerimiz. Birok yerli ka bilesinin, bakalarna ikence yaparken duyduu o dehet verici haz ve zevki, psikiyatrinin terminolojisiyle sadizmin bir biimi ya da biyolojinin terminolojisiyle doutan bir iddet ve sal drganlk drts olarak snflandrmakla aklam olduumuzu dnebiliriz. Oysa aklanmaya muhta bir eyi kendisi ak lanmaya muhta bir eyle aklamak demektir bu, explanandum
204

zerinden explanandum. lk bakta tutsaklara uygulanan i kenceler, spontan drt ve duygularn marifeti olarak alnabilirler. Ama olup bitene yakndan baknca, ileri derecede biimselle tirilmi bir ritelle kar karya bulunduumuzu kefederiz. Ka bilenin yallarnn tleri, tutsaklardan hangilerinin ikenceden geirilip ldrleceine, hangilerinin, daha nce yitirdikleri bir aile yesinin an kapatmak zere balanp o boluu dol durmaya ayrlacann zmni kararlarn da ierir. ou zaman tut saklara bir zgrlk tannarak, onlar bekleyen kanlmaz ka derlerinden kurtulduklar izlenimi verilerek kandrlmalar bile sk rastlanan durumlardr. Bu kabileler gibi sosyal ilikileri kar maklamam basit topluluklarn sosyal kurallarnn btn, bir yanda bakalarna ikence ederken alabildiine haz duyulmasna msaade ederken, daha dorusu haz duymay buyururken, tersi du rumda da, yani ikenceye maruz kalnd durumlarda da kiinin kendisini denetlemesini, aclara katlanmaya zorlamasn ister. zet olarak, eski bir gelimilik basamandaki hemen btn toplum yeleri, sosyal kural ve yasalarnn btnnn talep ve zoruyla, yer yer kendini denetlemenin, kendine hkim olmann en etin ve imknsz biimlerini gerekletirmek durumunda kalrlar; ama, bunun kadar tuhaf olan bir baka ey de bu insanlarn sosyal ku rallarnn, hazzn ve zevkin bizimkilere gre nispeten vahice sa ylacak bastrlmam biimlerini de yaamaya tevik etmesidir. ncelikle yaplmas gereken aklama, burada bireysel davran ve bu zevklerin kendiliinden yaan deil, bu davran ve duy gulara damgasn basan sosyal kurallar btn olduudur; baka deyile, az ok birbirinden farkl, ayrt edilebilir bireysel kiilikler, sosyal kiilik yapsnn iinden doup geliir. 35

Nispeten daha karmak olan kentlemi toplumlarn yelerinin her yere sirayet etmi zaman bilinci de, onlarn sosyal kurallar ve ya205

salar btnnn tamamlayc bir paras; sosyal kiiliklerini olu turan yapnn bir esidir. Bu olguyu daha iyi aydnlatabilmek iin, daha nceki gelime basamaklarndaki toplumlarda karlatmz savalarn kiilik yapsna ve onlar kuatan sosyal kurallar b tnne geni bir yer verdim. Zaman sorunundan olduka uzak latm ve kendimi bu konuya baya kaptrdm itiraf et meliyim. Basit yapl toplumlarda, sosyal kurallar btn, ok az miktarda zaman iareti ierir; ve bu ok az da, ok belli birka is tisna durumla balantldr. Zaman belirten bu iaretlerden hibiri, sanayilemi ulus devletlerinde yaayan insanlarn ilikilerini d zenleyen zaman iaretlerinin temsil ettikleri yksek sentez dz lemini ve yaygnlk derecesini tutturamazlar. Kuzey Amerika Yer lileri ile Clastresin anlatt daha gneyde yaayan Chaco yerlile rinin sava kiilikleri, bir tarafta dehet verici aclar ile dier ta rafta ac ekenlerden alman dehet verici haz arasnda gidip ge lirken, bu kiiliklerinin, iinde yaadklar an ile, dnem ile smsk balar iinde oluunu dikkate aldmzda, bu balant, kendi ki iliimizin zelliklerini, rnein bizi hkimiyeti altna alm zaman duygusunu, onunla aramza belli bir mesafe koyarak, btnl iinde kavramamz ve alglamamz kolaylatrabilecek negatif bir fotoraf hizmeti grebilir. Bu iki ayr kiilik yaps arasndaki zt lklar sayesinde, zaman kolektif alglaymz ve yaaymz, gerek sanayi ulus devletlerine zg toplumsal gelimilik ba samayla gerekse de bu tip toplumlarn insanlarnn kendilerini k stlama ve denetleme davranlarnn temsil ettii uygarlama ba samayla iliki iinde grmemiz kolaylar. Daha eski bir basaman toplumlarndaki insanlarn kiilik ya plar esas alnarak yaplacak karlatrmalarda belirginleen ve zerinde henz yeterince durulmam bir baka sorun var. Kuzey Amerika yerlileri, biyolojik ynden bizden farkl deillerdir; onlar da homo sapiens trnn yeleridirler. Amal bir abann sonucu olmayan sosyal bir sre, aralarndan birounun, zellikle sa valarnn, hem savalarda ve ikencelerde rol alarak hem de kendi uradklar eziyet ve ikencelere yiite dayanarak ha yatlarn dolduran bir anlam, bir ama edindikleri bir noktaya ta
206

mtr onlar. Onlar, bu yaama tarzn kendileri semediler; upu zun, amasz, kr bir toplumsal gelime sreci, bu tarz onlara da yatt. Ayn ey bizim yaama tarzmz iin de geerlidir. Belli bir zaman duygusuna sahip olma mecburiyetinden kaamaymz, ya da birbirimizin canna okuyacamz bir atom sava tehlikesine maruz oluumuz ve u ana kadar byle bir tehlikeyi kontrol altna alabilecek rahatlatc, inandrc bir yol bulamam oluumuz; sos yal gelimenin o nceden planlanmam, kastsz kr gelimesinin yaratt mecburiyet ve kstllklarn en az yukardaki rnek kadar semptomatik bir yann ifade etmektedirler. Aramzdaki byk zamansal mesafe sayesinde, Amerika yerlilerini srekli savalarn ve ikencelerin o dar kulvarna srklemi olan kr toplum srecini fark etmemiz kolay olabilir. Dahas, gene bu mesafe sayesinde, ok eski alarda sel baskn, salgnlar gibi denetleyemedikleri doal srelerin keyfiliine nasl teslim olmularsa onlar keye sktrm bir sosyal gelime srecinin keyfiliine de eli kolu bal ylece terk edilmi olduklarn da kolayca grebiliriz. Doa s relerinin hedefsiz hareket eden gc hl yok olmu deildir; ancak bu srelere egemen yasalarn bilgilerinin oalmasyla ve nedenlerinin kavranmasyla bunlar, nemli lde kontrol altna alnabilmitir. Ancak amzda insanlar hl, faaliyetlerinin bir birine sarmaarak yol at etkiler sonucunda, doal srelerden hi de daha az keyfi olmayan, amasz, kr sreleri harekete ge irdiklerinin ok az farkndadrlar. Bu alma boyunca tartageldiimiz, zaman yaama duygusu, ok gelikin bir zellik olarak bunlara bir rnektir. Kimsenin nceden planlamad, maksatl ola rak hazrlanmam, toplumsal gelimenin kendiliinden bir sonu cudur bu da. Bu sonuca katlanmak, hatta savaa doru gtre bilecek olumsuzluklarla yaamak zorundayz; tpk, az nce an lattmz, sosyal yaplarn dayatt kstlamalarla yaamak zo runda kalm insanlar gibi. Tpk onlar gibi, biz de, daha ocukken bu yapnn iine kayp deriz. Bu yaplar paramz olup karlar. Hatta onlara anlamlar bile atfederiz. Zaman, byle bir yapya iyi bir rnektir. Her yerde karmza kan bir zaman duygusunun iine hapsolmuuzdur. Kiilik yapmzn bir paras olmutur
207

zaman duygusu. Bu biimiyle de olaanlamtr. Dnyay baka trl alglamann, yaamann yolu yok gibi gelmektedir bize. Burada sylenenler, sadece zaman ya da sava balamnda deil, bundan da teye, bu trden durumlar yaratan kr sosyal s reler karsnda da kavrayc bir mesafe edinmemizi salayabilir. Bu tr srelerin karakteristik yanlan henz pek az anlalmtr. Onlar kontrol altna alabilme yetenei de henz emekleme saf hasndadr. Bu konu ile ilintili birok gr, birbiriyle amanszca atmaktadr. Zaman sorunu ise nispeten ntr bir tartma zemini sunduu gibi, srp giden tartmaya k tutacak malzemeyi de iermektedir. stelik, bu balamda karlatrma ynteminin bilgi edinme ba kmndan tad deeri de ayrca kavramamz iin, burada ya pacamz aklamalarn yarar olabilir. Bir toplumun kendi top lumsal davran ve duygu alkanlklarnn gz nne serilmesinin en iyi yolu, kendinden baka bir gelimilik dzeyini temsil eden lerle karlamas, bir alveri iine girmesidir. Bu trden kar lamalar sayesinde, hem insanln gelimesinin hem de bu ge limenin basamaklarnn kapsaml bir resmini elde edebiliriz. Sosyal bilimcilerin gemi ve gelecei bir yana brakp dorudan yaanan dneme bakma eilimleri, gemii sadece tarih olarak grme alkanl gibi, karlatrmal yntemlerin nn kes mektedir. Kendi zaman alglaymzn, zaman yaaymzn, ancak ge mii yeniden kurgulamamz, dolaysyla da gemiin zaman be lirleme abalarnn geirdikleri geliiminin basamaklaryla kar latrmalar yapmamz halinde anlalabileceini sylemitim. u son sylediklerimizle, bu basamaklarn da, gelime merdivenindeki tek tek admlar olarak anlalmas gerektii grlmtr sanrm. Zaman ile ilintili klasik felsefe literatr, sosyal gemiin inkr yznden bu alana egemen olan karmaaya iyi bir rnektir; baka bir deyile, insanlar bugn bulunduklar noktaya getiren uzun mu uzun srecin grmezlikten gelinmesiyle doan karmaaya. n sanln imdiki gelimilik basamanda, kimi insanlk tem silcileri; birbirlerini, kendilerini, hatta insanl tmden yok edecek
208

g ve iktidar ellerinde tutmaktadrlar. te byle bir durumda teh likeyi yok etmek istiyorsak, drst olmak ve ister idealist, ister ma teryalist, isterse de hangi kumatan olursa olsun rtlerimizi karp atmak zorundayz. Tehlike, gnmzdeki uygarlama hamlesinin ulat basamakta, bireysel denetim ve kstlama me kanizmalarnn, dtan, bakasndan gelen denetim ve kstlama mekanizmalarnn yerine henz geememi olmasndan kaynaklan maktadr.

36

Gemie yapacamz uzun bir safari bu konudaki tabloyu ta mamlamaya yardmc olabilir. Yapacamz bu sefer, bize, eski ba samaklardan birindeki zaman belirleme abasn, sosyal balam iinde gsterebilir. Zamann aratrlp incelenmesini zel ve apay r bir sorun gibi grmek, zamann gelimesini btn teki ilin tilerinden tecrit ederek ele almak gibi bir tehlike mevcuttur. Bu rada asl, zaman sorunuyla urayor olsak bile, rnein iddetin, zora bavurma alkanlnn gelimesini ve denetlenmesini gz nnde bulundurmann ie yarayabileceini sylemitim. Belki de eski toplumlarda zamann karakterini ve ilevini belirleyebilmek iin, olup biteni balangtaki sosyal balam iinde elden gel diince iyi kavramak, verimli sonular elde etmemizi salayabilir. amzda bugnk biimiyle bir devlet olma eiliminden ta mamen uzak, byle bir derdi hi olmayan; dolaysyla da zaman belirleme faaliyetinin o en arkaik biimleriyle gerekletirildii devlet ncesi toplum biiminin yle fazla rnei kalmamtr. Ta rihsel geliim iinde gerek iddet ve zorun, gerekse de zamann de netiminin merkezi, artan lde devlet ncesi dzlemden, feodal ky devleti dzlemine, oradan ynetim, adalet ve askeri aygtlarn ayrt uzmanlklara blnm toplum dzlemine doru iler lemitir. Bu nedenle de, iktidar ve g merkezinin, kalc, srekli, uzmanlam personelle donatlm devletlerin dzlemine ge209

meden hemen nce, geleneksel bir kydeki otantik hayatn nasl ol duunu renmek isterseniz, yapabileceiniz tek ey, olduka eski yazl kaynaklara el atmaktr. Chinua Achebein roman Tanrnn Oku25 bu balamda ok retici bir belge olarak bize yardmc olabilir. Bu romann odanda zaman belirleme konusundaki bir anlamazlk yer alr. Roman dou Nijeryadaki bir Ibo kyndeki hayat birinci tekil ahs pers pektifinden anlatr. Olaylar eski yaama tarznn, hl gndemde ve etkili olmasna ramen, yeni koloni rejiminin etkisiyle dnmeye balad dnemde geer. Yazarn harika yks, ortak bir tanr evresinde birlemi ve bir ky cemaatleri devletinin belirtilerini tayan, ihtiyarlar meclisinin ve kimi rtbe, stat sahibi erkeklerin ynettii bir tr cumhuriyet grnm sunan birka kyde, gnlk hayata yansyan iddetin yan sra farkl ky cemaatleri dev letlerinin arasnda yaanan iddet ve g atmalarn abartsz, canl bir anlatmla vermektedir. Bu trden bir ky devletinin y neticileri arasnda tanr Ulunun barahibi, alt kyn en byk tan rsnn temsilcisi bulunmaktadr ve onun egemenlii, federasyonun asl birliini oluturur. te barahiplik mevkisinin o dnemdeki temsilcisi Ezeulu, romann da ba figrdr. Ezeulu, gururlu ve gl bir rahibin tipik temsilidir. Birka kuak nce, aralarnda Ezeulunun kynn de bulunduu alt ky, kle avclarnn ard arkas kesilmeyen saldrlarna hedef ol mutur.26 Alt ky, bu saldrlar karlayabilmek iin bir tr fe derasyon oluturmulardr. Tanr Ulu ve Ezeulunun dedelerinden biri olan rahip, alt kyn birliinin sembolleri olmulardr. Ve tanr, kyllerin isteklerini yerine getirir. Yabanc savalar geri pskrtlrler ya da gelmez olurlar. Ulu, her eye muktedir gl bir tanr olduunu ispat etmi ve tanrnn gc, onun barahibinin
25. Chinau Achebe, Arrow of God, Londra 1964. 26. Gnmzde, o dnemlerin Avrupa kle avclarnn 17. yzyl ile 19. yzyl arasndaki faaliyetleri srasnda Nijeryann gney blgesinde bir dizi. bo kyn haritadan sildiklerini ve sakinlerinden bazlarn Yeni Dnyaya gtrdklerini gsteren kantlar mevcuttur. Ama bizzat Ibolardan oluan ve Ara Chuku ad ve rilen kle avclar da ayn ii gerekletirmilerdir. Achebe bu ekibin adn biraz kapal bir ekilde anyor romannda.

