You are on page 1of 12

DN VE DEVLET AYRILII

Prof. Dr. lhan Arsel'in, 1 9 5 9 / 1 9 6 0 der*.


yln a dersi.
Bugnk dersimizin mevzuu Din ve Devlet ayrl dr.
Bu dersimizde :
D i n ' i n , neden dolay gemi asrlar boyunca devlet hayatnn tanzimi
ve siyas iktidarn istimali mevzuunda

tesir icra e t t i i n i ,

Din ve devlet ayrl zaruretini d o u r a n sebeplerin neler

Din ve devlet ayrlndan ne anlalmak g e r e k t i i n i ,

olduunu,

Ve neden dolay b u g n , devlete din izafe eden bir zihniyetle devlet


m e f h u m u n u n ve demokrasi anlaynn kabili telif olamyacan,
ksaca tetkike alacak v e - l i k l i k prensibinin Anayasamza ithali meselesine te
mas edeceiz.

Din'in temsil ettii manevi k u v v e t i ve devlet hayatnda igal ettii

mhim

mevkii izaha alan bir Fransz f i l o z o f u , Rivarol, v a k t i y l e yle d i y o r d u :


. . . Tarih bize unu

hatrlatr k i , barbarln DN

her yerde din galip gelir ve felsefe ile ( v e y a

mantk

ile b i r l i k t e
ile)

birlikte

her yerde ise barbarlk muzaffer olur. Bir tek kelime ile felsefe

bulunduu
bulunduu

insanlar f i k i r

y o l u ile ayrr, din ise ayni prensipte, ayni noktada birletirir. Demek o l u y o r k i ,
DN ile SYASET arasnda ebed bir a k i d , bir anlama mevcuttur. Eer tbir caiz
ise denilebilir ki her devlet apasn semaya frlatm, esrarengiz bir

gemidir...

Yine b u n u n gibi Rivarol, . . . Felsefenin ( m a n t n ) en b y k kusuru, d i y o r d u ,


d o r u d a n doruya kalbe ( h i s s i y a t a ) hitap

edemeyiidir,

i m d i , mantk insann

bir ksm ise kalp b t n d r . Bundan dolay deil m i d i r ki d i n , en fena ve en


iptidai ekliyle dahi siyas nizamn tesisine felsefeden daha messirdir ve u m u
miyetle insan tabna daha u y g u n d u r ; nk d i n , insana, b t n mantiyle d e i l ,
fakat b t n kalbiyle A l l a h ' sevmesini emreder, yani bizi mantk denilen - mu
hakeme e d e n , yani gayr msavi ve mahdut olan - tarafmzla d e i l , fakat b
tn insanlar
alr.

166

iin, aa y u k a r , ayni olan hudutsuz ve

hassas tarafmzla

ele

Bu satrlar bize d i n ' i n neden dolay uzun asrlar boyunca gerek garp

ve

gerek ark m e m l e k e t l e r i n d e , devlet hayatnn tanzimi ve cemiyet nizamnn te


sis v e idamesi bakmndan yegne vasta roln oynam o l d u u n u v e halen
de bir ok memleketlerde oynamakta o l d u u n u en gzel bir ekilde ifade et
mektedir.
Filhakika, Tocqueville'in de d e d i i g i b i ,

tarih boyunca

DN iktidarn de

vamlln salayan bir unsur olmutur. Tarihte mutlakiyet h k m e t l e r i n i

uzun

zaman yaatan ey, iddet - cebir - ve madd korkudan ziyade asl DN olmu
tur. plak ve kuru kuvvet hibir zaman d a i m i l i k vasf arzedememitir; o ancak
din

kisvesine b r n e r e k , dine dayanarak, din sayesinde h k m n devaml

bir

ekilde icra edebilmitir. Din, bylece, siyas otoritenin dayana vazifesini

ifa

etmi ve siyas tekiltn ilemesini salamtr. Bundan dolaydr ki asrlar bo


yunca DN ve DEVLET'in birlikte olmas k e y f i y e t i n d e n baka bir are akla gel
memitir.
Din bu ii en iyi bir ekilde g r m t r ; n"ki siyas iktidar elinde b u l u n
duranlar iin bu kuvveti en kolay ve en messir bir ekilde istimal etmek, in
sanlarn mantna d e i l , fakat hissiyatna h k m e t m e k l e m m k n olmutur. His
siyat manta t a k a d d m ettii mddete akln mevcudiyeti bir mna ifade etmez.
Yani akl d e d i i m i z ey, kalbin esaretinden kurtulamad ve irade ve
hkimiyeti

kurulamad mddete insanlar

koyun srleri

uurun

gibi istenilen

isti

kamette s r k l e m e k , kaabildir. te D N , K a I b yolu ile, halk kitlelerinin bu


ekilde sr misli idare edilmeleri kolayln yaratmtr.
Fakat u da bir hakikattir k i , Din bu ii akln ve zeknn henz istikll-sahip olmad ve din taassubun f i k i r ve vicdanlar bask altnda t u t t u u devir
ler boyunca, yani halk kitlelerinin cehalet ierisinde yaam o l d u u devirler bo
yunca g r m t r . Daha baka bir d e y i m l e bu h a l , insan aklnn e u u r u n u n ,
d o g m a t i z m d e n ve mistisizmden

kurtularak

XVIII ci yzyln sonlarna kadar srmtr.

hr bir faaliyet

ana

M a l m d u r ki halk

girdii

hkimiyeti,

m i l l h k i m i y e t ve ferdiyetilik prensipleri bilhassa b u d e v i r boyunca ilen


mi, ve hkimiyetin
kendilerini

meneinin beer

o l d u u ve halk

topluluklarnn

idare edebilecek uur ve iradeye sahip b u l u n d u k l a r

hakikati

kendi
ilmi

Dir ekilde bu d e v i r d e izah edilmi ve nihayet d i n ' i n , insann mnhasran i le


mini ilgilendiren bir ey o l d u u uuru bu devirde

uyanmtr.