210

gcn de merulatrmtr. Kyde hayat birok ynden be lirleyen barahip, tanrnn adna, bizim zaman dediimiz eyi de dzenlemekte, Yeniayn nasl karlanabileceini bilmektedir. Alt kyn halkna Yeniayn grndn, sefalar getiren bir misafir olarak kendisi tarafndan karlandn ve Yeniayn geliine bal ilerin artk balayabileceini syler. Elbette Ezeulu, Ayn bu alt kyde aa yukar ne zaman grneceini az ok nceden bil mekteydi bilmesine, ama Yeniay gkte kefetmek her zaman pek de o kadar kolay olmaz. rnein yamur mevsiminde genellikle bulutlar arkasna saklanr Ay; onu plak gzle grmeden, ger ekten gelip gelmediinden iyice emin olmak mmkn deildir. Sosyal gelimiliin bu basamanda, Yeniayn knn, he nz kendiliinden periyodik biimde tekrarlanan, doal, nedensel bir srecin paras olarak yaanmadn ve byle alglanmadn daha nce belirtmitik. znde canllarn, kiilerin bulumas ola rak yaanan bir olaydr bu. Kyn belli bal kiilerinin grebildii ve emin olabildii bir olay. Elbette gzleri normal gren herkes, gkte Yeniay kefedebilir; zaten Ezeulunun dmanlarndan biri de benzer bir eyler mrldanp durur kyde. Ama ite sradan in sanlar, grnenin Yeniay olup olmad konusunda kolay kolay uz lama salayamayabilirler; bundan pek emin olmayabilirler. Byle bir durumda, zaman dzenleyici bir iaret, bir sinyal olarak ilevi tehlikeye dm demektir. Ayn knn belirsizlemesiyle, bu iarete bal sosyal faaliyetler de aksayabilir. Btn bunlarn te sinde, gelimiliin o aamasnda, Ayn insanlarca grlmesi, as lnda o insanlarn Ay tarafndan grlmesi anlamna da gelmek teydi. Byle bir Ay herkesin yzn beenmeyebilirdi. Dolaysyla en iyisi, Ay grme ayrcaln rahibe brakmak, onun davuluyla karlama trenini balatmasn ve misafirin gerektii gibi ar lanmasn salamak olacaktr. Bylelikle Yeniay kt bir Ay ol mayacak ve insanlara, faaliyetlerini dzenlemeleri iin yol gs teren bir zaman iareti olma nitelii gereince yerine getirecektir. Achebe, Bir Yeniaya Ezeulunun ocuklarnn ve elerinin tep kisini yle anlatyor:
211

Ezeulunun kyndeki kk ocuklar Ayn karlanmasna ka tlyorlard... Kadnlar da ky meydanna toplanm konuuyorlard. Ey, Ay dedi, Ezeulunun en yal ei Matefi yzme bakan yzn bana mutluluk getirsin! Nerede ki Ay diye sordu daha gen olan kadn. Onu gremiyorum, yoksa kr mym? Ukwa aacnn tepesinde grmyor musun onu? Orada deil. Par mam takip et. Tamam, gryorum. Ay, benim yzme bakan yzn bana mutluluk getirsin. Ama, nasl oturmu orada. Durum houma gitmedi. Niye ki diye sordu Matefi. Sanrm, kt bir Ay gibi, yamuk oturuyor. Hayr diye karlk verdi Matefi, kt bir Ay kendini gayet ak gs terir. Okuatann lmn getiren gibi tpk. Okuatann bacaklar yu karya bakyordu. Ay insanlar ldrr m diye sordu Obiageli ve annesinin eteinden ekti.27

Tpk teki Afrika ky devletlerinin rahipleri gibi Ezeulu da zaman belirleme ilevini ykleniyor, insanlar da zel sosyal faaliyetlerini buna gre yrtyorlard. ok saydaki bireyin alma ve fa aliyetlerini birbirleriyle koordine etmenin bir arac olarak zaman belirleme giriimi, en bata bu ounluun birletirici bir otoriteye tabi olmaya ses kartmamas kouluna baldr. Belli baz kolektif faaliyetlerin yan sra bireysel faaliyetlerin de ne zaman balatl mas gerektiini belirlemek iin gerekli olan ve sosyal gelimenin uzun dnemleri boyunca rahiplere tannm olan otorite, bu ki ilerin ruhlar dnyasyla yakn temasta olduklar varsaymyla ya kndan ilintilidir ve zaman belirlemekte bavurulan aralar olarak, ok uzak gemilerden beri bilinen Gne, Ay gibi gk cisimleri de, bu ruhlarn elileri ya da temsilcileri olarak kabul edilmilerdir. Zaman belirlemenin srlarn bilmesi ve belli sosyal faaliyetlere ne zaman balanmas gerektiini otoritesine dayanarak aklayabilme ya da isterse aklamama yetkisine sahip olmas, hi kukusuz, her hangi bir rahip gibi Ezeulunun da g ve iktidarnn kay naklarndan biriydi. Tanrsna dantktan sonra, kabak bayramnn
27. Achebe, a.e. s. 2 ve dev.

212

ne zaman balayacan tespit eden oydu rnein. Bu bayram kut lamalarnda, kadnl erkekli btn ky, meydanda toplanp, ortada bir ember boluu brakyordu. Btn kylerde iitilebilen ve ge rektiinde ky halkn ya da kimi durumlarda sadece ky ya llarn bir araya gelmeye aran dev davul, gl, heyecan verici sesiyle gmbrdemeye balamt o gn. Bir sre sonra Ulunun yksek rahibi, yardmclarnn refakatinde grnd; gelip, halkn ona ayrd merkezdeki ember boluun iinde daireler izerek dans etmeye balad. Dans ettii alana byk kabak yapraklar d yor, insanlar bu yapraklarn stne atyorlard kendilerini. Ra hibin dans onlar yaptklar ktlklerden arndryordu. Ya da yine tanrsnn sesini duyduktan sonra, insanlarn balca besin kayna olan yerelmasnn toplanmas iin en doru zamann han gisi olduunu bildirmek de onun hem grevi hem de ayrcalyd. Bunu bildirmek, yeni yln baladn da aklamak demekti. Muh temelen yerelmas kilerleri artk neredeyse boalmak zere olan in sanlar yeniden kilerlerini doldurup azlarnn tadyla bu temel g dalarn rahat rahat yiyebileceklerdi. te btn bu zamanlamalar bakmndan o alt kyde yaayan insanlar tanr Uluya ve onun barahibine muhtatlar. Ezeulu, bu ve benzeri teki grevlerinin kendisine salad g ve iktidarn da farkndayd. Ezeulu iri, uzun boylu, itibarl, gururlu ve tanrsnn kendisine olan gveninden emin biriydi. Ne var ki, kendisi grmek istemese de, gerek kendisinin gerekse de tanrsnn gc, beyaz adamn ve bir lde de yepyeni bir dinin kagelmesiyle birlikte sarslmaya balamt. Beyaz adam, kendi barn yaymaya balad. Ksa sre sonra artk korkulacak yabanc, dman kabileler kalmamt or talkta; eh, bu durumda da tanr Ulunun koruyuculuuna ihtiya yok demekti. eitli ky devletleri arasndaki sk grlen yerel, dar kapsaml kavga ve atmalar bile yasaklanmt. Ve alt kyn yallar heyeti, Ulunun ve onun barahibinin uyarlarna ve sert muhalefetine ramen, komu kyle tartmal bir tarla parasnn yaratt ihtilaf zmek iin, sava gze alarak erkeklerle yola ktklarnda, beyaz adam adn sann daha nce kimsenin duy mad bir lkeden birlikleriyle kageldi; kyn btn silahlarn
213

toplad; ounu milletin gz nnde krp att; kalan da alp gitti. Besbelli, bir dnmn azndaydlar. Alt kyn marur ve bana buyruk kylleri, Roma mparatorluunun ilk dnemindekiler ve teki bo kabileleri insanlar gibi, eflere ya da ara sra adn duyduklar bir otoriteye, krala, boyun emeye hi niyetli deillerdi. Hatta aralarndan bazlar, Ulunun barahibinin gznn iktidara doymaz olduunu, kendine kalsa bir rahip kral olmaya kalkacan ak ak sylemeye ba ladlar. Varn younu Ezeulunun gcn ykmak iin seferber etmi olan kar tarafn bandaki adam, Nwaka adnda hali vakti yerinde bir kylyd. Bu iki adam arasndaki ihtilaf byyerek bir savan eiine getirmiti taraflar; Ezeulu, tanrsnn adna, byle bir sava haksz bir sava olarak reddediyordu, ama Nwaka sa vatan yanayd. Uzatmayalm, savan ardndan beyaz adam araya girdi ve bir tr mahkeme toplanp savan kimin kabahati olduu belirlenmeye alld. Koloni ynetiminin dzenledii bu top lantda, Nwaka ve alt kyden gelen tanklar, szkonusu arazinin kendilerine ait olduunu, savan sorumlusunun kar taraf ol duunu stne basa basa sylediler. Ezeulu, her zamanki gibi eil mez ve marur tavryla bu savan tamamen haksz bir sava ol duunu ileri srm, beyaz adam da bu ynde bir karara varmt. Kydeki insanlarn ou, rahibin kendilerine ihanet ettiini d nyorlard. Bir yandan rahiple bir yandan da kar tarafta Nwaka ve yandalaryla bu insanlar arasndaki gerginlik arttka artmaya balamt. Kendine hakszlk edildii dncesinden kendini bir trl alamayan rahip Ezeulu halka kinlenip durmaya balamt. Tanrs, halkndan itaat bekleyen, insanlarn baka otoritelere boyun emesini istemeyen kskan bir tanryd ve kendisine edilen saygszl cezalandrma alkanl vard. Bu yzden de, hasat za man yaklatnda, Ezeulu sessiz kald. Tanrsnn sesini duy mayan rahip, insanlara hasat zaman geldiini de bildiremezdi her halde. Halk, berbat duruma dmt. Alt ky iin bir sefalet dnemi balad. Geen yln besin maddeleri tkenip gitmi, ama yerlerine yenisi konamamt. Ky sakinleriyle birlikte Ezeulu da oluuyla, ocuuyla, kanlaryla bu ktlktan nasibini almaya ba
214

lamt. mkn olan baka kylerden gizlice yiyecek satn al yordu. Hristiyan misyonerleri de, Hristiyanlarn tanrsna kut sanmak zere yeni toplanm meyveler getiren herkesin, gerek Uludan gerekse de teki eski tanrlarndan korkmamalar ge rektiini, Hristiyanlarn tanrsnn onlar gvence altna alp ko ruyaca sylentisini yayyorlard. evresinde alk ve acdan baka bir ey grmeyen Ezeulu, tam bir amaza dmt. Ciddi ciddi kendisine, yerelmas toplama zamannn geldiini, do laysyla da yeni yln baladn syleyecek olan tanrnn sesini bekliyor, iyi haberi halkna iletmek iin sabrszlanyordu. Ama bu beklentisi srerken, bir yandan da iinden bir ses, btn bunlarn, kendi fkesinin bir eseri olduunu; ky halkna duyduu kz gnln ve onlardan intikam alma isteinin, kulan tanrnn se sine kapatm olabileceini sylyordu. Ne var ki, fkesi ve kini bir trl dinmek bilmiyor; insanlarn kendisine yaptklarn ce zalandrma istei, bizzat kendisine ve ailesine de zarar vermesine ramen, aklnn bana gelmesini engelliyordu. Gordiyon d mn zen kl darbesi anszn ortaya kt. En sevdii olu hi beklenmedik bir ekilde ve aniden lverdi. imdi hem ky halk hem de Ezeulu, tanrnn onlara artk srtn dnm olduunu biliyorlard. Ulu, rahibini terk etmiti. Ezeulu, mr boyu kendisini tanrsna yakn hissetmi, yreini ona, bir evladn babasna a tndan ok daha scak am, onunla btn itenliiyle ko numutu. Ve tanrnn sesini iitmedii iin, ona olan saygsndan, eski yln lmesi iznini ve yeni bir yln balamas haberini ver meyi reddetmiti. Ama tanr, bu yaptklarna karlk sevgili o lunu ldrm, bylelikle yzn ona dndn, hatta d manlarnn saflarnda yer aldn ona belli etmiti; herhalde bundan sonra da artk Ezeuluyu iyice mahvedecekti. Tanrsnn gven ve koruyuculuundan yoksun, duygularn ve dnme ye teneini iyice kaybetmi, yaama gc bitmi olan Ezeulu yolun sonuna gelmiti. Ama ite ayn kaderi tanrs da paylaacakt Achebenin anlattna gre; nk rahibini yitirmi bir tanr neye ya rard ki?
215

37 Bu yknn gzlerimiz nne serdii gibi buradaki toplumsal ge limilik safhasnda, zamann anlam bakadr; bizim zaman kav rammzda olduu gibi, kiilerden bamsz, var olacandan bir l de emin olabileceimiz snrsz bir gelecekten gelen ve imdi, burada yaayanlarn ann katedip, dipsiz gemie doru dalp giden takvim yllarnn o devaml akyla sembolize edilmi bir nehir deildir henz. Bugn hkim olan zaman duygumuz ya da zaman deneyimimiz, doay, kiilerden bamsz olaylarn ken diliklerinden oluturduklar bir btn olarak yaaymzla smsk ilikilidir. Bu ilintiler btn, galaksilerin douunu, gelimesini ve yok olup gidiini nasl ieriyorsa, mrmzn eksilen yllar ta rafndan sembolize' edilen hayatmzn olgunlap yalanmasn da yle iermektedir. Achebenin anlattklar, yle gzmze sokmamakla birlikte, zaman deneyiminin eski biimlerinden birine bakmamz salyor. Gelimenin bu basamanda, gemi, imdi ve gelecek arasndaki ya da canl cansz nesneler arasndaki ayrm, insanlarn ko numalarnda, dncelerinde ve yaantlarnda, bugn bildiimiz kesin izgilerle yer almyordu henz. Bugn baz dillerde olduu gibi, cansz nesneleri tanmlayan kimi kavramsal sembollerin eril, kimilerinin de ntr ya da diil olmas, bu nesnelerin bir zamanlar kiiymi gibi alglandklar dnemlerden miras kalm ola bileceini dndryor. Bu sylediimiz, bizim bugn cansz olarak alglayp ya antmza soktuumuz eyleri, bir zamanlar eski toplumlarn in sanlarnn canl saydklar anlamna m geliyor? Bu soruya evet ya da hayr eklinde kestirme bir cevap vermek ii basite almak olurdu. Gemi alarn deneyim zelliklerine atfettiimiz ani mizm tanm, bu standart kavram, evet cevabn destekliyor. Bu rada iin can alc noktas, canl ve animizm gibi kavramlar gnmzde kullanmzla balantl durumda. Animizm kav ramnn bugnk anlam, Ay ile Gne ile vb. kurulan o ilikileri tam yanstmaya yetmiyor gibi. Biz, baz eyleri canl bazlarn
216

da cansz diye belirlerken, bu belirlemede canl ve cansz oluun btn belirtilerinin, btn iaretlerinin oluturduu, gereklie uygun, alabildiine gvenilir bir bilgiye srt dayyoruz. nsanlar bugn birok durumda, canl ve cansz nesneleri birbirlerinden iyice ayrarak, hem canly hem de cansz ayn lde, gvenilir belirtileriyle alglayabilmektedirler. Bir hayvanat bahesi ka fesindeki aslann, kafesin demirlerini paralayacak sihirli kuv vetlere sahip olmadndan, oradan kap bir iki kiiyi ldremeyeceinden emin oluumuz, hayvan sakin sakin, heyecanlan madan seyretmemize imkn vermektedir. Animizm kavram, daha sonraki nispeten gelimi toplumlarn insanlarnn cansz ola rak bildikleri eyleri, eski toplumlarn insanlarnn sk sk canl ola rak algladklarn fazlasyla anlatmaktadr. Ama Ezeulunun ky lerindeki gibi bir baka deneyim trnn kavramsallatrlmas iin animizm ifadesi yle pek uygun dmemektedir. nk bu ifade, eski bir gelimilik basamann insanlarnn, bizim bugnk bilgilerimize gre cansz saydmz bir eyi, canl diye al glarlarken, bunu, daha sonraki gelimilik basamaklarnda rast ladmz lde o eyle aralarna gerekli uzaklklar koymadan, stne stlk o eyle kiisel iliki kurarak yaptklarna yeterince dikkati ekemiyor. Bu trden alglar, gelimenin sonraki evrele rinde, nesne ile alglarmz arasnda artan lde mesafe koyuumuzla mmkn olabilmilerdir. Oysa, gemiin o toplumlarnda, Ay gibi, Gne gibi cisimler bir kii olarak alglanp yaanm lardr; nk bunlarn gkte belirip yok olmalar, bir kez daha gelip gelmeyecekleri konusunda byk belirsizlikler yaratyor, ay rca bunlar tehlikelerin ya da hatta bolluun ve iyiliin potansiyel kayna olarak alglanyordu. Eski toplumlarn bir cevap aradklar soru, birinci dereceden acil soru, Ay nedir? Gne nedir? sorusu deildi herhalde; ya da bunlar mineral kkenli mi, bitki kkenli mi, yoksa hayvan kkenli mi sorusu hi deildi. Onlarn sorusu uydu; Gkteki u ya da bu olay bizim iin ne anlama geliyor? Olup biten bizim iin iyiye mi, yoksa ktye mi iaret ediyor? Achebenin yksnde Yeniayn grnmesi, rahibin eleri, oluk ocuu iin kiisel bir karlama, zel bir buluma anlamna
217

geliyordu hi kukusuz. Bu anlamda canldan canlya bir buluma olarak animist bir ilikiydi bu. Ama Ay ile karlamak te yan dan bir kehanet karakteri de tayordu aile iin. Aile olaylardan biz zat etkilenmiti. Bu gelimilik basamandaki toplumlarn ge lenekleri, insanlarna belirli ritel formlleri, davran biimleri sunuyor, bu klie davranlar onlara kiisel karlamalar ya da bu lumalar olarak yansyor. Yeniay ilk grdklerinde, insanlar onu benimkiyle karlaan yzn gibi szcklerle biimsel bir ne zaketle karlyor. Bu rnek, olaylar alglamann, yaamann on larla i ie, benmerkezci tarzn ak seik gsteriyor. Ayn do uunun, alnt yaptmz sahneden kartabileceimiz gibi, onu grenlerin hayatna yapabilecei etkilerle ilgili yorumlarna yol ayor. Yeniayn, onu gren kiilerin hayatnda belli bir etkisinin olaca olaan olarak nceden kabul edilmitir. ocuklardan biri bu nedenle, Ayn ocuklar ldrp ldrmediini soruyor ve an nesi ona Ayn hi de yle kt bir varlk olmadn syleyip onu yattryor.

38
Baka szcklerle sylersek, bu eski gelimilik basamanda btn bir dnya, insann kendi kynn merkez konumda olduu bir emberin iinde toplanmt ve bizim doa dediimiz ey, ruhlarn bir btnlk olarak anlalan dnyasn temsil ediyordu. Gelimenin sonraki basamaklarnda, deneyimin bu tarz tmyle kaybolup gitmek zorunda deildir. Ama insan hayatnn ou ala nnda, artk baat tarz olmaktan kmtr. Hkim bir deneyim tarz, yaama biimi olarak kurumlaan bu tarz, gitgide belli baz sosyal alanlarla snrl olarak varln srdrmtr. nsanlarn ken dilerini doal olaylarla i ie gemi gibi hissetmelerinin belirtisi olan temel soru olarak, Bu olup biten bizim iin iyiye mi, yoksa ktye mi alamet sorusu, ilerki alarda da insanlarn yaantla rna ve hayat deneyimlerine etkiler yapmaya devam etmitir, ama
218

gitgide, hayatn birok alannda, asl belirleyici soru olma niteliini yitirmitir. zellikle de bugn bizim doa dediimiz alandaki deneyimlerimiz ve olaylar yaaymz bakmndan, Btn bu olup bitenin bizim ya da benim iin tad anlam nedir sorusu tahtndan inerek insanlarn doa olaylar ile kendi aralarna me safeler koyduklar anlamna gelen, olup biteni benmerkezci bir tarzda kiiletirmediklerini gsteren sorulara yerlerini brakmaya balamtr. Bu olaylar arasndaki ba ne trden bir badr? Benim dmda, bu olay bu ekliyle ne anlama gelmektedir? te olayla insan arasna mesafe koyan tipteki sorularn peinden giden insanolu, insan bilgisinin gereklikle rtme derecesini yk selttike ykseltmi ve bu rtme, kimi alanlarda muazzam artm ve bu gelimelerle birlikte hem bilginin gvenilirlii hem de sz konusu alanlardaki olaylar denetleyip ynlendirme becerisi ala bildiine ilerlemitir. nsanln gelimesinde, bildiimiz ka daryla, hibir zaman gereklik bilgisinin balad bir sfr noktas olmamtr; ama gereklikle ilintili bilgi birikiminin, hayal rn hurafelere, fantezi birikimlere kyasla ok snrl kald sosyal ba samaklar vardr. Gereklikle rtmeye ynelmi bilginin artp bi rikmesiyle birlikte, sadece olaylar denetleyip ynlendirme becerisi yetkinlemekle kalmam, insanlarn olaylar birbirlerine balarken ve onlarn kkenini aklarken duyduklar gven de artmtr. in tuhaf yan, bu gvenilirlik artnn anlam ve neminin henz hemen hemen hi anlalmam olmasdr. Genellikle ger ee uygun, gerekliin hakkn veren bir bilginin, bilimsel doa bilgisinin en iyi rneini oluturduu bir bilme halinin, insanlarn korkusunu azaltmay salayacak en iyi yol olduunu u ana kadar doru drst fark etmi deiliz; byle bir bilgi, insanlarn eylem ve faaliyetlerinin sonularn nceden ok daha iyi kestirebilmelerini, davran nedenlerinden ok daha emin olmalarn salayacak ve gvenilir bilgilerin izdii bu alann snrlar iinde insan imdiye kadar olduundan ok daha byk bir rahatlkla, kendini gven iinde hissederek yaayabilecektir. Sonraki gelimilik basamak larnda rastladmz, yaama gvencesindeki o muazzam art, dolaysyla da endienin, korkunun ve hayatndan emin olamama
219

duygusunun gittike azaln, dier bir deyile, gelimi bir top lumsal basaman karakteristik yanlarndan birini oluturan bu du rumu enikonu kavrayp anlamadan, gemiin basamaklarndaki toplumlardan herhangi birinin yaad o mthi gvensizlikleri, ba baa olduklar tehlike ve korkularn dzeyini de anlamamz imknszdr. Sonraki basamaklardan birinin deneyim ve dnme kategorileri gereince bir baba, olunun aniden hastalanmasn ve bunu takip eden beklenmedik lmn doal nedenlere ba layabilir, byk aclara da boulabilir; ne var ki olup bitenin ka bahatini ve sorumluluunu birilerine, hatta kendine ykleme ih tiyac, iinde yaad toplumun hkim anlay dorultusunda en beklenmedik hastalanmalar bile doal nedenlere balama ei liminin gerei olarak frenlenecektir. Byle bir eilimin sz konusu olmad yerde, doann bir ruhlar, sihirli gler dnyas olarak algland yerde, insann hayat alglay ve yaay iine keyfi bir etmen, nceden hesaplanmas imknsz bir e girer. Bu durumda sadece hangi ruhun, hatta kiinin olup bitenden sorumlu olduunu bulmaya alabilirsiniz; niyeti hakknda tahminler yrtebilirsiniz. Ama ite byle durumlarda kamuoyu belli bir aklamaya ki litlenmise (Ezeulu ve dmanlar arasndaki ilikide olduu gibi) bu aklama insanlar aras ihtilaflar ya da iktidar hrsna hizmet eden bir aklamadr genellikle.

39 Eski tipteki bir toplumda insanlarn bilgileri, dolaysyla da ha yatlar bakmndan karakteristik bir grnm sunan o yksek d zeydeki gvensizlik durumunun nedenlerinden biri, bu toplumlarn sentez yapma dzeyinin nispeten dklnde aranmaldr. Ge tipteki toplumlar oluturan insanlar, ilerinde zaman dediimiz kavramsal semboln de yer ald ok yksek dzeydeki kavram sembolleri sayesinde rutin ilemler yaptklarnn farknda bile de illerdir ounlukla.
220

Gnmzde, bu durumlarda sentezlerden deil de so yutlamalardan sz etmek daha yaygn bir alkanlktr. Gelgelelim soyutlama ya da birok dildeki haliyle abstraksiyon ifadesinin de, soyut ve somut ifadelerinin de neyi kastettikleri pek belli deildir. Daha nce, zaman derken, zaman hangi olgunun iin den ayrdmz, dier bir deyile soyutlayp kardmz an lamann pek mmkn olmayacana deinmitim. Dnyada mil yonlarca insann kulland saate bakma edimlerinden mi soyutlan mtr? Ama bu insanlara saate niin baktklarn soracak olursanz, size zaman renmek iin, cevabn vereceklerdir. Ya da doa kavram, doa olaylarn gzlemleye gzlemleye, buradan karttmz bir soyutluk mudur? Bu sorulara verilecek cevaplar ne olursa olsun, zaman, doa, sebep tz gibi kavramsal sem bollerin ok yksek bir sentez dzeyini temsil ettikleri kesindir. Belki bu balamda da bunun ne anlama geldiini daha ak seik grmek iin bu tablonun negatifini kullanmamz gerekiyor. Achebenin Tanrnn Oku roman burada bir kez daha bize yar dmc olabilir. Barahip Ezeulu, romanda, ngiliz blge komiserince davet ediliyor. Komiserin brosu, komu kylerden birindedir. Ezeulu ge kalnca, zaten ar bir hastaln belirtilerini tayan ve bundan tr de mthi sinirli olan komiser, ii azt tn dnd rahibi, hapishane olarak kullanlan gzetim ku lbesine koymalarn, orada akl biraz bana gelip nezaket ku rallarn reninceye kadar tutmalarn ister. Komiser bu arada yksek atele hastaneye kaldrlr; Hill vilayetinin sakinleri, ko miserin hastalann, hareketleri kstlanmak istenen barahibin in tikam ve onun gcnn belirtisi olarak yorumlarlar. Bu arada Eze ulu ok iyi muamele grmektedir. Ama rahat deildir, huzursuz dur. Bulunduu yerin stndeki gkyz ona yabanc gelir. Zaten baka trl de olamazd ki diye sylenir kendi kendine. Her memleketin, yani her ky devletinin kendi g yok mu?28 Bugn dnyann birok lkesindeki ocuklarn, standart top lumsal bilgileri arasnda, gkyz olarak alglanan ve deneyim28. A.e., s. 196.

221

lerimize dahil ettiimiz ve son zamanlarda sk sk uzay diye de tanmladmz eyin, yeryznn Gnein evresinde dnp du rurken iinde hareket ettii bir boluk alan olduu bilgisi de yer alyor. Yeryznn herhangi bir yerinde her blgesinde naslsa yle, deimez bir gktr bu. Uzayda Gnein evresinde dnen bir Dnyann oluturduu tablo, nispeten yksek dzeydeki bir sentezleme becerisini temsil eder. Bu tablo, daha nceki ayrnt sa ylacak birok gzlemin, kk kk sentezlerin birikimleri ze rine kurulmutur; ama eskilerine gre gereklie yaknlnn de recesi olduka yksek bir sentezdir bu. Bylesine gerekilie yakn, yksek dzeyde bir sentez dzeyinin kavramsal temsilleri olan sembollerle bym insanlar iin, Dnyay da ona gre al glamak ve yaamak kolaydr. Ama ite, bu alglarnda herhangi bir zorluk grmedikleri, bunu olaan bulduklar iin de, i buralara ge lene kadar, insanlk byle bir sentez dzlemine trmanana kadar binlerce yl alm zahmetli bir srecin getiini unuttuklar gibi, bu sorun zerinde dnmeyi de ihmal edebilmektedirler. Sonraki toplumlarn insanlarnn, Dnyay, yksek bir sentez dzleminin kavramyla alglayabilmeleri, bu aamann insanlarnn eski insanlardan daha akll ya da herhangi bir bakmdan daha iyi olduklar anlamna hi gelmemektedir. Sadece ve sadece, te kilerden sonra gelmi olmann, toplumlarn oluturduu upuzun bir aamalar zincirinin, nceden planlanmam, istenmemi, ama lanmam olmasna ramen, sosyal dzlemdeki bilgi birikimini ar trp belli bir duruma tad bir evrede domu olmann tesinde bir nedeni yoktur bu durumun. Kendilerinin hibir katklar ol madan, birikegelmi ve durmadan byyen bir bilgi birikiminin g venilir sonularndan yararlanp durmaktadr gnmz insanlar. Gemiin toplumlarnda yaam insanlarn kullanmna amade byle bir birikim bulunmamaktayd. Bugn bile, hl o aamay temsil eden toplumlarn insanlar, bu frsattan yoksundurlar. Birka blm nce, bilgi ve stn pozlara girerek, yerlilerin zaman an lamnda bir szckleri bile bulunmadndan yakman Amerikal okul mdrnden sz etmitim; halbuki mdrn zaman kav ram gibi, ok yksek bir sentezleme dzeyinin rn olan bir sem
222

bol kullanabilmesi, hibir ekilde kendi baarsna iaret et memekteydi. Ayn ekilde, hayatlarnn ihtiya ve taleplerine bal olarak kimi zaman belirleme yollarna sahip olduklar kuku g trmez bu yerlilerin, btne yayabilecekleri, anlk deil de, srekli kullanabilecekleri bir zaman kavramna sahip olmaylar, onlarn ilkesel bir yetersizliklerinin belirtisi hi deildi. Beati possidentes, yani bedavadan, aralarnda yksek bir sentezleme dzleminin kavramsal temsilcileri de olmak zere zengin bir bilgi mirasna konmu bir toplumun insanlar, yzyllar bo yunca, bu mirasn, bu malik olma halinin arkasndaki srr bu labilmek iin boa rpnp durmulardr. Daha ilkada Augustinus gibi dnrler zamann ne olduu konusunda kafa yormular, Kant, ondan yaklak bin beyz yl sonra, zaman ve meknn a priori bir zihinsel sentezin temsilcileri olduklar, yani bu sentezleme biiminin insan doasnn bir paras, onun do utan getirdii bir biim olduu hipoteziyle, yeterince hayran bul mutur kendisine. Oysa Kant rneinde, gemii hesaba kat mamann, onu unutmann, btn bir bilgi birikimi srecinin ihmal edilmesinin klasik bir vakasyla kar karya bulunduumuzu her halde grebiliyoruz. te bu bakmdan insanlarn zaman alglayp yaamalarnn belli bir gelime basamandaki tarz ve biimini, zaman ve mekn henz bizimki gibi, yksek bir sentez basamana tayp ya ayamayan, dolaysyla da bunlar bir btn olarak alglayamayan insanlar tanyp anlamak ve buradan kartacaklarmz, kendimizi anlamak iin yeniden kurgulamak olduka yararl olabilir. Gk yznn de dahil olduu btn bir manzarann iinde, birbirinden nispeten bamsz bir sr ayrnt gren bir gz iin, gkyznn bile, o insanlarn yaadklar kyn zgn sahnesini temsil ediyor olmasnda, srf o blgeye ait bir manzara paras olarak alglanp, bir baka kyden bakldnda gn bambaka bir varlnn ola cann dnlebilmesinde, alacak bir yan bulunmamaktadr. Gelimiliin bu basamanda, ksaca sylemek istersek, insann iinde yer ald kendi bei ve yaad ky, bugn bizim ev renimiz diye tanmladmz eyin yerini tutmakta, onun ya
223

antsnda her eyi ilintiledii birincil dereceden ilikilerin er evesini oluturmaktayd. Gene, byk bir olaslkla, byle eski gelimilik basamak larndan birinde Yeniayn douu da, zerinde yeterince akl y rtme imkn bulmadan, kiinin bizzat kendisiyle ilintilendirdii, kendini de iyice iine katt bir olay olarak ve Ay tarafndan o top lulua ve o yere gerekletirilen bir ziyaret olarak alglanp yaan maktayd. Achebenin anlattklar kafadan bulunmu bir ykyse, btn bu sylediklerimiz bakmndan ok yerinde, ok akll bir yk uydurmutur, Achebe. Bize, Ezeulu bir baka kyde bulun duu srada, en kk olunun evde onun iin endielendiini an latr Achebe. nk, babasnn Yeniay karlama, ona hogeldin deme alkanl olduunu bilmekte, ama te yandan Ayn da ba bas tarafndan karlanmaya alkn olduunu dnmektedir.
Ne olacakt imdi Yeniayn hali? Babasnn, gitmeden nce onu bek lemi olduunu biliyordu kk ocuk. Ay, babasnn arkasndan Okperiye gidecek miydi, yoksa babasnn dnmesini mi bekleyecekti? Ay, Okperide grnecek olsa, babas Ezeulu, Ay hangi madeni gong ile karlayacakt?.. En iyisi, Ayn ertesi gn dnene kadar babasn beklemesiydi.29

lk bakta bu ocuun endieleri, bir yazarn iirsel hayal gcnn rn olarak gelebilir bize. Belki de, bize yabanc bir haleti ruhiyenin, tanmadmz bir yaant, duygu ve dnce dnyasnn belirtileri olarak alglamaktayz bunlar. Ama aslnda, insann, ge miteki bir gelimilik basamanda, zaman ve doay yaay ve alglayn gsteren otantik ve temsil gc yksek bir tablo sun maktadr yazar bize. nsanlarn, renme ve bilgi edinme srecinin hangi tarihsel aamasnda, her yerde grdkleri o nesnenin ayn Ay ve gene her yerde karlarna kan kubbenin, kimi farkllklara ramen, ayn gkyz olduu gereini ak seik ifade ede bilecekleri kavramsal sembollerle iletiim kurmaya baladklar, sorusu henz cevapsz bir sorudur.
29. A.e., s. 105.