Evet, ancak XVIIIci yzyl sonlarndan itibarendir ki DN ve DEVLET ayrl


esasnn, yani

liklik p r e n s i b i n i n , tatbik edilmee balandn

grmekteyiz.

Din. ve Devlet ayrl esasnn tatbikat bakmndan yer etmesinde rol oy


nayan hakik sebepleri kanaatmzca iki grupta toplamak

mmkndr,:

a ) X V I I ci ve XVIII ci yzyl m t e f e k k i r l e r i n i n insan irade ve aklna ve hay-

167

siyetine tandklar yksek deer, ve vicdan ve fikir hrriyetleri adna giritikleri


insaniyetperver mcadele
b ) Din v e Devlet ilerinin b i r l i k t e y r t l d ve devlete d i n izafe o l u n d u
u eski ve yeni d e v i r l e r i n ac htralar.
Klsik

Demokrasinin fikr

m t e f e k k i r l e r i dnyev

kaynaklarn ileyen XVII

ci ve XVIII ci yzyl

nizamn tesis ve idamesinde en meru unsurun d i n de

i l , fakat akl ve irade olaca itminan ile akl ve iradeyi hkim klmaktan ve
dolaysiyle

halk

h k i m i y e t i veya mill

hkimiyet

prensiplerini

ilemekten

baka bir are olamyacan dnmler ve hakiki ve devaml b i r iktidara an


cak iradelerin HR b i r ekilde itirakiyle rastlanabilecei tezini

savunmulardr.

rade ve uura sahip insann kendi kendisini h r b i r ekilde idare etme kaabliyet
ve benliine malik b i r varlk o l d u u hakikatini savunan bu m t e f e k k i r l e r e gre
insann en mukaddes haklarndan birisi hayat ve kinat ve A l l a h hakknda ser
beste dnmek, d n d n sz ve yaz ile ifade etmek, d n d ekil
de inanmak, ve inand ekilde hareket etmek hrriyeti i d i . Bir insan iin, kend^ cisman mevcudiyetine sahip olmamak ne kadar menfur* b i r hakszlk ise, h u
h r r i y e t t e n , yani f i k i r ve vicdan

da ayni

dere

cede m e n f u r b i r esaret i d i . Bu k e y f i y e t , yani f i k i r ve vicdan hrriyetine

sahip

olmama

keyfiyeti,

insan varl

hrriyetinden

m a h r u m olmak

iin bir zillet ve

beeriyet

iin b i r

seyn

idi ( 1 ) .
Fikr ve manev kaynaklarn bu inanta bulan garj m e m l e k e t l e r i , ve daha
dorusu garp memleketleri ierisinde d i n ve devlet ayrl zaruretini ilk d e f a
hisseden A.B.D., ve Fransa gibi
g r l d ve devletin

resm

memleketler
dininin

Din ve Devlet

ilerinin

mevcut o l d u u eski ve yeni

mterek
devirlerin

ac htralariyle de mebu idiler.


Bilindii zere A v r u p a d a n A m e r i k a y a ilk hicret edenler, yaadklar m e m
leketlerden birok sebepler tahtnda uzaklamlard ve b u sebeplerin de ban
da, bal olmadklar - inanmadklar b i r dini kendilerine cebren tahmile
kanunlardan

kurtulmak

lonizasyonuna t a k a d d m

arzusu o l m u t u . Filhakika imal A m e r i k a


eden tarihler, A v r u p a

matuf

ktasnn ko-

m e m l e k e t l e r i n d e z u l m , iken

ce ve huzursuzluklara sahne olan d e v i r l e r d i . Btn b u karklklarn menba d a ,


her m e m l e k e t t e , devletin resmen tand v e himaye ettii d i n ve m e z h e p l e r i n ,
bir yandan siyas ve bir yandan da manev stnl muhafaza v e idame gay
retleri o l m u t u . M u h t e l i f d e v i r l e r d e ve m u h t e l i f

memleketlerde

kilise, d e v l e t

otoritesinin y a r d m i y l e , kendisine mensup olmayan g r u p l a r zerinde


tazyiklerde
mi;