224

Elimizde bir karlatrma malzemesi, yani kontrast oluturan tablolar bulunmad srece kendi zaman ya da doa deneyim lerimizi btn zgnlyle ve karakteristik zellikleriyle kav ramamz ok zordur. rnein, bu durumda, zaman belirlemenin ok yksek dzeyde uyumlanm, btnletirilmi bir biimiyle ya amaya alk olduumuzu fark bile edemeyebiliriz. Oysa, ne redeyse plak gzle grlebilecek bir gerektir bu. Hepsi birbiri iine girmi, kutu kutu dzenlenmi saniye, dakika, saat, gn, yl gibi zaman belirleyici birimler, bir yumurtann halanmas, dnya hava trafiinin dzenlenmesi, bir insann yaama srelerinin be lirlenmesi, yldz ve galaksilerin dou ve yok olular ve hatta btn bir evrenin douu ve yok oluu srelerine uygulanabilecek birimlerdir. Bizimkine gre daha alttaki bir gelimilik basaman temsil eden bir toplumda, bir rahibin, tanrs ona henz zamannn gel diini bildirmedii iin, hasadn vaktini aklamamakta direnmesi, karakteristik bir durumdur; Achebenin ok ey syleyen bir ifa desiyle, ky bu ketumluk karsnda geen yln iine hapsolup kalmtr. nk rahip onlara, hasat zamanyla birlikte ayn an lama gelen yeni yln baladn da aklamamaktadr. Yeni yl da, bekleme durumundadr. Bizim, zaman belirleme dediimiz spe sifik dzenleme ve ayarlama faaliyeti, orada dnyay henz bir ruhlar toplumu olarak gren bakn snrlar iinde kstlanmtr. Gerek insanlar arasndaki gerekse insan ile bizim doa de diimiz ey arasndaki iliki, o aamalarda, alabildiine kiisel bir karakter tamaktadr. nsanlarn ilk kez ne zaman ve nerede ben likleri dnda kalan bir doa dzeni ile kendi sosyal dzenlerini birbirinden ayrt etmeye baladklarn kesinlikle sylemeye ye tecek kadar bilgimiz bulunmamaktadr. Ama, bu ynde Antik Yunanda tayin edici bir atlmn gerekletii de bilinmektedir. Orada, aydnlar ve bilginler arasnda, yasalar alan ile doa alanna giren eyler birbirlerinden bir sre iin kesin bir ekilde ayrdedilmi, bu ayrm iyice yerlemiti. Ve gene belki mitolojide ilk kez, Yunan mitolojisinde bir zaman tanrs ortaya kmtr. Bu ilk a tanrsnn ad Kronostu ve Kronos szc, zaman ifade eden szcklerden biriydi. nsanlarn zaman belirleme giriimleri
225

bakmndan, bir tanrnn adn bir kavrama vermesi muhakkak ki anlamldr. Zaman belirleme faaliyetinin ve zaman kavramnn bir birinden ayr ele alnmasnn imknsz olduunu kesinlikle iddia edebiliriz. Bu ikisi, insanlarn kendi dnyalar ve gene bu dnyann iinde yaadklar koullar hakkndaki tablonun btnnn ay rlmaz parasdrlar. Karlkl bamllk zincirlerinin, insanlar aras bamlln zincirlerinin zellikle ekonomik ve askeri sektrde alabildiine uzad ve kimi durumlarda, hatta btn bir dnyay sard bir d nemdeki zaman kavramnn, ky devletlerinin, hayatta kalabilme abas iinde en st dzeyde toplumsal btnlemeyi salad bir aamada olduundan ok daha yksek dzeyde bir sentez dz lemini temsil edecei besbellidir. Bu ky devletleri, Ezeulunun dneminde, artk mutlak zerk, kendi iine kapal birimler olu turmuyorlard. Pazarlar, artk sabit oluumlar haline gelmilerdi, ama gene de her aile en bata kendi kynde retilene muhta, ona bamlyd. Kendi bann aresine bakma ve bu anlamda bamsz yaama, Achebenin bo kylerinde hl yksek derecede geerliydi. Bu kyleri belli ilevlerle bal olarak d dnyaya ba ml hale getirecek karlkl iliki zincirleri henz ok az ku rulmutu. Ve mevcut olanlar az halkal zincirlerdi. D ticaretin ilk sembollerinden biri olan kibrit, rnein, bu kylerde, grebil diimiz kadaryla ya bir lks madde saylyor ya da zaten hi kul lanlmyordu. Ayrca fiziksel varlklarn koruma konusunda da, gerek kle avclarna gerek teki ky devletlerine, gerekse de bir birlerine kar savunma mcadelelerinde tamamen kendi kylerinin olanaklarna bamlydlar. Bir smrgeci gcn rejimine boyun emek zorunda kaldklar andan itibaren, dnm de kageldi; bu da btnlemelerinin daha st bir dzlemine doru bir adm at malar, devlet oluturmaya giden yolun merdiveninde bir st ba samaa trmanmalar demekti. nceki basamakta sahip olduklar olduka yksek dzeydeki ekonomik ve askeri bamszlklar, ifa desini yerelletirilmi bir zaman alglaynda, zamann yerel ih tiyalara gre yaannda buluyordu; Yeniayn ky ziyaret et mesi ya da kiisel nedenlerden tr ky tanrsnn, sadece bu
226

kyde, eski yln lmesine izin vermeyip yeni yl da bir trl ba latmamas gibi yaant tarzlar, yine bu yerel zaman anlaynn ifa deleriydi.

40 Bir yandan sosyal btnlemenin gittike daha byk birimlerini ortaya koyan bir yandan da sosyal ilikileri birbirine balayan zin cirlerin uzayp birbirlerine sarmamalarna yol aan ift ynl ha reket, bilgi alanndaki belli deimelerle ilintilenmi bir- hareketti ve bu deiimler arasnda kavramsal sentezin daha yksek ba samaklarna doru atlan admlar da yer almaktayd. Bu yndeki bilgi birikimlerinin ve deiimlerinin, deien bu toplumlara ge tirdii yararlan fark etmek zor deildir. Byle bir gelime, gerek toplumdaki gerekse de doadaki bamllk ilikilerinin alglanma sna ve bu gittike daha karmaklaan ve kapsam genileyen ili kilerin sembollerle temsil edilmesine olanak tanmtr. Zaman ve mekn iindeki uzun ve byk mesafelerin ilintilerinin bilgisel dzlemde kavranmas ve bu dzlemdeki hakimiyet, bilgi iindeki fantezinin ve hayalin paynn azalmasna, insan bilgisinin ger eklikle rtme derecesinin artmasna katkda bulunan zaruri bir yandr. nsanlarn kendi dlarnda kalan doay denetleyip yn lendirme becerilerinin gittike artmas her ne kadar, insanlarn bir birleri iin oluturduklar tehlikelerin boyutlarn byttyse de, doa alanndaki insana ynelik tehlikelerin azalmasna yol a mtr. Kukusuz bu gelime sadece yararlar ve kazanlar salamakla kalmam, yitimlere ve zararlara da yol amtr. Ykseklerdeki bir sentez dzlemine kadar trmanan insanlar, o uzun merdiveni ve bu trmanmann koullarn kavramadan, -bu gelime srecinin d avurumlarndan birini kullanarak- kendi deyileriyle, yksek de recedeki soyutlamalara bavurarak birbirleriyle iletiim kurma alkanl iindedirler ve bunu yaparken, btn yksek derecedeki
227

soyutlamalarn asl temeli olan duygusal ayrntlarn sembolik tem sillerini gzden karmaktadrlar. Ritelletirilmi yksek d zeydeki soyutlamalarla dolup taan ve dtan birinin kesinlikle an layamayaca bir dille birbirleriyle anlaan ve entelektel ynleri gelimi insanlarn oluturduu cemaatleri bulmak hi de zor de ildir. Bu cemaatin, bu kk evrenin iinde bu ritelletirilmi soyutlamalar hibir zaman kesin ve ak seik belirtilmeyen ve be lirtilmek zorunda da olmayan bir armlar alan olutururlar; aklanmalar gerekmez, nk grup ii kullanmda, bu armlar zaten anlalmaktadr. Ne var ki cemaatin mridi olmayan ve bu sekinlerin tarttklar ve ortaya attklar sorunlarn herkes iin nemli ve bilgisel deeri bulunan sonulara yol amas gerektiini dnen ve yol aacan uman insanlar, bu trden soyutlamalarn bombardman altnda kaldklarnda, aresizleip kalrlar o unlukla. Cemaat yelerinin bu soyutlamalarda yansttklar zmni armlar dardan insanlar tanmadklar ve bilmedikleri iin, beyhude yere, bu soyutlamalarn somut, karl bulunan bir ey lerin sembolleriyle, yani gzlemlenebilir ayrntlar temsil eden kavramsal sentezleriyle muhtemel balantlar arayp dururlar. Gz lemlenebilir ayrntlar temsil eden kavramsal sentezlerle ilintilenemeyecei ak olan yksek bir sentez dzleminin sembolleri, onlar iin bo laflar olmaktan teye gidemez ounlukla. Bu sem bollerden olumu bir labirentin iinde kaybolma eilimi, yksek bir sentez dzleminin sembolleri bakmndan zengin olan bir bilgi daarcna ve birikimine sahip toplumlardaki hayatn kar karya olduu srekli tehlikelerden biridir. Ve baka birok tehlike daha mevcuttur. Eski toplumlarn karakteristik iletiim aralarn gz nne al dmzda, kazan kayp bilanosunu biraz daha net grebiliriz belki. Ataszlerinden, zdeyilerden bahsediyorum. O toplumlarn vazgeilmez iletiim aralarndandr ataszleri. Belli durumlarda, belli, nemli ilevler yerine getirirler. Buna karlk daha sonraki toplumsal gelime aamalarnda kendilerinden ok daha yksek bir dzlemi temsil eden kavramsal sembollerin basksyla kenarlara iti lip sonunda da yerlerini tmyle bunlara brakrlar. Ge dnem
228

toplumlarnn insanlar iin ataszleri, zdeyiler, atalarnn folk lorik mirasnn bir paras olarak, imdiden ziyade gemie ait olan szl edebiyatn bir biimi olarak grlebilir. Gemiin toplumlarnda, gelimenin belli bir aamasnda, ataszleri ya da ayn i levi tayan deyiler, iletiimin yeri doldurulmaz enstrmanla ryd. Bu toplumlarn yeleri, onlar konuma ve tartmalarnda normal bir anlama arac olarak kullanrlard ve bu kullan tarz, daha sonraki toplumlarn kimi yelerinin soyutlama dediimiz eyleri ya da genellemeleri, onlarnkinden daha yksek bir sentez dzeyinin temsilcileri olarak, kullan tarzlarndan hi de farkl de ildir. Achebenin Tanrnn Oku roman, bu balamda da bir sr rnek sunar. Achebe ataszlerini bir koleksiyon halinde sunmayp bize bir zdeyiin, bir atasznn kullanld spesifik balam gsterir sk sk. rnein Ulunun barahibi Ezeulu, romann bir ye rinde, kyde, dmanlarnn sulamalarn reddeder. Kar taraf, belli bir sorunda, Ezeulunun kendi kyne kar ngiliz y netiminden yana tavr ald sulamasn getirmitir. Kar taraf sava isterken, Ezeulu ve tanrs, savan haksz olduunu gr mlerdir. Kendisini sulayan bir muhalifine Ezeulu, bizzat onun beyaz adamn kye gelmesine yardm etmi olduunu anmsatarak karlk verir. stelik kalkm, beyaz adam unu bunu yapyor diye ikyet etmektedir. Ne diye kendisine, Ezeuluya gelip ikyet et mektedirler ki; szlerini bir ataszyle tamamlar Ezeulu: Odun lar kulbeye karncalarla birlikte getiren kimse, kertenkelelerin zi yaretine homurdanmamaldr.30 Kavram gelimesinin daha sonra ki basamaklarndan birinde, elbette byle bir durumda, Houna gitmeyen bir eyin olmasn istemiyorsan, nce kendi davranla rna ekidzen ver diyebiliriz. Ama birinin, bir bakasn su lamadan nce, sz konusu naho olayda kabahati bulunup bu lunmadn da dnmesi gerektiini syleyebiliriz ki, bu son ifade tarz artk kiileri hedef almayan genellemelere, yksek bir sentez dzleminin sembollerine rnektir. Bu rneklerden, sentez
30. A.e., s. 163.

229

dzeyinin getirdii avantaj ve dezavantajlar kartabiliriz. Yksek bir mesafe koyma dzeyini yanstan kiiler tesi genellemeler, ok daha kesin, ak seik ve anlalr, tek anlaml olabilirler, ama ayn zamanda da duygusal etki gleri ok azdr, kurudurlar, esnek de illerdir; uygulanma alanlar dardr. letiim arac olarak kullanlan zdeyiler, ataszleri belli bir anlamda esnek, aktrlar; teki sen tez dzeyi rnlerine gre daha az kesindirler, yollamalar daha az belirgindir ve okanlamldrlar. Bu okanlamllktan kurtulmalarn salayan, kullanldklar somut durum, iinde yer aldklar somut koullardr. Ama ite belli bir durumda da baka hibir sentezlemenin yapamayaca kadar ta tam gediine koyarlar. Bu du rumda artk, onu kullanan kii, maksadn, hibir acabaya meydan vermeden aa vurabilir ve teki yksek sentez dzleminin sem bollerine kyasla, bir argmann ruhunu, zn kavramaya ve zet lemeye onlardan ok daha elverilidirler. Sonu olarak zdeyiler ya da ataszleri, yksek bir sentezleme dzeyinin sembollerine k yasla, kardakine, onu kullanann duygularn daha gl anlat maya ve kardakinde bir heyecan, duygusal bir tepki yaratmaya ok daha yatkndr. Yksek bir sentez yapma dzlemini temsil eden insanlarn, Dostluun dmanla dnn fark ediyoruz ifadesini kul land yerde, gelimiliin alt dzlemlerinde ayn anlama gelen bir atasz kullanlabilir rnein: Tokalama dirsei anca, artk to kalama deildir. Byle bir zdeyi, belli ki, gs gse dv me stratejisini ok iyi tanyan bir sosyal bein deneyimlerinden demlenmi bir kural dile getirmektedir. Tandk biri yanmzdan alelacele geiyorsa ve bize ancak bayla ylesine bir selam ve riyorsa, yksek bir dzeyin sentez diliyle yle deriz: Muhakkak acelesi var. Gemi evrelerden birinde herhalde ayn durumla kar laan biri, biraz da kmsemeyle yle derdi: Peinde bir eyler olmasa kaplumbaa gn nda ortaya kmaz. Ataszlerinin ya da zdeyilerin metaforlar, dkya kar eski gelimilik aamala rnda duyulan tiksinti ve irenmenin dzeyini gsterebilir. Achebenin romannda sk sk karmza kan bir zdeyi yle: Bir bok yn zerinde gururla dolaan sinek, bouna vaktini harcar;
230

yn her zaman sinekten daha byk olacaktr.31 Burada ierilen dnce, yksek soyutlama dzeylerinin dilinde kendini ol duundan daha fazla gsteren bir insan eklinde ifade edilebilir. Bu balamda bir metafor ararsak, Shakespearei kt bir oyun ya zar sayan eletirmenler, ifadesini de kullanabiliriz. Tanrnn Oku'nda Ezeulu yukardaki ataszn kendi dmanlarna kar kullanr. Ezeulu, hi kukusuz, edebiyatn izdii dikkat ekici bir fi grdr. Tanrsna da aynen kendisine gvendii gibi gvenir; ka ytsz artsz, itirazsz. Arkadalarndan biri onu yar tanr yar insan diye tanmlar. O da kendisinin, normal insan yeteneklerini aan becerilerle donatlm olduuna inanmaktadr. Gelecei g rebilir; tanrs ondan baka kimseye itimat etmez. Ezeulu, byk, itibarl, anl, ereflidir, arkadalar iin esrarl, akl ermez biridir. Ky meclisi nnde cokulu bir ritel dans edi ini grrz; bu dansla, yerlere atlm kabak yapraklarn kul lanarak kyn gnahlarn sprr. Azndan kan szleri kontrol etmesini bilir, ama onurunu krdklarnda, suskunluunun ve duy gularnn arkasndaki fkeyi kolay kolay gizleyemez. zerine saldrldnda atlmaya hazr bir leopar kadar tehlikelidir. Ac maszdr, fkesine kaplp herkese kyar; kendini dizginleyemez bu fke durumlarnda, ta ki tanrs onu terk edene ve akl bana ge lene kadar. Ezeulu, birok ynden gemiin karizmatik rahiplerinin mo delidir. Ulu ve ben deme alkanl vardr; sanki tanrnn iki ziymi gibi. Btn bunlarn tesinde, onun tanrs da, bir kiisel ad olan, dolaysyla daha soyut ve genelletirici bir niteleme olan tanr sfatyla tanmlanmayan, huyu suyu belli olmayan bir bi reysel varlktr. Kendilerini tanrnn aracs olarak hisseden, kendi seslerinin tanrnn sesi olduundan emin, byk ve gl rahipler, sadece gemie zg olmayan, gnmzden de iyi tandmz tip lerdir. Achebenin byle bir figr gnmzde karmza kar mas, olaanst bir baardr. Olayn getii yer, smrgecilik d neminin ilk evrelerindeki bir Afrika ky; Ezeulunun kkleri de
31. Ae.,s. 282, 161.

231

bu kydedir. O sralarda smrge gc tarihte henz marjinal bir rol oynar durumdadr. Avrupallar kendi kurallarna gre dav ranmaktadrlar, Afrikallar kendi kurallarna. likileri, her iki ta rafn da birbirini hemen hi anlamamasyla ilgin bir grnm sun maktadr. Avrupallar, rnein scaa filan bakmadan akam yemeine lkelerindeki gibi kaln kyafetlerle gelirler. Gelenekleri, Afrikallara gre, daha ge bir gelimilik basamann damgasn tar. stnlklerinin kayna da budur ve kendi dzeyleri deiik ve farkl bir kiilik yaps ortaya koyar. Byle biimlenmi in sanlar, Ezeulunun bykln ya da itibarn alglayabilecek du rumda deillerdir. Bylelikle Achebenin yks belli bir anlamda, sadece zaman belirleniminin gelimesindeki eski bir evreyi canlandrmakla kal maz, zaman yaamann bu aamasn anlamamzn n koulu olan sosyal ereveyi de sunar. Sk sk eski zaman belirleniminin, ara lklarla ve gerektiinde gerekletirildiine, teki deyile sreksiz liine dikkati ekip durmutum. Ky devletleri aamasnda, zaman belirlenimine ihtiyac olmayan birok pratik alan bulunmaktadr. Ay ilk kez grndnde sevinle karlanr, nk bu olay, ge leneksel anlaya gre insanlarn sosyal hayatlarna bir mdahale anlam tamaktadr; ama daha sonra kendi yoluna gidebilir Ay; can nereye isterse, yol nereye gtryorsa. Pazarlarn kurulduu gnleri, panayr gnlerini zaman lei olarak kullanrlar ve bizim belki hafta nce dediimiz yerde onlar panayr nce der ler; nk panayrlar ky halknn sosyal hayatnda ok kolay ha trda tutulacak bir dilimi iaretler. Sosyal gelimenin sonraki bir basamandaki insanlar, bir panayrdan tekine uzanan olaylarn, iki, ya da daha fazla panayr hesab yapmak yerine, iki po zisyonu iaretleyen olaylar arasnda kalan zamann terimleriyle ko numann ne kadar zor olduunun; yani Yeniay ya da panayr, pazar gibi kavramlar yerine ay, hafta gibi kavramlarla d nmenin ne demek olduunun farknda bile deillerdir; hafta kavramn, pazar/panayr kavram ile karlatrdmzda, bi rincisinin daha yksek bir sentez dzlemine trmanma anlamna geldiini de. Ayn ey, ay, yl gibi ifadeler iin de geerlidir.
232

41 nsanlarn bilgilerinin gelimesinde de daha stteki bir sentez aa masna geiin bu tr rneklerine bol bol rastlayabileceimizi bu raya eklememiz gerekir. arpc bir rnek, ilkan MezopotamyaMsr matematiinden, Yunan matematiine trmantr. Yunan matematik geleneinde Pyhtagorasn buluu olarak bilinen te oremi, bir dik al genin byk dik kenarnn karesinin teki iki kenarn karelerinin toplamna eit olduunu, Babilliler ve M srllar Phytagorasn doumundan ok nce biliyorlard. Ama bu yasay, Phytagorasa gre daha alttaki bir sentez dzleminde kav rayabilmiler; pratik amalarla kullanlabilecek, rnein bir evin inasna uygulanabilecek ekilde, birok rnekle ifade etmilerdi. Bildiimiz kadaryla, ne eski Babilliler ne de Msrllar pratikle ilintilenmi bu rnekleri soyutlayp, o tek tek uygulamalarn, genel bir yasann zel ve tek tek temsilleri olarak anlalabilecekleri e kilde bir sentez dzlemine karp sembolize etme noktasna hibir zaman ulaamadlar. Soranla dorudan ilintili sembollerini, bu ya say formle etmek iin basit bir matematiksel denklemin yeterli olabilecei daha yksek bir sentez dzlemine tayamadlar. Oysa daha sonra, tek tek durumlar birletiren sembolik bir temsil, teki deyile matematiksel teorem, eitimli Yunanllar tarafndan ko laylkla kavranp uygulanm grnyor. Daha sonraki bir gelimilik aamasnn miraslar belki ka falarndan yle bir soru geirmilerdir: Babilliler niin ma tematik sembollerini kullanrken, onlar daha sonra Yunanllarn ulatklar sentez dzlemine tayamamlard? Kukusuz hakl bir sorudur bu. Ancak bu soruyu Mezopotamya halklarnn ma tematie doru ilerlemeler kaydederken sahip olduklar bilgileri ve sembollerin gelimilik dzeyini gz nne almadan aratra nlayz. Ayrca, iletiime sokulabilir sembollerin, mevcut alt bir ba samaktan daha st bir basamaa doru gelimesinin tad zor luklar hesaba katmadan, soruya hakkyla cevap veremeyiz. Bu tr den aratrma ve incelemeler yaplmadan, Babilliler niin... konusunda yetersizdiler? sorusu naif, benmerkezci bir bak a
233

sn ifade edecektir. Byle bir soru, kendimizi l alarak yola k tmz, ya da daha genel bir saptamayla, bir eski gelimilik ba samana, sonraki basamaklarn mantyla baktmz gsterir. Kendi dnme ve tasarm gcmz, sonraki basamaklardan geriye bakmaya zorlayacamza, gemi basamaklardan birinden daha sonrakine bakp onu anlamaya almak gerekir. Byle bir perspektif, hem daha uygundur hem de daha verimli. Sembol ge liiminin daha nceki bir aamasyla karlatrldnda, Babillilerin matematii, byk olaslkla ileri bir biimi temsil edi yordu. Ama daha sonraki bir basaman sembollerinin gelimilik dzeyini l olarak aldmz andan itibaren, manzara de iecektir. Bu alandaki gelimenin izledii sray kafamzda ye niden kurduumuzda, gerek matematikte gerekse de bilimin baka kimi alanlarnda Yunanllarn kaydettikleri atlmn, daha yksek bir sentez dzlemine trmanmann, ilkan nasya blgesinde elde edilmi ilerlemelere vazgeilmez nkoul olarak dayandn kolayca fark ederiz. Bilgilerle donanm insanlar iin bir zamanlar bu bilgilerden yoksun insanlar anlamak, onlarn yaama ve hayat alglay tarzn kafalarnda ve gzlerinde canlandrmak kolay de ildir. Kiinin kendisi, bilgi daarc yksek bir sentezin dzeyini temsil ettii ansl insanlar arasnda yer alyorsa, daha nceki bir dzlemin kavramsal sembolleriyle ve o dzlemin bilgi diliyle ye tinmek zorunda kalm kuaklarn, bir sonraki sentez dzeyinin sembollerini ve bilgi dilini gelitirmek ve kazanma dntrmek iin ne kadar zahmet ekmi olduklarn kolayca gzden ka rabilir.

42 Gnmzden bir rnek bu trden zorluklar anlamamz ve bu zor luklar anlayla karlamamz salayabilir. Byle anlama g lklerinin Sadece gemile ilintili olduunu sanmayn. Gerekten, elinizde tuttuunuz bu inceleme de glklerin gemile snrl ol
234

madna bir rnektir. Bu alma, zaman konusundaki tar tmalarn gnmzdeki dzleminin tesine gemektedir. Bu alan, bir yandaki natralist-felsefi yaklamlar ile te yandaki tarihsel yaklamn oluturduu iki kutup arasnda yer almaktadr. Belki, bu incelemeyi, nceki bir sentez dzleminden sonraki bir sentez dzlemine gei adm olarak, statik sistematik ya da dar, ksa perspektifli tarihsel bir sentez dzleminin yerine, hem felsefi mutlaklktan hem de tarihsel grecelilikten ayn lde uzak, ge lime sosyolojisine dayal bir inceleme tarznn konmas olarak grmek, anlalmasn kolaylatracaktr. Yukarda, szgelimi zaman sorununun felsefi zm konusunda masum Kant natralizm iin sylediklerimizi burada tekrarlamaya gerek yok. Buna karlk, zaman sorunlarna ve insanln gemiiyle ilintili sorunlara el at tarz bakmndan, gelime sosyolojisine dayal yntem ile tarihsel yntem arasndaki fark konusunda birka sz etmek yerinde olacaktr. Tarihselcilik yntemine bal olanlarn bilimsel olma iddia ve taleplerinin dayana, birok kaynak iinden, gemiin ayrntl ka lntlarn ayklayp gstermelerinde yatmaktadr. Gemiin tarih yazm yntemleriyle karlatrldnda, gerek kendi toplumumuzda gerekse yabanc toplumlarda, gemiteki ve imdiki za mandaki olaylarn bugnk modern tarih yazmnda yapld gibi, kl krk yaran detaylara dayanarak yazlmas, gvenilirliin sa lamlna iarettir ve bu alanda byk bir ilerlemenin belirtisidir. Bu yntem, toplumlar, bugn bizim tarih dediimiz eyin olu turduu biimde aratran bilimadamlarn, imdi noktasndan tarih ncesine kadar uzanan aralkta birbirinden ayrt ettikleri her bir d nemin tek tek olgularn biriktirip gn na karmaya y neltmitir. Bu sayede, tarih ncesi ile gnmz arasnda kalan d nemlerin sunduklar tablolar da, adm adm speklatif olmaktan kp daha gerek olmulardr. Ancak tarihilerin ayrntlara y nelttikleri dikkat, bir uzmann profesyonel gzleriyle denetle nirken, tarihilerin, bu pr dikkat topladklar ayrntl fragmanlar, kendi iinde tutarl bir btn oluturacak ekilde birletirme g revleri, bu kadar titiz bir denetime tabi deildir. Tarihilerin sz
235

konusu detaylar sentezleme biimi, hl anlatc bir betimleme bi imi olmaya devam etmektedir; yani bu sentezde, gvenle saptanan tek tek olgular, bir tasarm gcnn yardmyla, ama o kadar da g venilir olmayan bir tarzda bir araya getirilmektedirler. Kiisel d ncelerin ve kanaatlerin rn olan aksiyomlarn ve ideallerin, ta rihilerin anlatmlarnn iine karmasna meydan verecek bo luklar olduka fazladr. adalar hakknda hkm vermeye ya rayan olanakl ve olas btn kriterlerin, gemiin sosyal bek lerine ve bireylerine uygulanmas alkanl, tarihilerin normal ve uzmanlk niteliklerine uygun pratiklerinden saylmaktadr. Ge miin artk kendilerini savunma imkn bulunmayan insanlarna kar mahkemeler kurmaktan ve bunu yaparken bugnn kriter ve deerlerini l olarak kullanmaktan daha normal bir ey yoktur ta rihiler iin. Bylelikle, imdi ile tarih ncesi arasnda hibir d nemde ve hibir yerde die dokunur farkllklarn bulunmad ve gelime basamaklarnn deimesi gibi bir eyin sz konusu ol mad izlenimi yaratlmaktadr. Salam ve gvenilir olduklar konusunda snanabilir kantlara dayandrlan yaltlm ayrntsal olgularn yan sra byk lde, snanp dorulanmas mmkn olmayan bir fantezi rn olan sen tez, ite byle bir kombinasyon, insanlk gemiinin tarih bi iminde anlatlna belirli snrlamalar getirmektedir. Uzak bir gemiten gnmze doru yaklatka, kaynaklarn says da o l de artar, dolaysyla da tarihsel alma yapmak iin gerekli olan ve potansiyel olarak nem tayan gemiin ayrnt paralar da o alp durur. te, insanln gemiinin tarih dediimiz biimde gsterilip anlatlmas giriimlerinin, ounlukla dar bir perspektif iinde hareket etmesinin nedenlerinden biri budur. Saylar gittike artan tarihilerin gayretleri sayesinde, gemiin birok dnemine ait olan ve durmadan ortaya karlan olgularn saysnn b ykl ve durmadan art karsnda, bir tarihinin gerek alma gerekse de dikkat sreleri, nispeten ksa tarihsel dnemlerle s nrlanmaktadr. Tarih aratrmaclar, sadece bu ksa tarihsel b lmler bakmndan uzman olma iddialarnn arkasnda durabilirler. O uzun insanlk tarihinin gnmzde bir dizi ksa dneme b
236

lnml, tarihilerin kendi profesyonel yeteneklerini nasl kav radklarn, bundan ne anladklarn gstermektedir. Gerek pro fesyonel ilkeleri gerekse de profesyonel vicdanlar, nispeten ksa zaman aralklaryla uramalar iin, onlar, zerinde hi d nmedikleri bir baskyla kar karya getirmektedir. Ksacas, ta rihilerin tarihi, tek szckle sylersek, ksa vadeli, dar perspektife sktrlm bir tarihtir. Ayn nedenden tr de, ellerindeki malzemeyle ortaya ko yabildikleri sentez, nispeten gevek bir biim olan tarih anlatm biiminde bile, nispeten ksa dnemleri iermekten teye gidememektedir. Bu anlatm, bir btn olarak alt dzeyde bir sen tezdir. Bir tarihi, Yunan ilkann kapsaml bir grnmn su nabilir; bir bakas ayn eyi in ilka iin yapabilir; bir ncs talyan Rnesansn, bir drdncs modern Nijeryay ve bir beincisi Kuzey Amerika tarihini enikonu nmze se rebilir; ama bu yaplrken bu eitli tarihleri birbirine balayacak hem btn kapsayc hem de snanabilir bir ortak ereve eksik kalmaktadr. Anlatc historiografi, yani tarih yazm, eitli du rumlarda, douda olsun, batda olsun, gneyde olsun, kuzeyde olsun, insanlk tarihinin btn o eitli dnemlerinin hep ayn dz lemdeki dnemler olduu biimindeki zmni varsayma dayanr bir izlenim vermektedir. Sanki eitli tarih alarnn gelimilik ba samaklar arasnda hibir fark bulunmamaktadr. Tarihilerin ya ptlarnda u veya bu ksa dnemin tarihsel gelimelerine yaplm sistemsiz yollamalar eksik olmamakla birlikte, gemiin yeniden kurgulanmasna ynelik tarihsel bir sentez biiminin btnletirici herhangi bir ereveden yoksun oluuyla, gerek eitli dnemlerin gelimilik dzeyleri arasndaki farkllklar, gerekse de tek bir dnem iindeki uzun vadeli dnmleri belirleyecek ve gerekli karlatrmalar yapacak imknlardan yoksun kalyoruz. Kstllklarna ve snrllklarna ramen, insanln gemiinin tarih biiminde anlatlmas, bilgilerimizi gene de muazzam artrm ve zenginletirmitir. Bunun gelecekte de sreceinden hi ku kum yok. Tarihilerin profesyonel almalarnn bilgi deerini inkr ettiimi dnmek, sylediklerimin tamamen yanl an
237

lalmas anlamna gelecektir. Gnmzn ksa perkpektifli hkim tarih yazm biimi, yani gemiin nispeten ksa dnemlerine ait ayrntlarn sk bir aratrma ve incelenmeye tabi tutulmas, in sanln gelimesinin btn olarak aratrlmasna ve yeniden kur gulanmasna vazgeilmez katklar yapmaktadr. Tarihilerin a lmalarnn, insanln gemiinin aratrlmasnda zorunlu bir adm olduu grlerine katlyorum. Ama insanln gemiinin aratrlp incelenmesi ve anlatlmas bakmndan, tarih ya da daha ak bir deyile anlatc tarih dediimiz biiminin, yeterli bir adm oluturduu biimindeki grlerine katlmyorum. En bata da, insanln gemiini sembollerle yeniden kurarken, an latc tarih biiminin insanln gemiini aratrp nakletmenin bi ricik yolu olduu ve bu yolun, gemiin ve imdinin, sembolik mo dellerle iten tutarl ve snanabilir bir tarzda gsterilmesine imkn verdii grn benimsemiyorum. Gemiin, zenle ayklanp ta ranm olgusal paralarnn aralarnda var olmu olmas mmkn ilintileri gsteren geici hipotezler olarak, bu anlatc tarih can landrmalar bir bakma yararl olabilirler. Ama, yle sanyorum ki, tarihilerin profesyonel ilkeleri, daha yksek derecede bir me safeden bakmay, ayrntlar iinde kalmamay talep ettiinde ve ta rihiler anlatc gemi betimlemelerini, kendi dnemlerinin ide olojik mcadelelerini neticelendirecek bir ara olarak kullanmaya daha az yeltendiklerinde byk yararlar elde edilecektir.