bulunmu,

vahiyane

katolikler protestanlara, protestanlar katoliklere zulmet

bir ksm protestan mezheb, dier protestan m e z h e b l e r i , b i r ksm kato-

168

I i t a mmnu -

(IIIIMMI.III um m u mm***-

<

likler kendi inanlarnda olmayan dier katolik gruplarn, ve nihayet hiristtyan ad altnda Allah'a tapan btn bu farkl gruplar zaman zaman, hep birlik
te, musevilere gadretmilerdir.
Yine bunun gibi birok ahvalde klie, Devletle birlik olarak, fertleri u ve
ya bu dinin veya hatt mensup bulunduklar mezhebin det ve kaidelerini icra
ya zorlam, buna riayet etmiyenleri hapse attrm, ikenceye ve lme mah
km ettirmitir. Bu ar ve gayri insan cezalar gerektiren sular arasnda dev
let resm dinini temsil edenlerin fikir ve grlerine itirak etmemek, din adam
larn tenkid etmek, klieye gitmemek, din merasimlerde hazr bulunmamak,
klie doktrinine aykr fikirler serdetmek, kiliseye mal yardmlarda bulunma
mak, veya klieye yardm babnda vaz'olunan vergilerden kanmak gibi ma
hiyeti itibariyle mnhasran vicdan ve fikir hrriyetiyle ilgili olanlar vard. te
eski devirlerin bu gayri insan ve gayri ahlk usulleri, ilk koloni devirlerinde
Amerika ktasna da nakledilmiti; ilk Amerikan kolonilerinin, ingiliz krallar ta
rafndan muayyen ahslar, veya gruplar ve irketler lehine, yazl artlar ve
akidler tahtnda, tannm imtiyazlarla kurulan kk kk topluluklar olduu
malmdur. Kraldan bylece kanun yapmak ve bu kanunlar icra ve infaz etmek
imtiyazn alan hakik' ve hkm ahslar, bu selhiyetlere istinaden din mes
seseler kurmak, klie ina etmek, din inanc ne olursa olsun herkesi bu messe
selerin yardmna mecbur klmak ve ibadete zorlamak imknna sahip olmular,
ve bu sahadaki gayret ve faaliyetlerini de eski alarn, biraz evvel zikretmi
olduumuz zulm ve ikence metodlariyle yrtmek istemilerdir.
Bu suretledir ki vatanlarn terkedip yepyeni bir diyara hicret etmi olan bu
gruplar inanmadklar bir dini kabule zorlanmlar, ve muayyen bir mahalde
ekalliyet tekil edipte deiik ve farkl itikad ve inanca sahip olanlar, kendi vic
dan ve din inanlarna sadk bir ekilde yaamak ve Allah'a tapmak istemeleri
yznden zulmedilmiler; yegne gayesi ve gayreti devlet resm dinini yaymak
ve ona mensup olmayanlar hakknda en ar ve hakaretamiz lisanla vaizlarda bu
lunmak, tehditler savurmak olan klieler iin vergi demee zorlanmlard.
Hlsa bu usuller o derece mul bulmu, o derece tahammlfersah bir
hale girmiti ki hrriyet akiyle vatanlarn terkedip bu yeni topraklara g eden
koloniler halk iin huzur ierisinde yaamak imkn kalmamt.
'te gerek bu ac htralarn ve duygularn muhassalas olarak ve gerek
XVIII ci ve XVIII ci yzyl mtefekkirlerinin biraz evvel temas ettiimiz tesirleri
neticesi olarak Amerikallar devletle din arasnda kaln ve almaz bir duvar rl
mesi gerektiini fikrine balanmlardr.
Tarihde ilk defa olmak zere yazl anayasa sistemini kabul etmi olan
Amerikallar, Federal bir devlet halinde birletikleri andan itibaren, siyas niza
mn aleyhine olabilecei ihtimali vrid olsa dahi, din'in devletle ayrln elzem

169

addetmiler ve bu sebeple siyas ve itima messeselerini bina ederlerken din


le ilgisi olmayan bir devlet ve siyasetle ilgisi olmayan din messeseleri tesis
etmei gaye e d i n m i l e r d i . Daha baka bir d e y i m l e din ve devlet messesesin
den herhangi b i r i n i n , her ne bahane ile olursa olsun,
kuvvet olarak

istimal edilmemesini salamak

dieri iin muharrik

istemilerdi.

Amerikan

bir

Anayasa

sna babalk etmi olan M a d i s o n , Hamilton, ve Jefferson gibi m t e f e k k i r l e r , ha


kik ve samim bir d i n ' i n hibir zaman devletin mzaheret ve yardmna muhta
olmayacan, t o p l u l u k ierisinde yaayan f e r t l e r i n , din inanlar ne olursa o l
sun hibir ekil ve suretle ve hibir bahane ile din messeselerinin madd
mal yardmna mecbur tutulmayacaklarn, t o p l u l u u n en hakik
onu terkip eden fertlerin din inan ve itikadlarnda hr olmalar
beyan ederlerken

beer

hayatn

asrlarca

huzursuz

klan

bulunduunu

musibetlerin, zulm

ve k a t l i m l e r i n , d e v l e t ve d i n ilerinin b i r l i k t e grlmesi ve devlet


dininin

bizzat

devlet m a r i f e t i y l e

kayrlmas

neticesi o l d u u n u

hatrlatrlard. Onlara gre din ve devlet, ancak kendi

ve

menfaatlerinin

resm

vatandalarna

sahalarnda

birbirlerine

kar hr ve mstakil kald takdirde hedef e d i n d i k l e r i gayeye ulamak husu


sunda en v e r i m l i faaliyet imknna kavua^bilirlerdi; ve yine onlara gre devlet,
topluluun

ve t o p l u l u u

meydana

getiren fertlerin

sadece dnyev

ihtiyala-

riyle megul bir messese olmal ve uhrev meseleleri ve ileri tamamiyle

din

messeselerine brakmal i d i .
Din ve devlet ilerinin y e k d i e r i n d e n mutlak ekilde ayr kalmas gerekti
ini mir h k m l e r i n A m e r i k a n Anayasasna ithalinde isimlerini zikretmi o l d u
umuz bu m t e f e k k i r l e r i n

dahli pek

byk

olmutur.