43 nsan toplumlarn tarihsel bir inceleme tarz yerine gelime sos yolojisinin inceleme tarzyla ele almak, gzlemlenen olgu ile in celeme arasna mesafe koyma alkanlnn yksek bir dzlemine trmanmay gerektirmektedir. Gelime sosyolojisine adm atmann glklerinden biri burada yatmaktadr. Burada anlaldklar ek liyle uzun dnemleri kapsayan gelimeleri yanstan modeller, byk lde olgulara bal bir sembol oluturucu sentez biimini
238

temsil etmektedirler. Bu basamaa gei, ayn anda, anlatc tarih yazm basamayla kyaslandnda, daha yksek bir sentez dz lemine kmak demektir. nsanln gemiini bir gelime olarak anlamak, tarihilerin kant olarak topladklar malzemenin kurduu basaman zerine kacak bilgilerle mmkndr. Bu n adm ol madan o bilgiye ulaamayz. Tarihilerin bazlarnn, uzun dnemli gelimelerin anlalmasn salayacak ilintileri kurmay, do laysyla da daha yksekteki bir sentezin dzeyine ykselmeyi de ersiz saymalarnn, hatta bu yolu kapamalarnn anlalr nedenleri bulunmaktadr. Bu yndeki birok giriim, gvenilir olmayan so nular vermekten teye geemedii ve speklatif olma zel liinden kurtulamad iin, bu diren hi de nedensiz deildir. te yandan, ksa dnemleri kapsayan bir inceleme ve aratrmadan, uzun dnemleri kapsayan bir inceleme ve aratrmaya gemek, ta rihilerin bak alarn ve becerilerini snrlayan dnemsel en gelleri de amay gerektirmektedir. Tarih almasnn geleneksel kitabndan, uzun vadeli s relerin incelenmesi iin gittike artan ayrnt bilgisine ihtiya ol duu, bu ayrnt birikimine hkim olma mecburiyetinin tek bir in sann kapasitesini katbekat aaca izlenimi edinebiliriz. Halbuki, daha yksek bir sentez dzeyine kma becerisi, ille de bildiimiz olgusal ayrntlarn saysnn ok olmas, ayrnt bilgimizin artmas anlamna gelmemektedir. Bu dncenin tersi daha yerindedir. Babilli matematikiler, gerekli soyutlama dzlemine trmanamam olduklar iin, her bir pratik uygulamada, yzlerce ayrnty iin iine katmaktan kurtulamamlard; oysa, Yunan matematikileri, tek bir matematik formln hatrlayarak, c2=a2+b2 eitliini kul lanarak iin iinden kabiliyorlard. Aynen buradaki ilikide olduu gibi, uzun dnemleri kapsayan gelimeleri, byle bir gelime srecinin btn olarak izledii yolu belirlemek istersek, bu tr srelerin eski ve yeni aamalar iinden seilecek rneklerin sistemli bir ekilde karlatrlmalarndan elde edilecek sonularn sembolik, olarak temsilini salayabiliriz. Bu incelemenin baz blmleri, zaten byle bir amaca ynelikti. Zaman belirlemenin, evrensel, genel geerli ilevini bulup ortaya
239

koymak artt; bu yoldan, zaman belirlemenin bir faaliyet olarak, bir kurumlama ve deneyim olarak izledii yn kefetmek iin, gemiin ve imdinin hangi yanlarn birbirleriyle karlatrmamz gerektiini anlayabilmitik. Bu sayede de bu yntemi byk lde gerekletirebildik. Olgusal kantlar kullandk; ama elbette, za mann yapsal olmayan bir tarihini yazabilmek iin gerekli olan dan ok daha azn ele alabildik. Hatta geliim sosyolojisi yn temine bal bir zaman incelemesi olarak bu alma bir ilk adm olmaktan teye geemez. Daha yksekteki bir sentez dzeyine gei denemesi olarak bile, soruna bu ilk yaklam, yeterince zor lad bizi. Bundan daha fazlasn yapabilmek ve rnein zaman be lirleme faaliyetinin gelimesinde tek tek trmanlan basamaklar, devlet ncesi toplumlardaki ilk biimlerinden balayarak u anda sanayilemi ulus devletlerindeki son haline kadar inceden inceye aratrmak ok gzel olurdu. Toplumsal gelimeyi aklamaya alan eski kavramlar, o unlukla teleolojik, belli bir amaca doru yol alan bir gelimeyi gz nnde tutan kavramlard. Gzlemlenebilir her gelime yn, belli bir hedefe dnk olarak anlalyordu. Ve hedef, sosyal ge limenin en nemli yan olarak grlyordu ounlukla. Ge limesinin bu eski basamaklarnda, toplumsal gelime kavram, biraz da bynn, sihirin havasndan nasibini almt. Bu kavram, bir tr kehanetin aracyd. Zorunlu olarak, belli bir hedef do rultusunda gerekleecei vaadini kendi iinde tayordu. Sosyal gelimenin hedefi, aslnda insanlarn srekli bir ilerleme ve so nunda ideal topluma ulama arzularnn yanssndan baka bir ey deildi. nsanlarn zaman belirleme biimleri ve zaman alglayp yaaylarn ve bunlarn gelimesini inceleyen bir alma, top lumsal gelime kavramn, gemiteki metafizik kabuundan kur tarmamz kolaylatrabilir. Zaman belirlemenin kesintili, ara sra bavurulan biiminden, srekli bavurulan biimine, ksacas saat kullanmna doru bir gelime olduunu hi tereddt etmeksizin aka ileri srebiliriz. Ama ite bu gelime ynn tanmlayan te orik bir model, bu satrlarn yazarnn, daha iyi bir dnyaya olan zleminin bir ifadesi olarak anlalamaz. Gelimi toplumlarn
240

zaman deneyimine sahip olmasnn eski durumlara gre ok daha iyi olduunu ileri srme gibi bir dnceyle uzaktan yakndan ilgim yok benim. Ben sadece daha nce zlmemi bir sorunu zmeyi denedim. Geri bu sylediklerimiz, insanln gelime sreci iinde, iler lemeye dnk olarak anlalabilecek hatlarn bulunmad an lamna gelmiyor. Teleolojik bir gelimeyi yok saymak, byle iler lemeleri inkr etmek saylmaz. Uzun dnemleri kapsayan sosyal srelerin arlkl eilimlerinin, bir ilerleme ynnde yol almak olduunu gsteren, ender saylmayacak rnekler var. ok uygun bir rnek, bu almann balamna da uyan bir gelimeden, tak vimin gelimesinden alnabilir. Bu gelime zerinde ok daha ay rntl ve uzun durmak isterdim. Takvimin gelimesi, tarihe ba karken tarihilerin iine skt ksa ve dar perspektifle gelime sosyolojisinin perspektifi arasndaki farka k tutacak nitelikte. Ksa vadeli perspektif, insann gemiini, tek tek dnemlere, bir insan mrne denk geldii izlenimi veren dnemlere blp par alayarak kavrar ve ksa dnemler genel sreci etkilese bile, d nemlere konan snrlara taklmayan, bu snrlar aan uzun erimli genel srelerin alglanp anlalmasn engeller. Gemii tarih olarak kavrayan hkim mantk, bu kopukluklarn, dnemsel, ke sintili srelerin algmza hkim olmasna yol amakta ve in sanlarn, gemii, birbirine bal olmayan dnemlerin ym ola rak grmesini salayan bir baka altrmaktadr. Bu alkanlk ylesine gldr ki, dnemlerin snrlarn aan uzun erimli ge limelerin incelenmesine dnk almalar halen yok denecek kadar azdr. Oysa dnem tesi nitelikteki gelimelere yeterince rnek bulunmaktadr. Avrupa takviminin gelimesine ilikin birka saptama, bu noktay gstermeye yetecektir.

241

44
Gnmzde hemen hemen btn dnyada ayn takvim kul lanlmaktadr. Zaaflar vardr bu takvimin. Kimilerine gre, r nein Paskalya, takvimde oraya buraya kayp duracana, tpk Noel gibi, sabit bir ayn belli bir gnnde balayp bitmeli ya da doum gnleri yln hep ayn gnne, pazarsa pazar, salysa sal gnne denk dmelidir. Ama belki de birazck dzensizlik yle pek de ho karlanmayacak bir ey deil. Aslnda gnmzdeki takvim, o ynla insan faaliyetinin srelerinin ayarlanmasn sa layc bir zaman belirleme enstrman olarak iini ylesine sessiz ve przsz halletmektedir ki, bu ilerin baka trl de yrtle bileceini insan genellikle aklnn ucuna bile getirememektedir. n sanlarn yzyllar boyunca kullandklar takvimlerin, alar boyu ileri arapsana dndrp durduunu ve bu takvimlerden biri olan, Avrupadaki takvimin, ancak son reformdan bu yana ulat ku sursuz saylacak duruma gelene kadar birka kez reforma tabi tu tulup dzeltildiini herkes unutmaktadr. Avrupa takviminin geirdii gelime, gerek insan bilgisinin ge liiminin, gerekse de buna bal toplumsal dnmlerin, uzun d nemlere yaylmasndan kaynaklanan sreklilik karakteristiini gs teren kk, ama iyi bir rnektir. Takvimin, bir ileri bir geri admlarla gerekleen ilerlemesi, birbirini izleyen bir dizi top lumsal geliimle oluan uzun erimli hattn ampirik nitelikli kk bir modelini sunabilir; ksa vadeli, tek tek tarihsel dnemleri bir birine balayan ve bu toplumsal evrelerden bazlarnn mrnn ok ok tesine uzanan bir hattr bu. rnein austos aynn, ad Augustus adl Roma imparatorunu ereflendirmek iin ondan al dn, hl Janus ba figrnde yanssn bulan Roma tanrs Janusun, geriye eski yla ve ileriye yeni yla bakan ocak (january) ayna adn verdiini dnecek olursak, burada szn ettiimiz sreklilii tm canllyla gzmzn nne getirebiliriz. Almancadaki takvim anlamna gelen kalender szc bile La tince calare eylem szcnden gelmektedir ve uzak da olsa, ge mi bir evrede, bir Roma rahibinin, tpk Nijerya kyndeki rahip
242

gibi, Yeniayn ne zaman grndn bildirmesiyle ilgilidir. Calendare yani, anons edilmesi, bildirilmesi gereken gnler, Romada bir dini memurun sokaklarda gezip Yeniayn g rndn, dolaysyla da yeni bir ayn baladn bildiren bir uyar yapmasyla, yani zamanla ilgili bir olaydr. Ama gene de gnmzde kullandmz takvimin, bilginin ge limesinin o binlerce yllk serveninin kurduu, devletlerin ve d nemlerin mrlerini aan sreklilii temsil ediinde artc bir yan bulamayabiliriz; belki de, bugn kullanlan takvimin olu turulmasna katkda bulunmu bilgilerin geirdikleri deiimlerin bir gelime karakteri tadn bile grmeyebiliriz. Ama herhalde, bizimkine gre eski bir takvim kullanmak zorunda kalm gemi toplumlarn insanlarnn, bu takvimin yetersizliklerinden tr ikide bir glklerle karlatklarn; bunun zerine, daha sonraki yzyllarda slah hareketlerine gittiklerini, ama bu dzeltmenin de yeni sorunlara ve slah giriimlerine zemin hazrladn ve eninde sonunda takvimlerin yol at sorunlarn ou halledilecek ekilde bu takvimin mkemmelleene, sosyal ilevlere tam uyum sa layacak dzeyi tutturana kadar bu araylarn sregeldiini grmek o kadar zor deildir. Ve bu takvim, nihayet przsz ilemeye ba layp artk herkesi memnun ettiinde, bu sefer de, durumun bir za manlar bundan farkl olduunu, o binlerce yl sregelmi bu yn deki gelimeyi unuturuz. Bu uzun gelime iinde insanlarn yarattklar takvim sembollerinin, bir yandan sosyal grevleri ye rine getirme gerekleriyle uyum salarken bir yandan da cansz do ann bu faaliyetler bakmndan nemli olan srelerine ayak uy durma bakmndan mkemmel noktaya ulamasnn glklerini artk hatrlamayz. Bu gelimeler boyunca almas art olan glkleri genel ifa delerle basit yoldan ve ksaca tanmlayabiliriz. Ama ite, buradaki almann amalaryla snrladmz zet bir aklama bile, yer leik bir anlayn ierdii sorunlar gstermeye yetecektir. Ge leneksel bir deerler cetveline gre doa, uzun sre dzen de diimiz durumun modeli olarak anlald ve bugn bile yer yer yle anlalyor. Buna karlk insan toplumu, kaotik deilse bile,
243

doaya gre dzensiz ilikilerin alan olarak kavranyordu ve kav ranyor. Gemiin takvimcilerinin sk sk ve yeniden yeniden kar larna kan glkler ise, doann hareketinin insanlarn ihtiya ve gerekliliklerine cevap vermek bakmndan yeterince dzenli olmamasnda yatyordu! nsanlar, kapasiteleri yeterli zaman be lirleme enstrmanlar yaratamadklar dnemler boyunca, sosyal hayatlarnda tekrar tekrar ortaya kan zaman aralklarn lebil mek iin, hep tekrarlanan doa olaylarn, en bata da Gnein, Ayn ve yldzlarn periyodik hareketlerini kullanmlard. Gel geldim, insanlarn gndz, gece ya da gne yl gibi zaman bi rimlerini bulmamz salayan Gnele, ay birimini bulmanz salayan Ayn hareketlerini koordine etmeleri mmkn deildi. Oysa insan toplumlar, ilevler gitgide farkllatka ve ilikiler karmaklatka sabit ve kusursuzlua da o lde yaklam bir zaman dzenleyicisine ihtiya duymaktaydlar. Roma cumhuriyetinde olduu gibi, sosyal gelenek, devlet me muriyetlerinde bir rotasyonu zorunlu kldnda, zellikle iktidar mcadelelerinin dorua trmand dnemlerde, bir makam st lenmenin ve onu brakmann kesin tarihleri alabildiine nem ka zanyor, dolaysyla kimin belli bir makam devralp ne zaman b rakaca kamuoyunca nceden biliniyordu ve bu, herhangi bir tereddde yer vermeyecek ekilde aklanyordu kamuoyuna. Se imler tam zamannda yaplmak, vergiler, kiralar, borlar ve faizler tam gnnde denmek zorundayd. Julius Sezar iktidara getiin de, Roma takviminin karmaalara yol atn grd. Roma cum huriyetinde zamann denetlenmesi, tpk Ezeulunun kynde ol duu gibi, Pontifex Maximusun ynetimindeki bir rahipler kollegiumunun greviydi. Pontifex Maximus ve rahipleri devlet takviminin bekileri ve kollayclarydlar. Gelgelelim bu takvim, sosyal ilikilerin dzenleyicisi olarak, cumhuriyet iindeki iktidar kavgalarnn etkilerine bak bir takvim deildi. kar gruplar, anlayabildiimiz ve buradan grebildiimiz kadaryla, belli bir yl uzatma ya da ksaltma konusunda rahipleri ikna edebiliyorlard. Dolaysyla da doal ve sosyal olaylarn karlkl ilintilenme g lkleri, iktidar mcadeleleriyle birleince, Roma takvimi de pu
244

sulay aryordu. Fiilen bir diktatr olan Sezar, kkl bir takvim reformu iin emir verdi. Son tahlilde sosyal ilikilerin zamana gre ayarlanmas meselesi, hep ya rahiplerin ya da dnyevi-resmi otoritelerin grevi olagelmiti. Oysa imdi imparator, Sosigenes adl bir Msrl ma tematiki ve astronomi bilginini yardma arp Roma takviminin muhta olduu reformlara danmanlk etmesini istiyordu ve bu gi riim lka Romasnda bilimin gelimesi srecinde bir aamaya iaret etmek bakmndan da nemliydi. O dnemlerde Msrllar yldzlar gzlemleme ve takvim yapma konusunda uzun bir ge lenee sahiptiler. Sezarn sadan nce 46 ylndaki takvim re formu bu gelenein birikimlerini kendi birikimlerine eklerken, bu gnk takvimden bildiimiz birok zellik ortaya km, bir bakma gnmz takvimine gtrecek gelime yolunun adm larndan biri atlmt. Msrllar daha nceden Ay ve Gne hareketlerine gre d zenledikleri zaman birimlerini birbirleriyle koordine etmi, bir yl 12 aya bldkten sonra, her bir ay da 30 gn olarak tespit etmi, sonra bu paralar bir gne yl ile uyum iine sokabilmek iin, her yln nne ya da arkasna 5 gn eklemeyi adet edinmilerdi. Sezar ise bu zm benimsemek yerine, ubattan bir gn karm ve alt fazla gn, tek sayl aylara taksim etmiti. Modern takvimin dzenine iaret eden bir gelimeydi bu. mparatorun l mnn ardndan, doum ay olan temmuz, onun onuruna Juli olarak adlandrld. kinci bir takvim reformu, Rnesans dneminde gerekleti. Roma Kilisesi, Antik Romadan yeniaa kadar uzanagelen balca sosyal bilgi kprlerinden biriydi; bu kilise, Julianus takviminin kimi deiikliklerle adan aa geebilmesini salamt. Ama ite, aradan geen 1000 yldan sonra artk pek o kadar iyi i lemiyordu bu takvim. Aradan geen yllar iinde gerek Sezarn gerekse Msrl danmannn uyguladklar ilkelerin Aya bal zaman birimleri ile Gnee bal zaman birimlerini birbirleriyle koordine etme bakmndan yetersizlikleri ortaya kmt. En azn dan Avrupann baz blgelerinde devlet organizasyonlar, etki ba
245

kmndan antikan Pax Romanasnn (Romann bar iinde geen dnemi- .n.) organizasyon ve i bar salama dzeyine yakn bir yere gelmilerdi ve bu organizasyon aamas kentleme ve ticaretin gelimeleriyle birlikte zamann resmi kamusal alanda dzenlenmesine duyulan ihtiyac da artrmaya balam, giderek Roma takviminin eksiklikleri de iyice su yzne kmt. Bu eksikliklerden sadece biri, dini bayramlarn, zellikle de Paskalyann tarihlerinin yldan yla kaymasyd. Yahudi gelenei, Passover (hamursuz-.n.) bayramn ilkbaharn balangcndan son raki ilk Yeniay ile ilintilemiti. sadan sonra 325 ylndaki znik Konsl, Hristiyanlarn Paskalya bayramlarn, ilkbaharn, geceyle gndzn birbirine eitlendii gnden sonra doan ilk Yeniaydan sonraki Pazar gnnde balatma karar almt. Aradan geen za manda o gnn tarihi, balangtaki 25 Mart tarihinden 21 Marta gerilemiti. 16. yzylda ise insanlarn gelitirdikleri resmi kamusal takvimin sembolleri ile Gnein gzlemlenebilir hareketlerinden elde edilen sonular anlamndaki doal sreler arasndaki kayma da, 10 gnlk bir farka ykselmiti. 13. yzyldan itibaren bu iki dzlem arasndaki uyumsuzluun artt fark edilmeye balanm ve kilise meclisleri ara sra toplanarak bu kaymaya are bulmaya almlard. Ne var ki, gelenekle arasn bozma konusunda her zaman isteksiz olan kilise, artk i rndan kana kadar die do kunur bir nlem alamamt. Sonuta Papa XIII. Gregorius, Napolili bir doktor ve astronom olan Luigi Lilioya akl danp a reler aramaya balad; Lilionun lmnn ardndan da bu kez bilgin Claviusu bir zm bulmaya davet etti. Yaptklar d zeltmelerden biri, artk ylla (ubatn 29 ekmesi) ilgiliydi. n celemelerinin sonunda, her 400 yllk periyotta, 400'e tam olarak blnebilen yzyl bann artk yl saylmas, dier nn artk yl saylmamas durumunda, Gnele Ayn hareketlerini insann ihtiyalar dorultusunda daha iyi koordine edebileceklerini grdler. Buna gre ilk ilem 1600'de yapld iin, kincisi 2000'de olacaktr.