Dediimiz

gibi din

ve

devlet ayrl mevzuunda ilk ve en kat'i adm, XVIII ci yzyln sonlarna d o r u ,


A.B.D. atm ve denilebilir

ki dier b t n devletlere bu sahada o nderlik

et

mitir.
Din ve devlet ayrl dediimiz ey, yani Liklik nedir? ve bundan neanlalmak icabeder?
Bugn m o d e r n demokrasiler iin temel ta vazifesini gren din ve devlet
y n l prensibi, m u h t e l i f anayasalarda l i k l i k prensibi ad altnda yer alm
t r ! Ne demektir liklik "esas? Liklik prensibi devletin din sahas dnda
m a s ; din ilerine

karmamas; ahaliden

vergi

eklinde toplad

kal

paralarla

veya devlet btesine her ne ekilde olursa olsun giren paralarla

mabedler inasna k a l k m a m a s ; mevcut din ve mezheplerden herhangi

din
birine

mal yardmlarda b u l u n m a m a s ; bir dini dier bir dine tercih edecek veya ka
yracak ekilde kanunlar k a r m a m a s ; hi kimseyi muayyen bir d i n i n
muayyen

bir

ibadete veya

ayine

mecbur

k l a m a m a s ; hi kimseyi

icrasna,
herhangi

bir dine g i r m e k t e n veya ibadet veya yinden m a h r u m k l a m a m a s ; hi k i m s e y i ,


bal b u l u n d u u din inanlar veya dine aykr f i k i r l e r i , ve dnceleri sebe
b i y l e (mesel klieye veya camiye g i d i p g i t m e m e s i )

170

cezalandramamas;

din

tedrisatn
teplerinde
rine, ister
lere hibir

mecbur klamamas ve hatt ihtiyar mahiyette olsa dahi devlet mek


din dersleri ihdas edememesi; din teekkl ve gruplarn faaliyetle
aleni ister gizli, hibir ekilde mdahale edememesi; ve bu faaliyet
ekilde itirak edememesi, demektir.

Mutlak liklik dediimiz ey budur; din ve devlet ilerindeki bu mutlak


ayrlk anlay sayesindedir ki, bir cemiyette demokrasi var olabilir.
Laiklik, dinsizlik demek deildir:
Bu sylediklerimizden kan mana udur ki liklik, yani din ve devlet ay
rl esas, dine kar husumet veya dinsizlik veya din dmanl manasna
gelmez:
Gelmez, nki, bir kere lik mefhumunun ifade ettii mana bunu
icabettirmez. Filhakika lik kelimesi yunanca.laikos aslndan gelme bir ke
limedir. Yunanllar din adam sfat ve yetkisini haiz bulunmayan kimselere
laikos derlerdi. Laikos kelimesi ise esasnda halk anlamna gelen laos
kelimesinden yaplmt. Yani bugn kullanlmakta olan lik kelimesinin asl
bulunan laikos kelimesi, din adam vasfn haiz olmayan ve daha dorusu hal
ka mensup, halktan olan, kimselere verilmi bir isimdi.
Bu kelime mteakip asrlarda da bu manay muhafaza etmi ve hiristiyanlktan evvelki devirlerde mnhasran din adamlar dnda kalanlar ve hiristiyanlktan sonra ruhban snf dnda kalanlar ifade etmitir. Demek oluyor ki keli
menin etimolojik manas itibariyle lik tbirinin, dinsizlikle, din aleyhtarl
ile, din dmanl ile hibir alka ve mnasebeti yoktur. Bu kelime, dediimiz
gibi, menei itibariyle din adamlar kadrosu dnda kalanlar tavsif etmek zere
kullanlmtr.
Rnesanstan sonra felsef, hukuk ve edeb sahada kullanlmaa balayan
liklik tbiri, mistisizme, dogmatizme ve metafizie dayanan din gr yerine,
akla, tecrbeye ve mspet ilme dayanan rasyonalizmi ifade eder olmutur.
Bugn dahi, her ne kadar liklii, dine aykrlk, din aleyhtarl, dinsizlik
eklinde kabule meyyal grler mevcutsa da, lik kelimesi meneindeki bu asl
manaya uygun bir manay temsil etmektedir. Filhakika bugn liklikten anla
lan ey, devletin dini inkr etmesi veya memnu klmas deil, fakat, biraz evvel
dediimiz gibi, devletin din ileri dnda kalmas, din hususunda tamamen ta
rafsz davranmas, ve devlet olmak hasebiyle hibir din tamamasdr; yani dev
lete din izafe olunamamasdr... Lik devlette din ve devlet bir arada, fakat bir
birinden ayr, birbirinin iine mdahale etmez iki ayr messese durumundadr.
Lik devlette devlet, din sahasnn tamamiyle dnda kalm olup her vatanda
iin vicdan hrriyetinin salanmas iiyle kendisini vazifeli grr. Devlet, muh
telif ve eitli dinlere salik olanlar arasnda hibir tefrik, hibir kayrma yapmaz

171

ve din ilerinin tanzimini her dine mensup olanlarn kendi gayret ve faaliyet
lerine brakr. Devlet, kendi t o p l u l u u ierisindeki eitli din
tarafszdr. Bylece t o p l u l u k

ierisinde yaaypta m u h t e l i f

inanlarna

kar

din inanlara

bal

b u l u n a n fertler din ve vicdan hrriyetine sahiptirler. Buna m u k a b i l din messe


seleri de devletin faaliyetine hibir ekilde mdahale
G r l y o r ki lik devlet dinsiz devlet, veya dini

etmezler.
inkr eden, veya vatan

dalarn din akidelerini yok etmee alan devlet demek d e i l , fakat

kendi

mensuplarna, bal b u l u n d u k l a r din inanlar bakmndan tam bir hrriyet ve


emniyet salayan devlet

demektir.

Bundan baka lik bir devlette din ve devlet b i r b i r l e r i n e kar cephe alm
iki muhasm kuvvet, de d e i l d i r . Bilkis b t n mevcut ayrla ramen b i r b i r l e r i
ne manev destek

tekil eden

iki kuvvettir. Garp m e m l e k e t l e r i n i

A.B.D. ziyaret etmi olanlar oradaki

insanlarn kendi d i n l e r i n e ,

ve

bahusus

din det ve

akidelerine, ve inanlarna, ne derece bal olduklarn g r m l e r d i r . Fakat dine


kar beslenen bu sevgi ve sayg yannda din ve devlet ilerinin b i r b i r l e r i n e tesir
cra etmemesi gerektii uuru da kkl bir ekilde yerlemitir. Din ve Devlet
aylr mevzuunda A m e r i k a n Anayasasnda yer alan h k m l e r i daha bidayetten
beri en b y k bir kskanlkla tatbike alan A m e r i k a n Yksek M a h k e m e s i , dev
let m e k t e p l e r i n d e ne mecburi ve ne de ihtiyar mahiyette din derslerinin o k u t u iamyacan hkme balayan

bir

kararnda unlar

sylyor:

. . . Biz, A l l a h ' en yksek varlk kabul eden messeselere bal

dindar

bir milletiz. Her ahsn, kendi inand tarz ve usullerde ibadet etmesi
altna alnmtr, insan nev'inin ruh ve manev

teminat

ihtiyalarn karlyabilecek

her

eit inan ve akidelere cemiyetimizde yer verilmitir. Din ve mezheb g r u p l a


rndan herhangi birine kar tarafgir

o l m a y a n , ve bunlardan

mensuplarnn himmet ve gayretleriyle ve kendi akideleri


srkleyen h k m e t faaliyetlerini
arasndaki mnasebetler
mecburiyetindedir;

destekleriz. Devlet, muhtelif

muvacehesinde

kendi

herbirini

gereince
din

bitarafln

kendi

inkiafa

mezhebleri

muhaza

etmek

hi kimseyi muayyen bir din inana davet e d e m e z ; muay

yen bir din veya mezhebin icrasn cebri k l a m a z ; hi k i m s e / i klie y i n l e r i n d e


hazr b u l u n m a a , din tatilleri kabule, veya din tedrisatn takibe icbar edemez.
Fakat b u n u n yannda devlet, kendisini bir dine alet etme t e m a y l n d e olanlara,
veya bir dinin icras iin ilticagh y a p m a k isteyenlere kar kaplarn

kapamak

zorundadr.
Din ve devlet ayrl bahsinde en o l g u n ve en geni grl bir memleket
olarak A m e r i k a y , A m e r i k a n siyas hayatn tetkik edenler, pekl mahade et
milerdir k i , d i n ve d e v l e t i n ayr ve mstakil kalmas mevzuunda en eyin m
cadeleyi yapanlar, husus hayatlarnda son derece dindar, ive mensup

olduklar

172

MI mi".

! ! ' ! m^***>t'mm^wMmqmwH<^**iS",^

'* MMMUI'twt*w :

d i n i n icaplarn en b y k
bir sadakatle yerine
Horace M a n n , James Madison g i b i . . .

getiren

kimselerdir.

Mesel

Fakat onlar iin din ve devletin ayr kalmas hem siyas hrriyetlerin
hem de din

ve

ve vicdan hrriyetinin tahakkuku ve yanyana idamesi bakmndan

art i d i . Din ve devlet messeselerinin y e k d i e r i n d e n ayr kalmalar

lzumunu

belirtirlerken bu suretle din adamlarnn ok daha vatansever, ve vatandalarn


da ok daha d i n l e r i n e bal kalabilecekleri inancnda phesiz ki son derece sa
m i m i idiler. N i t e k i m bu dnce iledir ki din ve devlet arasnda kaln ve al
maz bir duvar ina etmei zaruri g r m l e r d i .
Bogn iin devlete, bahusus demokratik bir devlete din izafe etmek mm
kn deildir:
Bugn iinde yaadmz d e v i r d e , gemi yzyllarn gayr insan ve gayri
ahlk t e d b i r l e r i n i n bahis mevzuu olamyaca bir vaka olmakla beraber d i n ve
devlet ayrl esasn akln

hkimiyetinden

uurunun ve idrakinin temsil ettii tekml


olmas b u g n iin m m k n d e i l d i r .