246

45 Bugn takvim, artk kamunun ilgi alan dnda duruyor. 1582 y lnda gerekletirilen takvim reformuyla, takvim sembollerinin sosyal grevlere daha uygun olmalar salanm, Gne ile Ayn grnen hareketlerini birer zaman gstericisi olarak hem bir birleriyle hem de bunlar sosyal olaylarn seyriyle ilintileme yo lunda baarl admlar atlmtr. Takvimin ulat bu en son aa mada, gerek takvimin, gerekse zaman belirlemenin teki enstr manlarnn gsterdii gelime, zaman belirleme sembollerinin, daha nce sembolletirdiimiz eylerden, doann, Gnein, Ayn ve yldzlarn hareketlerinden, iyice kopmaya baladklarnn belirtilerini sunmaktadr. nsann bulduu yapay k kaynaklar sa yesinde, gece gndzn bir paras olmutur; ay dediimiz zaman biriminin, eskilerde Ayn bymesi ve klmesiyle smsk bir iliki iinde olduunu yle bir aklmza getirelim. in uz manlarn bir yana brakacak olursak, ylmzn, Gnein ha reketleri ile aylarmzn da Ayn hareketleri ile balantl ol duunu bugn ok az insan aklna getirmektedir. nsanlar, bahar balangc olan nisanda sann dirili bayram olarak kutlanan Paskalyann, ilkbahara, kara topraktan, yeni taze yeilin fkrmaya balad gnlere denk dmedii yerlerde yaarlarken, bu uyum suzlua aldr bile etmiyorlar. Takvim ve saat gibi insan eseri olan enstrmanlar, insan ilikilerini zamana gre dzenlemede, Dnyann ve Ayn, Gne etrafndaki karmak hareketlerinden ok daha elverilidirler. Gerek bu bakmdan gerekse de baka ba kmlardan, insanlar bugn kendi eserleri olan bir semboller dn yasyla smsk btnlemilerdir. Adm adm, binlerce yllk bir gelimenin ardndan, takvimlerin rahatsz edici sorunlar iyi kt zlmtr. Ve bugn artk, mevcut takvim, sorunlar karmad iin, insanlar da, takvimlerin glklere yol at gemii silip at mlardr kafalarndan. Atalarnn sz konusu glkleri adm adm atklar gemiin geliim basamaklar, onlarn umurunda deildir pek. Oysa insanlar, gemiten gnmze uzanagelen gelimenin bilgilerini bilgi daarcklarna katmakta gecikirlerse, ne kendilerini
247

ne de ak duran gelecein imknlarn doru drst kavraya bilirler.

46 Takvimin gelimesi, belirttiimiz gibi, uzun sreli bir gelime s recinin kimi genel karakteristik belirtilerini gsteren kk bir mo deldir. Sosyal gelime kavramn mistifikasyonlarndan temizleme mize yardmc olabilir bu model. Grdmz gibi, bir gelimeyi karakterize eden tayin edici yanlardan biri, insanlarn bouup dur malarna karn, yzlerce hatta kimi durumlarda birka bin yl zmsz kalan ve bir dnemin koullar iinde zlmeyen so runlarn varldr. Gelime dediimiz olay, ilerleyen ya da gerile yen bir istikamette yol alna gre, insan topluluklarnn adm adm ve ounlukla hi farknda olmadan bir sorunun zmne yaklatklar, ama bazen de ondan uzaklatklar bir sretir. Ve btn sosyal sorunlar, hep birbirlerine sarmam ekilde insanlarn karsna ktklarndan, tek bir hat zerinden srdrlen in celemeler -rnein takvimin gelimesi sorunu gibi- geici n in celemeler olarak anlalmaldr. Ama bu tr incelemeler bile, burda grldn umduum gibi, nceden planlanmam dnmlerin niin ve nasl olup da gene de belli bir ynde yol aldklarn ve bu dnmleri birtakm metafiziksel, mehul kuvvetlerin gizli he deflerine balamadan ya da sosyal bir sorunu zme dorultusunda atlan her admn, insanlar mutlulua gtrme gibi bir gizli amaca hizmet ettiini ima eden kehanetlere gerek kalmadan anlayabilece imizi gstermeye yetmektedir. Balangtaki sorun iyi kt zlnce sosyal gelimeler de nispi bir sona ularlar. nsanlarn zaman belirleme sorunlar buna yararl bir rnektir. Bu rnek, zlmemi sorunlarn, bu tr kimi sorunlarn zerine plansz gidilerin yeni yeni sorunlara yol aa bileceklerini, ama byle bir durumun, o ana kadar elde edilmi zmlerin deerini drmeyeceini retmektedir. nsann 24 sa
248

atinin ie yarar bir zaman matrisine blnmesi, retim dzeyi git tike artan ve srf kuru daha fazla kazanmak uruna artk vaz geilmesi gerekmeyen bo zamann oald toplumlarda ileye bilmesi iin vazgeilmez bir kouldur. Ama te yanda bugnk bi imiyle zamann bir uygarlama ilkesi olarak yaratt basn hl zm arayan sorunlar dourup durmaktadr. Bu sorunlar bir st basamakta yer alan gelimelere gtrecektir bizleri byk ola slkla. Tarihilerin ounun gnmzde uzun srelere yaylm sosyal sreleri hesaba katmaya yanamamalar, bana yle geliyor ki, ks men de olsa kendi yetersizliklerinden, insan topluluklarnn hem gemite kar karya gelmi olduklar, hem de bugn hl kar karya bulunduklar sorunlar zerinde sistematik kafa yorma ek sikliinden kaynaklanmaktadr. nsanlar, ne gemite ne de g nmzde, zmek zorunda olduumuz sorun u diyemediler ve diyemiyorlar. nsanlarn, dar, spesifik sorunlarla, bunlarn adlarn koymakszn ve ou durumda, bu sorunlara ilikin kavramsal sembollere sahip olmakszn bouup durduklarn gryoruz. Zaman belirlemenin eski geliim aamalarnda, insanlarn bizim zaman szcmzle ayn anlama gelen bir szckleri yoktu muhakkak. Karsnda durduklar zaman belirleme sorununu ak seik ifade edebilecek durumda deillerdi. Ne var ki, onlarn so runlarn -onlarn o dnemlerde yapamayacaklar bir tarzdabugn aklamadan eylem ve davranlarn hakkyla anlayamayz. Sistemli karlatrmalar bunu kolaylatrabilir ve eski bir sentezleme dzeyinden yeni bir sentezleme dzeyine geiin g lklerle dolu olduunu anlamamz salayabilir. nceki bir dz leme almak, oldum olas, bir sonraki st dzleme trmanmay bir sreliine durdurma sonucu getirir. Halbuki alkanln ba layclna ramen, sosyal gelime basamaklarnn art arda kur duklar silsileyi gn na karacak bir uzun dnem pers pektifinin hi de yle yararsz olmadn belki bu almada grdk. Burada anlattklarmz, gelimenin seyrinin, teki deyile merdiven basamaklarnn izledii srann, hantal, hareketsiz, ya pdan yoksun bir tarihsel malzemeye dtan dayatlmadn, in
249

celeme konusu edilen malzemenin potansiyel olarak bu gelimeye yol atn, dolaysyla geliimle dnemler arasndaki bu ilikinin, snanabilir, aratrlabilir ve -sembolik temsil anlamnda- bir ku ramsal model halinde ortaya konabilir olduunu grdk. Yine grld gibi, toplumsal gelimenin deiik basamaklar arasnda yaptmz karlatrmalar ve bir geliim basamann merdivenlerinden bir yukarya bir aaya kp inerek yaptmz aratrma seferleriyle gerekletirilen karlatrmalar sayesinde, gelimenin tmn gz nne almayan ve karlatrmalar yap mayan dar perspektifli, ksa dnemli, bir tarihsel inceleme tar zndan farkl olarak dnemlerin gzlemlenebilir olgular hayatiyet kazanmaktadr. Yapacak daha ok ey kalyor geriye. Ama belki de, zaman basnc altnda yaayan sanayilemi ulus devletlerinin kentlemi yurttalar, bir zaman belirleme arac rol oynam olan ve onlarn hayatndan bu ynyle hemen hemen tamamen kp git mi olan Ayn bir zamanlar, insanlara, az ok periyodik ara lklarla, kendi sosyal hayatlarna mdahaleler yapmalarnda yar dmc olduunu hatrlayacaklardr. Ya da belki, Ezeulunun kyne yapacaklar bir sefer, yksek dzeyde karmaklam devlet top lumlarnn yurttalarnn kendi zaman deneyimlerini dolaysyla da kendilerini anlamalarn kolaylatracaktr.

250

Dizin

1:2:24:1440 157 1600 246 2000 246

antik 37

A
A Mathematicaris Apology 169 a priori 16, 87, 88, 90, 91, 165, 191,223 ab ovo 85 abstraksiyon 221 Achebe, Chinua 210, 221 Afrika 75,79, 84, 231,232 arlk 149 austos 242 aile 91 Aiskhylos 169 akl 87,88, 89,92,97, 161, 188 akl yrtme 147 akla uygun 91 akim yasalar 168 aksiyomlar 127,128 alarm tepkisi 191, 197 Alberti 148 alglanan zaman 118 Amazonlar 175 Amerika yerlileri 194, 207 ampirisistler 146 an 107,111,185 angaje olma 48, 49 an kalb 52 animizm 216,217 anlak 163 anlam 52 anlama yetisi 91, 92 anlatc tarih 238 Antik Roma 245 Antik Yunan 225

antropomorf 111 Aquin, Thomas von 147 Aristo 147, 148 Aristotelesi 141 Arimet 169, 170 artk yl 246 Asikhylos 170 astroloji 140 astronomi 140 Asurlular 79 ataszleri 228, 229, 230 AtinalIlar 79, 137, 138 atom a insan 202 atom saati 155 atom sava 202, 207 Audens, W. H. 176 Augustinus 223 avc toplumlan 187 Avro-Amerikan toplumlar 204 Avrupa 232 Avrupa Aydnlanmas 147 Avrupa takvimi 241, 242 Ay 14, 30,42, 63,65, 68, 70, 76,79, 84, 93, 94, 95, 97, 102, 116, 122, 123, 124, 125,138, 141, 211, 212, 216, 217, 218, 224,232, 244, 245, 247, 250 Ay tutulmas 83 Ay zaman 142 Aydnlanma 126 aylar 38, 63, 64, 77,84, 106,107, 111, 126,156,175,232,247

B
Babilli matematikiler 234,239 Babilliler 233

bamllk zincirleri 226 bamszlk 65 bar 200 Barok 193 Barth 127 basn 38 basit toplum 19, 40,41, 74 balang noktas 17, 18, 89, 147 Batlamyus 83, 140 Beati possidenles 223 benmerkezci 233 Bergson 117 be boyutlu gereklik 28, 53, 55, 171 beinci boyut 85, 113, 114, 171 bilgi 14, 34, 36, 47, 61, 62, 85, 86, 87, 88, 89,90,91,92, 93,94, 95,96, 97, 115, 116, 120, 140, 161, 162, 163, 166, 219, 227, 234, 237, 239, 247 bilgi ak 99 bilgi aralar 167 bilgi birikimi 35,47,50, 63, 97, 98, 100, 219,222, 223,227 bilgi daarc 94, 96, 98, 128, 234 bilgi dzeyi 170 bilgi edinme sreci 162 bilgi kuram 47 bilgi teorisi 17, 23, 25, 39, 89, 114, 161 bilginin sistematii 48 bilginin tarihi 48 bilim 168 bilim sosyolojisi 14 bilim teorisi 170 bilimadam 162 bilimsel tutum 128 bilimsel yntem 165 bilin 163 bilinsizlik 54 bilmek 162 bin yllar 83 birey 29, 32, 33, 34, 36, 37,72, 96, 182, 183, 184 bireysel 182,186 bireysel denetim ve kstlama mekanizmalar 209 bireysel kiilikler 205, 183, 184 bitkiler 141 biyolojik evrensellikler 191 biyolojik evrim 167 biyolojik kalplar 195

biyolojik sreler 196 biyolojik yap 88 biyolojik zaman 94 bo zaman 249 blgesel devletler 199 Brabant, Siger von 147 Brahe, Tycho 150 bugn 109, 113 Bultman 127 byk temizlik 127

c-
calare 242 Calendare 243 canavarlk 204 canl cansz nesneler 216 canl ve cansz 216, 217 cemaatler 228 Censorinus 108 Chaco yerlileri 206 Charl, IX. 80 Clastres, Pierre 199,200, 206 Clavius 246 cogito ergo sum 91 Comte 165 a 99 alar gstergesi 82 an sesi 139 evreci hareketler 22 kar gruplar 244 ok 36

D
da kyleri 199 daha nce 105 daha nceleri 109 daha sonra 105, 108, 109, 111, 112 dakika 126, 139, 150, 156, 157, 225 dakiklik 24 Darwin 126 davran kalplan 41,44 deiik toplumlar 176 deiim 73, 129, 135 ,177 deiimler dizisi 73,81, 104,105,167,
111, 112

deiimler silsilesi 124, 134 deiimlerin sreklilii 71 denetim mekanizmas 195 denetleme 41, 42,43,45

deney 146 deneyim 61,62, 93, 107 deneyimden nce gelme 92 deneyimle ilintili 112 deneyimler zinciri 95 Descartes 16,44, 61, 62, 88, 89, 91, 92, 127,161 devlet 83 devlet oluumu 200 devlet otoriteleri 80 devlet ncesi toplumlar 209, 240 devlet toplumlan 187 devletler aras ilikiler 82, 192, 200, 202 d buyruk 175 d dnya 161, 162 d nesneler 163 d zorlama 44, 52 dta kalabilme 49 dil 28, 31, 33, 35, 36, 52, 66, 68, 87, 88, 91, 154, 162, 171, 183 dil alkanl 70 diller 91 dilsel uzlamlar 67 doa 15, 21,22, 29, 31, 43,44, 49, 64, 65, 66, 68, 68, 69,74, 86, 97, 102, 104, 111, 112, 116, 117, 118, 119, 120, 131, 140, 140, 141, 143, 151, 152, 153, 195, 218, 219, 220, 221, 224, 225, 227, 243, 247 doa bilimleri 68, 115, 117, 118, 118, 120 doa dzeni 168 doa ile insan 131 doa merkezci 151 doa sreleri 207 doa ve kltr 22, 118,196 doa ve toplum 22, 118, 119, 121, 130, 131, 154, 196 doa yasalar 86, 142, 152, 168 doabilimleri 21, 131, 183 doal 68, 130 doal sreler 138 doal zaman 153 doum ile lm 72 doutan bir iddet 204 doutan ideler 87 doutan saldrgan 192 dnem 99 dalizm 152,153,154 dn 113

Dnya 27, 29, 46, 103,222 dnya bilinemez 163 dnya nfusu 186 dme yasas 146 dnce 88, 90, 146 dnce aksesuvarlar 128 dnce gelenei 127 dnme 92 dnme enstrman 24 dnme tarzlar 120 dzen 243

E
ebedi doa yasalar 165, 168 Einstein 62, 67, 68, 83, 94, 109, 118, 127, 134 enerji 112 entelektel gelenek 135 eskiden 108, 109, 111 ,112 etnik farkllklar' 176 evren 45, 101 evrensel 163, 164, 181, 239 evrensel bilin 161 evrim 71, 126 evrim modeli 168 evrim saatleri 110 explanandum 204, 205 ezan 139

F
farkllklar 176, 177 feci bir ikence 203 felsefe 17, 69, 91, 164, 190 felsefe dilleri 91 felsefi aksiyom 92 fenomenolojik tezler 163 feti karakteri 104 fetileme 139 filozoflar 83, 139, 140, 153, 159, 160, 161,162, 164, 165 fizik 21, 68, 69, 115, 118, 130, 142, 166, 190 fizik bilimleri 15, 117, 153 fizikiler 12, 15, 83,128, 131, 139,140, 152,153 fiziksel zaman 21,68, 70,118,121,131, 139, 143, 151, 153, 154 fizyolog 184 fizyolojik saat 74