karmak

m m k n d r . Yani

sebebiyle din ve devletin

insan
birlikte

Daha baka bir deyile, din ve devlet ay

rln b u g n iin zarur klan ey, insanlarn din inanlar ve dnceleri se


b e b i y l e z u l m ve ikenceye maruz kalmalar tehlikesi d e i l , fakat akl selimin
icabatdr.
Bugn iin artk devlete din izafe eden bir zihniyetle devlet m e f h u m u n u ve
bilhassa demokrasiyi kabili telif klmak imkn yoktur.
Yoktur, n k i , bir kere devlete din izafe etmek, devletin tarifi ve un
surlar ile badaamaz. Zira devleti meydana getiren unsurlardan en mhimimi..
ve aslisi,

t o p l u l u k

unsurudur. Topluluk olmadan d e v l e t denilen

ey

varlk iktisap etmi olamaz. Topluluk ise, ayni mill camia ierisinde b i r l i k t e ya
sama uurunu kazanm fertlerden meydana gelen bir heyettir. Bir devlet top
l u l u u n u , b u g n , ayni dine mensup insanlar heyeti mecmuu eklinde tarif

ve

izaha imkn yoktur.


Bugn ayni

dine mensup

lere mensup insan gruplarndan

eitli devlet t o p l u l u k l a r yannda eitli


meydana gelmi devletleri misl

din

gstermek

kfidir.
Devlete din izafe etmekle devletin sahibinin m u a y y e n bir din inana bal
insanlar o u n l u u o l d u u sylenmek isteniyorsa bu hata olur, nki her dev
lette o devletin sahibi aslisi, din inan ne olursa olsun,

millet halinde yaama

o l g u n l u u n u kazanm olan t o p l u l u u n heyeti u m u m i y e s i d i r ; devetin iradesi b u


t o p l u l u u meydana getiren insanlarn iradeleri muhassalasdr. Binaenaleyh devlete din izafe etmek suretiyle devletin sahibinin

muayyen

173

b i r din inana salk

kimseler o l d u u n u

iddiaya

kalkmak, bu din

inantan

baka inanlara bal olan dier insan gruplarn inkr etmek, yani m i l l e t unsu
runu paralamak ve devlet iradesini yok etmek

olur.

Unutmamak lzmdr ki vatan denilen topraklar zerinde yaayan insanlar


bu topraklara balayacak ve bu topraklar iin onlar her trl fedakrla srk
leyecek yegne ey din b i r l i i d e i l , fakat din inan ve itikadlar ne olursa ol
s u n , devlet

karsnda herkesin sadece vatanda olarak msavi muamele

gr

mesi k e y f i y e t i d i r .
Vatana balln ve mill b i r l i i n ilk art din b i r l i i n i n mevcut olmas de
i l , fakat d e v l e t i n , fertlerin uhrevi lemlerine karmyarak sadece dnyev ni
zam tanzim iiyle uramasdr. Bir devlet t o p l u l u u

ierisinde yaayan

kim

selerin eitli ve farkl din inanlara bal olmalar keyfiyeti o t o p l u l u u n te


cezziye uramas neticesini asla d o u r m a z

ve dourmamtr.

Din

inanlard

ayr ve farkl insanlar, mterek refah ve saadetin temini gayesinde

birlemi

o l a b i l i r l e r , ite devlet bu gayenin istihsalini salayacak olan messesedir (Mese


l A.B.D...)
Bundan karacamz netice o'dur

k i , bir t o p l u l u u tekil eden insanlarn

din inanlar ne olursa olsun, devlet bu mevzuda bitaraf kald mddete mill
b i r l i k teesss etmi olur, aksi t a k d i r d e , yani devletin bu dn inanlardan birini
dierlerine kar himaye veya siyanet etmesi h a l i n d e , mill b i r l i n tecezziye u
ramas m u k a d d e r d i r .
. Saniyen, d e m o k r a t i k bir d e v l e t , A t a t r k ' n d e d i i g i b i , hrriyeti efkra
riayetkar bir devlettir. Zira d e m o k r a s i , bizatihi ifade ettii mana itibariyle
h r r i y e t r e j i m i d i r ; vatandalara m m k n
b i r rejimdir. Demokratik

bir devlette

olabilen en gerii h r r i y e t i

d e v l e t , ancak t o p l u m

bir

salayan

hayatnn

anariye

dmesini nlemee matuf bir nizam, yani d n y e v nizam tesis maksadiyle baz
hrriyetlerimizi ayarlar.
Fakat bu ayarlad

hrriyetler

bizim

i lemimizi

ilgilendiren

hrriyetler

d e i l d i r ve olamaz. A l l a h ' l a bizim aramzdaki balar tesise veya tanzime matuf


b i r selhiyetle devlet karmza kamaz. Allah'a inanmak veya inanmamak, ve
ya u veya bu ekil altnda inanmak h r r i y e t i m i z l e , Allah'a nyiaz veya k f r etmek
serbestimiz ve mesuliyetimizle devletin ilgisi y o k t u r , ve olamaz, irade ve uura
malik insan kendi i alemiyle, yani din inanlariyle babBa ve yapayalnzdr.
Ferdin din inanlarnn, cemiyetin siyas hayatiyle ilgisi y o k t u r . Devlet, dedii
m i z g i b i , sadece d n y e v

nizam tesis ve idame maksadiyle

m e v c u d i y e t i n i n meruiyeti de bununla
ite devlet bu dnyev

174

kurulmutur

ve

kaimdir.