Florensa 148 formalite 42 formel mantk 91

Gne zaman 142 gne yl 45, 244,245 gnlerden ne 139 gnn tarihi 175

G
galaksilerin douu 216 Galileo 15, 127, 139, 141, 143, 144, 145, 146,147, 148, 149, 150, 151,152, 165, 167 gece 63, 74, 75 gece gndz 247 geicilik 168 gemi 105, 106, 107,108, 111, 112, 113, 114, 185,240 gemi, imdi ve gelecek 106, 107, 108, 109, 111, 112, 113, 114, 185,216 gelenek 179 geleneksel dnme 135 geleneksel zaman 137 geliim sosyolojisi 153, 200, 240 gelime 243 gelime modeli 177 gelime sosyolojisi 126,235, 238, 241 gelime sreci 241 gelimi toplumlar 18,43, 44, 196,240 gelimilik 188,208,217 genel teorik sorun 149 genelletirme 132 geosentrik 32 gereklik 39, 50, 96, 100, 116, 163, 219 geri dnlmezlik duygusu 99 global devlet 82 gk cisimleri 68, 140, 165, 172,212 gkyz 221, 223, 224 grecelik teorisi 110 grnmezlik 67 gzlem 147 Gregorian, Papa XIII. 81 Gregorius, Papa III 246 Gregoryan kilisesi 81 g ve iktidar 209 gn 19, 38, 64, 107, 156, 157, 225 gndz 75 Gne 14, 23, 27, 29, 30,42, 45, 46, 63, 68,70,76,81, 82,84, 97, 102,103, 112,116,122, 123,124, 125, 133,138, 141, 155, 172,212,216,217,222,244, 245,246,247 Gne dnencesi 123

H
hafta 64, 108, 232 Hail, T. 177, 177 Hardy, G. H. 169,170 hareket 134,135, 136, 140, 141, 142, 145, 149, 150, 155, 156, 158, 165, 171 hareket aklar 70 hareket dilimi 156 hareket dizisi 71 hareketsiz ilikiler 135 hasat 64, 96,97 hayvan psikolojisi 196, 197 hayvanlar 141 Hegel 165 Heidegger 117 Hristiyan ehitleri 203 Hristiyarlar 72 hz 67, 145, 149, 150, 150, 156 historiograf 237 hiyerarik yap 141 homo sapiens 206 homonid 36 Horaz 37 Hume 71 Husserl 127

I-
rk farkllklar 176 tbolar 210 i dnya 161, 162 i ses 176 i-zorlama 44 iinde yer alma 48 ide 26 ideal toplum 240 idealistler 146 ihtilaflar 220 ihtiyalar 93 iki kltr 120, 121 ikinci doamz 176 iktidar 83, 115,120,220,244 ileride 105,109,112 ilerleme 126 iletiim 46

iletiim aralar 35, 228, 230 iletiim sembolleri 85 iliki gstericileri 134 iliki sembol 172 ilkbahar 247 ilkel toplumlar 40, 42, 159, 199, 200 ilkellik 204 imaj 100 imge 27,59,60 in vivo 151 inanlmaz ikenceler 201 insan 71, 87, 89, 96, 103, 106, 118, 120, 140. 163, 191, 196 insan bilimleri 12, 117, 120 insan deneyimleri 90 insan doasnn biriciklii 197 insan ile doa 120 insan ilikileri 116, 117, 131, 180,247 insan kiilii 204 insan psikolojisi 197 insan srleri topluluu 199 insan topluluu 85, 87, 95, 97, 100 insan toplumlar 21, 111 insan-merkezci 64 insana zg 130 insanlar 112, 113, 119 insanln tarih ncesi 201 insanlk 65, 90,95, 100, 119, 140, 158, 175, 222 insanlk tarihi 236 rokiler 195,201 sa 83 isim hali 70 isim szck 110 iaretler 86, 87 ikenceler 193, 194, 202, 203, 204, 205, 206, 207 ivme 145, 155, 167 znik Konsl 81, 246

J-K
Julianus takvimi 81, 245 kader 19, 140 Kaldeon-Babil 83 kalender 242 kalc devlet birimleri 84 Kant 16, 17,47,61, 62, 90, 168, 223,235 karlamalar 208 kartlklar 118, 119

Kartezyen 88 katksz iliki sembolleri 174 katksz rasyonel 168 katlayc sreler 201 kavramlar 97 kavramsal blnmlk 120 kavramsal kartlklar 121 kavramsal semboller 132, 216, 249 kehanet 77, 240, 248 kendini evcilletirme yetenei 196 kentlerin douu 199 kentlemi toplumlar 205 kstlama 38,43 kstlamalar 176, 180, 207 kstlanmlk 150 k 172 k saati 79 Kzlderililer 193, 194 kilise 80, 83, 147, 246 kimlik 97 kimlik imgesi 96 kiilik 179 kiilik yaps 180, 183, 187,206,207 klasik Avrupa felsefesi 161 klepslydra 150 koordine 78 korku 168 korku ve dehet 202 korkun olmak 201 kle avclar 210 kr sosyal sreler 208 krallarn zaman 142 kronometre 150 Kronos 225 kum saati 137, 138 kuralllklar 142, 151 kuramsal model 250 kurt adam 94 kuaklar silsilesi 47, 90, 95, 111 kularn g 14 Kuzey Amerika yerlileri 198, 193, 194, 197, 202, 204, 206 kltr 104, 120, 154

L
Laftau, Joseph-Franois 193 194,201, 203,204 Lilio, Luigi 246 Lorenz, Konrad 196

Luther 127

M
madde 112 madde ve ruh 118 makrokozmos 19 mantn ebedi yasas 92 mantk 188 mantk filozoflar 168 mantksal 90, 91 Masaccio 148 maskeler 154 matematik 12, 142, 169, 170, 173 matematik teorisi 170 matematikiler 168, 172 matematiksel denklemler 152 med-cezir 14, 65, 70 mekn 54, 89, 132, 133, 135, 136, 160, 161,162 mekn lerler 128, 129 mekn llen 133 mekanik hareketler 155 mesafe 48, 136, 152, 155, 162, 206,219 mesafe koyma 49 metafizik 21, 114, 115, 117 mevsimler 14, 65 meydan saatleri 139 Mezopotamya-Msr matematii 233 Msrllar 245 mikrokozmos 19 Minkowski 134 mitoloji 225 modern 37 modern bilim 115 Morgenstern 32 mozaik 32 Museviler 72 mutandis 202 mutatis 202 mutlak 165 mutlak kategoriler 163 mutlak kuralllklar 166 mutlak yasalar 167 mutlak zaman 108, 110

ne kadar 138 ne zaman 74, 76,101, 128,138, 139, 212 nedensellik zincirleri 111 nerede 134 nesne 17, 21, 67, 68, 85, 120, 152, 160, 161, 162 nesne ve zne 118 nesneler 140, 164 nesnelerin doas 17 nesneletirilme 161 nesneletirilmi isim szckleri 66 Newton 16, 62, 67, 109, 160, 167 nicel 190 Nijerya 210 Nilson, Martin P. 124 nisan 247 nitel 190 Noel 242 nominalizm 163 normlatrma 139

o-
ocak 242 olay ak 110, 113 olay ak birimi 14 . olaylar silsilesi 107, 110 ontolojik blnmlk 119, 152 organizma 94 ortaa toplumlan 188, 194 renme 34, 35, 48, 50, 60, 61, 91, 92, 93, 115, 146, 147 renme sreci 18, 180, 197 l aralar 128 l cetveli 128 ldrme 199 mr 39, 94, 98, 99, 104, 128, 169, 216 nce 105,109, 112 nceden 108, 112 nceki 110 nceleri 109 ncelik 17 zdenetim 44, 51, 52 zdeyiler 228, 229, 230 zerklik 65,66 zgrlk 51 zne 17,21, 120, 152, 162 zne ile nesne 66, 120, 162, 131 zneler 140,164 znenin doas 17

N
nabz atlar 145 Nabonassar 83 natralist-felsefi yaklamlar 235

p
para 34, 79, 154 paradigma 121, 147 Paskalya 81, 177, 242, 246, 247 Passover 246 Pax Romana 246 per se 184 perspektifli resim 148 Pontifex Maximus 79, 244 pozisyon ilikileri 133, 134, 135, 136, 155 pozitivizm 48,163 Principia Mathematica 169 psikologlar 183, 184 psikoloji bilimleri 182, 196 Pueblo yerlileri 177, 178 Pyhtagoras 233

R
rahipler 78, 79, 122,212, 231, 244, 245 rahiplerin zaman 142 rasyonel akl yrtme 92 referans noktas 110 ritel 42, 43 ritelietirilmi soyutlamalar 228 Roma 49, 243, 245 Roma cumhuriyeti 244 Roma kilisesi 245 Roma takvimi 244, 246 Romallar 72 Rnesans 127, 193 ruhlar toplumu 41, 225 Russell, Bertrand 169 rya 96

s-
saat 13, 16,18, 19, 23, 25, 26, 27, 28, 29, 38,40, 44, 46, 53, 64,71, 77, 102, 103, 105, 106, 107, 111, 126, 139, 153, 154, 155, 156, 157, 175, 225, 240,247 saat ka 139 saate bakma edimi 67,221 saatler 14, 15, 108,155, 158, 204 sadizm 204 saldrganlk 192 saldrganlk drts 197,198,204 salt arasal bilgi 167 sanat slubu 193 sanayilemi ulus devletler 179, 181, 240, 250,206

saniye 129, 139, 150, 156, 157, 225 sava 192, 199, 200, 201, 206, 207 sava tehdidi 192,201 saylar silsilesi 98 Schweizer 127 sebep 89, 221 sebep-sonu 86,107, 113, 114, 115 sekanslar 103,106,109,111,112, 135, 138,156,156 semboller 28, 29, 30, 31, 35, 36, 38, 39, 42, 43, 45,46, 47, 50, 53, 54, 55, 65, 66,70, 86, 87,98, 100, 106, 113, 115, 116, 119, 157, 167, 170, 172, 173,227, 247 senkronizasyon 82, 103, 107, 116 sentezleme dzlemi 61, 69, 14, 20, 46, 54, 59, 64, 69, 82, 86, 93, 97, 102, 103, 105, 107, 113, 116, 125, 130, 132, 133, 171, 172, 173, 174, 220, 222, 230, 240 serbestlik ve kstlama 199 sermaye 154 Sezar, Julius 79, 80, 81, 244, 245 sfr noktas 219 Siouxlar 179 solipsizm 163 somut 125 somut kavramlar 63 sonra 105, 109 sonradan 108, 109, 112 sonraki 110 sonu 89 sorun u 249 sosyal 130, 182, 186 sosyal alanlar 66, 68 sosyal alkanlklar 34, 44, 50, 176, 184, 185,187 sosyal antropologlar 199 sosyal bilimciler 208 sosyal bilimler 68, 118, 120 sosyal bir dil 183 sosyal bir evren 85 sosyal blnmlk 121 sosyal btnleme 227 sosyal davranlar 183 sosyal deiimler 82 sosyal dil 184 sosyal gemi 174,208 sosyal gelime 167, 176, 185, 248, 249 sosyal gelime modeli 168

sosyal ilikiler 82,227 sosyal kalplar 188 sosyal kiilik yaplar 184, 191, 205, 206 sosyal kurallar 188,205, 206 sosyal olaylar 65, 111 sosyal psikoloji 182 sosyal saat 74 sosyal semboller 47, 48, 49, 52 sosyal semboller teorisi 171 sosyal stat 43 sosyal sreler 98, 196, 249 sosyal yaplar 186, 207 sosyal zaman 21, 68, 68, 69, 121, 131, 139,151,153, 154,159 sosyal zaman lerleri 83 sosyal zaman rgs 129 sosyal zorlamalar 180 sosyalizasyon 32 sosyologlar 140 sosyoloji 15,21, 131 sosyoloji sorunlar 12 sosyoloji teorisi 47 sosyosentrik 124, 138 soyut 125 soyut ve somut 221 soyutlama 125, 133, 172, 173, 229 soyutlama dzeyi 63, 221, 227 soyutluklar kiiletirme 66 szck 93 spesifik ilikiler 61,173 standartlar 133 standartlatrma 70, 139, 158, 157 Stonehenge harabeleri 122, 123, 124 su saati 145, 150 sre 101 sre modelleri 167 sreler 65,125, 128, 129 sreklilik 99,106,112,129,137 sreler 156 iddet 197, 209 iddet ve saldrganlk 195 iddete bavurma 197,200 imdi 106, 107,108, 109,111,112,113, 114,185,240 u anda 109 phe 89,91,92

T
tabula rasa 87, 89, 92 ,100 takvim 18,19, 20, 26, 27, 28, 29, 30, 38, 39,40,44,45,46,63,64,65,72,73, 79, 80, 81,82, 84,99,116,138, 172, 216,241,242,243,245, 247 takvim reformu 245, 247 takvimin gelimesi 248 takvimler 204,244 tam vaktinde 177 Tanr ve insan merkezci 151 tanrbilim 165 Tanrnn Oku 210, 221, 229, 231 tarm 75 tarm toplumlar 84 tarih 104, 140,208,235, 236, 237,238, 241 tarih ile doabilim 120 tarih ncesi 236 tarih yazm biimi 238 tarihiler 236,237,238, 239,241,249 tarihlendirme 21 tarihsel yaklam 235 tarihselcilik 235 tatil gnleri 80 tek 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37, 44, 84, 92, 158 tekrarlanabilir dilimler 138 tekrarlanabilirlik 18, 137, 142, 149, 156 tekrarlanamaz sreler 165 tekrarlanmayan zaman 142 teleolojik 141,240, 241 temmuz 245 teosentrik 141 teori 17 teorik fizik 118,131 terminoloji 176 tersinmez zaman ak 83 Thomasclk 127 timing 67 tin 163 toplum 24, 29, 36,37,45,68,69,71,91, 119,154,159,182 toplum ile doa 66 toplumsal gelime 62,82,121,153,172, 175,182,191,207,240,250 toplumsal sre 99 tz 86,89,221 transandantal 48

tmdengelimci 146 tmevarmc 146

u-
Uccello 148 ulus devletler 175 uygarlama 52, 176, 187, 206, 249 uygarlama sreleri 38,40, 50,51,188, 189, 190 uygarlk 44,185 uygarlk modeli 189 uyku 63, 74 uzaklk 149 uzay 222 panayr nce 232 hafta nce 232

yitip giden yllar 98 Yunan matematii 233, 239 Yunanllar 72 yksek sentez dzlemi 206 yzyllar 83, 108

z
zaman 12, 13, 15, 16, 20, 23, 24, 25, 26, 28,29,46,54,60, 62, 89, 103, 109, 110, 132, 135, 142, 153, 160,221 zaman aral 101 zaman basnc 250 zaman belirleme 21, 22, 25, 27, 64, 68, 70, 73,74,75, 76,77,78,79, 80, 82, 84, 87, 105, 109, 110, 114, 118, 122, 123, 124, 129, 138, 140, 158, 172, 181 185, 187, 190,225,239, 240, 248,249 zaman belirleme aralar 158 zaman belirleme enstrman 242 zaman belirlemek 102 zaman bilinci 82,83, 84, 180, 181, 187, 205 zaman duygusu 159, 175, 181, 206, 207 zaman dzenlemesi 202 zaman dzenleyici aralar 64 zaman geiyor 104 zaman gstergeleri 82, 98, 99 zaman gstericiler 101, 125, 155 zaman iindeki bir srallk 59 zaman kalplar 45, 80 zaman kavramlar 67, 112 zaman matrisi 249 zaman miktarlar 145 zaman mitosu 67 zaman modeli 80 zaman lerler 66, 68, 84, 87, 94, 99, 116 128, 138, 150, 151, 154, 156 zaman lleri 174, 102, 145 zaman sekanslar 61, 62, 63 zaman sorunu 174 zaman sosyolojisi 69, 78 zaman szc 66,70 zaman tanrs 225 zaman ve mekn 16, 70,86,108,132, 133,134,171,223 zaman vicdan 24, 38,40 zaman yitirmeme 177 zaman zorlamas 36,43 zaman renebilmek 179

V-W
vahet ve canavarlk 201 Vahi Savann Mutsuzluu 200 var olmak 32 varlk 163 vicdan 188, 189 Weber, Max 32

Y
yaltlm sistemler 129 yanlsamalar 91 yapsal-sistemsel modeller 168 yapyla ilintili 112 yarn 113 yasalar 109, 142, 151, 163, 166, 167. 168 yasalar ve kurallar daarc 198 ya 18, 19,20,45,72,99 yaama gvencesi 219 yaama tarz 207 yaanan an 113 yalanma 98 yaz saati 79 yeni gerekilik 148 Yeni-Thomaslk 127 Yeniay 172, 211, 217, 224, 226, 232, 243, 246 yerliler 204 yl 20,37,45,64,64,77, 81,82,84,106, 107, 111, 126, 156, 175,225,232,247 ylba 80 yldzlar 30, 63, 84, 116,125, 141,244 yllar 83, 84, 108

zaman yaama 185 zaman yaama duygusu 207 zaman yaay ve alglay 64,113, 192 zamann ardll 60 zamann basks 43 zamann geip gittii 98 zamann iinde 130 zamanlama 67 zamanlatrma 67,70 zamansal nicelikler 153 zamansal yap 106 zamansallatrma 139 zorlama 38, 51, 52, 176

You might also like