nizam ile ilgisi bulunan h r r i y e t l e r i m i z i

ayarlamak

durumundadr ve demokratik bir devlette bu hrriyetler asgar haddin de du


nunda olmak zere kstlanr.
Devletin din ile alkas olmamas bu bakmdan arttr, nki devletin din
den ayr olmas sayesindedir ki fert, din ve vicdan hrriyetine sahip olabilecek
tir. Devlet ancak lik bir devlet olduu takdirde, yani dinle ilgisi olmad tak
dirde, yani fertleri din inan ve fikirlerinde hr ve serbest brakt takdirde,
bu hrriyet mevcut olur.
Demek oluyor ki devlete din izafe eden bir zihniyetle demokrasi rejimini
kabili telif klmak mmkn deildir. Evet demokratik bir devlette, her ne kadar
ounluun iradesi cari ve hkim olmak icabederse de bu irade, aznln mu
kaddes saylan ve dokunulmamas gereken hak ve hrriyetleri sahasna mda
hale edemez. Ettii takdirde demokratik bir devlet olmaktan kar. Binaenaleyh
ounluu tekil eden fertlerin salik bulunduklar bir dini devlete izafe etmek
demek, baka bir din inana bal olanlar hie saymak demek olur ki, bu da
aznln hak ve hrriyetlerini bilmemezlikten gelmek olur.
Ve nihayet u noktay da belirtmek gerekir ki devlet, manev ahsiyete
malik bir varlktr; bu itibarla bizatihi mcerred bir mefhumdur. Din ise hakik
ahs olan insan vicdanna has bir eydir. Binaenaleyh bu bakmdan da devlete
din izafe edilememek icabeder.
Anayasamz ve Liklik esasi:
Din ve devletin mutlak ayrl esas, biraz evvel de belirtmi olduumuz
zere, ilk defa A.B.D. Anayasas ile kabul ve tatbik edilmi ve bu esas, o
gnden bu yana faslasz olarak Amerika'da tatbik edilegelmitir. Avrupa mem
leketleri arasnda Fransa,ki 1789 ihtillinden sonra din ve devlet ayrl esasn
dnyaya iln etmiti, Almanya, svire gibi memleketler ve daha pek ok mem
leketler liklik esasn kabul etmilerdir. Baz Avrupa memleketlerinde her ne
kadar devletin resm bir dini mevcut ise de sair btn dinler serbest klnm olup
din ve vicdan hrriyeti tam bir ekilde teminata balanmtr. Buna mukabil
islm memleketlerinde umumiyetle devlete din izafe olunduu mahede edil
mektedir.
Memleketimize gelince: Din ve devlet ayrl esas, yani liklik prensibi,
memleketimizde Cumhuriyet devrinin bir eseri olarak ortaya kmtr. Bilindii
zere Osmanl imparatorluu aa yukar 5 asr boyunca teokratik bir Devlet
olarak yaam ve DN, pek menfi bir ekilde memleket ilerine messir ve mil
olmutur. Bundan da memleketin ne kadar zarar grd ve ne felketlere u
rad hepimizce malmdur.
Evet, her ne kadar tarihimizde, devlet dinine mensup olmayanlarn garpte
olduu ekilde ikence ve zulme mahkm edildikleri, veya islm dininden ol-

175

mayanlarn islm kabule mecbur klndklar, veyahutta ; gayr mslim denilen


snflarn kendi inandklar dinde serbeste ibadet etmelerinin yasak edildii yle
pek g r l m deilse de biz msamahakrszl asl kendi din

adamlarmzdan

ve mill musibetleri de dinin devlet ilerine karmas y z n d e n

grmzdr.

Osmanl Padiahlar iin D N , siyas nizam kolayca tesis edebilmek ve ik


tidar keyf ve hudutsuz bir ekilde istimal e d e b i l m e k iin en m k e m m e l bir va
sta olmutur. Garp m e m l e k e t l e r i n d e
Devlete kar bir

kymet

din adamlar f e r d i n

olarak dikerek

devlet

mukaddes

iktidarn takyide

varln

alrlarken

ve istibdat rejimlerine kar d i r e n i r l e r k e n Osmanl i m p a r a t o r l u u n u n hibir dev


rinde din adamlarnn

buna

adam f e r d i n i n s a n

benzer

hareketlerine

rastlanmamtr.

Hibir

din

olarak deer tad ve devletin bu insanlk dee

rine sayg gstermesi gerektii f i k r i n i mdafaa etmemi, ve daha dorusu m


dafaa etmei aklndan

geirmemitir.

Garp memleketlerinde hrriyet, Dn'de, kendi mcadele ve muzafferiyetlerinin arkadaln, ve haklarnn i.fh meneini b u l u r k e n bizde, aksine, d i n , is
tibdat rejiminin en korkun ekliyle yaamasn salamtr.
Liklik prensibinin

1937 tarihinde B.M. Meclisinde mzakeresi

srasnda

bir mebusun dedii g i b i : Eer Trkn y o l u baka yerlerden geseydi ve orta


asrlardaki zamanlarda kendi b i l d i i , kendi yapt kanunlarla idare etseydi Dev
let ve millet iradesini mistik ve d o g m a t i k esaslara balamasayd, ilk zamanlarda
ve Osmanllarn ilk d e v i r l e r i n d e o l d u u gibi

kendini kendi kanunlar ve

usul

leri ile idare etseydi b u g n b u l u n d u u n d a n daha ok ileri g i d e r ve m e d e n i y e t e


daha ok hizmet ederdi.
Her ne kadar H k i m i y e t i M i l l i y e prensibi, mill mcadelenin daha ilk an
larndan itibaren ele alnm ve ilh hukuk f i k r i n e dayanan saltanat messesesi
ne kar Atatrk tarafndan bir silh olarak kullanlm Se de hkimiyeti

milli

ye prensibinin tabi bir neticesi olmak icabeden Liklik esas yle hemen bir
anda kabul edilmi

deildir.

1924 tarihli b u g n k Tekilt Esasiye Kanunumuzun 2 nci maddesi ilk ka


bul

edilmi o l d u u ekliyle Trkiye Devletinin d i n i , Dini

slmdr

ibaresini

ihtiva e t m e k t e y d i .
A t a t r k ' n Byk

Nutukta da syledii gibi 'ik h k m e t

tbirinden

dinsizlik mnas karmaa m t e m a y i l ve vesileci olanlara: frsat v e r m e m e k maksadiyledir ki Trkiye Devletinin d i n i , Dini slmdr cmlesinin kanunun 2 nci
maddesine ithaline o g n iin msaade o l u n m u t u .
Haddizatnda A t a t r k , devlete din izafe eden byle bir h k m n

Tekilt

Esasiye Kanununda yer almas keyfiyetini yeni Trkiye. Devletinin ve C u m h u r i y e :


idaresinin asr karakteriyle kabili telif g r m e m e k t e y d i . G n k , d i y o r d u , tebaas
176

M,;|i.,n,

, ,!*,.,

(ta l ,, iMUNtl

* * M H MM

<

' M W I W P | M H = | H i m ^ H l l ( i P * W I W ! H * i f l I* H" f"MH M"NIPH**P< >


' I |WI

meyannda edvam muhtelifeye mensub ansr bulunan ve her din mensubu hak
knda adilne ve bitarafane muamelede bulunmaya ve mahkemelerinde tebaas
ve ecanib hakknda siyanen tatbiki adaletle mkellef olan bir hkmet, hrriye
ti efkr ve vicdana riayete mecburdur. Hkmetin bu tabi sfatnn pheli mna
atfna sebeb olacak sfatlarla takyidedilmesi elbette doru deildir. -Trkiye
Devletinin resm dili Trkedir- dediimiz zaman, bunu herkes anlar; hk
metle- muamelt resmiyede Trk dilinin cari olmas lzumunu herkes tabi bu
lur. Fakat -Trkiye Devletinin dini, Dini slmdr- cmlesi ayni suretle mi te
fehhm ve kabuf edilecektir? Bu bittabi izah ve tefsire muhtatr.
Bu szleriyle Atatrk, devlet ve hkmetin din ve vicdan hrriyetine ria
yetle mukayyet ve mkellef olduunu, ve hkmetin hi kimseyi, itikad? ve
dnceleri dairesinde ve herhangi bir mesele hakknda ortaya bir fikir atmak
tan men ve tecziye edemiyeceini, sylemek istiyor ve bunun da ancak devlete
din izafe etmemekle mmkn olabileceini dnyordu.
Fakat biraz biraz evvel de iaret ettiimiz zere Atatrk, bu szlerin o gn
k eraite gre azndan kmasn henz istemiyor ve hkimiyeti milliyeyi ve
vicdan hrriyetini yok etmee matuf ve Tekilt Esasiye Kaununun 2 nci mad
desini, bu sebeble, bimna klan bu tbirin ilk mnasip frsatta metinden
kartlmasn dnyordu.
Nitekim bir ka sene sonra, 1928 tarihinde, Trkiye Devletinin dini, Dini
slmdr tbiri Tekilt Esasiye Kanunumuzun 2 nci maddesi hkmnden kar
tlm ve 1937 tarihinde de ayni madde metnine lik kelimesi ilve olunmak
suretiyle temel kanunumuzun bu maddesi, itikad ve vicdan hrriyeti bakmndan
mutlak bir huzura muhta fertlerden mteekkil meden bir camia ile kabili telif
ekle sokulmutur.
Devlet ve din ayrl esas ileri, olgun, ve gelimi bir zihniyetin ifadesi
dir. nklplarmz ierisinde bizi en ileri medeniyet seviyesine namzet klan;
din ve devlet ayrl mevzuunda kabul ettiimiz bu liklik prensibidir.
Devlet tbirini din kisvesine bryerek ifale alan zihniyeti kknden
yok etmee matuf bu byk inklbmzn, hibir tehlikeye maruz kalmadan,
bundan byle de geliip gideceinden emin bulunmaktayz.
Emin bulunmaktayz, nki, talyan mtefekkirlerinden Del Vecchio'nun
dedii gibi, Tabiat icab namtenahi derecede kaabiliyetli bir insan ruh ve
dima mevcut olduka, gerileme ve irtica hibir zaman muzaf
fer olamyacaktr.

177

You might also like